07 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MSÜ’de skandal konferans! Aydınlık ve Ulusal Kanal hedef alındı

ABD destekli Kırım Tatar Milli Meclisi adlı kuruluşun Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay, Türkiye ile Rusya arasındaki işbirliğini eleştirdi. Karatay, Aydınlık ve Ulusal Kanal’ı da gerçekdışı iddialarla hedef aldı.

MSÜ’de skandal konferans! Aydınlık ve Ulusal Kanal hedef alındı
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Atatürk Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde düzenlenen konferansta Aydınlık ve Ulusal Kanal hedef alındı. MSÜ internet sitesinden duyurulan konferansın konuşmacısı, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Aydınlık ve Ulusal Kanal hakkında “Rus destekli yayın organları” ifadesini kullandı.
Rusya’nın resmi yayın organı olduğu bilinen Sputnik’in yanısıra Aydınlık ve Ulusal Kanal ile birlikte Kırım Tatar Vakfı’nın da Rusya’nın Türkiye’de desteklediği kuruluşlar olduğunu ileri süren Karatay, açıkça ABD’ye karşı Avrasya’da oluşmaya başlayan ittifakı hedef aldı. Karatay, ABD destekli Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi.

DAVUTOĞLU’NU ÖVDÜ
Ahmet Davutoğlu’ndan övgüyle bahseden Karatay, CNN’den Christian Amanpour’un haberini gerçekmiş gibi vererek, Kırım’da yapılan referandumda açıklanan sonuçların gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü.
Basına kapalı olan, ama bazı siviller ile İngiliz ve Fransız subaylarının da dinlediği konferansı, MSÜ bünyesinde yer alan (ATASAREN) Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Gültekin Yıldız kendi twitter adresinden büyük övgülerle duyurdu. Yıldız, aynı şekilde Çin’i hedef alan Uygur yalanlarını yayan Mustafa Çalık’a ait Türkiye Günlüğü dergisinin de yazı kurulunda yer alıyor.
Karatay, konferansta PKK’ya binlerce TIR silah veren ABD’ye karşı Türkiye ve Rusya arasında oluşan ittifakı hedefe koydu. Tam da S-400 tartışmalarının olduğu bir zamana denk getirilen konferansı izleyen Türk subaylarının dinlediklerinden rahatsız olduğu öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı’nun Uygur yalanlarını savunmasından sonra MSÜ’de böyle bir konferansın yapılması şaşkınlıkla karşılandı. Bir yandan Rusya ile Kuzey Akım, S-400 hava savunma sistemleri, teröre karşı işbirliği, turizm ve ticaretin geliştirilmesi gibi stratejik adımlar atılırken, diğer yandan Milli Savunma Üniversitesi’nde buna karşı ABD tezlerinin savunulması büyük bir çelişki olarak değerlendirildi.

PSİKOLOJİK HARP
Kırım olaylarının kendi tarihi bağlamı içinde değerlendirilmesi gerektiğini, ama Rusya ile bugün kurulan ittifaka zarar vermenin açıkça ABD’ye ve onun desteklediği PKK/PYD gibi güçlere hizmet olduğunun altını çizen uzmanlar, bunun bir psikolojik harp olduğunu belirtti.

MSÜ’de skandal konferans! Aydınlık ve Ulusal Kanal hedef alındı - Resim : 1

RUS UÇAĞINI DÜŞÜRME HATASINDAN DERS ALINMADI MI?

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oktay Yıldırım konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Milli Savunma Üniversitesi Türk Ordusu’nun kalbidir. Türk Ordusu’nun başına geçecek komuta kademesi burada yetişir. Bu okulun, öğrencileri ve öğretmenleri Türkiye’nin karşı karşıya olduğu gerçek tehditler ve çıkarları hakkında doğru bilgilendirilmezse Türk Milleti bir felakete sürüklenir. Devlet gerçek düşmanıyla dost olursa bunun en büyük zararını halk çeker, Ergenekon-Balyoz ve 15 Temmuz bu tarihsel hatanın sonucudur. Milli üniformamızın altında devşirilip millete ateş açan beyinler, bu yöntemlerle yıkanmıştı. Aydınlık ve Ulusal Kanal ise hem onların bir numaralı hedefi, hem de onlara karşı mücadelenin mızrak ucuydu, öncüsüydü. Aydınlık ve Ulusal Kanal’ı hedef almak, doğrudan ABD ve onun piyonları olan FETÖ-PKK’ya hizmet etmektir. Çünkü, Aydınlık ve Ulusal Kanal Türk Ordusunun bileğine vurulan FETÖ kelepçesini kırmış, bu uğurda ağır bedeller ödemiştir..
ABD Türkiye’ye karşı tatbikatlar yapıyor, ama Rusya bize destek veriyor. ABD PKK’ya binlerce TIR silah desteği veriyor, Türk Ordusu ise Afrin harekatını Rusya ile birlikte yaptı. ABD PKK’ya yardım malzemesi atarken, Rus uçakları PKK mevzilerini vurdu. En son yapılan Mavi Vatan tatbikatı da ABD’nin Türkiye’ye karşı düşmanca faaliyetlerine bir cevaptı. O halde Ordunun kalpgahı olan Milli Savunma Üniversitesi yöneticilerinin bu konferansa izin vererek, milli çıkarlarımıza zarar vermesi nasıl izah edilebilir? Rus uçağını düşürme hatasından ders alan bir yönetici yok mu?
Bakınız Kırım olayları bir vakıadır ve tarihsel bağlamında tartışılabilir, ama oradan çıkarıp bugünün yepyeni koşullarında üstelik de ABD kaynaklı bir beka tehdidi karşısında ABD’nin yanında konumlanmak için kullanılması bilim ya da tarih değil psikolojik harp operasyonudur.
Türk devletini yönetenler ne yazık ki, yetersizler ve Türkiye’yi bu zor dönemden çıkaracak birikime sahip değiller. Bir yandan Vatan savaşı verirken, diğer yandan ordunun mevcudunu 800 binden 300 bine düşürmek ve paralı ordu sistemi kurmak; bir yandan Avrasya ülkeleriyle ekonomik ve stratejik ittifaklar kurarken diğer yandan Rusya, Çin, İran ve Suriye düşmanı faaliyetler yapmak bunun en büyük kanıtıdır.
Türkiye ABD ve onun piyonları PKK, FETÖ ve IŞİD’e karşı mücadelede yanına Astana’da oluşan bölgesel ittifakı almaya çalışırken, devletin içinde buna engel olmaya ya da zarar vermeye çalışan kişilerin olması, üstelik bunların en kritik noktalarda bulunması Türkiye için en büyük tehdittir...
Eğer bu büyük yanlış düzeltilmezse, tıpkı 15 Temmuz’a getiren süreçte olduğu gibi yığınakta hata yapılır ve Türkiye çok zarar görür."

Son Dakika Haberleri