22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Misyonerlerin sınır dışı kararına AYM onayı

ABD, Avustralya ve Almanya vatandaşı 9 kişi MİT yazısı kapsamında kamu güvenliği gerekçesiyle sınır dışı edildi. ABD vatandaşı misyonerin Anayasa Mahkemesi'ne başvurusu kabul edilmedi. Eski AYM Başkanı Zühtü Arslan karara katılmayıp karşı oy yazdı

Misyonerlerin sınır dışı kararına AYM onayı... Sınırdışı edilen misyonerler kim? Kaç kişi sınır dışı edildi? 9 kişi neden sınırdışı edildi?

Türkiye'de bulunan Avustralya vatandaşı olan Benjamin Charles McLure ve Nathan James Bradtke, Almanya vatandaşı Helmut Frank ve M.R.F. ile Amerika vatandaşı Amanda Jolyn Krause, Matthew Vern Black, Benjamin Tyler Wood, Rodbert Andrew Hoard, Jeremy Lauren Lambert hakkında sınır dışı işlemi uygulandı. Yabancı uyruklu kişiler tarafından söz konusu işlem nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yapıldı.

AYM'nin yayınladığı karara göre bu kişiler kısa dönem ya da uzun dönem ikamet izinleriyle yasal olarak Türkiye'de ikamet etmekteyken haklarında Göç İdaresi Başkanlığınca ülkeye girişlerinin ön izin şartına bağlanması anlamına gelen N-82 tahdit kodu uygulandı. Bu kararlar, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığının raporları doğrultusunda kamu düzeni, güvenliği veya sağlığı gerekçesiyle verildi. Daha sonra 9 kişiden bir kısmının söz konusu kod nedeniyle ikamet izinleri iptal edildi, bir kısmı hakkında sınır dışı kararı alındı ve tatil için yurt dışına çıkan bir kısmı ise vize taleplerinin reddi nedeniyle tekrar Türkiye'ye giriş yapamadı.

MİT’İN YAZISI DOSYAYA GİRDİ

Amerika vatandaşı Jeremy Lauren Lambert'ın, sınır dışı edilmesi ve kısa dönem ikamet izninin iptal edilmesine ilişkin işlemlere karşı açtığı iptal davasında ilk derece mahkemesi davayı reddetti. Kararda, başvurucu hakkında N-82 tahdit kodu uygulanmasına sebep olan MİT yazısında Türkiye Evanjelik (Protestan) Kiliseler Birliği tarafından Protestanların devlet nezdinde muhatap kabul edilebilmeleri amacıyla federasyon çalışmaları yapıldığının belirlendiği kaydedildi. MİT yazısında ayrıca Türkiye'deki Protestan kiliselerinin çatı oluşumu niteliğindeki söz konusu dernek tarafından düzenlenen Aile Konferansı'nın 30 Ocak 2019-2 Şubat 2019 tarihleri arasında ABD, İngiltere ve Almanya uyruklu misyonerlerin aralarında bulunduğu yaklaşık 120 kişinin katılımıyla Antalya'da yapıldığı, konferansta misyonerlik faaliyetlerine yönelik kararlar alındığı ve başvurucunun da bu konferansa katılım sağladığı yönünde bilgilere yer verildiği ifade edildi.

BİREYSEL BAŞVURU YAPTILAR

Almanya, Avustralya ve Amerika vatandaşı 9 kişi, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından haklarında N-82 tahdit kodu uygulanması ya da bu işlem nedeniyle ikamet izinlerinin iptal edilmesi, sınır dışı işlemi uygulanması veya vize taleplerinin reddedilmesi nedeniyle AYM'ye bireysel başvuru yaptı. Başvurularda, din özgürlüğü ve sınır dışı etme işlemlerindeki usul güvenceleri kapsamında yerleşme hürriyetleriyle bağlantı olarak temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını, korunmasını ve başvuru yollarını güvence altına alan tamamlayıcı haklardan etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddia edildi.

İDDİALARI DAYANAKTAN YOKSUN BULUNDU

Söz konusu kişilerin yaptıkları bireysel başvuru AYM Genel Kurulu tarafından karara bağlandı. AYM, Jeremy Lauren Lambert, Amanda Jolyn Krause, Helmut Frank ve Matthew Vern Black'in din özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Bu karara, kararın verildiği tarihte AYM Başkanı olan Zühtü Arslan ile Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım, M. Emin Kuz, Yusuf Şevki Hakyemez ve Kenan Yaşar katılmayıp karşı oy yazdı.

Nathan James Bradtke'nin başvurusu konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilmedi. Nathan James Bradtke dışındaki başvurucuların yerleşme hürriyetiyle bağlantılı olarak temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını güvence altına alan etkili başvuru hakkının ihlal edilmediğine hükmedildi. Arslan, Gökcan, Yıldırım, Kuz, Hakyemez ve Yaşar yine bu karara katılmayıp karşı oy gerekçesi yazdı.

KARARIN GEREKÇESİ

AYM kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:

"Somut olayda başvurucuların başvuru konusu müdahalelerin gerekçesi olarak gösterilen, kamu düzeni ve güvenliği yönünden tehlikeli olabileceklerine ilişkin değerlendirmenin 6458 sayılı Kanun'un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasında düzenlenen sınır dışı sebepleriyle makul seviyede ilintili olduğu anlaşılmıştır. Bunun yanında başvurucular, haklarında uygulanan başvuru konusu tüm işlemlere karşı idari yargıda iptal davası süreci başlatmış ve derece mahkemeleri başvurucuların iddialarının esası hakkında, göç ve sınır kontrolleriyle ilgili idarenin geniş takdir yetkisini de dikkate alarak bir değerlendirme yapmıştır. Dolayısıyla başvuruculara, yabancıların sınır dışı edilmelerinde sahip olmaları gereken usul güvencelerinin sağlandığı değerlendirilmiştir."

ZÜHTÜ ARSLAN ‘DİN ÖZGÜRLÜĞÜ’ DEDİ KARŞI OY VERDİ

Karara katılmayan Zühtü Arslan da karşı oy gerekçesinde şu ifadelere yer verdi: "Başvuruculara yöneltilen 'misyonerlik' faaliyetinin soyut düzeyde ve kategorik olarak kamu düzeni veya güvenliğine yönelik bir tehdit olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Dinlerin doğuşuyla başlayan ve belli bir dine mensup olanların başkalarına da bu dini ya da inancı yayma çabaları olarak kabul edilen misyonerlik -barışçıl olmak, kamu düzenini, güvenliğini ve başkalarının haklarını ihlal etmemek kaydıyla- genelde ifade özgürlüğünün özelde de din özgürlüğünün güvencesi altındadır."

Anayasa Mahkemesi MİT Zühtü Arslan Almanya Amerika