Müdahale endişesi NAVTEX’i erteletti

ABD, İsrail ve Fransa’dan güvence alan Atina Yönetimi, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında su altı elektrik kablosu döşeme projesini yeniden başlatmaya hazırlanıyor. Öncelikle kablo güzergâhının tespit edilebilmesi amacıyla İtalya’dan kiralanan NG Worker gemisi Çoban ve Kerpe adaları arasına gönderilecek. Şu an Sicilya’da bağlı olan geminin 14 Nisan Pazartesi günü Girit Adası’nın Iraklio kentine ulaşacağı bildiriliyor. Ancak Atina Yönetimi, NG Worker gemisinin çalışma sahasının koordinatlarını şimdilik gizli tutuyor. Yunan basınına göre 10 Nisan’da NG Worker için yayınlanması beklenen Navtex mesajı ertelendi. Bunun sebebinin, bölgedeki “jeopolitik risk” olarak nitelenen olası bir “Türkiye müdahalesi” olduğu bildiriliyor.

FRANSIZ UÇAK GEMİSİ OLAY MAHALİNDE

Yunan Ekathimerini gazetesi, Atina’daki son hazırlıkları “Enerji bağlantısı üzerine yüksek bahisli poker” başlığıyla haberleştirdi. “Atina, Türkiye'nin tehditleri karşısında araştırma faaliyetlerinin kesin zamanlamasını gizli tutuyor.” denilen haberde, şu değerlendirmeler yer aldı:

“Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ‘Great Sea Interconnector’ girişiminin bir parçası olan proje, Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail'i birbirine bağlayan yeni bir enerji koridoru oluşturmayı amaçlıyor. Fransa da projeye desteğini bir kez daha teyit etti. Cuma günü Pire yakınlarına gelmesi planlanan Charles de Gaulle uçak gemisinin perşembe günü Çoban Adası’nın 20 deniz mili kadar güneyinde görülmesi, Fransa'nın girişime olan bağlılığının altını çizdi. Bu arada Türkiye'nin bölgedeki varlığı ihtiyatlı bir şekilde devam ediyor.”

ATİNA ÖNCE İZİN İSTEMELİ

Projenin Türkiye ile Yunanistan arasında kriz çıkarmasının ana nedeni, söz konusu kablonun Türkiye’nin kıta sahanlığı içinden geçmesi. Dolayısıyla Atina’nın Türk deniz yetki alanlarından kablo geçirmek için Ankara’dan izin istemesi gerekiyor. Ancak Türkiye-Libya Mutabakatı’nın geçersiz olduğunu iddia eden Atina Yönetimi, söz konusu sahanın kendi deniz alanı olduğunu savunuyor. Bu sözde egemenlik iddialarını kabul ettirmek içinse izledikleri yol; Avrupa Birliği başta olmak üzere ABD ve İsrail gibi ülkeleri projeye dahil etmek... Nitekim geçen hafta Batı Kudüs’e giderek İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşen Yunanistan Başbakanı Miçotakis, bir dizi güvence almayı da başardı. Kaynaklara göre Netanyahu, proje bağlamında Türkiye ile Yunanistan arasında bir kriz çıkması durumunda “Washington’u harekete geçirme” sözü verdi.

MSB: MÜMKÜN DEĞİL!

Milli Savunma Bakanlığı ise bir oldubittiye izin vermemek konusunda kararlı. Geçen yıl sessiz sedasız bölgeye gönderilen bir araştırma gemisi Türk firkateynleri tarafından durdurulmuş, projenin devam etmesine izin verilmemişti. Önceki gün yeniden başlatılması planlanan faaliyetle ilgili değerlendirmelerde bulunan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye Doğu Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip ülkedir. Türkiye'nin ve KKTC'nin bölgedeki varlığı gözetilmeden maksimalist talepler çerçevesinde Yunanistan, GKRY ile üçüncü taraflar tarafından planlanan ve ülkemizin rızası alınmadan deniz yetki alanlarımızdan geçmesi planlanan, fizibiletesi olmayan, yeterli kaynak tahsis edilmemiş ve tamamen tahrik amaçlı projelerin Doğu Akdeniz'de ısrarla sürdürülmeye çalışılması mümkün değildir. Hak ve menfaatlerimizi gözetmeyen bu tür davranışlara karşı bizim tutumumuzda bir değişiklik bulunmamaktadır. Daha önce ne yaptıysak yine aynısını yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda ısrarcı olunmasının bir anlamı bulunmamaktadır. Bununla birlikte Ada'daki Türk varlığını yok sayan, hassas dengeleri bozma amaçlı her türlü girişime karşı Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin sağlanması, hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli tüm tedbirler tarafımızdan alınmaktadır.

“Türkiye, GKRY'nin Kıbrıs Türklerinin güvenliğini ve Ada'da barış ve istikrar ortamını tehdit eden faaliyetlerine karşı garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri kullanmaktan çekinmeyecektir.”