'Müziğine Anadolu'nun kokusunu kattı': Milliyetçiliğinizi kaybedersiniz evinizi kaybedersiniz
Türk rock müziğinin ustalarından Koray, birleştirici, milliyetçi ve emperyalizme karşı duruşu ile akıllarda kalacak. Koray, 2007'de TRT 1’de katıldığı programda, “Düşmanlar geldiler, bizi sağ-sol diye böldüler. Tuzaklara düşmeyelim. Birleşip yumruk olun ve milliyetçiliğinizi kaybetmeyin.” demişti.
Türk rock müziğinin efsane ismi Erkin Koray’ın aramızdan ayrılışı, bir dönemin benzer isimlerinin benzer isimlerinin gidişinin ardından üzüntü yarattı. Anadolu rock müziğinin yaşayan efsanesi Erkin Koray’ın sabah saatlerinde fenalaştığı ve hastaneye kaldırıldığı kaydedilmişti. Erkin Koray, uzun zamandır ikinci adresi olan Kanada’nın Toronto şehrinde yaşıyordu. Akciğeriyle ilgili rahatsızlıklarının yanı sıra yaşlılığa bağlı sağlık sorunlarına karşı savaş veren 82 yaşındaki Koray, hastalıkla daha fazla savaşamadı.
Vefat haberini sanatçının kızı sosyal medyadan yaptığı duygu dolu paylaşımla duyurdu. “Dilerim bu dünyada bulamadığın barış ve huzuru, başka bir dünyada bulursun” denilen paylaşımda, “Eminim ‘senin çocuklar’ da ülkelerini, kültürlerini ve onlara layık gördüğün cumhuriyeti ileri götürmek adına yaptıklarına her zaman minnettar kalacaktır.” ifadeleri yer aldı. Sanatçı için şu an bir tören yapılmayacağını belirten Damla Koray, hayranlar adına daha sonra bir anma etkinliği yapılacağını aktardı.
TÜRK ROCK’IN BABASI
Ünlü sanatçı 7 Temmuz'da sosyal medya hesabında, yeni bir albüm piyasaya süreceğini duyurmuştu. Türk rock müziğinde çok sayıda yeni kuşak gruba ilham kaynağı olan Erkin Koray, "Türk rockının babası" olarak nitelendiriliyordu. Koray ayrıca, Orhan Gencebay ile elektro bağlama üreterek Türk müziği tarihine geçti. Erkin Koray, tüm Türkiye’nin hafızasına kazınmış şarkı sözleri, bu topraklardan filizlenen melodileriyle, “Anadolu Rock” olarak adlandırılan müzik tarzının öncülerindendi. Koray’ın vefatı, Barış Manço ve Cem Karaca’nın ardından müzik dünyası ve sevenleri tarafından bir dönemin sonu olarak yorumlandı. Sadece müzikte değil, düşünceleriyle de öncü karaktere sahip olan Erkin Koray’ın sanat hayatı mücadeleyle ve müzikle geçti. TRT’1’de katıldığı televizyon programında; birleştirici, milliyetçi ve emperyalizme karşı duruş sergilemişti. Ulusal Kanal haber sunucusu Halil Nebiler, Erkin Koray için şu paylaşımı yaptı:
“Değerli Erkin Koray. Akyarlar, Çökertme sohbetlerimiz. Seferihisar'da Perinçek ve diğer tutukluların kitaplarını birlikte imzalamamız, Televizyon Gazetesi'ne konukluğunuz, Ulusal Kanal'a teveccühünuz. Sadece sanatınızla değil cesaretinizle de öncü oldunuz. Şükranlarımı sunuyorum.”
‘MÜZİĞİNE COĞRAFYANIN KOKUSUNU KATTI’
Erkin Koray’la birkaç ay önce Borusan Klasik Radyo’da program yaptığını söyleyen sanatçı Ekrem Ataer, şu paylaşımı yaptı:
“Neden Erkin Koray? Çünkü müziğine yaşadığı coğrafyanın kokusunu katan, yapıtlarıyla toplumun aynaya bakmasını öğütleyen, her türlü kapıkulluğunu reddeden, özgür aklın sanatçısıdır da ondan. Can Yücel'in dediği gibi; ‘Gidişinle de Bizi yine nahoş çakallarla baş başa bıraktın.’”
‘FESUPHANALLAH DEMEYEN VAR MIDIR?’
Pek çok müzisyen dostu, Erkin Koray’ın ardından duygularını dile getiren paylaşımlarda bulundu:
Moğollar: Bugün biraz daha eksildik… Anadolu müziğine kattığın her şey için teşekkürler. Seni unutmayacağız sevgili Erkin Koray.
Bülent Ortaçgil: Bir müzik öncüsünü kaybettik. Çok üzgünüz…
Sabahat Akkiraz: Ah Sevgili Erkin Koray korkutma bizi demiştim. Sen de bizi bırakıp gittin. Çok üzgünüm. Halkını bu kadar derinden etkileyen, iz bırakan az sanatçı vardır. Sanat ailemiz biraz daha eksildi. Nur içinde uyu.
Nazan Öncel: Fesuphanallah demeyen var mıdır içimizde; ya da Gönül Salıncağı’na binmeyen, Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler diyen de biz değil miydik? Öyle bir geçer zaman ki diye de az ağlamadık hani… Hey gidinin Erkin’i hey! Getirin bana o günleri yakalım bugünleri. Türk Rock Müziğinin başı sağ olsun. Sevgi saygıyla. Fotoğraf 1996.
Haluk Levent: Ne dersem kelimeler kifayetsiz olacak. Baba! Çok özleyeceğim seni.
Demir Demirkan: Ah be Erkin Ağabey... Dün gibi, bütün o muhabbetlerimiz Kanlıca'dan, New York'a. Çok büyük değerler bıraktın bize şarkılarınla, yıllarca söyledim sahnede. Ne büyük şanstır ki aynı hayat dönemine denk geldik tanıdım seni, şarkılarını, seni bilenleri, sevenleri tanıdım, Damla'yı tanıdım. Huzurla, müzikle...
İskender Paydaş: Kardeşi Korkut Koray babamın orkestrasının davulcusuydu, elinde büyüdüm. Yeğeni Tayla Koray bebekliğimizden yana arkadaşım... Kendimi bildim bileli yaşamımın bir yerlerinde olan, birlikte çalışma fırsatını da bulduğum, daha bir hafta önce hal hatır sorduğum, benim için gerçek anlamda ölümsüz bir kahraman olan Erkin abimin bu dünyadan göç ettiğine inanmam çok zor olacak. Çok üzgünüm çok…
Ayşegül Aldinç: O da gitti… Yalnızlar Rıhtımı’nın tam ortasında ıssız kaldık…
Mahsun Kırmızıgül: Çok değerli ustamız Erkin Koray’ı kaybetmişiz. Çok üzgünüm. Önce Barış Manço, sonra Cem Karaca ve şimdi Erkin baba bizlere veda etti. Büyük ustanın yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Her zaman kalbimizdesin. Ah baba ah şarkılarının çocukluğumda çok anısı var.
Yeşim Salkım: O da gitti... hepsi birer birer... Erkin Baba huzurla uyu...
‘MİLLİYETÇİLİĞİMİZİ KORUYALIM’
2007 yılında TRT 1’de Candan Erçetin’in sunduğu programa konuk olan Erkin Koray, şunları söylemişti: “Son günlerde ülkede çok kritik günlerden geçmekteyiz. Özellikle dışarıdan gelen tehdit açısından. Hep beraber birbirimize kenetlenelim, çok iyi olur diye düşünüyorum. Tabi ben sizden yaşlıyım. Bizim zamanımızda düşmanlar geldiler, birimize sağ dediler, birimize sol dediler. Böldüler. Biz birbirimizle kavga ettik uzun yıllar farkında olmadan. Meğerse birbirimizle kavga ediyormuşuz. Şimdi de başka bir şey; sanki bizim milliyetçi olmamamız gerekiyormuş gibi, birine milliyetçi birine ulusalcı diyorlar. Bu tuzaklara düşmememiz lâzım. Ne varmış milliyetçi olmakta, bir şey mi varmış?
“Dışarıdan gelip düşman kendi milliyetini savunacak, o diyecek ki ‘ben milliyetçiyim’ ama bize gelecek biz milliyetçi olmayacağız veya ulusalcı olmayacağız. Böyle şey yok. Son günlerde lütfen birbirinizle birleşip yumruk olun ve bu milliyetçiliğinizi de lütfen kaybetmeyin. Çünkü bunu kaybetmeye başladığınız zaman evinizi de kaybediyorsunuz demektir.”
KIZINI OKULA NEDEN GÖNDERMEDİ?
Erkin Koray, kızını okula neden göndermediğini yıllar önce açıklamıştı. Kızını esaslı bir insan yetiştirmek için okula göndermediğini ifade eden Erkin Koray, sebeplerini örneklerle anlattı. Eğitim sistemine tepki olarak kızı Damla'yı okula göndermediğini dile getiren Erkin Koray, ilkokuldaki ders kitaplarında padişahın oğullarının boynunu vurdurması, Nasrettin Hoca'nın elinde sopayla köpek kovalaması gibi nedenlerin de kızını korumak adına okula göndermeme sebepleri arasında yer aldığını söyledi. Ancak bazı şeyleri yanlış yaptığını itiraf eden Erkin Koray, "Fakat bazı şeyleri kötü yapmışım. Kızımı kötülüklerden koruyamamışım. Şimdi tek başına karşıdan karşıya bile geçemiyor" dedi.
ALBÜMLER VE GRUPLARLA DOLU BİR ÖMÜR
Erkin Koray, 24 Haziran 1941 tarihinde İstanbul'da doğdu. Küçük yaşlarda, piyano öğretmeni olan annesi Vecihe Koray'dan piyano öğrendi, daha sonra gitar çalmaya başladı. İstanbul Alman Lisesi'nde eğitim gördüğü yıllarda, arkadaşlarıyla kurduğu “Erkin Koray ve Ritimcileri” ile dönemin güncel parçalarını çalmaya başladı. Özgün çalışmaları, Doğu ve Batı müziklerinde yaptığı çalışmalarla birçok müzisyeni etkiledi.
Cemalim, Köprüden Geçti Gelin gibi parçalarla Türk halk müziği; Nihansın Dideden, Kıskanırım gibi parçalar ile Türk sanat müziği eserlerini yorumlayarak “Anadolu rock” tarzının en önemli eserlerini verdi. Şaşkın, Estarabim, Çöpçüler, Fesuphanallah gibi geniş kitlelerin beğenisini kazanan Arabesk-rock parçaların yanında; Mesafeler, Yağmur gibi psychedelic rocka uzanan ve Krallar, Akrebin Gözleri, Öfke gibi metal müzik olarak nitelendirilebilen birçok önemli çalışmaya imza attı.
ASKERLİĞİNİ CAZ ORKESTRASINDA YAPTI
1962 yılında bir yüzünde "Bir Eylül Akşamı", diğer yüzünde "It's So Long" adlı İngilizce parça bulunan ilk 45'liğini kaydetti. Plak 1966 yılında piyasaya çıktı. Erkin Koray, askerliğini 1963-1965 yılları arasında Ankara'da Hava Kuvvetleri Caz Orkestrası'nda solist ve gitarist olarak yaptı. Terhisi sonrasında Almanya'nın Hamburg şehrine giden Erkin Koray, burada The Hiccups adlı bir Alman grubu ile 2,5 ay çalıştı. Türkiye'ye döndüğünde yeni bir grup kurdu. Türkiye'de beat müziğin temsilcisi haline geldi. 1966'da İngilizce şarkılardan oluşan bir uzunçalar çıkardı.
1967 yılında basılan, bir yüzünde Kızları da Alın Askere, diğer yüzünde Aşk Oyunu adlı parçalar bulunan 45'liği ise önemli başarı kazandı. 1968’de katıldığı Hürriyet Gazetesi’nin Altın Mikrofon yarışmasında 4. olan Koray'ın yarışmadaki şarkıları Meçhul ve Çiçek Dağı, daha sonra bir plak şirketi tarafından piyasaya çıkarılarak 800 bin adet gibi büyük tiraj yaptı.
BİRÇOK FARKLI GRUP KURDU
1969 yılında kurduğu Yeraltı Dörtlüsü adlı grubu ile Türkiye'de underground müzik akımının öncüsü oldu. Mayıs 1971'de Hey dergisinde çalışan dostu Arda Uskan ile Cannes Film Festivali'ne gitti. 1971 yılının yazı biterken Türkiye'ye dönen Erkin Koray, Super Group adını verdiği yeni bir orkestra kurdu. Underground ve psychedelic bir müzik yapacağını açıklayan grup, "Yağmur / Aşka İnanmıyorum" ve "Sen Yoksun Diye / Goca Dünya" şarkılarını kaydedip dağıldı. Ağustos 1972'de Bunalımlar grubundan gitarist Aydın Cakus ve baterist Nur Yenal'ın yanına genç bas gitarist Özkan Uğur'u alarak Ter grubunu kuran Koray, bu grupla "Hor Görme Garibi / Züleyha" 45'liğini çıkardı.
Bu grup denemeleri sonrasında Koray, genellikle solo çalışmalar yapıp müzik listelerinde üst sıralarda yer alan klasikleşmiş birçok esere imza attı. 1973'te bir kaç sene önce Lennon'a çaldığı "Mesafeler" 45'lik olarak yayınlandı. 1974 yılı ise Koray'ın en başarılı yıllarından biri oldu.
1975 yılının başında Koray, ilk uzunçaları Elektronik Türküler'i albümde kendisine Sedat Avcı ile bas gitarist Ahmet Güvenç eşlik ediyordu. Koray, 1977 yılında Erkin Koray Tutkusu adlı uzunçaları yayınladı ve grubuna da aynı adı verdi. Bu grupta davulda Okay Temiz, gitarda Orhan Ünal, basgitarda ise Harun Kolçak bulunmaktaydı. Albümde Koray'ın Hollanda'da kaydettiği iki İngilizce şarkı da bulunmaktaydı. Koray, albümden sonra tekrar bir süre Avrupa'ya çıktı.
HİNTLİ MÜZİSYEN SİNGH’LE ÇALIŞTI
Benden Sana albümünü 1982'de yayınlayan Koray, albümün bir kısmını Almanya'da Köln ve Hamburg'da kaydederken bir kısmını da İstanbul'da kaydetti. Albümde Koray'a, Haluk Taşoğlu ve Sedat Avcı'nın yanı sıra Hint müzisyen Harpal Singh de destek verdi. Albümdeki şarkıların bir kısmı (Meyhanede, Öyle Bir Geçer, Sayın Arkadaşım Osman) Hint müzisyenlerin bestelerine Erkin Koray'ın Türkçe yazdığı sözlerden oluşuyordu. Bir sene sonra ise İlla Ki albümünü yayınladı.
Türkiye'ye kesin dönüşünün ardından 1985-1990 yılları arasında belki en çok bilinen çalışması olan Çöpçüler ile büyük bir çıkış yaptı. Çöpçüler'in de yer aldığı Ceylan 1985'te yayınlandı. Albümde Erkin Koray, davul dışında tüm enstrümanları kendi çalmıştı.
Bu dönemin diğer bir önemli ve özgün eserlerinden biri de 1986'da yayınlanan Gaddar albümü oldu. 1989'da Hay Yam Yam albümü çıktı. Bu albümde klip çektiği Hayat Katarı şarkısı Kemal Sunal filmi Abuk Subuk 1 Film filminde kullanılmıştı. 1990 yılında yayınladığı Tamam Artık albümü de önceki albümlerinden farklı olmayan bir şekilde eski ve yeni şarkıların karışık bulunduğu bir albüm oldu.
ŞİRKETLERE TAVIR ALDI
1990 - 1993 yıllarında, genelde Öyle Bir Geçer, Arapsaçı, Fesupanallah, Şaşkın, Sevince ve Yalnızlar Rıhtımı vb. hitleri içeren bir toplama albüm serisi ve bir de Best Of piyasaya sürdü. 1990'da yayınladığı Tamam Artık albümünden sonra bir sessizlik ve plak şirketlerine küskünlük dönemine giren sanatçı, 1991'de Tek Başına Konser adlı konser kayıtlarından oluşan dışında albüm çalışmalarına ara verdi. 1996 yılına kadar süren bu sessizlik, iddialı ve görece yüksek bütçeli Gün Ola Harman Ola albümü ile bozuldu.