23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Münih Güvenlik Konferansı’nda itiraf: Kaybet kaybet dönemindeyiz

Asya ülkelerinin yükselmeye devam etmesi, rekabet ve çatışma ortamlarında Batı’nın cesaretini kırıyor. Bu nedenle ‘kazan kazan’ yerine ‘kaybet kaybet’ teorileri üretiliyor. Batı ülkeleri birbirine hüzünle bakıyor: Herkes kaybedecek!

Münih Güvenlik Konferansı’nda itiraf: Kaybet kaybet dönemindeyiz
2015'teki Başkan Wolfgang Ischinger, Ukrayna içinde ve çevresinde tırmanan güç mücadelesinin, dünya sisteminin temel kurallarının sınandığı konusunun farkına varmamızı sağladığını ilan etti.
A+ A-
ALİ MERCAN

Münih Güvenlik Konferansı (MGK) Sonuç Bildirisine yansıdığı gibi, Almanya ve AB Kamuoyu ve önemli kurumları hegemonyacılık ve Avrupa Merkezciliğin sonunun geldiğini düşünüyor. Özellikle 2020’den itibaren bu durum netleşti. ABD bu değişimi önlemek için saldırgan tutumları artırıyor ve Avrupa’yı buna zorluyor. Bütün olgulara karşın Almanya Üçlü Koalisyonu, silahlanma ve savaş yeteneğini artırma, Orta ve Batı Avrupa’da yoğunlaşma planı yapıyor. Bu adım Rusya’yı kuşatma anlamına geliyor. Diğer yandan Asya Çağı‘nın istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etmesi, rekabet ve çatışma ortamlarında Batı’nın cesaretini kırıyor. Bu nedenle “kazan kazan” yerine “kaybet kaybet” teorileri üretiliyor. Olası bir tırmanan çelişmeler ortamında herkes kaybedecek diyerek yükselen gücün cesaretini kırma taktiği geliştiriliyor.

“Münih Güvenlik Konferansı: Organizatörler, küresel güç mücadelelerinin daha da tırmanması ve herkesin kaybettiği bir ‘kaybet-kaybet’ dinamiği konusunda uyarıyor.“(1)

BATI İÇİN KAZAN KAZAN YERİNE KAYBET KEYBET

Batı on yıl öncesine kadar sürdürdüğü iddialarını terk etmeye başladı. Bu gerçek yetkililer tarafından her ortamda itiraf ediliyor. Emperyalist Batı, yakın zamana kadar dünyanın merkezi olma iddialarını sürdürdü. Doğu’ya demokrasi götürmek adına millî devletleri bölmek ve bölücü terör gruplarını sonuna kadar desteklemek yolunu izledi. “Şimdi küresel bir çatışma herkese kaybettirir” diye aslında düşüşlerini gizleme, Doğu’nun savunma alanında üstün konuma yükselmesini önleme ve Avrasya sürecindeki birleşmeleri durdurma çabaları öne çıktı. Avrupa Merkezli egemenlik teorilerinin yerini derin krizler ve Atlantik içinde sorunların derinleşmesi aldı. Avrupa’nın önemli dış politika oluşturma kuruluşlarından Münih Güvenlik Konferansı (MGK) toplantılarında Batı’nın iddialarının 10 yıl içinde adım adım nasıl söndüğü değerlendirildi.

MGK öncesinde düzenleyiciler, devletlerarası ilişkilerde feci bir "kaybet-kaybet" dönemi konusunda uyardılar. Konferansa sunulan Münih Güvenlik Raporu 2024'e göre, küresel mücadelelerde her tarafın kaybetme tehlikesi var.

Münih Güvenlik Konferansı’nda itiraf: Kaybet kaybet dönemindeyiz - Resim : 1
Başkan Heusgen, MGK'nın bir umut ışığı araması gerektiğini söyledi. Tüm krizler ve savaşlar nedeniyle insanların artık kafalarının nerede olduğunu bilmediği bir dünya durumu karşısında umut işaretleri arıyorlar.

BATI 2020’DE EGEMENLİĞİ KAYBETTİĞİNİ KABUL ETTİ

Son on yılın MGK toplantıları, küresel politika ve güç mücadelelerinin gelişme yönüne ışık tutuyor.

2014 Münih Güvenlik Konferansı, Berlin tarafından kapsamlı bir küresel siyasi atılımın başlangıcı olarak tasarlandı. Dönemin Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, Almanya'nın daha fazla uluslararası sorumluluk üstlenmesini talep etti. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, MGK konuşmasında, Almanya'nın uluslararası "düzenleyici çerçeveyi güçlendirmek için daha kararlı ve sorumlu" olması çağrısında bulundu.

Konferans'taki konuşmaların arka planında, 2013'te Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü (SWP) ve German Marshall Fund of the United States (GMF) tarafından hazırlanan strateji belgesi kararları vardı. Burada ABD Başkanı Barack Obama'nın ABD'yi iktidar mücadelesine tam olarak hazırlamak için Kasım 2011'de ilan ettiği "Asya'ya dönüş", ABD’yi tamamen Çin'e karşı güç mücadelesine odaklamak vardı. Yeni transatlantik stratejide, Almanya ve AB'nin görevi, Kuzey Afrika'dan Orta Doğu ve Orta Asya'ya kadar Avrupa'nın etrafındaki ülkeler kuşağında kilit bir rol oynamaktı.

2015'ten itibaren büyük güç çatışmaları Güvenlik Konferansı'nı şekillendirmeye başladı. 2015'teki Başkan Wolfgang Ischinger, Ukrayna içinde ve çevresinde tırmanan güç mücadelesinin, dünya sisteminin temel kurallarının sınandığı konusunun farkına varmamızı sağladığını ilan etti. Ischinger, Ukrayna sorununa ilişkin şu yargıda bulundu: "2014 çığır açan bir yıldı: Dünya, bir düzenin parçalanma çağına girdiğini gördü. Bunu, liberal bir düzenin geleneksel koruyucuları, yani Batı ülkelerinin, parçalanan düzenleri daha da istikrarsızlaştıran giderek artan sayıda yıkıcı ile karşı karşıya olduğunu belirten 2016 Münih Güvenlik Raporu izledi. O zamanlar, yıkıcılar terimi hala öncelikle Rusya'ya atıfta bulunmak için kullanılıyordu. Münih Güvenlik Raporu 2016'ya göre, Doğu Avrupa'da eninde sonunda ‘yeni bir Demir Perde’nin ortaya çıkması göz ardı edilemezdi. Buna ek olarak, Çin daha fazla gözlem altına alındı.”

2020 KONFERANSI: BATI‘NIN HÂKİMİYETİ KAYBETTİĞİ DÜNYA

2019 ve 2020 MGK‘ları, Almanya ve Avrupa'nın, hatta bir bütün olarak Batı'nın savunmaya geçeceği ve hatta küresel güçlerini kaybedebileceği ihtimaline odaklandı. 2019'da dönemin Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Donald Trump yönetimindeki ABD ile AB arasındaki sert rekabet göz önüne alındığında “güçlü, yetenekli bir Avrupa'ya” her zamankinden daha acil ihtiyaç duyulduğu konusunda uyardı. Maas, AB kendisini dünya siyasetinde güçlü bir şekilde konumlandıramazsa, büyük güç rekabetinin yaşandığı bir dünyada ezilme durumuna düşeriz dedi. 2020'de konferans direktörü Ischinger, etkinliği “Batısızlık” sloganı ile adlandırdı. Batı, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonraki ilk on yıllarda "neredeyse tartışmasız askeri hareket özgürlüğüne" sahip olsa da, artık durum böyle değil. Batı egemenliğinin olmadığı bir dünya artık mümkündür. Münih Güvenlik Raporu 2020, Emmanuel Macron'un şu sözlerini aktardı: “18. yüzyıldan beri Batı hegemonyasına dayalı bir uluslararası düzene alıştık. Artık işler değişiyor.”(2) Dört yıl sonra, küresel güç mücadeleleri daha da tırmandı: Batı ile Çin arasında şiddetlenen rekabet, Ukrayna’da Batı ile Rusya arasındaki savaş gibi. Ayrıca “2024 MGK raporuna göre, Batılı olmayan ülkeler artık ABD'nin meşru iddialarını sınırladığını algılamakta ve tüm güçleriyle pastadan daha büyük bir pay talep etmektedir. Ancak düzenin geleneksel koruyucuları, Batı'nın devletleri bile durumdan memnun değiller, kendi paylarının küçüldüğünü görüyorlar. Her iki tarafın da kaybettiği ve önemli olan tek şeyin düşmandan daha az kaybetmek olduğu şiddetli çatışmalarda ‘kaybet-kaybet’ dinamiğine girme fikri gelişti.”(3)

‘ÇÖKÜŞÜNÜ DURDURALIM’

MGK‘da Batı’nın hâkimiyetinin sona erdiği ilan edilirken Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock toplantının başlamasından bir gün önce Münih’te, Avrupa’yı kastederek, “Biz bir değil, birçok dönüm noktasındayız“ dedi. Dışişleri Bakanlığı resmi sayfasında yayınlanan açıklamasında Bakan, önümüzdeki yıllar Avrupalılar sadece Ukrayna’yı askeri olarak desteklemekle kalmayıp, kendilerini daha iyi savunacak duruma gelmelidir. Baerbock, “Son olarak, NATO'nun Avrupa ayağını güçlendirecek bir Güvenlik ve Savunma Birliği'ne ihtiyacımız var. Bunu başarmak için, AB üyelerinin askeri yetenekleri sadece gerçekte birbirleriyle uyumlu olmakla kalmamalı, aynı zamanda her birinin kendi ulusal gücüne katkıda bulunduğu ekonomik işbirliği gerekli. Almanya için bu, hava savunması ve silahlı kuvvetlerdeki bilgi birikimimiz olabilir.“ ifadelerini kullandı.

Bütün Avrupa’da esen NATO karşıtı ve hegemonyacılığın çöküşe gittiği tartışılırken Bakan, NATO’nun Avrupa ayağını güçlendirmek ve öne çıkarak Batı hâkimiyetini diriltmek hayali güdüyor. Bu ABD-NATO adına çöküşü durdurmaya aday bir çağrı gibi. MGK Başkanı Wolfgang Ischinger, dört yıl önceki konferansta, Batı'nın yeni başlayan çöküşünü tartışmaların merkezine yerleştirdi. Batılı güçler, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonraki yıllarda "neredeyse tartışmasız askeri hareket özgürlüğüne" sahipken, Ischinger'in sunduğu "Münih Güvenlik Raporu"na göre, durum artık böyle değil. “NATO'nun askeri teknoloji alanında uzun süredir ‘neredeyse rakipsiz küresel üstünlüğü’ bile artık söz konusu değil. Ischinger, Batı'nın daha da zayıflamasını önlemek için kararlı küresel siyasi atılım çağrısında bulundu. Bazı Batı ülkelerinde, seçkinlerin bir kısmı şimdi aşırı sağcı politikalara yöneliyor.”(4)

MGK'NIN 2024 ÖZETİ: SARSILAN BATI

Krizlerin ve savaşların ortasında, Münih Güvenlik Konferansı'nın bir umut mesajı bulması gerekiyordu. Ama acımasız gerçeklik katılımcıların üzerine çöktü. Münih'te Batı bazen kararlı, bazen şaşkındı. Başkan Heusgen, MGK'nın bir umut ışığı araması gerektiğini söyledi. Tüm krizler ve savaşlar nedeniyle insanların artık kafalarının nerede olduğunu bilmediği bir dünya durumu karşısında umut işaretleri arıyorlar. Ancak gerçeklik kara bulutlarını gönderdiğinde gümüş astar arayışı zordur.(5)

AB‘NİN DOĞU AVRUPA’DA RUSYA’YA KARŞI KAYBETMEME HAZIRLIĞI!

AB, kısa süre içinde kendi silahlanma stratejisini yayınlamayı ve Avrupa seçimlerinden sonra yeni AB Savunma Komiseri görevini kurmayı planlıyor. Bu, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen tarafından hafta sonu Münih Güvenlik Konferansı'nda açıklandı. Savunma Bakanı Boris Pistorius, etkinlikte Almanya‘nın da gelecekte askeri silahlanmasını artırmak ve ekonomik çıktısının yüzde ikisinden fazlasını orduya harcamak zorunda kalacağını yineledi. Bu, "Kremlin'in Doğu ve Orta Avrupa'daki hâkimiyetini yeniden kurma stratejisine" karşı koymak için gerekliydi. Ukrayna'yı Rusya'ya karşı savaşta ve ötesinde desteklemek için Almanya ve Fransa, cuma günü Kiev ile diğer şeylerin yanı sıra Ukrayna silahlı kuvvetlerini silahlandırmak ve eğitmek için önlemler sağlayan güvenlik anlaşmaları imzaladılar. Daha önce, Londra ve Kiev böyle bir güvenlik anlaşması imzalamıştı. Anlaşmalar, Vilnius'taki NATO zirvesinin oturum aralarında 12 Temmuz 2023 tarihli bir G7 kararına dayanıyor. Kiev'e NATO'ya katılacağı bir alternatif sunmayı amaçlıyorlar.(6) Bütün bu gelişmeler içinde Almanya ve AB’de yükselen eğilim hegemonyacılığa karşı bağımsız devletler olgusudur. SPD, Yeşiller, Liberaller gibi ABD güdümüne kapılmış partilere karşılık Giorgia Meloni, Marin Le Pen, AfD, Sahra Wagenknecht gibi gittikçe güçlenen partiler AB’den de çıkma ve Rusya ve Asya ile yakın ilişkiler yönünde gelişmektedirler. Hegemonyacılığın dağılma sürecine girdiği, Avrupa’da bağımsızlık eğilimlerinin yükseldiği süreçte Türkiye Hükümeti ve Muhalefetinin AB’ye dâhil olma, ABD’ye umut bağlama politikaları gerçeklere en zıt adımlardır.

DİPNOTLAR:
1.German Foreign Policy (GFP) 16 Şubat‚ 2024 2.Westlessness. Munich Security Report 2020. securityconference.org. 3.Lose-Lose? Munich Security Report 2024. 4.GFP, 11 Şubat 2020) 5.Fabian Busch analizi, web.de internet haber sitesi, 18.02.2024 6.GFP, Die Dominanz in Ost- und Mitteleuropa, 19 Şubat 2024

ASYA’DA ‘BİRLEŞELİM’ ÇAĞRILARI

60. Yıl toplantısını yapan Münih Güvenlik Konferansı ile aynı zamana denk gelen ve Moskova’da düzenlenen “Yeni Sömürgeciliğe Karşı Milletlere Özgürlük Forumu” küresel çapta Avrasya merkezli gerçek bir güvenlik örgütlenmesi olarak kurumlaşmaya gidiyor. Münih Güvenlik Konferansında Batı “kaybet-kaybet ama rakipten az kaybet” ve “Batısızlık” sloganları atarken Asya “Kazan-Kazan” diye paylaşma öneriyor. Rusya’daki toplantıda Divan Başkanı olan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ethem Sancak ve Rusya Temsilcisi Mehmet Perinçek hedef alınan ülkelere “Birleşelim” çağrısı yaparak tarihe not düştüler. Bu toplantıların aynı zamana denk gelmesi bir tesadüf değil tarihsel olarak bir dönüm noktası ve devir teslim olayıdır. Hegemonyacıların müdahale devri biterken Avrasya’nın İnsanlığa barış, arkadaşlık, paylaşmacılık ve Uluslararası alanda eşit ilişkiler dönemine geçiş kurumsal olarak da şekilleniyor.

ABD Asya Münih Güvenlik Konferansı (MGK)