'Millî Dava’da yeni politika, eski uygulamalar-2: Yeni politika sahaya yansıdı mı?
Ekim 2020’den itibaren BMGK Kıbrıs konusunda 2 Başkanlık Açıklaması yapmıştır. 3 karar kabul etmiştir. BMGS 6 Rapor yayınlamıştır. Bu belgeler, BMGS’nin 'iyi niyet görevinin' kurumsal yapısıyla sürdürmeye devam ettiğini ortaya koymaktadır
Kıbrıs uyuşmazlığına çözüm aranmasında diplomaside bu vakte kadar kullanılmış olan enstrüman, esas alınmış olan referanslar, uygulanmış olan yöntem, oluşturulmuş olan kuramsal ve kavramsal çerçeve ve kurumsal yapı bakımından KKTC’nin yaklaşımında, uygulamalarında acaba sahaya yansımış, herhangi bir değişiklik görülmüş müdür?
Cevabımız maalesef “hayır” olmaktadır.
Gerçekten de KKTC ve Türkiye geçen 21 ay içinde BMGS’nin mevcut “iyi niyet” görevini, rolünü sorgulayan herhangi bir açıklama yapmış değildir.
KKTC’nin yaklaşımında, uygulamalarında, yeni çözüm hedefinin gerektirdiği(1) şekil ve ölçüde ve uluslararası camia tarafından “kararlılık” ifadesi olarak algılanabilecek mahiyette sahada herhangi bir somut adım henüz görülmemiştir.
Sadece, yüksek düzeydeki demeçlerle hamlenin gündemde tutulmasına ve KKTC’nin ve Türkiye’nin kararlılığının gösterilmesine çalışılmıştır. BMGS ve onun temsilcileriyle temaslar, görüşmeler ve BMGK kararlarının öngördüğü uygulamalar Kasım 2020’den önce olduğu gibi sürdürülmüştür.
Bu değerlendirmemin BM belgelerinde ifadesini bulan çeşitli kanıtları vardır. Bunlara ilişkin belli başlı alıntıları aşağıya kaydediyoruz.
SON DÖNEMDE BM’DE YAYINLANAN BELGELER
Ekim 2020’den günümüze kadar geçen uzun devrede BMGK Kıbrıs konusunda 2 Başkanlık Açıklaması yapmıştır. 3 Karar kabul etmiştir. BMGS 6 Rapor yayınlamıştır. Bu belgeler, BM’nin Kıbrıs uyuşmazlığı ile ilgili olarak Ada’da üstlendiği Barışı Koruma (Peacekeeping) ve Barış Yapma (Peacemaking) görevlerini BMGS’nin “iyi niyet görevinin” fonksiyonları olarak başlangıçtaki kuramsal çerçevesinde ve kurumsal yapısıyla sürdürmeye devam ettiğini ortaya koymaktadır.
BMGK BAŞKANLIK AÇIKLAMALARI (2)
BMGK’nin Ekim 2020 ve Temmuz 2021’de yayınladığı iki Başkanlık Açıklamasında BMGK’nin konuya ilişkin önceki kararları zikredilmiştir.
Birinci Açıklama’da KKTC’nin Maraş hamlesi hakkında “derin endişe” [deep concern] ifade edilmiş; sonrakinde de “kınama” [condemn] tabiri kullanılmıştır. KKTC’nin kararını geri alması istenmiştir.
Açıklamalarda, ayrıca, “BMGK’nin, kendi karalarında belirtilen siyasî eşitlik kavramına göre iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm” hedefine bağlı olduğu vurgulanmış; BMGS’nin bu hedefe yönelik çalışmalarına destek beyan edilmiştir.
BMGK’NİN KARARLARI
BMGK yine son 17 aylık dönemde Kıbrıs konusunda 3 Karar kabul etmiştir. (2561/Ocak 2021; 2587/Temmuz 2021 ve 2618/Ocak 2022).
KKTC’nin ve Türkiye’nin “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” hedefini tek seçenek olarak ilân etmeleri karşısında, BMGK, bu kararlarında BMGS’nin “iyi niyet görevine” destek vermiştir. “İki toplumlu, iki kesimli federal çözüm” pozisyonunu ve Kıbrıs uyuşmazlığı hakkında BM’de oluşmuş bulunan müktesebatı Türk tarafına dayatmayı sürdürmüştür.
BMGK, ayrıca, BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) belgelenmiş yetkisinin Kıbrıs'ın (sözde Kıbrıs Cumhuriyeti anlamında) her yerinde (KKTC toprakları dahil) geçerli olduğunu belirtmiştir. UNFICYP’in özellikle Maraş’taki durum hakkında ve ayrıca başka yerlerde etkili izleme yapmasının ve rapor vermesinin sağlanması dahil, Kıbrıs’ın her tarafında hareket serbestisine saygı gösterilmesinin önemini vurgulamıştır.
BMGS’NİN BMGK’NE SUNDUĞU DÖNEMSEL RAPORLAR
Ekim 2020’den günümüze kadar geçen dönemde BMGS kendi “iyi niyet” görevinin çerçevesinde meydana gelen gelişmelere ve UNFICYP’nin faaliyetlerine dair toplam 124 sayfa tutan 6 ayrı raporu BMGK’ne sunmuştur.
Bu raporlarda, BMGS’nin “iyi niyet görevinin” 1975’de belirlenen çerçevesinde ve çözüm hedefi doğrultusunda devam etmekte olduğunu; bu meyanda, BMGS’nin ve temsilcilerinin Ekim 2020’den sonra da “Kıbrıs Türk tarafı” ve Türkiye ile temaslarını eskisi gibi sürdürdüğünü ortaya koyan çok sayıda bilgi vardır.
RAPORLARDAN ÇÖZÜMÜN PARAMETRELERİ HAKKINDAKİ ALINTILAR (3)
BMGS, KKTC’nin “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” hedefine yönelmiş olduğunu da kaydettiği 9 Temmuz 2021 tarihli raporunda “iyi niyet” görevini BMGK’nin kendisine verdiği talimata uygun olarak ve “Ada’da tek bir egemen Devlet’in varlığı” anlayışıyla yürütmekte olduğunu vurgulamıştır.. BMGS’nin ifadeleri şöyledir:
- “(…) BMGS olarak, Kıbrıs müzakerelerinde BM parametrelerini belirleyen ilgili Güvenlik Konseyi kararları tarafından yönlendirildiğim açıktır.” […it is clear that, as Secretary-General, I am guided in the negotiations on Cyprus by relevant Security Council resolutions that have established the United Nations parameters.]
- “Güvenlik Konseyi, yaklaşık 50 yılı aşkın süredir aldığı sayısız kararlarında Kıbrıs adasında tek bir egemen devlet olduğunu açıkça ortaya koymuştur.” [The Security Council has made clear in numerous resolutions over nearly 50 years that there is only one sovereign state on the island of Cyprus.]
- “BMGK bana (çözüm) çabalarıma rehberlik eden açık bir talimat vermiştir.” [The Security Council has given me a clear mandate that has guided my efforts.]
RAPORLARDAN 5+1 TOPLANTININ İYİ NİYET GÖREVİ ÇERÇEVESİNDE OLDUĞU HAKKINDA ALINTILAR
- “(…) 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında benim himayemde Cenevre'de gerçekleşen beş artı bir toplantısı…”;
-“(…) 24 Şubat'ta Kıbrıs konusunda gayri resmi beş artı bir toplantı yapacağımın duyurulmasıyla…”;
- “Tarafların Kıbrıs soruna yakın gelecekte kalıcı bir çözümü müzakere etmeleri için ortak zemin mevcut olup olmadığını belirlemek amacıyla 27- 29 Nisan 2021’de gayrıresmî beş artı bir toplantı düzenledim…”
- (BMGS’nin 5+1 Cenevre toplantısı hakkında 28 Ocak 2021 günü New York’ta basın toplantısındaki ifadeleri): “Bildiğiniz gibi toplantının ön şartsız gayri resmî olmasına karar verdik… Benim BM’nin müzakerelere katılımı çerçevesinde bir görevim var. Bu görev açık biçimde iki kesimli, iki toplumlu çözüm hakkındadır…(Güvenlik Konseyi’nden) almış olduğum yetkiye bağlı kalmam gerektiği gerçeği, herkesi dinlemeye hazır olmadığım…anlamına gelmez.”(4)
RAPORLARDAN MARAŞ HAKKINDA ALINTILAR*
- “(…) Ada’daki ve çevresindeki durum hakkında bir dizi muhatap ile şahsen görüştüm. Özellikle iki liderle, garantör güçlerle ve diğer ilgili taraflarla gayri resmi beş artı bir toplantısı ve Maraş'taki gelişen durum hakkında görüşmelerde bulundum. (8 Ocak 2021 – S/2021/5);
-Maraş da dahil olmak üzere, adada taraflar arasında ortak zemin bulma şansını zorlaştırabilecek veya gerilimi tetikleyebilecek eylemlerden kaçınılması gerektiğini defalarca vurguladım. Şehrin (Maraş) çitle çevrili bölgesindeki gelişmelerle ilgili endişelerimi tekrarlayarak, BM’nin pozisyonunun değişmediğini belirttim. Ayrıca, Güvenlik Konseyi Başkanı'nın 9 Ekim 2020 tarihli açıklamasını ve Maraş'la ilgili Konsey kararlarını, özellikle 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlarını ve bu kararlara tam olarak uyulmasının gereğini vurguladım… Gerginliğin azalmasını ve
garantör güçler Yunanistan ve Türkiye de dahil olmak üzere bölgede onları ayıran konularda diyalog yolunda atılan olumlu adımları memnuniyetle karşılıyorum.” (9 Temmuz 2021– S/2021/634);
-“ BM Barış Gücü Maraş ile ilgili olarak Güvenlik Konseyi kararları tarafından yönlendirilmeye devam etmektedir. Buna göre, iyi niyet misyonu ve BM Sekretaryası, şehrin çitle çevrili kısmındaki gelişmelerle ilgili endişelerini defalarca dile getirmiş bulunmaktadır. BM, Maraş'taki durumdan Türk Hükûmeti'ni sorumlu tutmaya devam etmektedir.” (9 Temmuz 2021 – S/2021/635);
-“(…) Özellikle Maraş'ın çitle çevrili kısmı ve tampon bölge ile ilgili olarak atılan bazı adımlar hem taraflar arasında hem de iki toplum arasında güvensizliğin daha da derinleşmesine sebep oldu. Güvenlik Konseyi'nin 2587 (2021) sayılı karardaki çağrısına rağmen, Maraş’ta, Ekim 2020'de çitle çevrili şehrin kısmen yeniden açılacağının ilân edilmesinden bu yana uygulanan eylemleri tersine çevirmek için hiçbir adım atılmadı. Maraş'ın yüzde 3,5’una tekabül eden alanda askeri statünün kaldırılacağına dair Temmuz 2021 deklarasyonundan bu yana, bitki örtüsünün temizlenmesinin ötesinde, sahada önemli değişiklikler meydana gelmediğini BM Misyonu’nun gözlemlerine dayanarak kaydediyorum. (31 Aralık 2021 – S/2021/1110).
RAPORLARDAN BM BARIŞ GÜCÜ (UNFICYP) HAKKINDA ALINTILAR
- “BM Barış Gücü’nün Ada’da barış ve istikrara ve siyasi çözüme elverişli koşulların yaratılmasına olan katkısının ışığında…” (31 Aralık 2021 - S/2021/1110);
-“Ayrıca (…) BM Barış Gücü’nün hareket serbestîsine getirilen kısıtlamaları esefle karşılıyor ve misyonun devriye gezme ve yetkilendirilmiş faaliyetlerini uygulama kabiliyetinin yeniden kazandırılmasını talep ediyorum. Konseyin BM Barış Gücü’ne verdiği yetkinin tampon bölge ile sınırlı olmadığını, tüm adayı kapsadığını hatırlatıyorum. (31 Aralık 2021 – S/2021 1110);
-BMGK, “BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) belgelenmiş yetkisinin Kıbrıs'ın (sözde Kıbrıs Cumhuriyeti anlamında) her yerinde geçerli olduğunu vurgular ve Barış Gücü’nün, özellikle Maraş’taki durum hakkında ve ayrıca başka yerlerde etkili izleme yapmasının ve rapor vermesinin sağlanması dahil, Kıbrıs’ın her tarafında hareket serbestisine saygı gösterilmesinin önemini yeniden teyit eder;” (BMGK’nin 28 Ocak 2022 tarihli ve 2618 saylı kararı S/RES/2618);
-Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün barış ve istikrarın devamına ve siyasi bir çözüme elverişli koşulların yaratılmasına olan katkısının ışığında misyonun görev süresinin 31 Temmuz'a (2022) kadar altı uzatılmasını BMGK’ne tavsiye ediyorum.” (31 Aralık 2021 – S/2021/1110).
KKTC’NİN SÖYLEM VE EYLEMLERİNDEN BAZI ÖRNEKLER
“Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” hedefini ilân ettikten sonra KKTC Cumhurbaşkanı Tatar “gün gelecek KKTC tanınacaktır”, “iki devlete dayalı çözüm önerimizden geri adım atılamaz” şeklinde verdiği çok sayıdaki demeçlerle yeni politika hakkında KKTC’nin kararlılığını kendi halkına ve uluslararası camiaya yansıtma gayreti içinde olmuştur.
Bununla beraber, KKTC ve Türkiye bu yönde henüz somut adımlar ihtiva eden bir politika uygulaması içinde olamamıştır.
Uygulamada KKTC yetkilileri, BMGK’nin kararlarıyla bağlı olduğunu her vesileyle vurgulayan ve “iyi niyet” görevi çerçevesinde KKTC’ni “Kıbrıs Türk toplumu” olarak muhatap alan BMGS ve/veya onun temsilcileriyle temaslarını son 21 ay içinde de sürdürmüşlerdir. BM’nin BMGK kararları uyarınca yürüttüğü faaliyetlerde rol almışlardır.
● BMGS’nin veya temsilcilerinin himayesinde “Kıbrıs’taki iki toplum liderini” buluşturan etkinliklere KKTC Cumhurbaşkanı katılmıştır. BMGS’nin Cenevre’deki Nisan 2021 5+1 gayrıresmî toplantının kendi “iyi niyet görevi” içinde düzenleneceğini önceden açıklamış olmasına rağmen KKTC ve Türkiye bu toplantıya katılmışlardır.
● KKTC, BMGK’nin “iki toplumlu, iki kesimli federal çözümü” dayatan kararları uyarınca(5) BMGS’nin iyi niyet görevine ilişkin olarak BM Sekretaryasına yazılı güncelleme [written updates] vermeğe devam etmiştir.
● Bu güncellemeler meyanında “Kıbrıs Türk tarafı, amacı ‘toplumlararası temasları arttırmak ve tüm Kıbrıslıların günlük hayatlarını iyileştirmek (…) ve performanslarını geliştirmek’ olan Teknik Komiteleri desteklemektedir ve yetkilendirilmeleri için hazırdır” şeklindeki yazılı beyanlarla artık “iki devletli çözüm” tezimizde yeri olmaması gereken ifadelerle “iki toplumlu” çözüm anlayışını ve uygulamasını sürdürmüştür. KKTC’nin Teknik Komiteler için “iki toplumlu” yerine “iki taraflı” deyimini kullanması tatbikatta özde bir değişiklik yaratmamıştır.
● Sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti Hükûmeti’nin” rızasına bağlı olarak Ada’da faaliyet gösteren BM Barış Gücü’nün KKTC topraklarındaki faaliyetine son verilememiştir.
● AB’nin KKTC’ni yok sayan, KKTC topraklarını “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” ülkesinin parçası, Kıbrıs Türk halkını da “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” bir toplumu varsayan yaklaşımının ürünü olan “Yeşil Hat Tüzüğü”, “Dış Ticaret Tüzüğü”, “Mali Yardım Tüzüğü” gibi belgelerin çerçevesindeki uygulamalar sonlandırılamamıştır.
● KKTC’de yetkili kişiler, BMGS’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Jane Holl Lute'un görevi sona erince “BMGS Guterres'in aynı amaçla, zaman sınırlı yeni bir görevlendirme yapması gerektiği” şeklinde demeç vermişlerdir.(6) BMGS’nin yeni bir atama yapması üzerine de destek beyan etmişlerdir.
● BMGS’nin raporlarına göre “Kıbrıs’taki dinî liderler” İsveç’in GKRY nezdindeki Büyükelçiliği’nin himayesinde kurulan “Kıbrıs Barış Sürecinin Dinî Yolu Ofisi” (Office of the Religious Track of the Cyprus Peace Process) çerçevesinde “Kıbrıs’ta barışı inşa ve uzlaşma” faaliyetlerini sürdürmektedirler.(7) (Bu Ofis’in ve yürüttüğü faaliyetlerin amacı “Kıbrıs’ın” federal çözüm yoluyla “yeniden birleşmesine” katkıda bulunmak değil midir? İsveç’in Kıbrıs konusunda tarafsız bir politika ve tutum izlediğini söylemek mümkün müdür?)
● Yine BMGS’nin raporlarına göre “Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum siyasî partilerinin Slovakya’nın himayesinde yapmakta oldukları düzenli toplantılar devam etmektedir.”(8) BMGS’nin Kıbrıs Özel Danışman Yardımcısı Spehar, 25 Kasım 2021’de siyasi parti temsilcilerine bir konuşma yapmıştır. (Hatırlatma: Slovakya Kıbrıs konusunda açıkça Kıbrıs Rum ve Yunan iddialarına ve görüşlerine uygun bir politika takip etmektedir. Slovakya, Mayıs 2021’de Türkiye, KKTC, Azerbaycan, Katar ve Slovakya’nın katılımıyla Konya’da yapılacağı açıklanan “Anadolu Ankası-2021 Tatbikatı’na” Yunanistan’ın baskısıyla son anda katılmaktan vazgeçmiştir.(9) Slovakya Dışişleri Bakanı’nın GKRY’ni ziyareti vesilesiyle KKTC ve GKRY siyasî partileri bir toplantı gerçekleştirmiş ve yayınladıkları ortak Bildiri’de federal çözüm yoluyla “yeniden birleşmeye” GKRY’nin ve Yunanistan’ın sürekli kullandıkları ifadelerle destek beyan edilmiştir.)(10)
● KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Tatar 27 Haziran 2022 günü BMGS’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ı kabul etmiştir.(11)
● İşbu yazımızı tamamlamakta olduğumuz sırada KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın BMGS Guterres aracılığıyla GKRY lideri Nikos Anastasiadis'e iletilmek üzere hazırladıkları işbirliği önerilerini, BM Siyasi İşler Bölümü Avrupa, Orta Asya ve Amerika Genel Sekreter Yardımcısı Muavini Miroslav Jenca’ya verdiği haberini okuduk.(12) Önerilerin içeriği üzerinde durmamıza gerek yoktur. Bu gelişme de KKTC’nin, hedefi BMGK’nin belirlediği niteliklerle sözde bir “federal çözüm” olan BMGS’nin “iyi niyet” görevi çerçevesinde kalmaya devam ettiğinin son bir kanıtı olmaktadır.
DİPNOTLAR:
(1) KKTC’nin atması gerektiğini düşündüğüm somu adımlar için bknz. Olaylar ve Görüşler: Kıbrıs’ta Söylem ve Eylem Zamanı - Tugay ULUÇEVİK (cumhuriyet.com.tr) Kıbrıs Politikamızda Söylem ve Eylem Birliği Zamanı- soyledik.com- 15.07.2021
(avim.org.tr) http://soyledik.com/tr/makale/8202/kibris-politikamizda-soylem-ve-eylem-birligi-zamani--em-buyukelci-tugay-ulucevik.html
(2) BM uygulaması bakımından BMGK Kararı (resolution) ile BMGK Başkanı’nın açıklaması arasında siyasî, hukukî sonuçları, bağlayıcılıkları, uygulanma mecburiyetleri bakımından fark yoktur. Her ikisi de BMGK’nin iradesini bildiren BM’nin resmî belgesidir.
(3) BMGS’nin 9 Temmuz 2021 tarihli ve S/2021/634 sayılı Raporu.
(4) Press Conference: UN Secretary-General on his priorities 2021 - YouTube
(5) BMGK’nin 25 Temmuz 2019 tarihli ve 2483 sayılı Kararının 15. İşlem paragrafı.
(6) Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun Cenevre’deki toplantıları değerlendirdi (kibrisgazetesi.com)
(7) BMGS’nin 31 Aralık 2021 tarihli Raporu, S/2021/1109; Ayrıca bknz. The Religious Track of the Cyprus Peace Process – Religion, Peacebuilding and Human Rights in Cyprus
(8) BMGS’nin 31 Aralık 2021 Raporu.
(9) Slovakya, KKTC'nin katılımı nedeniyle Anadolu Ankası-2021 tatbikatından çekildi (cumhuriyet.com.tr)
(10) 11 Haziran 2019 Slovak FM attends meeting with Greek and Turkish Cypriot political parties | in-cyprus.com (philenews.com)
(11) KKTC Cumhurbaşkanlığı - Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ı kabul etti (kktcb.org)
(12) KKTC'den Rum kesimine yeni iş birliği paketi önerisi (aa.com.tr)
* (Raporlarda “Varosha” olarak isimlendirilmektedir)