NATO Genel Sekreteri Rutte, ittifakı 'savaş zihniyetine' geçmeye çağırdı
NATO Genel Sekreteri Batı dünyasına korku pompalamaya devam ediyor. Tehlike, silah, çatışma, tehdit, sabotaj gibi kelimelerin hükmettiği konuşmasında bakış açısının savaş beklentisine göre ayarlanması gerektiğini savundu. Baltık Denizi'ndeki gerginliği artırmak için yeni adımlar atılacağını duyurdu.
Atlantik İttifakının Genel Sekreteri Mark Rutte, bloku "savaş zihniyetini" benimsemeye çağırdı. NATO'nun "gelecekteki güvenliği tehlikede" iddiasında bulundu. Bir kez daha savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmanın önemini vurguladı. Rutte'nin bahanesi tabii ki Rusya ve diğer ülkelerden gelen sözde tehditler.
Genel Sekreter çarşamba günü Brüksel'de düzenlenen Müttefik Genelkurmay Başkanları Komitesi toplantısında yaptığı konuşmada, “Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı sürüyor. Rusya'nın ülkelerimize karşı düşmanca eylemleri; siber saldırılar, suikast girişimleri, sabotaj eylemleri ve daha birçok şeyle hızlanıyor. Bunlar istikrarsızlaştırma eylemleri ve kampanyaları." dedi.
MAHŞERİN DÖRT ATLISI
NATO'nun boyun eğdiremediği dört ülke Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran'ı Batı "demokrasilerini zayıflatmaya ve özgürlüğünü aşındırmaya" çalışmakla suçladı. Bu dört ülkeyi koordinasyon halinde hareket etmekle itham ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu arada terörizmden nükleer yayılmaya, bilgi kirliliğine ve iklim değişikliğine kadar birçok başka tehlike de devam ediyor. Dolayısıyla güvenlik tablosu iyi görünmüyor ancak onu korumak için ne yapmamız gerektiğini tam olarak biliyoruz."
HER ŞEYDEN 'DAHA FAZLA'
Rutte, NATO üyelerinin savunma yatırımlarını artırmasını olumlu olarak değerlendirdi ve askeri tatbikatların daha sık düzenlediğini belirtti. Ancak bu çabaların “önümüzdeki dört ila beş yıl içinde karşılarına çıkacak tehlikelerle başa çıkmak için yeterli olmayacağını” iddia etti.
"Savaşı önlemek için ona hazırlanmamız gerekiyor.” diyen Rutte NATO üyelerini maddi savunma yatırımlarının yanı sıra “daha fazla ve daha iyi savunma yetenekleri" geliştirmeye de çağırdı.
Halen Ukrayna'daki savaşının Kiev lehine dönebileceğine inandığı anlaşılan Genel Sekreter, bunun için daha fazla destek istedi, müttefiklerin küresel ortaklarla işbirliğini artırması talebini dile getirdi.
BALTIK'TA YENİ MİSYON GELİYOR
Rutte ayrıca NATO'nun, Rus deniz operasyonları ve enerji ihracatı için stratejik bir bölge olan Baltık Denizi'ndeki varlığını, deniz altı altyapısını koruma bahanesiyle yeni bir misyon başlatarak güçlendireceğini duyurdu.
Genel Sekreter, bu varlığın firkateynler, deniz devriye uçakları ve "gelişmiş gözetleme ve caydırıcılık" sağlaması beklenen "küçük bir deniz insansız hava aracı filosunu" içereceğini açıkladı.
NEDEN ŞİMDİ?
Geçen ay Finlandiya ve Estonya'yı birbirine bağlayan Estlink 2 güç kablosuna zarar verildiği iddia edilmişti. Cook Adaları'na kayıtlı bir petrol tankeri olan Eagle S'nin olaya karıştığı öne sürülmüştü.
Brüksel, "Avrupa'nın kritik altyapısının kasıtlı olarak tahrip edilmesi" olarak tanımladığı olayda, Eagle S'yi de içerdiği iddia edilen bir "gölge filo" tankerinin kullanılması nedeniyle Moskova'ya yaptırım uygulayabileceği konusunda uyardı.
Tanker Finlandiya makamları tarafından alıkonulurken, iddia edilen sabotajda Moskova'nın rolü olduğuna dair henüz bir kanıt sunulmadı. Kremlin olayla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.
Rutte'nin maceralarında bir gün önce
Genel Sekreter, salı günkü konuşmasında da NATO üyesi ülkelere seslenerek şu anki savunma bütçelerinin Rus “tehdidine” karşı koymak için yeterli olmayacağını iddia etmiş, şu çarpıcı tavsiyede bulunmuştu:
"Şu anda güvendeyiz, ancak 4-5 yıl sonra olmayacağız. Yani eğer yapmazsanız, Rusça dil kurslarına gidin veya Yeni Zelanda'ya taşının. Ya da şimdi daha fazla harcamaya karar verin.”
ÜRETİM FARKI ÇILDIRTTI
Genel Sekreter, Rusya'nın silah üretim hızıyla Batı'nınkini karşılaştırarak, şu dikkat çekici vurguları yapmıştı:
“Rusya'nın ekonomisi, Hollanda ve Belçika'nın toplamından daha büyük değil. Siz ikiniz birlikte Rus ekonomisisiniz. Ama NATO'nun bir yılda ürettiğini Ruslar üç ayda üretiyor. Bizim yüksek maaşlarımıza sahip değiller, bizim bürokrasimize sahip değiller ama daha hızlı hareket edebiliyorlar, askeri bir ekonomi yarattılar.”