Muhalefetin kıblesi ABD!
Siyasetin gündeminde seçim var.
Cumhur İttifakı’nın adayı belli.
Recep Tayyip Erdoğan.
Millet İttifakı’nın adayı ise tartışmalı.
Yarış şimdiden başladı.
Aday adayları kendi partilerinden çok başka yerlere yaranma peşinde.
ABD’YE YALVARIŞ
Tabi en çok da ABD’ye.
Adeta ‘beni aday yap’ diye yalvarıyorlar.
Bu aralar faaliyetler arttı.
Uluslararası trafik de yoğun.
Nedense Ankara değil, İstanbul merkez.
Kapalı kapılar arkası görüşmeler daha çok İstanbul’da yapılıyor.
Bu, Ankara’nın küçüklüğüne, görüşmelerin deşifre olmasına bağlansa da farklı değerlendirenler de var.
İŞARET BEKLENİYOR
Erken seçim tartışmaları çoğaldı.
Bu, siyasette tansiyonu da yükseltti.
Bazılarının gözü kulağı dışarıda.
Kimi İngiliz istihbaratına yakın,
Chatham House’un kapısını aşındırıyor, kimi ABD’den gelecek haberi bekliyor.
Kararın Ankara’da değil,
Washington’da verileceğini herkes biliyor.
Ona göre hareket ediliyor.
Daha açık anlatımla, muhalefetin kıblesi ABD.
KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞI
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konuşuluyor.
Olmayacağını bilse de “Hayır” demedi.
CHP’lilere göre onun hesabı başka.
Ne olduğunu sordum.
Anlattıkları şöyle:
“Kılıçdaroğlu aday olmaz.
Çünkü kazanamaz.
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olur.
O pozisyonunu koruma derdinde.
‘Ben aday değilim, adayım İmamoğlu’ dese veya bir başka ismi işaret etse, etrafı hemen boşalır.
Herkes adayın etrafında kümelenir.
Bu nedenle kendini gündeme getirtti.
İnce bir taktik izledi.
İpleri elinde tutmaya çalışıyor.”
Değerlendirme özetle böyle.
Fikirler değil, taktikler önde.
PES DEDİRTEN SÖZLER
Kılıçdaroğlu 2 Eylül’de,
Uluslararası Kafkas Derneği yöneticilerini kabul etti.
İlginç ifadeler kullandı.
“İskilipli Atıf Hoca’ya nasıl iadeyi itibar verildiyse,
Çerkez Ethem’e de iade-i itibar verilmeli.
Mezarı da Türkiye'ye getirilmeli.
Bunlar bizim değerlerimiz” dedi.
CHP’Lİ ATATÜRKÇÜLER(!) NİYE SESSİZ
İskilipli Atıf Hoca.
Kurtuluş Savaşımıza karşı çıktı.
Cumhuriyet Devrimlerine direndi.
İstiklal Mahkemesi’nde idama mahkum oldu.
Çerkez Ethem.
Kurtuluş Savaşı'nda Meclis otoritesini kabul etmedi.
Sonrasında Yunan kuvvetlerine katıldı.
İkisi de düşmanla iş birliği yaptı.
Kılıçdaroğlu’na göre bunlar bizim değerlerimiz.
İzlediği siyasetlere bakınca, sürpriz de değil…
ABD’yi ülkesinden kovan,
Taliban’a saldıran Atatürkçülerimiz(!) nerede?
Sesleri niye çıkmıyor.
ÇORUM KONUŞMASI
Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde,
Çorum’da da konuştu.
CHP’nin geçmişini eleştirdi.
“Bizim kabahatimiz de, yanlışımız da var.
Ama rahatlıkla size şunu söyleyebilirim.
Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. Demokrasiden, insan haklarından yana geçmişteki hatalarımızı telafi etmeye çalışıyoruz. Edeceğiz de…”
Karaladığı geçmiş,
Atatürk ve arkadaşlarının dönemi.
“ABD Atatürkçüleri”nden yine ses çıkmadı.
Bir tek Kılıçdaroğlu’nun partiden ihraç ettiği,
Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş tepki gösterdi.
“Sayın Kılıçdaroğlu, üniter yapıyı, laik sistemi ortadan kaldırmak için 15 Temmuz darbe girişimine kalkışan terör örgütleri mensuplarını yeniden devlete alarak, insan hakları ihlaline son vereceğini söylüyor. Terör örgütlerini tehlike olarak görmeyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin kurucusu CHP’yi demokrasi ve insan hakları ihlalcisi ilan ediyor. Hiçbir ciddi lider, egemen güçlere yaranmak için ülkesinin, milletinin, partisinin tarihini küçültmez, sıfırlamaya kalkmaz” dedi.
Haksız mı?
NOT: Bir süreliğine izne çıkıyorum. Tekrar buluşmak üzere…