Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mümtaz Soysal'ın ardından

Soysal’ın dersleri adeta kapalı gişe oluyor, bizim okulun yarısı Mülkiye’ye taşınıyordu. Yıllarca Denktaş’ın danışmanlığını yapmıştı. Soysal’ın hukukçu ve politikacı kimliği yanında Türk Solu’na önemli katkıları oldu. YÖN hareketinin Doğan Avcıoğlu ile birlikte fikir babasıdır

Mümtaz Soysal'ın ardından
A+ A-
ÖNDER EGE

İdeoloji, hukuk ve siyaset dünyamızda büyük bir iz bırakan eski Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın yaşamını yitirdiği haberi gündeme düştüğünde, bu satırların yazarı Kıbrıs üzerine bir makale yazmak ile meşguldü. Rahmetli Denktaş’ın Bağımsız KKTC ülküsünün en önemli destekçilerinden biriydi, Soysal. Yıllarca Denktaş’ın danışmanlığını yapmıştı. Soysal’ın o günlerde Kıbrıs ile ilgili ortaya koyduğu görüşler, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler ile ne kadar haklı olduğunu ortaya koymuştur.
Türk Anayasa Hukuku’nun önde gelen hocalarından olan, bir dönem dekanlığını da yaptığı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devlet ve siyaset hayatında önemli rol oynayan çok sayıda öğrenci yetiştiren Prof. Dr. Soysal, 12 Mart 1971 darbesi sürecinde halen aşılmamış kitabı, “Anayasaya Giriş”te “komünizm propagandası” yaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Soysal, “Yürümek”, “Şafak” gibi benzersiz romanlara imza atan ve henüz 40 yaşında hayata veda eden Sevgi Soysal (Sabuncu) ile 12 Mart Cuntası döneminde cezaevinde tutukluyken evlenmişti.

KAPALI GİŞE DERS VERİRDİ
1987 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Hukuku derslerimize Prof. Dr. Oya Araslı giriyordu. Komşu okul olan Mülkiye’de ise Soysal ders vermekteydi. Soysal’ın dersleri adeta kapalı gişe oluyor, bizim okulun yarısı Mülkiye’ye taşınıyordu. Anayasa Hukuku dersinde çok başarılıydım, bu nedenle Oya Araslı ile yakın bir diyalog içindeydik. Oya Hoca 1961 Anayasasını savunan bir hukukçuydu. Bir gün sohbetimiz sırasında sordu; “Önder, Mümtaz Hoca’nın derslerini izliyorsun değil mi?” Önce tereddüt ettim. Hoca kızacak mıydı, yoksa? Sonra kısık bir sesle, “Evet, takip ediyorum” diye cevap verdim. Hoca gülerek dedi ki, “Tahmin ediyordum zaten, aferin oğlum, hukuku her daim en iyilerinden takip ederek öğrenirsin. Kaldı ki Mümtaz Hoca yakın dostumdur ve 1961 Anayasası’nın oluşumunda katkıları büyüktür.” Daha sonra Mümtaz Hoca ile rahmetli Uğur Mumcu vesilesi ile tanışacak, çok güzel sohbetlerimiz olacaktı.
Mümtaz Soysal’ın hukukçu ve politikacı kimliği yanında Türk Solu’na önemli katkıları olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Soysal, YÖN hareketinin Doğan Avcıoğlu ile birlikte fikir babasıdır. YÖN dergisi, Türkiye’de Kemalist, sosyalist, kalkınmacı, antiemperyalist, tam bağımsızlıkçı, Üçüncü Dünyacı bir geleneğin devam edip güçlenmesine katkı vermiştir. Dergiye adını veren Mümtaz Soysal, neden YÖN ismini tercih ettiklerini şöyle izah etmişti:
“Çünkü bir yönsüzlük şaşkınlığı geçiren Türkiye’ye ‘çıkış yolu şudur’ diye ‘yön’ göstermek iddiasındaydık. O nedenle hem kısalığı hem de amaca uyguluğu bakımından, Yön çok uygundu.”

HAKLI ÇIKTILAR
Yön, 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında oluşan düşmüş sisteme karşı bir güvensizliğin tezahürüdür. 27 Mayıs sonrasındaki gelişmeler neticesinde meydana gelen hayal kırıklığı iki ana tez doğurmuştur. Birinci tezi savunanlara göre:
“Türkiye sosyal yapısı itibari ile Batılı bir demokrasinin işlemesine elverişli değildir. Bu nedenle Batılı siyasal ve ekonomik modellere körü körüne bağlı olunmamalıdır... İnkılâplar başlar ama bitmezler!”
Diğer tezi yani karşı görüşü savunanlara göre ise vaziyet farklıdır:
“Köklü reformlara gerek yoktur. 1960 öncesi DP iktidarı gibi seçimle gelmiş güçlü ve kararlı bir iktidar, kalkınma ve refah için yeterlidir.”
Türkiye’nin o günlerden bu günlere kadar yaşadığı süreç, Mümtaz Soysal, Doğan Avcıoğlu ve arkadaşlarını haklı çıkarmıştır. Türk Solu Mümtaz Soysal’a çok şey borçludur. Antiemperyalist düzlemden kopuş Türkiye’yi bir kapan içine sokmuş iken, 15 Temmuz sonrası milli uyanış Soysal’ın ödediği bedellerin boşa olmadığını gösterecektir. Şimdi Mümtaz Soysal’ın Yön sayfalarına yansıyan NATO ile ilgili görüşlerine bir göz atalım:
“...Kabul etmek gerekir ki son on yılın olayları Moskova’daki düşünce değişikliğini bir hayli haklı çıkarmış, Amerika’nın önderliğinde birleşenler pot üstüne pot kırmışlardır. Değişen dünya karşısında, Türkiye’nin NATO’yu hâlâ on-on beş yıl öncesinin gözlükleriyle görmesi kadar yanlış bir şey olamaz... Türkiye için NATO’dan çıkış kararını verme zamanı geldi de geçiyor bile. Bu eskimiş, anlamsızlaşmış, kendi aleyhimize yönelmiş ve bizim için artık astarı yüzünden pahalı hale gelmiş olan kuruluştan ayrılmakla dış güvenliğimizi tehlikeye düşüreceğimiz de sanılmasın...”

ATATÜRK’Ü ŞİAR EDİNDİLER
Soysal’ın 1965 yılında yaptığı bu tespitler, 2019 Türkiye’sinde daha yeni tartışılmaktadır. Mustafa Kemal’in şu tarihi sözü Soysal ve arkadaşlarının şiarıydı:
“... İdare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamaz. Bugünkü sefalet ve rezalet içinde esasen kimseyi memnun etmeye imkan yoktur. Memleket mamur, millet zengin olduğu zaman herkes memnun olur.”
İlhan Selçuk’un dikkat çektiği üzere, YÖN dergisi ve hareketi, sosyalizmin Atatürkçü Türkiye’nin koşullarına göre nasıl hayata geçirilebileceğini araştırıyordu. Bu yönelişe Milli Demokratik Devrim demek belki daha doğru olabilir.
Mümtaz Soysal’ın aziz hatırası önünde saygı ve şükranla eğiliyoruz.

Son Dakika Haberleri