Milli maden yasası canlarımızı korur! Maden yasası var mı?
Eti Maden’i kim kurdu? Bu ülkeyi kuran ortak akıl, 1930’lu yıllarda Atatürk’ün talimatıyla kuruldu. MTA Genel Müdürlüğü ham madde için kuruldu. Eti Maden ham maddeyi, uç ürüne dönüştürmek için kuruldu. Kapasitesi var, personel altyapısı var, bilgi birikimi var.
Erzincan’ın İliç ilçesinde yabancı şirketin işlettiği altın madeninde yaşanan felaket, Maden Kanunu’nu yeniden gündeme getirdi. Kanunda hemen hemen her yıl bazı maddelerde değişiklik yapılıyor. Önümüzdeki hafta da AK Parti tarafından sunulan bazı maddelerde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, Genel Kurul’da görüşülecek. Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, “Değişiklerin temel amacının sorunları gidermek olmadığını hepimiz biliyoruz, Şirketlerin taleplerini karşılamak için yapılıyor.” dedi.
Alan ile İliç’teki felaketi, Maden Yasası’ndaki eksiklikleri ve yasanın nasıl olması gerektiğini konuştuk. Hüseyin Alan, yasanın her yıl gündeme gelmesini ve sık sık değiştirilmesini şöyle değerlendirdi:
“Serbest piyasa koşulları çok dinamik ve bu dinamik içerisinde maden şirketlerinin taleplerini karşılamak için yapılan düzenlemeler bunlar. Çoğunluğu maden ruhsat sahası, devlet hakkı, teşviklerle ilgili konular. Maden kazalarının önlenmesi, iş güvenliğinin alınması, kaynakların uç ürüne dönüştürülerek toplumsal katkı ve paydaların olmadığını açık açık söyleyeyim. Yasa, bu hafta Genel Kurul’a indi. Sadece 2013 yılında Soma kazasından sonra mühendislik hizmetlerinin uluslararası normlara göre yapılmasını kabul etmiş Meclis. Şimdi ise uluslararası normlara göre çalışma ilkelerini yani mühendislik açısından çalışma ilkelerini ortadan kaldıran bir düzenleme gündemde.”
GÜNDEMİMİZ BU MU?
İliç’te yaşanan olayın bir felaket olduğunu belirten Alan, şöyle devam etti: “Benzer olayların yaşanmasının önlenmesi amacıyla tek bir düzenleme gelmedi. 2022 yılında Şebinkarahisar’da benzer bir olay yaşandı. Düzenleme yapıldı mı? 2022’de yine İliç’te liç yığınına siyanürlü solüsyon taşıyan borularda kırılmalar oldu, kimyasallar dere boyunca aktı. Düzenleme yapıldı mı? Ama bakın Meclis gündeminde şimdi mühendislik hizmetleri var. Şimdi biz nasıl mühendislik hizmetlerini doğru düzgün yürüteceğiz? Türkiye’nin gündemi bu mu?”
‘ALTIN DÜŞÜKSE ÇIKARMAYACAĞIZ’
Madencilik alanında Türkiye’de yaşanan en büyük sıkıntının kaynak planlamasının olmamasından kaynaklandığına dikkat çeken Alan, yasanın eksiklerini şöyle sıraladı: “Binlerce mermer alanı açıyorsunuz, oradan çıkarılan mermer, ucuz bir şekilde dünya piyasasına sunuluyor. Hem kaynakları bertaraf ediyorsunuz hem de arzu ettiğiniz geliri elde edemiyorsunuz. Mesela kendi kaynaklarımızı sınırlandırıp piyasa koşullarının üzerinde bu malzemeyi satamaz mıyız, tabii ki satabiliriz. Ama Türkiye’de bugün yürürlükte olan maden mevzuatımız buna olanak tanımıyor.
“Bizim çok sayıda altın madeni kaynağımız olabilir. Ama altın bugün en düşük seviyeye indiğinde biz ne yapmalıyız? Planlama gereği bu kaynakları çıkartmamalıyız, rehabilite etmeliyiz. OPEC ne yapıyor? Eğer arz fazlası varsa kısıtlamaya gidiyor. ‘Ben petrolümün 10 dolardan satılmasını istemiyorum.’ diyor. Üretimi düşürüyor ve bunu da örgütlü bir şekilde gerçekleştiriyor. Maden Kanunu’muzda buna uygun bir düzenleme var mı? Hayır.
“Kaynaklarımızın önemli bir bölümünü biz ham olarak satıyoruz. İşlenmiş bir ürüne dönüştürmüyoruz. Halbuki bizim bu kaynakları sanayinin ham maddesi haline getirip, işleyip, uç ürüne dönüştürüp maksimum faydayı sağlayarak oradan da artı değer elde edip ülkenin zenginleşmesine katkı vermemiz lazım. Türkiye’nin kaynaklarını limanlardan uluslararası pazarlara gönderiyoruz. İşleyip bize geri satıyorlar.
‘KAZALARI ENGELLEYECEK BİR DÜZENLEME YOK’
“Maden kazalarının önüne geçecek düzenlemeler yok kanunda. Bizim önümüze gelen düzenlemeler maden şirketlerinin o gün ihtiyacını karşılamak için yapılan düzenlemeler. Değişikliklerin çoğu bunun için. A maden şirketinin bir sorunu var, bunun önünde yasal engeli var; onu kaldırıyor. Maden Kanunu yılda iki üç sefer değişir ama bu kamu yararı çerçevesinde yapılmıyor.”
KAYNAK PLANLAMASI ŞART
Alan, “Nasıl bir Maden Yasası olmalı?” sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Bu kaynaklar milyonlarca yıl içinde oluşmuş, bir kez tükettiğimizde bir daha yerine koyamayacağımız kaynaklar. O yüzden biz bu kaynaklara karşı hassas olmalıyız.
“Kaynak planlaması yapmalıyız. Ülkenin ihtiyacı ne? Benim kaynaklarım ne? Bu kaynakları ihtiyaçlar çerçevesinde nasıl işleteceğim, diye bakacak. Madencilik Strateji belgemizin olması lazım. “Ürettiğimiz kaynağı mutlaka uç ürüne dönüştürmek zorundayız. Ham olarak ihraç etmemeliyiz. Aksi taktirde bütün kaynaklarınızı ucuz fiyata tekellerin hizmetine sunuyoruz. Toplumsal bir gelir de elde edemiyoruz. Kaynaklarımız tükeniyor sadece.
“Çevresel felaketlerin ve maden kazalarının önlenmesi için katı kuralları içeren düzenleyici işlemlerin bu sürece entegre edilmesi; bunların da uluslararası normlarla uygun olması lazım. Biraz havamızı, biraz suyumuzu kirletelim diyerek madencilik yapamayız.”
‘MİLLİ MADEN YASASI DERHAL ÇIKARILMALI
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Perinçek, Maden Yasası’nın değiştirilerek Milli Maden Yasası’nın derhal çıkarılması çağrısı da yaptı. Erzincan İliç’teki altın madeninde yaşanan faciayla ve Maden Yasasıyla ilgili Aydınlık’a konuşan Perinçek, “Jeoloji Mühendisleri olarak yasanın eski haliyle kalması için çok uğraştık. Yasa değişiklikleriyle yabancıların lehine iyileştirmeler yapıldı, payları artırıldı. Onlar da burada yağma var, dediler, geldiler, ruhsat aldılar. Kendi ülkelerinde gösterdikleri hassasiyeti göstermiyorlar. Para yurt dışına gidiyor. Bize hiçbir katkıları yok. Bu firmanın yüzde 20’si Çalık’ın. Çalık yabancıya taşeronluk yapıyor. Sistem öyle kurulmuş. Taşeron kullanıyorlar. Geliri de yurt dışına transfer ediyorlar. Bunu sağlayan da Maden Yasası.”
Doğan Perinçek şöyle devam etti: “Bu altın madeni, bir daha açılmamak üzere kapatılmalı, millileşme gerçekleştikten sonra her türlü tedbir alınarak kendi mühendislerimiz ve devlet tarafından işletilmeli. “Kapitülasyon yasalarını aratmayan ve son 20 yılda defalarca değiştirilen Maden Yasası değiştirilmeli; Milli Maden Yasası çıkarılmalı. “İliç ilçesi yakınındaki olan ve belki de yurttaşımızın kaybına neden olacak heyelanın sorumlusu Anagold firmasıdır. Hesap vermelidir, sorumlu firmaya hesap sorulmalıdır. Bu adamlar, kapı dışarı edilmelidir.”
LİBERAL POLİTİKALAR KURUMLARI LİME LİME ETTİ!
Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, Türkiye’nin madencilik politikalarında bugün gelinen noktaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Koza Altın işletmeleri FETÖ olaylarından dolayı devletin eline geçti. Türkiye niye işletmesin madenlerini? Eti Maden Genel Müdürlüğü var, borlar işletiliyor. Eskiden daha geniş alanlarda üretim yapıyorlardı. Alüminyum tesisleri vardı. Eti Madeni kim kurdu? Bu ülkeyi kuran ortak akıl, 1930’lu yıllarda Atatürk’ün talimatıyla kuruldu. MTA Genel Müdürlüğü hammadde için kuruluyor. Eti Maden, üretilen hammaddeyi, uç ürüne dönüştürmek için kuruluyor. Kapasitesi var, personel alt yapısı var, donanımı var, bilgi birikimi var. Bu ülkenin jeoloji mühendisleri var, maden mühendisleri var. Gayet de yetkin. Bugün Anagold’dan daha iyi işletebiliriz. Eti Maden rahatlıkla yapabilir bunu. TKİ kömür işletmiyor mu? Özel sektörden daha iyi üretiyor. 100 yıllık bir kurum, kamu kurumu. Eti Maden Tekel konumunda. Niye kendi altınlarımızı özel sektör vasıtasıyla işletelim. Ama bizde liberal politikalar bu kuruluşları lime lime etti. Hepsini sattı, şimdi de bu olumsuz tabloyla karşı karşıyayız. İlk liç yığını 80’li yıllarında Gümüştaş Tavşanlı’da, Eti Maden tarafından işletiliyordu. Daha sonra Gümüştaşı, Seydişehir’i özelleştirdiler. Karabük ve Sivas’taki Demir çeliği özelleştirdiler. Türkiye’nin, kamunun bilgi birikimini kısım kısım yok ettiler, tükettiler.