Moto kuryelerden önemli rapor! Talep: Tehlikeli meslek statüsü
Hazırlanan raporda moto kuryelerin çalışma hayatında yaşadığı risklere dikkat çekildi. Talepleri sıralandı, denetim vurgusu öne çıktı. Öte yandan esnaf kurye modelinin tartışılması gerektiğinin altı çizildi.
Kurye Hakları Derneği, “Moto kurye örgütlenmelerine genel bakış” raporunu yayınladı. Rapora göre, Türkiye’de 8’i federasyon, 1’i konfederasyon ve 15’i ilçe düzeyinde olmak üzere 69 kurye derneği; 3’ü işçi konfederasyonlarına bağlı 6 taşıma ve hizmet sendikası; 1 Esnaf Kurye Odası ve dayanışma ağı, birlik ve komite adları altında örgütlenen 3 oluşumla birlikte toplam 79 kurye örgütlenmesi bulunuyor. Rapor için 14 şehirde faaliyet gösteren toplam 25 dernek, federasyon, konfederasyon, sendika, komite, birlik ve dayanışma ağı seçilerek, bu yapıların temsilcileri ile görüşmeler yapıldı. Bu veriler ışığında kuryelerin genel sorunları ile işveren ve kamudan beklentiler de paylaşıldı.
ESNAF KURYEDE ARTIŞ
Raporda, Türkiye’de tarihi 30 sene öncesine dayansa da moto kuryeliğin özellikle çevrimiçi yemek sipariş şirketlerinin son 4-5 yılda yeni pazarlama stratejileri oluşturması ve internetten alışveriş alışkanlığının gelişmesi ile yaygınlık kazandığına dikkat çekildi. Araştırma ışığında, kurye örgütlerinin üye dağılımı incelendiğinde yüzde 60 bordrolu yüzde 40 esnaf kurye olduğu görüldü. Esnaf kurye eğiliminin artış gösterdiği kaydedildi.
İŞ GÜVENLİĞİ NEREDEYSE YOK
Moto kuryelerin genel sorunları şu şekilde sıralandı:
“Çevrimiçi yemek/gıda sipariş şirketlerinin yaygınlaşması ve “hızlı teslimat” reklamları, müşteri puanlaması, paket başı pirim sisteminin yaygınlaşması, motosikletlilerin trafikte görülmemesi gibi sebeplerden ötürü ölümlü kurye kazalarının artması; hız baskısı, mesleki yeterlilik belgesinin zorunlu olmaması ve eğitimsizlik nedeniyle kuryelerin trafikte kuralsız davranışlarının öne çıkması; asgari ücretin açıklandığı süreçlerde özellikle kendi hesabına çalışan esnaf kuryelerin firmaların açıkladığı zam oranlarına karşı tepkilerinin sokağa taşması; uzun saatler, düşük ücret ve güvencesiz çalışma şartlarına karşı kuryelerin protestolarının artması gibi nedenlerden dolayı moto kuryelerin sorunları basında ve sosyal medyada daha fazla görünür hale geldi.”
‘ESNAF KURYELİK YASAKLANMALI’
Kurye Hakları Derneği, raporu hazırlarken Türkiye Devrimci Kara, Hava ve Demiryolu Taşımacılığı İşçileri Sendikası (Nakliyat-İş) başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’ndan da görüş aldı. Küçükosmanoğlu, esnaf kuryeliğin tamamen yasaklanması gerektiğini söyledi. Dünyadaki örneklere ve mücadelelere atıf yapan Küçükosmanoğlu, “Esnaf-kuryeliğe dair itirazlarımızı önümüzdeki günlerde yasal bir zemine taşımayı düşünüyoruz. Dünyada da örnekleri var. Dünyadaki diğer örgütlerden de yararlanarak esnaf-kuryelikle ilgili hukuki mücadeleye başlamayı planlıyoruz” dedi.
ÖLÜMLERİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Raporda neredeyse tüm dernek ve sendika temsilcilerinin kurye ölümlerine ve eğitimsizliğine değinmesi de dikkat çekti. Başkent Motosikletli Kuryeler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Aydın Teke bu durumu şöyle ifade etti:
“Daha çok çevirmeye girmek istiyorum ben açıkçası. Niye? Çünkü içimizde o kadar çok ehliyetsiz, plakasız, bu işi 3 bin lira 5 bin lira motor alıp piyasaya çıkan genç, hani bu işi çok rahat gören o kadar arkadaşımız var ki. Ölümler bu yüzden arttı, bunların önüne geçmek istiyoruz. Denetimsizlik! Bu da mesleki yeterlilik belgesine dayanıyor. Mesleğimiz ‘Çok Tehlikeli Meslekler’ arasına alınmalı. Mesleki yeterlilik belgesini de nasıl alırsınız? Cebinde önce beş yıllık ehliyetinin olması lazım. Beş yıldan sonra mesleki yeterlilik eğitim kursuna gidip yarım saatte verilen bir belge istemiyoruz. Biz bunu güzelce, ilk yardımından, ne bileyim paket nasıl teslim edilirinden, nasıl motor kullanılırından, ekipmanlar nasıl giyilirinden hani günlerce gerekirse sürecek bir eğitim olup mesleki yeterlilik belgesini almasını istiyorum.”
KURYELİK DEĞİL KURYELİKLER VAR
Rapora göre geçmişten günümüze moto kurye sektöründe hızlı bir artışın olduğu şöyle gözlemlendi:
“Sayısı yüz binleri bulan moto kuryeler hakkında genelleme yapmak kolay değil. Kolay olmadığı gibi yanıltıcı da olabilir. Zira tek bir moto kuryelikten bahsetmek mümkün değil. Moto kuryeliğin Türkiye’de ilk ortaya çıktığı 90’lı yılların başında kuryelik hakkında konuşmak daha kolaydı. Gümrükten gümrüğe evrak taşıyan ya da ecza depolarında ilaç dağıtımı yapan kuryeler vardı sadece. Fakat yıllar içinde kuryelerin sayısı da faaliyet yürüttüğü sektörler de çalışma biçimleri de arttı. Son 4-5 yılda öyle bir seviyeye ulaştı ki onlarca sektörde yüzlerce değişik iş/işletme de yüz binlerce kurye çalışır duruma geldi. Bu aynı zamanda tek bir kuryeliğin olmadığı kuryeliklerin olduğu anlamına geliyor. Yemek ve market ürünleri dağıtan, küçük ebatlı mağaza ürünleri ve elektronik eşya dağıtan, evrak ve ilaç dağıtan, altın, para ve yedek parça taşıyan, numune tekstil ürünleri taşıyan, evde denemeli kapıda ödemeli kıyafet ürünleri dağıtan, insanların unuttukları eşyalarını bir adresten diğerine götüren ve aklınıza gelebilecek envai çeşitte ürün ve eşyayı dağıtan kuryelikler ortaya çıktı.”
‘POLİSİN YANINDAN KASKSIZ GEÇİLEBİLİYOR’
Raporda, İstanbul Kuryeler Federasyonu Başkanı Erhan Güven motosikletlerin trafikte fark edilmemesinin ve denetimin altını çizdi. Güven, polis denetiminin yetersiz olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Trafikte tanınmamak, bilinmemek büyük bir sorun. Bunda bizim de suçlarımız var. Ama arabalar daha suçlu, çünkü bizi fark etmiyorlar. 53 yaşındayım, 18 yaşında ehliyet aldım, yıllardır araba kullanıyorum. Eskiden şerit değiştirirken bu kadar aynaya bakmazdık, artık bakıyorum çünkü çok motor var. Benzin fiyatları, trafikten kurtulmak, büyük şehirlerde yaşam tarzına saatlerin yetmemesi gibi sebeplerle artık çok fazla kişi motor kullanıyor. Bu yoğunlukta bir araba sinyal verir vermez aynaya bakmadan şerit değiştirdiğinde bir motorcu arkadaşımız -sadece kuryeler değil- ölüyor. Bizim kaportamız yok.
Bariyere çarptığımızda, 3 kat bariyer ve hava yastığı da olsa ölebiliyoruz. Kaportamız vücudumuz ve üzerimize giydiğimiz teçhizat. En büyük sorunlarımızdan biri de trafikte denetlenmememiz. Sadece mahalle aralarında da değil, merkezlerde bile polisin yanından kasksız geçilebiliyor.”