Milli dayanışma günlerinde adeta ilaç oldu
Dizi, tarihsel gerçeklerden kopmadan Milli Mücadelenin zorluklarını, heyecan veren tarihsel kişilikleri, tüm sosyal ve bürokratik çevreleri de içeren sahne ve diyaloglarla abartısız, sade, olgun bir şekilde izleyiciye sunuyor.
Kurtuluş Savaşını konu alan 'Ya İstiklal Ya Ölüm' dizisine ilişkin yazı dizimizi, bir eğitimcinin, aynı zamanda sinema eleştirmeni olan Adnan Yarar'ın değerlendirmesiyle sürdürüyoruz. Yarar, dizinin tarihsel gerçeklerden kopmadığını belirtiyor, genel olarak sunumu da abartısız, sade, olgun buluyor. Adnan Yarar, böyle bir diziyi TRT'nin, özellikle 100. yılda yapmasının önemini vurguluyor. Mustafa Kemal Paşa’nın tarihsel rolünün ve kişiliğinin yansıtılması konusunda da Yarar'ın görüşü olumlu. Eğitimci, Sinema Eleştirmeni Adnan Yarar'ın yazısını sunuyoruz:
TRT’nin sağlam oyuncu kadrosu ve alanına hakim bir danışman ekibiyle, TBMM’nin açılışının 100. Yılına ithafen yaptığı bu dizi, korona salgınından dolayı evlere kapandığımız, milli dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde adeta ilaç oldu.
TRT, ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı, Kurtuluş, Cumhuriyet’ gibi milli mücadelemizi anlatan geniş prodüksiyonlu yapımlara uzun bir ara vermişti. ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ dizisini bu verilen arayı telafi etme adına önemli bir başlangıç olarak görmek gerekiyor.
EMPERYALİZMİN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERİYOR
Dizi, tarihsel gerçeklerden kopmadan Milli Mücadelenin zorluklarını, heyecan veren tarihsel kişilikleri, tüm sosyal ve bürokratik çevreleri de içeren sahne ve diyaloglarla abartısız, sade, olgun bir şekilde izleyiciye sunuyor.
İlk bölümde İngilizlerin bando mızıka bölüğünü basıp, askerlerimizi kurşuna dizdiği sahne, medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın, yani emperyalizmin gerçek yüzünü göstererek izleyicilerin nefesini boğazında düğümlüyor.
Yine ilk bölümde İstanbul’u işgal sahnelerinin ardından Atatürk’ün Milli Mücadelenin kalesi Ankara’da Ziraat Mektebi’nin bahçesinde gecenin şavkında askerlere atış talimi yaptırırken dizinin fon müziği eşliğinde ilk defa ekrana gelmesiyle yüreklerimiz kabarıyor.
ATATÜRK KARAKTERİ
Atatürk karakteri dizide, tarihsel kişilik özelliklerine uygun olarak çevresine kararlılık aşılayan, zorluklardan yılmayıp çözüm yollarını araştıran, farklı düşünceleri dinleyip ikna ederek kazanıp mücadeleye örgütlemeyi amaçlayan, planlı çalışarak zamanı verimli kullanan, zafere kesinlikle inanmış ve tüm bunların tamamlayıcısı olarak karizmatik, şık giyimli bir lider olarak karşımıza çıkıyor.
Atatürk’ün bu özelliklerini yansıtan birçok diyalog mevcut. Liderlik yönünü özetleyen en önemli diyaloglardan biri olarak, eşi Adnan Adıvar ile birlikte binbir zorlukla işgalci İngilizlerin ablukasından kurtularak Ankara’ya gelen Halide Edip Adıvar’ın Milli Mücadelenin sesini tüm dünyaya duyurmak amacıyla, Anadolu Ajansı’nı kurma teklifine Atatürk şu yanıtı veriyor: “Derhal başlayınız, ancak yazılan haberleri ilk önce benim görmem gerekir, ilk önceleri gerek fikir, gerek yazım şekli bakımından bazı düzeltmeler yapmak gerekebilir. Fakat üç beş gün geçtikten sonra siz zaten takip olunan siyaseti kavrayacağınızdan bunlara da gerek kalmaz, iş kendiliğinden yürüyüp gider.” Dizinin bu sahnesinin olduğu bölümün Anadolu Ajansı’nın kuruluş yıldönümüne gelmesi de ayrı bir anlam kazanmış.
GERÇEKÇİ
Diziyi izlerken İstanbul halkının işgal karşısında gözlere yansıyan yürek parçalanışlarını, sonradan Milli Mücadeleye katılacak bazı Osmanlı subaylarının İngilizlerin aşağılayıcı küstah tavırlarına karşı milli onuru koruma çabalarını, her türlü riski göze alarak Ankara’ya silah, cephane, bilgi ve insan sevkiyatı için olağanüstü fedakarlıkla çaba gösteren kabadayıların, esnafın, telgrafçıların tereddütsüz kişiliklerini, işbirlikçi Damat Ferit hükümetinin Milli Mücadele karşıtı faaliyetlerini, Batı hayranı elit sınıfın duyarsızlığını ve erdemsizliğini, tüm bunların yanında Mustafa Kemal’in akılcı diplomatik siyasetini oyuncuların canlandırdıkları karakterlerin tam odağına oturan yetenekleriyle gerçekçi olarak gözlemleme imkanı buluyoruz.
Büyük edebiyat ustamız Attila İlhan’ın ifadesiyle ‘Anadolu İhtilali’nin vücut bulmuş iradesi olan TBMM’nin 100. yılında böyle bir yapımı gerçekleştiren TRT’yi tebrik ediyor, milli şuurumuzu yükseltecek, tarih bilincimizi perçinleyecek böylesi yapımların devamını diliyorum.