Yusuf Tekin’den itiraf: Okullarda güvenlik ve temizlik eksik
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okullarda güvenlik ve temizliğin eksik olduğunu itiraf etti. Çıktığı televizyon programında bakanlık yetkililerin 922 ilçede çalışmalar yaparak bu eksikliğin tespit edildiğini söyledi
Türkiye 2024-2025 eğitim öğretim yılının ikinci haftasına girdi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim gündemine dair önemli başlıkları Habertürk canlı yayınında değerlendirdi. Tekin, okullardaki mevcut eksiklikleri, okul idarecilerinin kayıt ücreti aldığı iddialarını, öğretmen atamalarını ve mülakatları anlattı. Bakan Tekin okullarda başlıca eksiğin yardımcı personel olduğunu vurguladı. Bunun için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile beraber çalışma yaptıklarını söyledi ancak okullardaki yardımcı personel eksikliği yeni bir eksiklik değil. Önceki eğitim öğretim döneminde de en büyük eksiğin yardımcı personel olduğunu Aydınlık, “750 öğrenciye bir personel” haberinde belirtmişti.
VELİLER ÜÇ EKSİKLİKTEN ŞİKAYETÇİ
Bakan Tekin, öğretmenlerin ve velilerin üstünde durduğu eksikliği şöyle belirtti:
“922 ilçenin tamamına genel müdür düzeyinde arkadaşlarımızı gitti. Orada süreci gözlemlediler. Öğretmenlerle sohbet ettiler. Problemleri yerinde izleme şansı buldular. Bize raporlama yaptılar. Biz de ona göre çalışmalar yürüttük. En çok talep edilenlerden bir tanesi taşıma ile ilgili yaşanan sıkıntı. Bazı revizyonlar yaptık. Bakanlığımıza bağlı pansiyon ve yurtların doluluk oranlarının artırılması için tedbirler aldık. Bir de bu süreçte temizlik ve güvenlikle alakalı personel eksikliği oldu. Bunun için de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile beraber çalışmalara başladık.”
OKULLAR KAYIT ÜCRETİ İSTİYOR MU?
Milli Eğitim Bakanlığının kayıt ücretini yasakladığını duyurmasına rağmen bu yıl veliler, çocuklarını okula kaydederken okullara ödeme yaptı. Yaşanılan durum programda Bakan Tekin’e soruldu. Tekin şu cevabı verdi:
“Bizde 3 kademe okulumuz var; ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kurumu. Yani lise. Merkezi sistem yaptığımız sınav var, liselere giriş sınavı. Öğrenci arkadaşlarımız puanlara göre okula yerleşiyor. Sınavla almayan liselerimiz var. Adresine en yakın okulu tercih ediyor çocuk. İlkokul ve ortaokula öğrenci alırken yine adres üzerinden, velinin bir şey yapmasına gerek yok, biz kendisini evine en yakın okulla ilişkilendirip, kaydını yapıyoruz. Hal böyle iken 'kayıt ücreti istiyorlar' nasıl deniyor orada problem var. Kayıt ücreti alınıyor ifadesi öğretmen, idareci arkadaşlarımızı zan altında bırakabilecek ciddi itham. Çünkü kayıt yaptıracakları okul mekanizması yok. Hal böyle iken kayıt ücreti isteniyor denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum. Bunu okuldaki idarecilerimize karşı itibar sarsıcı bir söylem olarak değerlendiriyorum.
“Adrese yakın değil de başka parametrelere göre seçtiğim okula kaydetmek istiyorum dediğinde hukuki olarak haklı bir talepte bulunmayan kişi. Orada özellikle ilkokul ve ortaokullarda çocuklarımızın okula başladıklarında ilkokul öğretmeni seçimi, ortaokulda şube seçimi konusunda baskılar oluyordu. 'Ben şu öğretmene kaydettirmek istiyorum' gibi. Şimdi 'Ben çocuğu o öğretmene yazdırmak için okul müdürü benden para istedi' deniliyor. Bu yıl okullar açılmadan önce bir genelge gönderdik. 43 maddelik genelge.”
‘OKUL AİLE BİRLİĞİNİN HESABI VAR’
Okul müdürlerinin bir banka hesabı açma olanağı olmadığını söyleyen Bakan Tekin, okul aile birlikleri üzerinden banka hesabı açılmasının legal olduğunu belirtti:
“Israrlı bir şekilde okullarımıza 'Kayıt ve benzeri ücretlerle velilerden ücret alınmaması, alan kişilerle ilgili işlem yapılması' ifadelerini kullandık. Burada en çok istismar edilen alan öğretmen ve şube seçimiydi. Çocuklar okula başladıklarında şube ve öğretmen seçimini okul idaresine bırakmıyoruz dedik. Biz sınıflardaki çocukların birçok parametre açısından dengeli dağılımını gözeterek belli ilkeler benimsedik. Elektronik ortamda 64 aylık ile 84 aylık çocuğu aynı sınıfa koymayalım. Bu bir parametre. Cinsiyet bir parametre. Şu anda kayıtla ilgili olarak yürüyen süreç, kayıt ücreti ya da zorla ücret alınıyor ifadesi gerçekleri yansıtmıyor. Hala bu konuda şikayeti olan varsa bakanlığımıza ulaşsınlar gereğini yapalım. Diyelim ki okul idaresi bir veliden kayıt için şu hesaba para yatır dedi. Okul müdürlerimizin böyle bir hesap açma inisiyatifi yok, böyle bir yetkileri yok, bu zaten bizatihi bir suç. Okul aile birliklerini kim domine ediyor? Bir başkanı var, kendi okulunda farklı hizmetleri görmek için velilerden bağış toplayıp okul aile birliği hesaplarına yatırabilirler. Okul aile birliğinin banka hesapları vardır. Okul müdürlüğü üzerinden bu hesaplar bizim açımızdan mümkün değil. Ama para vermeyen öğrenciyi kayıt etmiyorum diye bir şey yok.”
Bakan Tekin’den mülakat açıklaması:
Danıştay kararını bekliyoruz
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen atamaları ve mülakatlarla ilgili soruya Danıştay'ı işaret ederek cevap verdi. Tekin, "Biz mülakat sürecini tamamladıktan sonra mevzuat değişikliğini yönetmeliğimizde yaptık. Yüzde 100 mülakat notuyla atanırken yüzde 50 olarak tanımladık. Bazı siyasetçi ve sendikalar bunu yargı konusu yaptılar. İptal olursa yüzde 100 mülakatı ile yapacağız. Danıştay bir karar alsa önce bize gönderecek. Karar bazı arkadaşların davaları yetkisizlik sebebiyle reddedildi, bu bir karar değil. Danıştay'ın kararı bize ulaştığında kararımızı açıklarız" dedi.
MÜLAKATLAR NASIL YAPILIYOR?
Bakan Tekin mülakatların nasıl yapıldığını şöyle açıkladı:
“Mülakatlarla ilgili her ortamda şunu söyledim 'Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz'. KPSS'ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik. Mesela ortaöğretim matematik öğretmenine dedik ki '10. sınıf matematik müfredatından şu tarihte mülakata gireceksin, bize ders anlatacaksın' dedik. Bütün lisans boyunca aldığı matematik dersinden değil. 10. sınıf müfredatında diyelim 15 konu var. 'Bu 15 konudan seni mülakata alacağız' dedik. Verilen cevapları 4 başlıkta değerlendireceğiz dedik. Adaya diyoruz ki, '10. sınıf matematikten herhangi konuyu anlatmanı isteyeceğiz, anlatırken şunlara dikkat edin'. Aday arkadaşımız salona gittiği zaman gerçek kimliği belli değil, kapalı. Ben şube müdürü olarak juri üyesiyim diyelim. Karşıma gelen kişinin adı, memleketi yok. Bir kod numarası tanımladık. Aday da kendisini sınav yapacağı 3 kişinin kim olduğundan haberi yok. Aday geliyor, orada bilgisayar ekranında kendisine bir soru için tuşa basıyor.”