'NATO'nun Karadeniz'deki adımları ölçülü olmalı'
Oktay Karadeniz’deki sorunların iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümünü arzuladıklarını söyledi, NATO adımlarına dikkat çekti
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Grand Cevahir Otel'de düzenlenen 7. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi’nin açılışında konuştu. Karadeniz Havzasında "Barış, Güvenlik ve İş Birliği"nin farklı boyutlarda ele alınacağı kongrenin Türkiye ve bölge için hayırlı olmasını dileyen Oktay, Avrasya'nın tam merkezinde yer alan Karadeniz Bölgesi'nin, yüzyıllardan bu yana küresel gelişmeler açısından stratejik alanlardan biri olduğunu söyledi.
Oktay, Karadeniz hinterlandının, bugün de doğal bir jeopolitik merkez ve ticaret yol olduğunu vurgulayarak, “Bir içdeniz olan Karadeniz'deki deniz yetki alanlarımız, 462 bin kilometre kare mavi vatan sathımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır." diye konuştu.
BÖLGENİN SORUNLARINA BÖLGE ÇÖZÜM BULUR
Deniz güvenliğine etkisi, ticaret potansiyeli ve enerji kaynaklarıyla Karadeniz'in barış, istikrar ve refah denizi olması için Türkiye'nin önemli sorumluluk üstlendiğinin altını çizen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Karadeniz'in jeopolitik, jeostratejik ve jeogüvenlik açısından önemine istinaden tüm kıyıdaş devletlerin bölgede müşterek sorumluluğu bulunduğuna inanıyoruz. Bu açıdan Karadeniz hinterlandında iş birliği imkanlarının Kafkaslar ve Balkanları da katarak, ekonomi, enerji, güvenlik ve ulaşım gibi yönlerden ele alınacağı bu kongreyi son derece önemli buluyoruz. Tespit ve önerilerinizi yakından takip ediyor olacağız. Mavi vatanın önemli bir parçası olan Karadeniz'de, çok taraflı diyalog ve iş birliği yönündeki gayretlerimizi, 'bölgesel sahiplenme anlayışı' temelinde, Cumhurbaşkanımız liderliğinde sürdürüyoruz. Yani Karadeniz'de bölgenin sorunlarına en iyi çözümün yine bölge ülkelerinin kendi içinden çıkabileceğine inanıyoruz.”
NATO UYARISI
Oktay, bir yandan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) gibi platformlarla bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştirirken, diğer yandan bölgedeki sorunların iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümünü arzuladıklarını söyledi: “NATO içinde de Karadeniz'e yönelik adımların hep ölçülü ve ihtiyatlı olması gerektiğini savunuyoruz. Karadeniz'de bir deniz yetki alanı sorununun olmaması bölgede barış ve istikrarın sürdürülebilirliğine katkı sağlayan faktörlerden biridir. Özellikle ticaret ve yatırımların sağlıklı zeminde yürüyebilmesinde temel şartının huzur ve istikrar olduğuna inanıyoruz.”
KOMŞULARDA GERGİNLİK İSTEMEYİZ
Oktay, Karadeniz'de komşularla ilişkilerin dengeli, şeffaf ve ilkeli şekilde sürdürüldüğünü anlattı: “İkili ilişkilerimizde 500'üncü yılı geride bıraktığımız Rusya ile Türkakım ve Akkuyu Nükleer gibi önemli işbirliklerine imza atıyor, bölgede fikir ayrılıklarının kazan kazan ilişkimizin önüne geçmesine müsaade etmiyoruz. Dengeli dış politikamızın bir gereği olarak komşumuz Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü destekliyor, bunu her platformda kararlılıkla dile getiriyoruz. Elbette Karadeniz'de komşu olduğumuz ülkelerin kendi aralarında gerginlik yaşamasını istemeyiz. Ancak iş birliği ve dayanışma amacı ile komşularımızla masaya oturduğumuzda onların kendi aralarındaki siyasi sorunlarını kapının arkasında bırakır, pozitif katkı vermeye çalışırız.”
KARADENİZ'DE 'YUNANİSTAN' OLMAMASI SEVİNDİRİCİ
Oktay, bölgede gerginliklerin tırmanmasına ve kıyıdaş devletlerle birlikte geniş çapta tüm bölgenin güvenliğini ve istikrarını tehdit edecek noktaya erişmesine müsaade edilmemesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Çok taraflı iş birliklerinin oluşturacağı sinerji ile mevcut sorunların çözüleceğine dair inancımızı da koruyoruz. Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan'ın çatışmayı besleyen tavırlarını düşününce Karadeniz'de Yunanistan gibi tutum sergileyen bir komşumuzun bulunmayışı sevindiricidir. Karadeniz'de 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve BLACKSEAFOR ile temin edilen güvenlik ortamının, Ege denizi ve Akdeniz'de de gerçekleşmesi için gayretlerimizi sürdürüyoruz. BLACKSEAFOR anlaşmasına göre; Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya, Türkiye ve Ukrayna'nın kendi aralarında oluşturacakları iş birliği çerçevesinde güvenlik konularında ortak hareket etmelerinin yolu açılmıştır. Karadeniz'de olduğu gibi Doğu Akdeniz'de de kıyıdaş ülkelerle uluslararası hukuka ve hakkaniyet ilkesine uygun anlaşmalar imzalayarak sorunları çözmek istiyoruz. Meseleleri karşılıklı müzakerelerle çözmek, kazan-kazan temelli bir formülle hiçbir aktörü dışlamadan refahı hakça paylaşmak herkesin yararınadır. Mavi diplomasi ve mavi güvenliğin öneminin bilinciyle; tüm deniz yetki alanlarımızda barış, istikrar ve refahın baki olması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.”