Narin Güran davasında savcı mütalaasını açıkladı
Tüm Türkiye'nin takip ettiği Narin Güran davasında ikinci duruşma bugün görülmeye başlandı. Savcı mütalaasında 'Aile polisleri yanlış yönlendirdi. Sanıklar eylemlerini müşterek fail olarak işledi' diyerek ağırlaştırılmış müebbet istedi. Savunmaların ardından duruşma yarın saat 09.00’a ertelendi
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü'nde, 21 Ağustos günü kaybolduğu öne sürüldükten 19 gün sonra, cansız bedeni Eğertutmaz Deresi'nde taş ve çalılarla gizlenmiş halde bulunan Narin Güran cinayetinde ikinci duruşma başladı. Zanlılar, Diyarbakır Cezaevinden geniş güvenlik önlemi arasında çıkarılarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
SALONDA GERGİNLİK ÇIKTI
Baba Arif Güran mütalaa sonrası eşi Yüksel Güran'ın suçsuz olduğunu savunurken, ‘Ben kızım için canımı veririm. Ben Narin’e nasıl önem gösterdiysem annesi de bir milyon kat önem göstermiştir.’ dedi.
Mahkeme salonundan gelen bilgilere göre, Arif Güran konuşurken salonda gerginlik çıktı. Kürsüye Arif Güran çıktı ve savcının mütalaasına ilişkin konuşmaya başladı. Arif Güran konuştuğu sırada ağlamaya başladı. Sanık Enes Güran da 'beni buradan çıkarın. Ben salondan çıkmak istiyorum. Buradan çıkmak istiyorum.’ diyerek bağırdı. Salon karıştı, duruşmaya 45 dakika ara verildi.
SAVCI: TÜM SANIKLAR SUÇ ORTAĞI
Narin Güran cinayeti davasında savcı mütalaasını okudu.
Savcı mütalaasında, aile bireylerinin Narin Güran olayını saklamak ve gizlemek için organize bir şekilde hareket ettiğini ifade etti. Savcı, sanıkların iştirak halinde suç ortakları olduğuna dikkat çekti. Savcı, elde edilen veriler ve dosya kapsamındaki delillere bakıldığında sanıkların olay günü Arif Güran'ın evinde olduğunun belirlendiğini ifade etti. Savcı, Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcı, TCK'nın ilgili maddeleri gereği sanıkların cezalarında iyi hal indirimine gidilmemesini istedi.
'NARİN'İ BEN ÖLDÜRMEDİM'
Nevzat Bahtiyar ikinci duruşmada bir kez daha sanık kürsüsüne geldi. Mahkeme başkanı, Narin'in cesedini gömdüğünü itiraf eden Nevzat Bahtiyar'a, geçen celsede söylediklerinin dışında bir şey var mı diye sordu. Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, "Hayır başka söyleyecek sözüm yok" dedi. Narin'i sen mi öldürdün diye soruldu. Bahtiyar, "Hayır ben öldürmedim" dedi.
Bahtiyar, Narin'in cansız bedenini hayvanların dışkısının atılması için açtığı ahıra ait bir pencereden attığını savundu. Kamera kayıtlarında Salim'in köydeki kadınlarla ilişkisi var mı? diye soruldu siz orada 'yok' dediniz. Sonradan neden ilişkisi var dediniz sorusuna Bahtiyar, bilmiyorum yanıtı verdi.
Avukat Nahit Eren, Narin'i nasıl aldınız sorusuna, Bahtiyar, "Cesedi Salim'den aldım arabanın içine koydum. Sonra Salim gelip battaniyeyi aldı. Araçla gitti, ama nereye gittiğini bilmiyorum" dedi.
AVUKATTAN ŞOK İDDİA!
Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, Narin'in üzerinde sperm benzeri bulgulara rastlandığı sorusuna, sanık Bahtiyar, avukatın sözünü keserek, "Kesinlikle böyle bişey olmadı" diye tepki gösterdi.
Çuvala kancayı bırakmadığını belirten Bahtiyar, "Salim beni takip etmiş olabilir, bu nedenle Salim koymuş olabilir" dedi.
'SALİM ÖLDÜRDÜĞÜNÜ KENDİSİ BANA SÖYLEDİ'
Güran ailesinin neden Narin'i 'senin öldürdüğünü' söylüyor, sorusuna sanık Nevzat Bahtiyar, "Bana iftira atıyorlar, Narin'i kesinlikle ben öldürmedim. Salim kendisi bana söyledi. Narin'in cesedini alırken Salim ben öldürdüm dedi" ifadelerini kullandı.
Nevzat savunmasının devamında şöyle konuştu: Bir ara pişmanlık duydum, Narin'in cesedini gömdüğüm yerden alıp, yolun kenarına bırakmak istedim. Akşam oğlumun evinden köye geldim kahveye gittim çay içtim sonra eve gittim, jandarma geldi beni götürdü.
Nevzat Bahtiyar, geçmişteki ifadesinde ise "Olayın heyecanıyla Narin'i neden ve nasıl öldürdüğünü sormadım ve bilmiyorum. Ancak Tavşantepe Mahallesi'nde Salim Güran'ın, Narin'in annesi Yüksel Güran ve kendi amcasının eşi olan M.G. ile ilişkilerinin olduğu konuşuluyordu" demişti.
'AİLEM KORUMAYA ALININCA GERÇEKLERİ ANLATTIM'
"Neden farklı ifadeler verdin?" sorusuna Bahtiyar, "İlk günler ailem koruma altında değildi. Ailem koruma altına alınınca, doğruları anlattım" dedi.
ARİF GÜRAN: BİZ YEMEK İÇİN TOPLANDIK
Arif Güran tanık kürsüsüne gelerek ifade vermeye başladı. Arif Güran, "Ahmet’in kamera açısında ben de vardım. Biz oraya toplantı için gitmedik, yemek için gittik. Ahmet konusu açıldı, 'Belki bildiği vardır' diye çağırdık. Bu adam saat 18:00’de köye geldiği için, İsa da Narin’i saat 18:00’de köyde gördüm dediği için Ahmet’i çağırdık." dedi.
Mahkeme başkanı, 'Enes neden yoktu?' diye sorunca Arif Güran, "Planlı bir şey yoktu. Namazdan çıkınca yemeye çağırdılar. Ben, kızım nasıl kayboldu, bunun derdindeydim." dedi.
AİLE TOPLANTISININ NEDENİ
Toplantının yapıldığı ve çobanın çağrıldığı evin sahibi amca Erhan Güran'ın tanık olarak ifadesi alındı. Yeminsiz olarak ifade veren Erhan Güran, "Biz çocuğu kaybolan bir aileydik. Çoban saat 18:00 gibi köye gelirken Ahmet'i çağırdım. Sen bir şey gördün mü? diye sordum. Bunun üzerine Ahmet kaçınca peşinden gittim. Kapıyı açamayınca duvardan atladı. Bu şüpheli hareketleri nedeniyle jandarmaya bilgi verdim. Bir gün sonra evime çağırdım. Ahmet'in şüpheli hareketleri nedeniyle eve çağırıp soru sorduk. Ahmet bir şey biliyor mu? Bilmiyor mu? diye sorduk" dedi.
ENES'İN BİR KIZLA GÖRÜLDÜĞÜ İDDİALARI
Enes'in bir kızla görüldüğü iddiaları sorusuna amca Erhan Güran, "O söylenen kız benim kızım. Kızımın Enes ile ahırda olduğu söylendi. Ama benim kızım çarşıda alışveriş yaparken görüntüsü var. Yeter artık namusumuzla uğraşmasınlar" dedi.
Amca Güran, "Bizi kızımızla öldürmekle artık itham etmesinler" dedi. Enes, neden toplantıda yoktu sorusuna "Bilinçli bir toplantı değildi, Enes'in ise nerede olduğunu bilmiyorum" dedi.
Güran şöyle devam etti: "Arkaya gittim çobanla konuştum, bana İsa'yı ve bir kadını gördüm dedi. Ama çoban yalan söyledi. Çok dövmedik. Bir iki tokat atıldı. Ben çobana vuranlara da kızdım. Biz bir senaryo kurmadık, Güran ailesi olarak bir senaryonun içindeyiz. Güran ailesine bir senaryo kuruldu."
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Er Yılmaz, "Toplantının cenazenin bulunmasından bir gün önce yapılması tesadüf mü? diye sordu. Amca Erhan Güran ise "Evet tesadüftü" dedi.
TANIKLIK YAPARKEN AĞLADI
Narin Güran'ın cansız bedeninin bulunmadan 1 gün önce, amca Erhan Güran'ın evinde yapılan toplantıya çağrılan çoban Ahmet Akgün de mahkemede ifade verdi.
Çoban Ahmet Akgün, tanık kürsüsüne geldi. Erhan Güran’ın evinin önündeki kamera görüntüsü ekrana verildi. Sanık avukatlarının itirazına rağmen, Aile Meclisi olarak belirtilen kamera görüntüsünün izlenmesine karar verildi.
Ahmet Akgün, "Olay günü Narin'i görmedim. Bana sen arazidesin bir şey gördün mü? diye çağırdılar. Ben bir şey görmedim dedim. Ama bana biri vurdu. Allah hakkımı bırakmasın" dedi. Ahmet Akgün ifade verirken ağlamaya başladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı kürsüden inerek “Sana kimse bir şey yapamaz” dedi.
"Sen Enes'in kız getirdiğini gördün mü?" sorusuna çoban Akgün, "Ben görmedim. Olay günü Enes'i Erhan'ın evinde görmedim. Şerefim ve namusum üzerine bir şey görmedim. Nevzat ile Salim kardeş gibiydi. Ben Narin'e ne olduğunu görmedim ve duymadım" dedi.
Savcı ise "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun?" dedi.
Ahmet Akgün ise "Kendi aralarında demişlerdir belki" yanıtını verdi. Savcı daha sonra çoban Ahmet Akgün'e tekrar, "Yanında ne konuştular? Enes'i gördün mü diyeceklerine, neden Enes'le seni yüzleştirmediler?" sorusunu sordu. Çoban Ahmet ise, "Beni neden toplantıya çağırdıklarını bilmiyorum" dedi.
'BEN GARİBANIN TEKİYİM'
Avukat Nahit Eren ise "Biri sana orada 'Konuş eşeğin oğlu, konuş' diyor." ifadesini kullandı. Çoban Ahmet Akgün ise "Ben garibanın tekiyim, okuma yazma bilmiyorum. Siz benden ne istiyorsunuz Allah aşkına?" dedi.
Mahkeme Başkanı kürsüden inerek Ahmet Akgün'ün yanına giderek "Biz sana Narin'i gördün demiyoruz. Bize böyle bir aile toplantısı olmadı demişlerdi. Ama böyle bir video geldi. O konuşmalarda bir senaryonun peşinde oldukları gibi görünüyor. Bunu soruyoruz, orada 'Enes' diyorlar" dedi.
Ahmet Akgün ise "Ben duymadım Enes'i. Allah hakkımızı bırakmasın" deyip ağladı. Mahkeme Başkanı da "Allah kimsenin hakkını bırakmasın" dedi.
'NE YAPALIM KAFASINA SİLAH MI DAYAYALIM'
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz ise "Senden tek istediğimiz doğruları söylemen. Bu kadar insan neden toplandık?" dedi. Bu sırada mahkeme başkanı, Avukat Ali Eryılmaz'a dönüp, "Üslup, lütfen!" dedi.
Ali Eryılmaz da sesini yükseltti: "Bu son tanığımız, çok iyi değerlendirmeliyiz" dedi. Mahkeme Başkanı da "Ne yapalım, kafasına silah mı dayayalım, ne yapalım?" Ahmet Akgün ise "Bu bana hakaret ediyor" dedi. Mahkeme Başkanı: "Dur, kimse sana hakaret etmiyor" cevabını verdi.
İLK İFADELER GELİYOR
Salim Güran'ın işçisi 15 yaşındaki Ramazan Atasoy, SEGBİS sistemi ile duruşmaya katılarak pedagog eşliğinde ifade veriyor.
Ramazan Atasoy, "Her gün nasıl yaptıysak o gün de tarlada çalıştık. Tarlaya su veriyoruz her gün tarlaya gidiyoruz babamla. Salim Güran ilk geldiğinde sabah 8’de bizim yanımıza geldi tarlaya. Öğleden sonra babam gitti işçileri almaya ben de tarlada kaldım saat 16’da Salim tarlaya geldi baban nerede dedi. İşçileri götürdüğünü söylemiş. Saat 6.30 gibi ben babam ve Salim Güran yemek yaptık yemek yedik. Sonra sandalyede oturduk. Biri Salim Güran’ı aradı ayağa kalktı kız kayboldu dedi ve dedi ki bu saat kız kaybolma saati mi." dedi.
Tutuklandığın zaman Salim'e küfrederek, 'senin yüzünden başımız belaya girdi' diye ifaden var sorusuna Ramazan Atasoy, "Ben böyle bişey dediğimi hatırlamıyorum" dedi.
Salim'in ayakları ıslak mıydı sorusuna Atasoy, "Ayakları normaldi, ıslak olup olmadığını hatırlıyorum" dedi.
RAMAZAN ATASOY'DAN ÇELİŞKİLİ İFADELER
Salim Güran'ın hep yanında olduğunu söyleyen Ramazan Atasoy'un, telefon görüşmeleri saati ile Salim'in yanında olduğu saatin çakışması nedeniyle mahkeme başkanı ve avukatlar ifadedeki çelişkilere dikkat çekti.
Soru cevaplar şöyle:
Pedagog: Salim Güran ile bir ses kaydı konuşman var, hatırlıyor musun?
Ramazan: Hayır.
Pedagog: Şimdi sana dinleteceğim. (Ses kaydını Ramazan dinler.)
Ramazan: Mısır sülükleri var, fıskiye çalışmıştı. O sülükler yürüyor, düştüğü zaman da yürüyor.
Pedagog: Bu kayıt saat 18.30’da alınmış, ama sen o saatte yemek yediğini söyledin.
Mahkeme Başkanı: O saat farklı olabilir.
Pedagog: Salim yanındayken baban neredeydi?
Ramazan: Salim 3-4 civarı yanıma geldi. Babam da çay içtikten sonra, saat 5 civarı geldi.
Pedagog: Salim, babanı ne zaman aradı?
Ramazan: Geldiğinde aradı, “Neredesin?” dedi. Babam da “İşçileri bırakıyorum” dedi.
Pedagog: Sen 3-4 gibi “Salim yanıma geldi” diyorsun, ama saat 4’te Salim seni arıyor. Eğer 4’te yanındaysa, neden seni telefonla arıyor?
Ramazan: Gitti, geldi; kıyafetlerini değiştirdi. Babam suyu değiştirmeye gitti. Salim de “Ben üstümü değiştireyim, senin yanına geleyim” dedi. Ben de o gelmeden işimi bitirdim. Saat 18 civarıydı.
SAVCI ÇELİŞKİLERİ SORDU
Savcı: (Pedagoga) 3-4 arası çelişki giderilemedi, ısrarcı mısınız?
Pedagog: (Ramazan’a sorarak) 3-4 arası Salim yanınızda mıydı?
Ramazan: Yanımdaydı.
Savcı: Çelişki giderilemedi, telefon kayıtlarına göre Salim Güran, Mehmet Selim Atasoy’u saat 17.00’de aramış.
Pedagog: 3-4 arası değil de saat 5 olabilir mi?
Ramazan: Tam hatırlamıyorum. Salim Güran yanıma geldiğinde, yaklaşık 20 dakika sonra babamı aradı.
Avukat Nahit Eren: Ramazan’a, “Sürekli Salim yanımdaydı diyor, biri mi istedi bunu söylemeni?” sorusunu sormak istedi.
Pedagog: Bunu sana biri mi söyledi?
Ramazan: Kimse söylemedi. Söylese söylerdim. Yeter artık, buradan çıkayım.
ARİF GÜRAN'IN AVUKATI: MAĞDUR BİR BABA
Arif Güran’ın avukatı Berat Kocakaya, dosyanın 14 sayfa iddianameye sığacak bir dosya olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Biraz önce duygusal anlar yaşadık. Arif Bey’in söyledikleri kıymetlidir. Arif Güran bugün kızının adaleti için buradadır. Tanıklık ettiğimiz acı ile Arif Güran’ın ailesinin yaşadığı acısı bir değil. Biz bugün burada bir yargılama yapıyoruz. Birilerinin ceza alması mı önemli, yoksa adaletin tecelli etmesi mi önemlidir? Arif Güran, kızının olayına karışan herkesin cezalandırılmasını istiyor. 4 kişinin ceza alması adalet değil. Bu olay nasıl gerçekleşti, buradaki sanıklar bu olayın faili mi? Burada yargılanan Narin’in annesi, ağabeyi ve amcası. Bu çirkin ithamların üzerine Arif Güran susmazdı. ‘Arif bilseydi bunları öldürecekti’ diyorlar ama böyle değil. Bugüne kadar Nevzat’ı kim biliyordu? Bu adam her gün ölüyor, bir de üstüne çirkin ithamlar her gün devam ediyor. Sosyal medyada ‘Narin benim kızımdır, senin kızın değil’ diyenler, bunu tartıya mı koydu? Neye göre karar veriyorsunuz. ‘Elalem ne der’ diye hukuk olmaz. Siz bugün bu cübbeyi boşuna giymediniz. 8 yaşındaki kızını kaybetmiş bir baba var. Cansız bedeni internette paylaşıldı. Sen onu nasıl paylaşırsın? Bu adam kızını kaybetti, hiç mi düşünmediniz? Ben bakmamak için çok mücadele ettim. Ama maalesef, vicdan merhamet neticesinde karar veremeyiz. Arif Güran mağdur bir baba. Diyarbakır'ın merkez köyündeki babanın adalet arayışını çok görmeyin. Bu dosya yabana atılır bir dosya değil. Bu 13- 14 sayfa iddianameye sığacak bir dosya değildir. 7 yaşındaki Eren Güran nasıl hayata tutunacak? Bu adam nasıl üniversiteye kayıt olacak?”
BARO ÇELİŞKİLİ İFADELERİ İŞARET ETTİ
Diyarbakır Barosu Avukatı Aydın Özdemir de sanıkların iştirak halinde eylemi gerçekleştirdiğini ifade ederek, “Enes 8 ayrı beyanda bulunmuş. Saatlerle ilgili çok bariz çelişkiye düşmüştür. Enes’in gözündeki morluk ve vücudundaki izler, ilk ifade kendisine zarar verdiğini söylüyor. İkincide ‘Ya kendime vurdum ya da mısır koçanlarına çarptı’ diyor. Nevzat bu işin içinde olmasaydı, geri dönerdi. Eylemini tamamlıyor. Sonra hayatına devam ediyor. Nevzat bu eylemde masum mudur? Mağdur mudur? Nevzat Bahtiyar bu eylemden sonra evine geri dönüyor, yemek yiyor, namaz kılıyor. Bu olayda kolluk görevlileri, Narin’in cansız bedenine ulaşmış, sonra Nevzat tespit edilmiş. Nevzat’ın en küçük pişmanlığı yok. Nevzat birçok çelişkili beyanda bulundu. Nevzat zaten cesedi gömen kişi, Nevzat’ın kardeşi olan Vecdi’nin Salim’i araması, sonra Nevzat’ı araması. Sıralı aramaları gösteriyor. O gün Narin bulunmamış olsaydı, bugün böyle bir yargılama olmayacaktı. Bizim kanaatimiz, bütün sanıklar iştirak iradesiyle bu eylemi gerçekleştirmişlerdir” diye konuştu.
ESKİ BARO BAŞKANI GÜRAN AİLESİ İLE TEMASLARINI AKTARDI
Diğer avukatların da savunmalarının ardından mahkeme başkanı, duruşmaya 30 dakika ara verdi. Aranın ardından Diyarbakır Barosu eski başkanı Avukat Nahit Eren söz aldı. Güran ailesinin kendisiyle temas kurduğunu belirten Eren, “Sosyal medyaya tweet atayım, programlara çıkayım. Yargı bu değil, adalet de hukuk da bu değil. Diyarbakır Barosu üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Güran ailesini tanımıyorum. Diyarbakır Barosu’nun bu davalarla bir geçmişi var. Bu tür cinayetlerden edindiğimiz tecrübe var. Şu, ‘Aileyle ya da köyle bir temas kurmayın’ dedik, ‘lütfen gitmeyin’ dedik. 14 Eylül’de bana telefon açıldı. ‘Güran ailesi olarak sizinle görüşmek istiyoruz’ denildi. ‘Yönetim kurulu üyelerimizle birlikte baroda görüşebiliriz’ dedim. 4 kişi geldiler. Geldikleri zaman 4 saat görüştük. ‘Biz Diyarbakır’da bu davaya avukat bulamıyoruz’ dediler. Avukatlara telkinde bulunduğumu söylediler. ‘Görüştüğümüz avukatlar milyonlardan bahsediyor’ dediler, ben kendilerine avukatların ücret konusunda serbest olduklarını söyledim. ‘Çocuklarımız okula gidemiyor’ dendi. Ben de kendilerine ricada bulundum. Bir algı oluşmuşsa, bu algıya ben sebebiyet vermedim. ‘Cinayetin faili kimse teslim edin’ dedim. Onlar da bana daha sonra işkence konusuyla geldiler. Bu konuda barodan yardım istediklerini söylediler. ‘O mağdur arkadaşları lütfen baroya getirin’ dedim. İşkence mağduru kişiyi aradım, kendisine baroya gelmesini söyledim. ‘Başkanım, bu konuya dahil olmak istemiyor artık’ dedi. Ben o suç duyurusunu nasıl yapabilirim? 23 Eylül’de bir kez daha arandım. Kalabalık bir grup geldi. Bu görüşmede, kendilerinden bir ricada bulundum. ‘Bütün aile zan altında’ dedim. O esnada bana, ‘Efendim, cezaevinde akrabalarına işkence yapılıyor’ dendi. Cezaevinde bu çok zor. ‘Enes cezaevinden götürülmüş, dişleri çekilmiş’ dendi. Ben bir hukukçuyum. ‘Böyle bir iddia varsa, avukatlarınız bir görüşme gerçekleştirsin. Biz de komisyonumuzla bakalım’ dedim. Avukatlar bize dönmedi” dedi.
Davanın ikinci duruşması, yarın (27 Aralık 2024) saat 09.00’a ertelendi