Mustafa İlker Gürkan: 68’in militan hukukçu yıldızı
Yıl 1967 olmalı. İTÜ Gümüşsuyu binasında arkadaşlarla buluştuk. Birden, parkalı, orta boylu, sağlam yapılı bir gencin etrafında bir hareketlenme oldu. Sesler yükseldi. Mustafa Gürkan’ı orada tanıdım. Geldiği yere dinamizm getirdiğine ilk kez o gün tanık oldum.
Mustafa İlker Gürkan, İstanbul Üniversitesindeki (Türkiye’deki) gençlik hareketini yoktan var edenlerdendi. Merkez binadaki anfiler sanki Mustafa için yaratılmıştı. Salona dalar, kalabalığı canlandırır, gençleri ülkenin/dünyanın gerçekleri ile yüz yüze getirirdi.
Lakabı, M-1 Mustafa. O sırada İstanbul Hukuk Fakültesindeki devrimci saflarda birkaç Mustafa olduğu için M. Gürkan’a M-1 Mustafa adı layık görülmüş. M-1 Kırıkkale tüfeği NATO’ya girmeden önce Mehmetçiğin kavradığı silah. Biraz kaba sabadır ama Anadolu’nun bağrından fışkırdığı için yerli/ulusal karakterlidir. M-1 adı Mustafa’ya yapıştı ve de yakıştı.
Mustafa Gürkan 68 hareketi içinde tam anlamıyla saf yerli/millî karakterli devrimcilerdendir. Yabancıya hiç özenmedi.
AJİTASYON-PROPAGANDA UZMANI
Mustafa Gürkan yaman bir ajitatördü. Koca anfilerdeki binlerce öğrenciyi bir anda sokağa dökmek, her babayiğidin harcı değildir. Kitlenin o anki ruh haletinden yakalayıp kitleyi daha ileri noktalara taşımayı çocuk oyuncağı haline getirmişti. Bunu yaparken kitleden kopmamanın esas olduğunu biliyordu. Ajitatörlük koca koca laflar etmek, slogan haykırmak, bağırıp çağırmak değildi. Bunun ötesinde bir şeydi. Kitleyi o anda devrimci bir ruhla buluşturmaktı. O sıralarda sol saflarda “kitle çizgisi” yoğun tartışmalara neden oluyordu. Dev-Genç Kurultay’ındaki kitle çizgisi tartışmalarında yaptığı “kitlenin bir kol boyu önünde olmak” benzetmesi, Mustafa Gürkan’ın sol düşünceye katkısıdır. İyi bir devrimci kitlenin gerisinde olamaz, kitlenin on adım önünde de olamaz, olursa kopar. İyi bir ajitatör kitlenin bir kol boyu önünde olacak, ne daha az ne daha fazla. İfade, mealen aktarıyorum, Mustafa Gürkan’a ait.
Sonraki yıllarda Mustafa Gürkan’ın yaman bir hatip olduğunu da gördük. Ses tonu tatlı-sert, tok, Türkçeye hâkimiyeti kusursuzdu. Milletin sorunlarına vukufiyeti, konuşmasını daha etkili kılardı. Mecliste olsaydı, Osman Bölükbaşı gibi ünlü bir hatiple bile çekişebilirdi bence.
Kaba saba görünümlü Mustafa Gürkan duyarlı biriydi. Çok güzel şiir okurdu. Attilâ İlhan’ın “Kim Kaldı” şiirini, şiir okumaya özen gösteren Attilâ İlhan’dan bile daha güzel okurdu bence.
DENİZ GEZMİŞ- MUSTAFA GÜRKAN
Deniz Gezmiş 68 Hareketinin kaptanlarındandır. Mustafa Gürkan da o kaptanlardan biridir. Buna kimsenin de itiraz etmeyeceğini biliyorum.
Mustafa Gürkan Deniz Gezmiş’in “dağlar dağlar” sevdasına “gerilla heveslerine” pabuç bırakmayarak, o dönemde sağlam bir tavır aldı. Sağlam duruşu etkili oldu, en azından kayıpları azalttı. Büyük bir altüst oluş demek olan devrimin, gençlik hevesleri ile yürütülemeyeceğini genç yaşta kavrayanlardan, Deniz Gezmiş’i, Mahir’i uyaranlardan oldu.
Deniz Gezmiş için en esaslı eleştiri Mustafa Gürkan’a aittir: “O kadar başarılı bir gençlik liderinin, başarısız gerilla özlemi, çelişkidir.” (Mealen yazdım, sözcükler yanlış olabilir.)
MUĞLA BARO BAŞKANLIĞI
İstanbul Hukuk Fakültesinin ateşli militanının yıllar sonra Muğla’da baro başkanlığı yapması, üstelik o görevin de hakkını vererek o alanda da kendisi kabul ettirmesi üzerinde uzun uzadıya düşünülmelidir.
Sol içinde hep kucaklayıcı, birleştirici oldu. Kusuru, bunu militanca yapmamış oluşudur. Neden örgütlü bir Sol mücadeleye dört elle sarılmadı? Biri çıkıp korktu derse, kime inanmaz. Sorunun yanıtı bende yok.
Mustafa İ. Gürkan 68 gençlik hareketinin seçkin önderlerindendi, 68 gemisinin kaptanlarındandı. Genel olarak Türkiye devrimci hareketinde iz bırakan 68 militanlarındandı.