Mimarlar Odası Konya Şubesi: Çağdaş Konya’yı da görün
‘Konya’nın modern yüzü, modern mimarisi hep Konya’nın tarihi geçmişi ve sahip olduğu kültürel mirasın gölgesinde kaldı’
Konya’nın 1950 Sonrası Çağdaş Yapıları kitabı, Konya Mimarlar Odası öncülüğünde kalabalık bir mimar grubunun kolektif katkısı ile hazırlanmış. Editörleri ise Konya Mimarlar Odası Başkanı, Mimar-Akademisyen Dr. Armağan Güleç ve mimar Feyza Yarar. Kitap; “1950 Sonrasının Konya’sını mercek altına alarak envanterini çıkarmak, kentin çağdaş mimari yüzünü sergilemek ve Türkiye mimarlık tarihine not düşmek” amacıyla hazırlanmış.
Anadolu kentlerinde 1950 yılından bu yana yapılmış önemli mimari eserlerin projeleri, görselleri ve mimari değerlendirmelerinin de yer alıyor kitapta. Kitabın editörü Dr. Armağan Güleç’le Konya’yı, mimarlığı ve kitabı konuştuk.
- Konya’nın 1950 Sonrası Çağdaş Yapıları gibi bir kitabı yapmak nasıl gündeminize geldi?
Konya bu zamana kadar hep Selçuklu başkenti olmakla ve bunun devamında, doğal olarak, Selçuklu eserleriyle gündeme geldi. Konya’nın modern yüzü, modern mimarisi hep Konya’nın tarihi geçmişi ve sahip olduğu kültürel mirasın gölgesinde kaldı. Tescilli olmayan ama dönemini yansıtan birkaç yapının yıkım kararından sonra bu kitabı çıkarma fikrim hız kazandı ve sonunda somutlaştı.
- Kitabı hazırlama ve yayınlama sürecinde karşılaştığınız sorunlar oldu mu?
İtiraf etmeliyim ki, kitapta yer alacak eserlere karar vermek zor oldu. Hangi kriterlere göre yapıların seçileceği önemli bir soruydu. Bunun için hedef olarak yüz adet, kriter olarak da mimari açıdan dönemini yansıtan, belirgin bir kimliği olan ve kentlinin, kentin hafızasında yer etmiş eserlere kitapta yer verme kararı alındı. Kurulan Danışma Kurulu’muzla, Yayın Komisyonu’muzun yapmış olduğu istişareler sonucunda eserler belirlendi.
HER KURUMUN ARŞİVİNE GİRDİK
Belirlemenin ardından eserlerin verilerine ulaşmak epeyce zahmetli oldu. Bunun için ilgili tüm kurum ve kuruluşlara Mimarlar Odası Konya Şubesi olarak amacımızı ve niyetimizi belirten bir yazı yazdık. Seçilen yapılarla ilgili bilgi ve belgelere erişebilme ricasında bulunduk. Kurumlar da sağ olsunlar, arşivlerini bizlere açtılar. Her kurumun tek tek arşivine girdik. Arşivlerden elde edilen her türlü veriyi taradık ve sonrasında aynı çizim dilin getirdik. Mizanpaj aşamasında YEM Yayınları’yla birlikte çalıştık. Onların da bize desteği çok oldu. Bu geniş iş birliğiyle böyle bir kitap ortaya çıktığı için çok mutluyuz.
- Kitapla neyi hedeflediniz; bu hedeflerinizi başarabildiniz mi? Kitap okura ve mimarlık camiasına istediğiniz ölçüde ulaşabildi mi?
- Kitabın temel hedeflerini şu şekilde özetleyebilirim:
- Konya’nın mimarlık tarihine katkı koymak
- Konya’nın 1950 sonrası modern mimarlık akımını yansıtan yapılarına dikkat çekmek
- Konya’da modernizm akımının izlerini sürmek
- Konya’da yaşayan ve Konya’ya merakı olan kamu üzerinde farkındalık oluşturmak
- Akademik çevreler için de ileride genişletilebilir ya da detaylandırılabilir bir envanter çalışması ortaya koymak
MODERNİST DÖNEME AİT YAPILAR
Bu zamana kadar aldığımız geri dönüşler bu hedeflerimizin çoğunu gerçekleştirdiğimizi gösteriyor. Bu kitaptan sonra birçok Konyalı ve Konya meraklısı, bu seçki için bize teşekkür etti. Bu kitapta çoğu insanın her gün önünden geçtiği, ama bu kitapta yayınlanana kadar fark etmediği yapılar var. Bu yapılar çok yakınlarında olmasına rağmen, zaman içerisinde hiçbir duyarlılık göstermediklerini ve yapıların çoğu özelliğini fark etmediklerini itiraf edenler oldu. “Keşke şu yapı da olsaydı” diyenler çıkmaya başladı.
Çünkü kitapla birlikte insanlar hafızalarını da tazelediler ve ilave hangi yapıların kitapta olabileceğine dair öneriler geliştirmeye başladılar. Kentlinin hafızasında ve kentin hafızasında yer alan ve kitapta bulunan yapıların hafızalardaki yerleri pekişti. Bu hem bireysel hem de kamusal ölçekte aidiyet ve sahip çıkma hissine küçük de olsa bir katkıdır. Elbette bizim uzun vadede arzumuz bu farkındalığın ve hassasiyetin nesiller boyu devam etmesidir.
Konya’nın modernist döneme ait yapılarının böyle bir seçkide toplanması ve belgelenmesi Konya sevdalılarını çok memnun etti diyebilirim. Konya’yı dışarıdan takip eden okurlardan da eserle ilgili çok güzel geri dönüşler aldık. “Bu kentte böyle binaların olduğunu bilmiyorduk.” diyen ilgili okur-yazarlarımızın bizlere olan teveccühü ve bu tür yorumları ne kadar isabetli bir iş yaptığımıza dair bizleri mutlu ediyor. Bizler de böylelikle geleceğin mimarlık anlayışına dair ümitvar oluyoruz.
KONYA SELÇUKLU ESERELERİNDEN İBARET DEĞİL
- Konya’daki mimarlık ve kültür ortamından biraz bahsedebilir misiniz? Herkes üç büyük şehre hücum ederken Konya da sanki ben de varım diyor.
Bence bir başkent her zaman başkenttir. Konya da bir Selçuklu başkenti olmanın haklı gururunu yaşıyor, var oluşunu güçlü kılıyor. Ama Konya’nın sadece Selçuklu eserlerinden ibaret olduğu düşünülmemelidir.
Konya aynı zamanda Çatalhöyük’le Neolitik Çağ’ın, Eflatun Pınar’la Hitit döneminin, Sultam Selim Camii (Selimiye Camii) ile Klasik Osmanlı’nın mimari izlerini barındıran bir kent. Kendine özgü dokusuyla Meram Bağları ile, Türklerin ve Rumların zamanında bir arada yaşadığı 5000 yıllık geçmişi olan Sille Köyü ile, M.Ö. 3000’lere kadar uzanan tarihinde Frig ve Lidya medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Alaeddin Tepesi’yle ve Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumi Türbesi ile bu mimarlık ülkesinde kendi kültür katmanları ve kendi zenginliğiyle var olma mücadelesi veriyor. Bu haklı mücadeleye biz de bu kitabımızla destek olmaya çalıştık. Konya konumu, kültürel zenginliği, topoğrafyası ve iklimiyle gerçekten kıymetli bir şehir.
- Öğretim Üyesi Armağan Güleç Korumaz’ın bundan sonraki hedefleri nelerdir?
Armağan Güleç Korumaz olarak hiçbir zaman somut bir hedefimin olmadığını söyleyebilirim. Hedefim her zaman mesleğime, ülkeme katkı veren, fayda sağlayan, üreten biri olmaktı. Üretken olmayı çok önemsiyorum. Bunun için de olması gerektiği gibi, başarılı bir akademisyen olarak kariyerimi tamamlamak ve geride güzel anılar bırakmak temel hedeflerim diyebilirim. Şu an bu hedefim doğrultusunda ilerliyorum. Dilerim bundan sonraki hayatım da bu hedeflerim doğrultusunda devam eder. İleriye yönelik diğer en önemli hedefim ise, önce insan olan, iyi eğitimli evlatlar yetiştirmek. Gerçekten hayırlı ve düzgün evlat yetiştirmek en zor işlerden biri. O nedenle çocuklarımın, değerleri olan ve iyi eğitim almış kişiler olarak topluma kazandırılmasını önceliyor ve çok önemsiyorum.