Mustafa Kemal Çamkıran: Devrimden başka varlığı olmayan püriten
Devrimcilik, gerçek insanların uğraşıdır. Sadeydi. Bol kitap okurdu. Militandı, eylemin başarısı için canla başla uğraşırdı. Dinamikti, ataktı, iyi bir ajitatördü. Dürüst, içten, sağlam karakterli, arkadaş canlısı biri idi
Arkadaşları onu Çamkıran diye çağırırlardı. Soyadı lakabı gibi olmuştu. Ben, Çamkıran’ın fakülte, yurt ve Fikir Kulübü arkadaşıyım. 50 yılı aşan bir dostluğumuz var. Bu satırlar bir tanıklık olarak da okunabilir. Devrime adanmış bir ömrün içinde yaşananları yazacağım. Devrimcilik, gerçek insanların uğraşıdır. Orta boylu, sağlam yapılı, esmer kara kaşlı, kara gözlü, sert görünümlü militan da bir insandı, hataları olmuştur.
PÜRİTEN ÇAMKIRAN
Çamkıran tam bir püritendi. Kantin’de vakit geçirmez, öğrencilerle fazla ilişki kurmaz, kızlarla-dansla-parti ile hatta sigara-içki ile işi olmazdı. Giyimi kuşamı sade idi. Yurtta odasına çekilir, bol bol kitap okur kendini yetiştirmeye çalışırdı. Derslere fazla ilgi göstermezdi. Profesyonel devrimci olmayı o yıllarda kafasına koymuştu galiba.
MAOCU' ÇAMKIRAN
Militandı, eylemin başarısı için canla başla uğraşırdı. İlk “Maocu”lardandı. Fikir Kulübündeki tartışmalarda söz alır, Çin Devrimi’ni yüceltirdi. Aslında yabancı dil bilmiyor, gelişmeleri yerel basından izliyordu, yani bilgileri sınırlı idi. Buna rağmen “Maoculuk”ta kararlıydı. Kırsal alanlardaki sınıfların tahlili hakkında yaptığı konuşmaya hayran kalmıştım. Bir süre sonra Çamkıran’ın fikirleri Mao’dan aynen aldığını fark edince biraz hayal kırıklığına uğradım.
68’Lİ ÇAMKIRAN
Çamkıran 68 Hareketinin Siyasal Bilgiler’deki yıldızlarındandı. Dinamikti, ataktı, iyi bir ajitatördü. Ancak yaptığı bir hata, gençliğe, dahası ülkeye pahalıya patladı. Siyasal’da 69 başına kadar her kulüp kendi hazırladığı panoda görüşlerini açıklar taraftar toplamaya çalışırdı. Demokratik ortam vardı. O yıllarda Deniz Gezmiş ile Ülkü Ocakları Başkanı Tarsuslu Aytekin aynı anda yurtta kalabiliyordu. Çamkıran 69’un baharında Hür Düşünce Kulübü’nün panosunu indirince, hava birden değişti, gerginlik ne yazık ki, ülke çapına yayıldı. Bu eylem Çamkıran’ın aklından mı çıkmıştı, heyecanına mı kurban olmuştu yoksa itilmiş miydi? Bilemiyorum.
Dev-Genç’in büyük beklentiler içinde olduğu devrimcilerden biriydi Çamkıran. Çeşitli nedenlerle geride kaldı. Neyse ki, gençlik militanlığının ardından fakülte arkadaşları Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir gibi savrulmadı, dağlara çıkmaya, banka soygunlarına heves etmedi. 12 Mart'tan sonra Aydınlık Hareketi’ne katılarak, yerini buldu. Öğrenci devrimcisi “Maocu” devrimci saflarda olgunlaştı.
Çamkıran’ın bir başka özelliği o yıllarda çoğu Kemalist gencin kayıtsız, duyarsız kaldığı “Kürt Sorunu”na, fakülte yıllarından itibaren ilgi göstermesidir. Kürt hareketinin önderleri Çamkıran’ı tanıdılar, Çamkıran da sorunu çeşitli boyutları ile Türk kökenli arkadaşlarına anlattı. Hep Kürt-Türk birliği için mücadele etti. Hem Bayram Yurtçiçek hem de Haluk Mıhalioğlu ile çok birlikteliği oldu.
AHLAKLI ÇAMKIRAN
Vatan Partisi yöneticileri, Genel Sekreter Özgür Bursalı, Çamkıran’ı haklı olarak “ahlaklı”, “sağlam karakterli” diye niteledi. Gerçekten de Çamkıran dürüst, içten, sağlam karakterli, arkadaş canlısı biri idi.
Hasımlarına karşı uzlaşmaz, dostlarına karşı sevecen davrandı, sert görünümünden farklı olarak siyasal mücadelede kaba kuvvete hiç heves etmedi, ideolojik mücadeleden şaşmadı.
Aslında Dev-Genç’te olduğu gibi, Aydınlık çevresinde de Çamkıran’dan beklentiler büyüktü. O beklentileri karşılayıp karşılanamadığı sorgulanabilir. Yanıtı bende yok. Ödemiş’in yoksul bir köşesinden Ankara’ya ulaşan, fakültede devrimci olan Çamkıran püriten bir hayat yaşadı, sağa sola savrulmadı, devrimden ayrı bir varlığı olmadı, ailesinden başka. Post bıyıklı, esmer, sağlam yapılı, sert görünümlü Çamkıran’ın dostluğunu, sıcaklığını, içtenlikli gülüşünü özleyeceğiz.
ONUNLA CEM KARACA’YI İKNA ETMEYE ÇALIŞTIK
Mustafa Kemal Çamkıran ağabey ile, Halk Birlikleri Federasyonu Genel Sekreteri olduğum dönemde tanıştım. Bir yıl kadar birlikte çalıştık. Sürekli çevresinde bulunan arkadaşlarını karar alma sürecine dahil eder, hep birlikte alınan kararların hayata geçirilmesinde daha büyük enerji yaratacağını savunurdu. Hem insanlar arası ilişkide, hem örgütlenmede ve hem de entelektüel birikimiyle beni çok etkilemiştir. 12 Eylül'cülerin hakkında "yurda dön" çağrısı yayınlamaları üzerine, en küçük bir tereddüt yaşamadan ülkeye dönüp mahkemelerde kendisini yargılayanlardan hesap sorması bende büyük saygı uyandıran bir davranışı olmuştu.
Aynı dönemde kendisine de çağrı yapılan Cem Karaca'yı birlikte dönmeye ve birlikte hesap sormaya ikna edebilmek için günlerce tartıştığının tanığıyım. Ne yazık ki, Cem Karaca Türkiye düşmanlarının uydurduğu katliam vs. haberlerinden fazlasıyla etkilenmişti.
O nedenle de Türkiye'ye dönüşü ve sonrasındaki müzikal kariyeri hak ettiği değeri toplum nezdinde görmesini engelledi. Mustafa Kemal Çamkıran başarılı bir öğretmen, sırtımızı dayayabileceğimiz bir dost, davasında bir nefer olarak hafızamda yaşayacaktır. Allah rahmet eylesin. Ruhu şad olsun.
ALİ RIZA ÖZKAN- İSTANBUL
KARAKTERLİ YAPISIYLA YÜRÜYÜŞLERİN ÖNÜNDEYDİ
Mustafa Kemal Çamkıran'ı 1974 yılında aftan çıkınca tanıdım. Her yönüyle karakterli, güven veren bir yapısı vardı. 1975 sonu (tam tarihi anımsayamadım) Çamkıran’la birlikte Ödemiş- İzmir yürüyüşünde birlikte olduk. O elinde megafonla yürüyüş koluna önderlik etti. Hiçbir kışkırtmaya müsaade etmedi. İlçe merkezlerine girişimizde coşkulu karşılamalar ile karşılanır ve Çamkıran ajite eden anonslarda bulunurdu. Tabii ki o dönem illegal dönem, kimsenin özel durumunu, ismini sormak bile ilkesizlikti. 1976 yılında Hasan Yalçın, Çamkıran, Oral Çalışlar ve ben, İstanbul Kartal Kaynarca Parti komiteleri çalışmaları (denetleme) içinde onlara sorumluluk alanlarında eşlik ettim. Saygıyla anıyorum…
ORHAN BAL- İSTANBUL
12 EYLÜL'DE KARARLI SAVUNMALAR YAPTI
Mustafa Kemal Çamkıran 12 Eylül öncesi Türkiye İşçi Köylü Partisi Merkez Komite üyesiydi, Mahkemede bütün arkadaşlar gibi kararlı savunmalarından dolayı 7.5 yıl hapis cezası aldı. Cezaevinden çıktıktan sonra partiden ayrıldı. Hiçbir oluşum içinde olmadı. Partimize düşmanlık yapmadı biliyorum. Polatlı'da matbaacılık yaptı. Rahmet ve saygıyla anıyorum.
KABLAN HANSU- ANTALYA