24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mustafa Kemal: Asya'da kibir meşaleleri mahkum olacak!

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Asya'da kibir meşaleleri

mahkum olacak

İmza: Mustafa Kemal

Türk kadınları her zaman en ön saflarda. Bütün dünyada da böyledir. Kadınlar değişiklik ister. Kadınlar katılmadan devrimler başarıya ulaşamaz. Dünyayı değiştiren bütün devrimlerde böyle. Kadınlar hepsine adını yazdırmış. Fransız Devrimi, Amerikan Devrimi, İngiliz Devrimi...

Bizim kadınımız Türk Devrimi'nde ortaçağ karanlığına ve emperyalizme karşı birlikte mücadele vermiş.

Her Cumhuriyet devriminin her taşında emeğimiz vardır.

Emperyalizm de bunu iyi biliyor. Devrimlere karşı mücadelede ilk önce ona emek vermiş en ön cephedeki kadınları teslim almaya çalışıyor.

Kütürleriyle, bilimsellikleriyle, toplumsal yaşamdaki o eşsiz mücadele güçleriyle onları bertaraf edecek ki bir milletin burnuna halkayı taksın, istediği gibi güdebilsin!

Derdi sizin kafanızdaki örtü, ayağınızdaki şalvar değildir. Kafanızın içindekidir. Gözlerinize perde indirmek, yüreğinizin mazlum insanlarınız ve milletler için çarpmasını engellemektir.

Tarihimizde şu çok açık bir gerçektir.

Bütün devrimlerin karşısında onu yolundan saptırmaya çalışan bir seçenek de, düzenin sürmesini isteyenler tarafından hep çıkarılmıştır.

Devrim zaten budur.

Boğuşa boğuşa gelir.

Hele Türkiye'de!

Türk Devriminde!

Mazlum ülkelerin ayağa kalkışını ateşleyen devrim.

Yalnızca kendi hesabına değil!

Her adımında karşısına emperyalizm duvar örmüş. Aşmışız.

Sesi ta Afganistan'dan, Hindistan'ın hapisanelerinden, Çin'den Maçin'den duyulan Devrim!

O Batı'nın kafeslerde gördüğü kadınlarımız Mustafa Kemal: Asya'da kibir meşaleleri mahkum olacak! - Resim: 1

“Bugün herkes bilmelidir ki, Türk kadını artık uyumuyor. Uyanmıştır. Düşünüyor, hissediyor, yükselmek ve yükseltmek istiyor. (…) Umum kadınlığı aydınlatmayla cehaletten kurtarmak, sefil ve muzdarip kadınlığı zilletten kurtarmak” istiyorlardı.

“Biz Osmanlı kadınları şimdiye kadar derin bir uykudaydık. O uykuda müthiş, karanlık, korkunç rüyalar görerek muzdarip oluyorduk. Bu uykumuz senelerden beri devam ediyordu. Fakat edemezdi. (…) Bu uyanmamız pek tabiidir. Tabiat kanunu gereğidir.”

Kadınlarımız böyle konuştuklarında daha 1908 Devriminin arifesindeyiz.

Batı taklitçisi Tanzimatçı anlayışın yanında 1789, 1830 ve 1848 devrimlerinin “eşitlik, kardeşlik, özgürlük” kavramları Osmanlı toplumunun da kapısını zorlamaya başlamıştı.

Hem de bütün kapıları!

AFGANİSTAN KADININA TEPEDEN BAKANLAR BURAYI MUTLAKA OKUYUNUZ

Cumhuriyet kadınının oluşması sürecindeki ilk adımlar Tanzimat’la değil, Tanzimatçılığa karşı mücadeleyle atıldı.

Moltke, 1836 Şubat’ında yazdığı mektupta “kadınlar gayet sıkı gözaltındadırlar ve kadınlardan başka hiç kimseyle temas edemezler. Bu noktada bütün Müslümanlar aynı fikirdedir ve reform muhakkak ki en son olarak haremlere girebilecektir” diyordu.

Bütün yabancıların görüşleri, kalkıp buralara gelenlerin bile aslında aynı dar açıdan olmaktadır: “Reform” ve “Saray ve çevresi”.

Anadolu kadının zaten adı anılmaz.

Atatürk ise bu tür düşünceleri dile getiren yabancı gazetecilere her seferinde çok sert tepki verir.

Onlar Anadolu’daki gerçek Türk kadınını tanımazlar!

Ayrıca kadın sorununun çözümünde daha 1918’de “cesur olmaktan, vesveseyi bırakmaktan, eskiyi bir darbeyle yıkmaktan yanadır.”

Çünkü o Türk kadınını tanır.

Eşyanın tabiatını tanır.

Evet, çünkü o yüzünü örten kadınlar, erkeği olmadan serbest seyahat edemeyen Türk kadınları artık 1910'larda “bugünkü hayat yenilik istiyor. Kadın erkek yeniliğe susamıştır” diyor...

Aranızda hâlâ susamayan var mı??

“Evet, hanımlar, emin olun biz böyle kalmayacağız. Bir gün, büyük bir gün gelecek ki, yükseklerde gördüğümüz ve korktuğumuz her şey bastığımız yerlerde sürünecek.”

Bu sözlerin söylendiğinde daha 1913'lerdeyiz.

Ama Cumhuriyet'in ayak sesleri

Güvene bakar mısınız?

Maddi bir temeli olmasa böyle konuşmazlar.

Bugün çok daha yüksek sesle konuşma hakkımız vardır.

Onun için Afgan kadınına Cumhuriyet Kadını el uzatır.

Çünkü kendi yaşanmışlığını bilir!

AFGAN EMİRİNİN ZAMANINDA BİKİNİ Mİ GİYİLİYORDU

“Dini sağlamlık ve güzide milli hasletleriyle Asya milletleri arasında mümtaz bir mevkii işgâl eden asil Afgan kavminin mukadderatını pek yüksek medarı cedde tutan Zatı Celadetpenahilerince gizli olmadığı üzere, İngilizlerin bu kudurmuşca saldırısı, Asya'da şimdiye kadar gezdirdikleri büyüklük ve kibir meşalelerinin... mahkum olduğunu görmelerinden ileri geliyor.” (Mustafa Kemal, Afgan Emiri Emanullah Han'a, 18 Ağustos 1920 )

Afgan Emiri kim?

Ülkesinde kadınlar herhalde bikiniyle denize girmiyorlardı!!

Ama kucağını açtı.

O zaman “Pera”da yabancı işgalcilerin arasında aynı kaldırımlarda salınarak dolaşan “Batı taklitçisi” şapkalı kadınlar da vardı. Ya da “saray çevresinde yarı çıplak”, Atatürk'ün söylediği gibi...

Hatta “ne yazık ki, İstanbul muhitinde düşmanlarımıza, düşmanlarımızdan daha çok hizmet edenler, maksatlarını kolaylaştıranlar bulunuyor”du!

Unutmayın ki o sıralar Mustafa Kemal Paşa, kendisi hakkında idam kararı veren padişaha karşı mücadele veriyordu.

Ama o biliyordu ki, İngiliz emperyalistlerinin elinden “kibir meşalesini” almak Türk devriminin önünü açacaktır, hâlâ Ortaçağ emirlikler, kabile ilişkilerini yaşayan Afganistan'la “aynı düşmana karşı bu ittifak ışık tutacaktır”, “mücadelemizin süresini” kısaltacaktır.

Çünkü:

“Türkiye ile Afganistan el ele vererek dostça mesaiye girişmesi siyaset aleminde mühim bir denge temin edecek kadar ehemmiyet ve kudrete sahiptir.”

İşte bugün de iş bu kadar basittir.

Ama görmek için bilimsel olmak gerekir. Kursaklardan konuşmayacaksınız!

Mustafa Kemal Paşa görüyor, çünkü biliyor:

“Bu mesainin fiili eserleri şüphesiz ileride görülecek ve İslam alemi için saadet sebebi olacaktır. Asırlardan beri Türkiya İslamiyet için yalnızca mücahede ediyordu, bundan sonra yanında Afganistan gibi bir arkadaşla beraber çalışacaktır.”

“İslam âleminin istediği şey bağımsızlığından ibarettir. Yoksa İslam âleminin bir araya gelerek başkalarını mahv gibi bir görüşü yoktur. Her İslam hükûmetinin Afganistan gibi bağımsız ve hür olduğunu gömekle iftihar edeceğiz. Doğu âleminde baskı altında olan insanlar için Türkiya, Afganistan ve Rusya Şûralar Cumhuriyeti ittifakı pek güzel tasvir buyurduğunuz gibi memnuniyet vericidir. İnşallah bu ittifak daha feyizli olacaktır.”(12 Haziran 1921).

İslam aleminin aydınlanmasına destek olmanın yolunun da nereden geçtiği çok açık tanımlamış değil mi!

ATATÜRK GİBİ OLUN EFENDİ OLUN

Biraz Atatürk gibi olun! Onun size hitap ettiği gibi “Efendi” olun!

Peki, sizin derdiniz ne?

İngiliz himayesiymiş, Amerikan mandasıymış...

Saltanat kaldırılırken de, Cumhuriyet ilan edilirken de “kursağımda padişahımızın lokması var” diye yan çizenleri nasıl kükremiş sel gibi aşıp geçtiğini Cumhuriyet Kadını iyi bilir.

Bugün de bazılarının kursağında “dolar ödülleri var”!

Amerikan Dışişleri Bakanlarından “Cesaret Ödülü” almak Türkiye'de gerçekten cesaret işidir!

O ödül geri verilecek!

Bu topraklara hakarettir.

Yakışmaz!

200 yıllık emeğimize hakarettir.

Kabul edilmeyecektir!

Göreceksiniz Türk milleti, Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Sayın Prof. Dr. Tülin Oygür'e gerçeklere, tarihimize, devrimlerimize dayanan cesareti nedeniyle en güzel Atatürk ödülünü verecektir!