'Muhalefetle rejimi bir şekilde anlaştırmamız lazım'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de kalıcı bir barış için Suriye Hükümeti ile muhalefetin bir şekilde anlaştırılması gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, Suriye Dışişleri Bakanı ile de kısa bir görüşme yaptığını açıkladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13. Büyükelçiler Konferansı'nın son gününde kapanış konuşması yaptı, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Suriye'deki terör örgütlerine yönelik olası askeri operasyonlarla ilgili Rusya ile bir takvim üzerinde çalışılıp çalışılmadığına yönelik soruya yanıt veren Çavuşoğlu, “Operasyonlarda başka ülkelerle takvim oluşturmayız. Tabii özellikle kazaların çıkmaması için orada bulunmaması gerekenler de dahil bulunanlara operasyon başladığı zaman bilgi de veriyoruz her zaman. Sonuçta bizim amacımız teröristleri temizlemek. Özellikle Suriye'de hem bize saldıran hem de Suriye içinde bölücü bir ajandası olan teröristleri temizlemek için bu harekatları yapıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'de sahada terörle mücadelesini sürdürdüğünü ancak Suriye'de diplomasi ve siyaset yoluyla çözüm için Astana Formatı'nın devrede olduğunu belirterek, “Muhalefetle Suriye'deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı bir barış olmaz, bunu hep söylüyoruz." diye konuştu.
Suriye'deki savaşın başlamasının üzerinden 11 yıl geçtiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Çok insan öldü, birçok insan ülkesini terk etti. Bu insanlar dönebilmeli. Türkiye'dekiler de dahil. Bunun için burada kalıcı bir barış olması lazım.” ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, yeniden inşa konusunda da adımlar atılması gerektiğini belirterek, “Ateşkes olmadan, barış olmadan yeniden inşa konusunda kimse yardım etmek istemiyor. Buna AB de dahil, dünyanın önemli aktörleri de uluslararası kamuoyu da. Dolayısıyla biz Türkiye olarak elimizden geleni yapıyoruz ama tüm bunların temeli ateşkes. Bu yönde de elbette çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.” dedi.
FAYSAL MİKDAT İLE GÖRÜŞME
Suriye ile istihbaratlar dışında doğrudan diplomatik temasın söz konusu olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, “Şu anda böyle bir temas söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız zaten o soruya cevap verdiler. Sonuçta uzun zamandır zaten (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ve Rus yetkililer 'Sizi rejimle görüştürelim'... Esad ile Cumhurbaşkanımızı görüştürmek istediler. Cumhurbaşkanımız da istihbaratların görüşmesinin faydalı olacağını söylemişlerdi.” yanıtını verdi.
Daha önce istihbaratlar arası görüşmelerin olduğunu ancak daha sonra bunda bir kesinti olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Şimdi tekrar başladı. Sonuçta bu istihbaratlar arasındaki görüşmede birçok önemli konular gündeme geliyor. Benim Bağlantısızlar Toplantısı'nda, Belgrad'da ayaküstü diğer bakanlarla sohbet ederken Suriye Dışişleri Bakanıyla da ayaküstü kısa bir sohbetim oldu. O toplantı marjında, yemekten önce. Sonuçta orada da biraz önce söylediğim, bu ülkenin tek çıkar yolunun siyasi uzlaşı olduğunu... Teröristlerin temizlenmesi lazım. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun ama diğer taraftan muhalif olan Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak da böyle bir durumda buna destek olabileceğimizi de söyledik.”
'SURİYE BÖLÜNME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA'
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünü herkesten daha çok desteklediğinin altını çizerek, “Yanı başımızda olan bir ülkenin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü ve barışı bizi doğrudan etkiliyor olumlu anlamda. Tersine gelişmeler bizi ne kadar etkiledi görüyoruz. Sonuçta bölücü terör örgütlerine karşı verilecek mücadeleyi de biz her zaman destekleriz. Sonuçta bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye'de birlik beraberlik olmazsa Suriye'nin bölünme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“YPG/PKK'nın tek amacı Suriye'yi bölmek. Suriye'nin bölünmesini engellemek için Suriye'de güçlü bir yönetimin olması lazım, topraklarının her köşesine hakim olabilecek bir irade ancak birlik ve beraberlikle olur. Hep bunu söylüyoruz. Kendilerine de o zaman, bu özel bir görüşme değil, ayaküstü bir sohbet olmuştu. Onun dışında herhangi bir temas olmadı.”
ESAD: MESELE DUYGULARIM DEĞİL SURİYE'NİN ÇIKARLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi Zirvesi dönüşünde uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtlamış ve Suriye konusunda Putin'in “Mümkün olduğunca bunları rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur.” dediğini aktarmıştı. Soçi Zirvesi'nin ardından Türk ve Rus basını, yakın bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında telefon görüşmesi yapılabileceğini iddia etti. Söz konusu haberlerde Ankara'nın, Suriye'nin kuzeyine düzenlenecek operasyon için “müşterek harekat” teklifinde bulunduğu kaydedildi. İki lider arasındaki bir temas konusu geçen yıllarda da gündeme gelmiş ve Beşar Esad, şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Benim görevim yaptıklarımdan mutlu olmak ya da olmamak değil. Mesele benim duygularım değil, Suriye'nin çıkarları. Bu yüzden çıkarlarımız nereye gitmemi gerektirirse oraya giderim, neyi yapmamı gerekirirse onu yaparım.”
SURİYE'DE MUHALİFLER TÜRK BAYRAĞI YAKTI
Çavuşoğlu'nun Suriye'de kalıcı barışın tesisine yönelik ortaya koyduğu formül, Suriye'nin kuzeyindeki muhalefeti rahatsız etti. Suriye Hükümeti ile barışmayı reddeden muhalifler, önceki gece Azez, Bab ve Cerablus'ta sokağa inerek Türkiye'yi protesto etti. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde eylemcilerin Türk Bayrağı yaktığı, TSK’ya ait araçların geçişini engellediği, kimi binaları bastığı ve araçları taşladığı görüldü. Azez'de Gaziantep'in Şahinbey Belediyesi tarafından yaptırılan Osmanlı Millet Parkı tahrip edildi. İlçede konvoy yaparak Türkiye karşıtı slogan atan SMO taraftarları, Esad ile barışmayacakları yönünde mesajlar verdi. Tel Abyad’da ise eli silahlı SMO mensuplarının bizzat eylemlere katıldığı görüldü. Eylemciler, birçok kentte “Kardeşlik sınır tanımaz” yazılı levhaların üzerini boyadı.
Bölgede dün de cuma namazı çıkışı toplu yürüyüşler ve protestolar vardı. SMO komutanları Türk Bayrağı'nın yakılmasını kınayan bir açıklama yaparken, Şam ile uzlaşmayacaklarının da altını çizdi. Grubun önde gelen isimlerinden Fehim İsa, “terörist ve katil” olarak nitelediği Beşar Esad hükümeti ile bir uzlaşının olmayacağını vurgulayarak, “Suriye'nin geleceğinde ne Esed'in ne de rejimin yeri vardır.” ifadelerini kullandı. Mustafa Sejari, “Kendimizi Esed'in kucağında bulmak için bir milyon şehit vermedik. Türk Dışişleri Bakanı açık bir hata yaptı.” dedi. Muhalefet tarafından kurulan sözde geçici hükümetin “Savunma Bakanı” Hassan Hamadah, “Esed'i devirmekten başka bir alternatif yok.” açıklamasında bulunurken, SMO'ya bağlı Ahlaki Rehberlik Departmanı da “Esed rejimi Suriye ve Türk halkı için bir tehlikedir.” mesajı yayınladı. Hamza Tugayı'nın sözde Özel Kuvvetler Komutanı Seyf Ebu Bekir ise, “Diz çökmeyeceğiz, suçlularla barışmayacağız, masumların katillerine bakıcılık yapmayacağız, özgürlük ve haysiyet haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz, Beşşar terörün başı ve diğer örgütlere kaynaktır.” açıklamasında bulundu.
DIŞİŞLERİ'NDEN YENİ SURİYE AÇIKLAMASI
Dışişleri Bakanlığı, dün Suriye konusunda yaşanan tartışmalara ilişkin gelen bir soru üzerine açıklama yayınladı. Sözcü Tanju Bilgiç imzasıyla yayınlanan açıklamada şöyle denildi:
“Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri bu ülkedeki krize halkın meşru beklentileri doğrultusunda çözüm bulunması için en çok çaba harcayan ülke olmuştur.
Bu çerçevede, Türkiye sahada ateşkesin muhafaza edilmesinde ve Astana ve Cenevre süreçleri vasıtasıyla Anayasa Komitesi’nin kurulmasında öncü rol oynamış, muhalefete ve Müzakere Heyetine siyasi süreçte tam destek vermiştir. Halihazırda, rejimin ayak sürümesi nedeniyle bu süreç ilerlememektedir. Sayın Bakanımızın dün ifade ettiği hususlar da buna işaret etmektedir.
Milyonlarca Suriyeliye geçici koruma sağlayan Türkiye, mültecilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşleri için uygun şartların hazırlanması ve ihtilafa BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında ortaya konulan yol haritası uyarınca çözüm bulunması yönündeki çabalara aktif katkısını sürdürmektedir.
Türkiye, uluslararası toplumun tüm paydaşlarıyla işbirliği içinde bu ihtilafa Suriye halkının beklentileri doğrultusunda kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara güçlü katkı sağlamaya devam edecektir.
Suriye halkıyla dayanışmamız sürecektir.”