23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mısır ile ilişkide anahtar Türkiye’de

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Mısır ile ilişkiler konusunda Türkiye’den taviz bekleneceğini söyledi: 'Türkiye Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği makul bir seviyeye çekmezse, yumuşama beklemek doğru değildir'

Mısır ile ilişkide anahtar Türkiye’de
A+ A-
SEDA ANIK

Bir dönem Kahire Büyükelçiliği de yapan eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Mısır ile ilişkilerin yumuşama sürecinde anahtarın Türkiye’nin elinde olduğunu söyledi. Yakış, atılacak adımların Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri etkileyeceğini vurguladı.

Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin de haklarını dikkate alarak 18. parsel ile ilgili attığı adım, dikkatleri Ankara-Kahire hattında yoğunlaştırdı. Hükümetten de art arda olumlu açıklamalar geldi.

Öteden beri "Türkiye Mısır’la işbirliği yaparsa bundan Mısır da Türkiye de kazançlı çıkar" görüşünü savunan Yakış, Mısır’ın son adımını şöyle yorumladı: "Mısır, Yunanistan ile yetki alanlarını belirlerken Meis Adası'nın durumunu mahfuz tuttuğunu belirten bir açıklama yaptı. 'Buradaki sınırı kabul etmiyoruz' diyerek jest yaptı. Mısır, Yunanistan’a şu mesajı verdi, 'O Meis, kendi topraklarınızın dört bin misli kadar deniz sahası kazanılması hakkını vermez.' Türkiye şu an bu mesajdan bir mana çıkarmaya çalışıyor."

Aydınlık Tv'ye konuk olan Yaşar Yakış, Türkiye’nin de Mısır’ın taleplerine yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Sözü Yakış’a bırakıyoruz:

‘SÖZLE SORUN ÇÖZÜLMEZ’

Ankara’nın Mısır’a yönelik yaptığı açıklamaları nasıl yorumlarsınız?

Türk dış politikası birçok alanda sarpa sarmıştı. Şimdi Türkiye, onu toparlama yoluna girdi. Hem ABD ile ilişkilerde hem Ortadoğu’da hem de Avrupa Birliği ile ilişkilerde.

Mısır’la olan ilişkilerde de zaten Mısır’ın Türkiye ile bir sorunu yoktu. Sorun, Türkiye’nin yarattığı sorunlardı. Şimdi bu alanda da Mısır, zaten yapması gereken doğru bir şeyi yaptı. Bu geçmişi hemen unutturacak mı derseniz, onu belki hemen unutturmaz. İki ülke arasında en büyük sorun Türkiye’nin ‘Müslüman Kardeşler’i desteklemesidir. Bu devam ederse Mısır’ın tereddütleri devam edecektir. Mısır’ın bu şekilde jest yapması ile Türkiye’nin biraz daha yumuşak şeyler söylemesi, hemen sorunu çözmez.

‘MISIR’IN JESTİ ÖNEMLİ’

Mısır ve Türkiye Doğu Akdeniz’de iki kilit ülke. İki ülke bir sınırlandırma anlaşması imzalarsa dengeler nasıl etkilenir?

Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması için Türkiye’nin vakitlice yola çıkması gerekirdi. Mısır ile ilişkiler büyükelçi düzeyinden maslahatgüzar düzeyine indirilirken, deniz yetki alanlarını sınırlandırma olasılığı düştü. Diplomatik ilişkilerin seviyesi düşmüştü çünkü. Mısır, uzun süre, buna rağmen, "Türkiye ve Yunanistan kendi sınırlarını belirlesin, ben de ona göre belirleyeyim" diye bekledi. Böyle beklediğini de Ankara’da büyükelçilik yapmış olan Sayın Abdurrahman Bey, Türkiye’de bir televizyon programında söyledi. "Biz uzun süre Türkiye ve Yunanistan’ın kendi deniz yetki alanlarını belirlemelerini bekledik. Ama bunu yapamadıklarını görünce ister istemez İsrail, GKRY, Yunanistan ve Mısır, dörtlü bir şekilde yetki alanlarımızı belirlemek zorunda kaldık" dedi.

Ama bütün bunların yanında, çarpıcı bir örnek var Doğu Akdeniz’de, o da 10 kilometrekare genişliğinde ufacık Meis Adası'na, 40 bin kilometrekarelik deniz alanı yaratılması. Neden? Meis Yunanistan’a ait olduğu için. Bu çarpıcı bir örnek. Mısır bunu kabul etmedi. Yunanistan ile yetki alanlarını belirlerken, Meis Adası'nın durumunu mahfuz tuttuğunu belirten bir açıklama yaptı. "Buradaki sınırı kabul etmiyoruz" diyerek jest yaptı. Eğer en başında Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları Mısır ve Türkiye arasında belirlenseydi, Mısır’ın da büyük bir kazancı olacaktı. Ama bu olmadığı için Yunanistan kazanmış oldu. Buna rağmen Meis’le ilgili tutumunu Mısır mahfuz tutuyor. Mısır Yunanistan’a şu mesajı verdi, "O Meis, size kendi topraklarınızın dört bin misli kadar deniz sahası kazanma hakkı vermez." Türkiye şu an bu mesajdan bir mana çıkarmaya çalışıyor. O da Türk- Mısır ilişkilerinin bundan sonra nasıl seyredeceğine bağlı.

'ABD İSTEDİ DİYE ÇIKARLARINDAN VAZGEÇMEZ'

Mısır’ın Yunanistan’a verdiği mesaj ABD’ye de mesaj olarak da algılanabilir mi? Kahire, Washington’dan bağımsız, Türkiye ile işbirliğini geliştirir mi?

Mısır dış politikası, oldukça güçlü bir dış politikadır. Ortadoğu’daki üç önemli devleti sayarsak, Mısır, Türkiye ve İran. Mısır, pek farkına varmayız ama, üç önemli kuruluşun lideridir. Birincisi Arap Ligi’nin tartışmasız lideridir. Arap kültürünün merkezidir. İkincisi Afrika Birliği örgütünün en önemli ülkelerindendir. Üçüncüsü, şimdi önemini kaybetmiş olmakla birlikte, Bağlantısızlar Hareketi’nin üç liderinden biriydi. Ben Viyana’da BM nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi'yken, Arap Birliği adına bir konuşma yapılması gerekiyorsa, Mısır Büyükelçiliği'nden biri konuşuyordu. Afrika Birliği adına bir konuşma yapıyorsa, aynı adam kalkıp konuşuyor, Bağlantısızlar adına konuşuyor bir de Mısır adına konuşuyordu. Yani adam dört şapka ile, BM’nin Viyana Ofisi'nde toplantıya hitap edebiliyor. Bunu kolay kolay başka ülkede göremezsiniz. Bunun sağladığı bir diplomatik ağırlık var. Mısır, ABD öyle istedi diye kendi çıkarlarından vazgeçmez, vazgeçmeyecektir de.

Dolayısıyla bu şimdiki gelişmede, kilit, anahtar Türkiye’nin elindedir. Türkiye Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği makul bir seviyeye çekmezse, yumuşama beklemek doğru değildir.

Mısır’da bir askeri darbe oldu, Sisi Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir hükümeti devirip, yerine kendisi geçti. Bütün dünya ülkeleri Sisi’yi davet etti. Bütün dünyanın Sisi ile ilişkileri şu veya bu şekilde sürdürmesine rağmen Türkiye buna direnen en son ülke olarak kaldı. Şu anda da hâlâ diplomatik ilişkilerimizin seviyesinin büyükelçi seviyesinin altında olduğunu düşünürsek, bu tutum sürüyor. Şimdiye kadar atılan adımlar henüz söylem düzeyinde. İstihbarat örgütleri görüşüyor dendi ama iki ülkenin dışişleri bakanlıklarının temasına dönüşmedi.

LİBYA’DAN GELEN MÜSLÜMAN KARDEŞLER TEHDİDİ

Libya Mısır’ın komşusu ve bölgedeki durum kritik. Mısır’la anlaşmak, Türkiye’nin Libya’daki durumunu nasıl etkiler?

Libya’da yeni hükümetin kurulması sırasında yaşanan gelişmelere bakarsak, Türkiye orada farklı olarak, nüanslı bir şekilde, yapılan seçimi memnuniyetle karşıladığını söyledi, aynı şeyi Mısır da yaptı. Ne Türkiye’ye yakın olan Fethi Başağa ne de Tobruk’daki Akil Salih kazandı. Bunların dışındaki üçlünün kazanmasını Mısır ve Türkiye memnuniyetle karşıladı.

Türkiye Libya’da meşru olan BM’nin tanıdığı hükümeti destekliyor. Türkiye orada doğru tarafta. Ama aynı Türkiye, Suriye’de BM’nin tanıdığı Beşar Esad’ı tanımıyor. Eğer aynı kriter uygulanacaksa, Türkiye nasıl Trablusgarp’ı tanıyorsa, Suriye’de de Beşar Esad’ı tanımalı. Bu farkı izah etmemiz lazım. Biz Suriye’den gelen PKK tehdidine nasıl bakıyorsak, Mısır da Libya’dan gelen Müslüman Kardeşler tehdidine aynı bakıyor. Onun için en azından Hafter’le daha sıkı fıkı. Çünkü kendi sınırının hemen ötesinde.

Peki nasıl ortaklaşılacak?

Şimdi kurulan hükümet seçimlerin sonuçlarına uyarsa, o seçimden de üçlü bir hükümet çıkarsa ve Mısır ile Türkiye o hükümeti desteklerse, ortayol orada bulunabilir.

'GÜÇLÜ KONUMUMUZU SÜRDÜRMELİYİZ'

Türkiye ve Libya bir MEB anlaşması imzaladı sonuçta burada bir de…

Türkiye’nin Trablusgarp hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanlarının belirlenmesi anlaşması önemli, Girit’in güneyinden bir pencere bulduk. Meşru hükümetle yaptık bunu. Çok iyi oldu. Her şey şimdi başlamış olan sürece, seçimlerin sonucunda çıkacak tabloya bağlı. Şu anda gidişat normal yolunda gidiyor gibi gözüküyor. Her iki ülke de geçici hükümeti destekliyor. Bir yumuşama beklenebilir o yüzden. Türkiye’nin Libya’da güçlü bir konumu var. "Ben askerlerimi Libya’ya, meşru hükümetle yaptığım bir anlaşma sonucu gönderdim, meşruiyetim var" diyor. Güçlü konumunu sürdürmesi lazım, seçimler yapılıncaya kadarki dönemde idare edilmesi mümkün. Sonraki süreç, seçilmiş olan hükümetin nasıl bir tavır takınacağına bağlı.

'ATILACAK ADIM DOĞU AKDENİZ’İ DE ETKİLER'

Toparlayacak olursak, şu anda Türkiye’nin atması gereken somut adımlar nelerdir?

Mısırlıların zararlı gördüğü faaliyetlere Türkiye’nin desteğinin kesilmesi, benim tahminime göre Mısırlılar için öncelikli şarttır. Dolayısıyla bundan sonra Doğu Akdeniz’deki gelişmeler bu birinci adıma bağlı. Suriye’nin kuzeyinde ABD’liler PKK’ya destek veriyor. Eğer ABD, PKK’ya silah sevkıyatını durdurursa, Türkiye’nin taleplerinin bir kısmını gerçekleştirmiş olur. Aynı şekilde Mısır da, Müslüman Kardeşler’e desteğin seviyesinin düşmesi ile yumuşama sürecini başlatabilir. Anahtar Türkiye’nin elinde.

'SURİYE’DE DÜZENLEYİCİ ROL OYNAR ZAMANLA KKTC’Yİ TANIYABİLİR'

Türkiye-Mısır işbirliği bölge ülkelerini, örneğin KKTC’yi nasıl etkiler, Suriye ile temasları nasıl etkiler?

Mısır, Suriye’yi Arap aleminin bir parçası olarak görür. Bir söz vardır Ortadoğu’da, "Ortadoğu'da Mısır olmadan savaş, Suriye olmadan barış yapılamaz" diye. Ben hep, Türk-Mısır ilişkilerinin her aşamasını yaşamış, önce Kahire Büyükelçisi sonra Dışişleri Bakanı olarak yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki; Türkiye Mısır’la işbirliği yaparsa bundan Mısır da Türkiye de çok kazançlı çıkar. Dolayısıyla Arap aleminin lideri olarak Mısır, Suriye’deki gelişmelerde düzenleyici rol oynar. ABD dahi istese, Rusya da istese, Mısır karşı çıkarsa, gerçekleştirmek zordur. Arap Ligi ile ilgili bir sorun olduğu zaman Mısır öne çıkar.

KKTC konusunda ise Mısır, başından beri Rum tarafının yanında. Türkiye-İsrail ilişkileri istenen düzeyde değil, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri mükemmel, Azerbaycan-İsrail ilişkileri iyi… Buradan hareketle İsrail Türkiye ile ilişkilerini Azerbaycan kanalı ile düzeltmeye çalışıyor. Eğer bu paketin içine KKTC’yi de sokabilirsek, bu tabi sadece Azerbaycan ile ilgili boyutu, KKTC’nin tanınması için bir adım atılacaksa, Azerbaycan’ı bu sürece katabilirsek, başka ülkeleri de KKTC’yi tanımaya ikna edebiliriz, düşüncesi var. Bu denklemde Mısır yok tabi. Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler ‘candanlık’ seviyesine ulaşır ve KKTC’yi dünyadaki başka ülkeler tanırsa, zamanla Mısır’ın da tanımasına yol açabilir."

'EKONOMİK İLİŞKİLERDE POTANSİYEL ÇOK BÜYÜK'

Yaşar Yakış, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde potansiyelin çok büyük olduğuna dikkat çekti:

"Mübarek zamanında Uluslararası Ekonomik İlişkiler Bakanı olan Raşit Muhammed, sırf Türk iş insanları Mısır’da fabrika kurabilsinler diye, Türk iş insanlarına özel bir organize sanayi bölgesi kurdu, İskenderiye bölgesi dışında, Bur Al Arab semtinde. Dünyada emsali görülmemiş. 72 kadar fabrika kurdu iş insanlarımız için orda. O ilişkiler devam ediyor hâlâ. O fabrikalar Mısır’daki çalışanlara istihdam sağlıyor. O ilişkiler devam ediyor ama bir Mısırlı bürokratın masasına karar verilecek bir kayıt gelse, Burj Al Arab kentindeki Türk şirketine ait fabrikaya bir sorunu çözümleyip çözümlememe konusunda evet de diyebilir, hayır da diyebilir. O eski mükemmel haliyle kurulan ekonomik ilişkiler, şimdi öyle değil."

Doğu Akdeniz Mısır Türkiye Yaşar Yakış müslüman kardeşler İhvan