Modern zamanların ilk realist romanı: Araba Sevdası ne anlatıyor?
Türkiye'nin ilk realist romanı olarak kabul edilen Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası romanının konusu ve özeti merak ediliyor. Tanzimat Dönemi eseri olan Araba Sevdası'nda Bihruz Bey ve Periveş Hanım'ın aşkı anlatılırken toplumsal bir eleştiri yapılıyor. Peki Araba Sevdası ne anlatıyor?
Recaizade Mahmut Ekrem'in 1896 yılında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika olarak yayımladığı, Türk Edebiyatının ilk realist eseri olarak kabul edilen Araba Sevdası'nın konusu merak ediliyor. Özellikle TYT-AYT sınavlarına girecek öğrenciler, Tanzimat döneminin en önemli eserlerinden birisi olan Araba Sevdası'nın konusunu, kişilerini ve kısa özetini araştırıyor. Peki Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası eseri ne anlatıyor? İşte Araba Sevdası hakkında bilinmeyen ayrıntılar.
ARABA SEVDASI NE ANLATIYOR?
Türk Edebiyatının ilk realist romanı olarak kabul edilen Araba Sevdası, ilk kamusal alan olan Çamlıca Parkı'nda geçiyor. Romanın baş karakteri bir paşa oğlu olan Bihruz Bey'dir. Bihruz Bey, yarım yamalak eğitim görmüş, genç bir insandır. Yazları Çamlıca'da, kışları Süleymaniye'de ikâmet eder. Babasını kaybeden Bihruz Bey'in hayattaki amacı zarif arabasıyla gezinmek, herkesten çok şık giyinmektir. Bir gün Çamlıca Parkı'na giden Bihruz Bey burada, soylu bir kimse zannettiği Periveş Hanım'a aşık olur. Araba Sevdası'nda Bihruz Bey ve Periveş Hanım'ın aşkı etrafında aslında toplumsal bir eleştiri yapılır. Ahmet Hamdi Tanpınar Araba Sevdası'yla ilgili, "Muayyen iktisadi şartlar etrafında teşekkül etmiş köksüz bir kalabalığın romanıdır" değerlendirmesini yapar.
Servet-i Fünûn dergisinden: Bihruz Bey vapurda
Batı taklitçiliğinin bir eleştirisi olan Araba Sevdası, bu yönüyle Ahmet Mithat Efendi'nin Felatun Bey'le Rakım Efendi romanıyla benzerlik taşır. Özellikle ismini Platon'dan alan Felatun Bey, Bihruz Bey'e çok benzer.
BİHRUZ BEY VE SİYAHÇERDE VAKASI
Özellikle romanda geçen Siyah-çerde vakası bu alayın en gözle görülür biçimidir. Periveş Hanım'a mektup yazmak isteyen Bihruz Bey, önce şiir çevirmeyi dener başarısız olur. Sonra Enderunlu Vasıf'ın bir gazelini okumaya çalışır ancak beceremez. Enderunlu Vasıf'ın Terkib-i bendlerinden şu dizeleri bulur:
“Bir siyeh-çerde civândır
Hüsnü mümtaz-ı cihandır
Aşkı gönlünde nihandır
Bunca dem bunca zamandır"
Ancak, Alafranga bir tip olan Bihruz Bey, buradaki benzetmeleri anlayamaz. Çerde kelimesini cerde olarak okuyan Bihruz Bey'in yanılgısı bununla da kalmaz. Siyeh sözcüğünü de Bersiye olarak okur. Karıştırmadığı sözlük kalmaz. En son çalıştığı dairedeki Âlim lakaplı Naim Efendi sözcüğü ve şiiri açıklar. Çerde Osmanlıcada renk anlamına gelmektedir, “bir siyeh-çerde civandır bir esmer yüzlü civan demektir. Araba Sevdası'nda Recaizade Mahmut Ekrem, Bihruz Bey üzerinden Batıcılıkla alay eder. Bihruz Bey ne Fransızcayı ne de anadili Türkçeyi doğru düzgün bilmektedir. Öyle ki bu yanlışlık yüzünden sarışın biri olan Periveş Hanım'a "esmer yüzlü civan" şiirini ithaf eder.
ARABA SEVDASI KARAKTERLERİ
Bihruz Bey: Romanın baş karakteri olan Bihruz Bey, alafranga bir tiptir. Yarı aydın olarak da düşünülen Bihruz Bey'in hayatta bir amacı yoktur. Fransızcayı, Türkçeyi yarım yamalak bilir. Bir mirasyedi olan Bihruz Bey'in tek derdi şık giyinip arabayla gezmektir.
Periveş Hanım: Çengi'yle birlikte gezdikten sonra ahlakı bozulmuştur. Bihruz Bey'in zannettiğinin aksine soylu bir aileden gelmemektedir.
Keşfi Bey: Bihruz Bey'in arkadaşıdır. Yalancılığı ve sahtekarlığıyla bilinmektedir.
Mösyö Pierre: Bihruz Bey’in evine gelen ve ona Fransızca öğreten paragöz eğitmen.
Valide Hanım: Bihruz Bey’in annesi.
Çengi Hanım: Periveş Hanım'ın yakın arkadaşı.