Mumcu suikastında azmettirici kim?
Avukat Ceyhan Mumcu Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sorularını yanıtladı.
Uğur Mumcu’yu İran’ın öldürdüğü iddialarının doğru olmadığını açıkladınız. Kanıtınız nedir?
Uğur, İran’la ilgili bir tartışmanın içinde değil. Uğur’un gözü ABD’nin Türkiye’nin içindeki terör örgütleriyle bağında. Suikasttan hemen sonra bir anda İran aleyhine bir faaliyet başlıyor. İran Konsolosluğu basılıyor. Mollalar Tahran’a sloganı atılıyor. TBMM’deki araştırmalarda izler CIA’nın kirli işler daire başkanlığına çıktı. Uğur, mafya siyaset ilişkisine, yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye’deki faaliyetlerine odaklanıyor.
‘İran devrimini destekliyor’ demiştiniz.
Destekliyor. Ülkelerin tam bağımsızlığından yana. ABD’den kurtuldular diye destekliyordu. Onun için de İran aleyhinde hiçbir yazısı yok. İran’ın derdi neden Uğur olsun? Suikast sonunda Türkiye’de İran düşmanlığının tohumları atıldı. Neyse onları da aştık.
Dava süreci neden uzun sürdü, neden çözülemedi?
Sanıkların Çeçenistan Tahran arasında eleman kaçışlarını organize ettikleri doğruydu. Önemli bilgilere ulaşıldı. Muammer Aksoy’u öldüren silah da bunlardan çıktı. Ama ben tatmin olmadım.
Neden?
Olayın tüm detayları araştırılmadı. Azmettiricilere yoğunlaşılmadı. Bütün cinayetleri bunlara bağladılar. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Taner Kışlalı ne kadar cinayet varsa ‘Hepsini bunlar yaptı’ dediler. ‘İçinden çıkılmaması için yapılmış bir dosya’ oldu.
Söylediklerinizi ‘Şeriatçı katilleri aklama’ olarak yorumlayanlar var.
Niye aklayayım. Ben Muammer Aksoy’un da avukatıydım. Taner Kışlalı da benim Siyasal’da devre arkadaşımdı. Bahriye Üçok’la dosttum. Suikastları ideolojik kalıplarla ele alarak değil nesnel verilere bakarak çözebiliriz.
Böyle baktınız ama yine çözülmedi!?
Tam olarak soruşturulmadı çünkü. Kim azmettirdi? Mesela, durduk yere gündeme Şebnem Korur Fincancı geldi. Davaya müdahil oldu. Sanıkların işkenceye uğradıklarını iddia etti. Sanıklar azmettirenleri söyleyecekleri duruma gelmişken Fincancı’nın bu müdahalesinden sonra vazgeçtiler. Fincancı bu işe niye karıştı? Hala çözebilmiş değilim. Sanıklar ifadelerini bir süre sonra tamamen değiştirdi. Dava amacından saptı, kayboldu, gitti. Bir sonuç çıkmadı.
Umut operasyonu sonrasındaki örgütsel bağlantılar da sizi ikna etmedi mi?
Etmedi. Bazı deliller var. Bir bombanın çizimi mevcut bombanın krokisiyle uygun. Ama orada bir yönlendirme de olabilir. Takip bilgileri yine polisin bilebileceği şeyler. ‘Bunlar kuvvetli deliller’ diyebileceğimiz bilgiler çıkmadı.
Yetkili olsanız soruşturmaya nereden başlarsınız?
Güvenilir soruşturma komisyonu kurdururdum. O ekibe sınırsız özgürlük veririm. Başka bir iş vermem. Hep şu oldu. Böyle ekip kuruyorlar, sonra o ekibe başka işler de veriyorlar. ‘Bunları da çöz’ diye. O savcıya başka iş verirseniz, aksar durur. Adam hangisinin içinden çıkacak!
Tevhid-Selam Örgütü üyesi olan kişilerin bağlantılarının yeterince araştırılmadığını belirtiyorsunuz. Bunu söylerken dolaylı açıdan şunu ima ediyorsunuz galiba: Bu örgütün İran ile ilişkileri de sorgulanmalı.
Sorgulanabilir. Ona ben karışmıyorum.
Terör örgütlerinin içindeki bir birimi istihbarat örgütleri denetim altına alıp eylem yaptırabiliyor o yüzden bunu belirttim.
Tevdid-Selam bir de Kudüs Savaşçıları var. Kudüs Savaşçıları sadece eylem yapıyorlar. Tevhit-Selam eylem yapmıyor, onlar kültürel faaliyetler yapıyor ve yine birbirlerini de pek tanımıyorlar.
Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayan sanık dikkatiniz çekti mi?
Evet. Erhan Özmen var. O başvurmadı.
Sebebi ne olabilir?
Bilmiyorum. Süreyi kaçırmış o, öbürleri başvurmuş da olabilir. Bir kimyacı vardı Oğuz Gürsel. Hiç bir operasyonda elde edilemedi.
Ailenin diğer bireylerinin bu gerçekleri önemsememesini neye bağlıyorsunuz?
Ailenin diğer fertleri dediğiniz, yani Uğur’un oğlu-kızı… CHP siyasetlerini benimsiyorlar. Cumhuriyet gazetesinde çalıştıkları için onu benimsiyorlar. Yani herkes bulunduğu yere göre bir tavır alıyor.
Mumcu’dan 1 ay sonra Eşref Bitlis şehit ediliyor…
Evet.
Ondan birkaç ay sonra Sivas olayları oluyor. Aydınlarımız yakılıyor.
Hatta Sivas olaylarından önce aniden Turgut Özal da öldü.Bir trafik kazası oldu, Adnan Kahveci öldü. Böyle bir şok olayların arka arkaya çok olduğu bir dönem.
Sonra da Gazi olayları oluyor. Bütün bu olayların birbiriyle bağına büyüteç tutulması gerekmiyor mu?
Bunlar Gladyo olayları! Duvarı yıkmak lazım. Bir tuğla çekerek duvar yıkılabiliyorsa ne ala… Ama yıkılırsa ben altında kalırım diyenler var.
Mehmet Ağar o cümleyi söylediğini kabul etmiyor.
O Güldal Mumcu’nun devre arkadaşıdır Siyasal’dan. Her zaman çelişkili konuşuyor. ‘Ben marinaya sahip çıkmasam mafya çöker’ açıklaması nedir? İçişleri Bakanlığı yapmış, Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış biri böyle konuşur mu?
Teşekkürler. Son cümleniz nedir?
E-Aydınlık abonesi olmayan kalmasın.