25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nato’ya karşı mücadeleyi Avrupa’dan da yükselteceğiz

Türkiye’nin 1952’den beri üyesi olduğu, darbeler, katliamlar ve cinayetlerin planlayıcısı olan NATO, Ukrayna krizinde Rusya’ya toslayınca, genişlemek için yeni hamleler yapıyor. Savunma örgütü kılıfında terörün destekçisi olan NATO, yıllardır Türkiye’nin güvenliğinin önündeki en büyük tehlike

Nato’ya karşı mücadeleyi Avrupa’dan da yükselteceğiz
A+ A-
ÖZGÜR ALTINBAŞ

Vatan Partisi, Doğu Akdeniz’de namlularını Türkiye’ye çeviren NATO ve ABD tehlikesine karşı “NATO’dan Çıkalım” kampanyası başlattı. Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyon sonrası NATO, yeni bir güvenlik tartışması başlattı. Ana tema NATO’nun doğuya genişlemesiydi. Rusya’nın gördüğü tehlike üzerine Ukrayna’ya askeri müdahalesi sonrası, NATO kurulduğundan beri tarafsızlığını ilan eden İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılması gündeme geldi. Başta ABD olmak üzere NATO ülkeleri iki ülkenin üyelik sürecini hızlandırmak için ellerinden geleni yaptılar.

Milyarlarca dolarlık silah yardımlarıyla Ukrayna’daki çatışmaları uzatmaya çalışan NATO, aynı zamanda Rusya’ya uyguladığı yaptırımlarla dünyadaki enerji krizi ve enflasyonu yükseltmeye devam ediyor. Krizi daha da derinleştirecek olan İsveç ve Finlandiya’nın üyelik girişimi, ilk başta Türkiye engeline takıldı. Ardından Madrid zirvesinde imzalanan memorandumla Türkiye veto hakkını şimdilik geri çekti. AK Parti iktidarının geri adımı tepki topladı. Vatan Partisi NATO’ya karşı kampanya başlattı. “NATO’dan Çıkalım” kampanyası 2 Temmuz günü Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in yaptığı basın açıklamasıyla duyuruldu. NATO'nun sadece dış politika sorunu olmadığını belirten Perinçek, “NATO, ekmeğimizle de ilgili bir sorun. NATO’dan çıkarsak enerji ve gıda fiyatları düşer. Çünkü Türkiye enerjisini NATO'nun tehdit ettiği komşularından sağlıyor. NATO’dan çıkmak bağımsız, üreten Türkiye’nin birinci şartıdır” dedi.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Türkiye’nin dört bir yanında başlattıkları NATO’dan Çıkalım kampanyasını Aydınlık Avrupa’ya anlattı. Hükümetin İsveç ve Finlandiya’nın üyelik sürecini karşı tavrı yanlış mevziden kurduğunu belirten Bursalı, “Karşımızda İsveç ve Finlandiya yok ABD var” dedi. Kampanyanın Türkiye’nin NATO’dan çıkana dek süreceğini vurgulayan Bursalı, yedi iklimde Türk vatandaşlarının özleminin bir olduğunu ve NATO’ya isyan ettiğini söyledi.

‘HÜKÜMET MEVZİYİ YANLIŞ YERDE KURDU’

Vatan Partisi, AK Parti iktidarının İsveç ve Finlandiya ile imzaladığı memorandumu nasıl değerlendiriyor?

- Geleceği olmayan bir mutabakat. Öncelikle şunu saptamamız lazım, Türkiye İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik sürecindeki tavrını yanlış mevzide kurdu. Konuya, İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine yönelik birtakım yaptırımlar, cezalar uygulaması, suçluları iade etmeleri gibi bir mevziiye çekti. Oysa asıl sorun, NATO’nun İsveç ve Finlandiya üzerinden Türkiye’ye doğru genişlemesidir. O üyeliklerin esas anlamı budur. Çünkü doğuya doğru genişleyen NATO, Türkiye üzerindeki baskı ve tehditlerin artması anlamına gelecektir. Hükümet maalesef burada bütünsel bir strateji kurmadı. Şunu ifade edelim, İsveç ve Finlandiya, değil bir mutabakat, kürsülere çıkıp, terör örgütlerinin isimlerini sayıp, destek olmayacaklarına dair yeminler etse, yine de gerçekçi olmaz. Çünkü emperyalizmin Türkiye üzerindeki planı stratejik bir plandır. Karşımızda İsveç ve Finlandiya yok, ABD var. ABD Türkiye’de hükümeti devirmekten vazgeçer mi? Sınırımıza yığdığı üsleri kapatabilir mi? Doğu Akdeniz’deki planlarını iptal eder mi? Konuya buradan yaklaşınca, mevziiyi daha doğru kurabiliriz. Ayrıca mutabakattan hemen sonra dahi Finlandiya ve İsveç Devlet başkanları ve yetkilileri, YPG ve FETÖ’yü terör örgütü olarak görmediklerini ve Tayyip Erdoğan’a boyun eğmediklerini dünya kamuoyuna açıkladılar. Bu bakımdan, mutabakatta terör örgütlerinin isimleri geçti diye sevinemeyiz. Bu bizim büyük devlet birikimimize de uygun bir tavır değildir.

‘NATO DOĞUYA GELDİKÇE MEZARINA İLERLİYOR’

Türkiye halen İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımını veto edebilir mi?

- Elbette Sayın Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanının da belirttiği üzere süreç tamamlanmadı. İsveç ve Finlandiya’nın üyelikleri çantada keklik değildir. Resmi süreç açısından da önemli aşamalar var. Makedonya’nın üyelik sürecinin 20 yılı aştığını biliyoruz. İki ülkenin üyeliğinin kabul edilmesi ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesi Türkiye’nin nesnel ihtiyaçlarına ve içine girdiği Atlantik’ten kopuş sürecinin ruhuna uygun değil. Türkiye bir yandan NATO ile savaşıyor, bir yandan NATO’nun genişlemesine katkı sağlıyor. Bu durum devam edemez. Ayrıca Türkiye’nin önünde Suriye’nin kuzeyine yönelik bir operasyon olduğu biliniyor. Suriye ile işbirliği yapmadan ve Rusya’nın katkısını almadan da bu konuda ilerleme sağlayamayacağımız gözüküyor. Bu açıdan Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG’ye karşı yapacağımız harekât ve onun gerektirdiği Suriye ve Rusya dostluğu da NATO’ya karşı eylemli bir tavır olacaktır.

Türkiye’nin önünde her açıdan NATO’ya cephe cepheye geleceği bir süreç var. NATO doğuya doğru ilerledikçe, mezarına ilerliyor. Türkiye, Vatan Partisi’nin merkezinde ve anahtar parti olarak yer alacağı Üreticilerin Milli Hükümeti iktidarında kesinlikle NATO’dan çıkacaktır. Bu bir tercih değil, vatan bütünlüğü ve Üretim Devimini başarmak açısından zorunluluktur. NATO Generallerinin hapiste olduğu Türkiye’de NATO’nun hiçbir geleceği yok.

‘RUSYA’NIN HAREKÂTI TÜRKİYE VE ASYAYI FERAHLATIYOR’

Ukrayna krizi çerçevesinde NATO’nun doğuya genişlemesi sadece Rusya için mi?

- NATO’nun doğuya doğru genişlemesi öncelikle Türkiye’yi, beraberinde Rusya’yı ve Türk devletleri dahil olmak üzere Çin’e kadar bütün Asya’yı tehdit ediyor. Sınırımıza yığılan ABD tanklarının hedefinin Rusya olmadığını Ukrayna savaşında bir kez daha gördük. Demek ki öncelikli tehdit Türkiye. Bu açıdan Rusya’nın yürüttüğü harekât, Türkiye’yi ve bütün Asya’yı ferahlatıyor. Doğu Akdeniz’de elimizi güçlendiriyor.

‘AVRUPA’DA KONFERANSLAR, ETKİNLİKLER, İMZA KAMPANYALARIMIZ OLACAK’

Avrupa’nın kendi ordusunu oluşturma tartışmaları, NATO’ya olan güvenin azalması… Böyle bir ortamda Avrupa’da nasıl bir çalışma yürüteceksiniz, Avrupa’da yaşayan Türklere ulaşmak için ne yapacaksınız?

- Bütün bu tartışmalar, Avrupa’da da önemli bir çözülme olduğunu gösteriyor. Avrupa’nın da ABD hegemonyasına isyan edeceği bir sürece giriyoruz. Bunun işaretleri uzun zamandır belirmeye başladı. Ayrıca Avrupa, ekonomik olarak da Asya’ya muhtaç. Örneğin Rusya’ya uygulayacakları yaptırım, kendilerine uygulayacakları yaptırım anlamına geliyor. Özellikle enerji güvenliği açısından, bütün Avrupa’nın ve dünyanın bunalıma girdiği bu süreçte, Avrupa önemli gelişmelere gebedir. Avrasya, Avrupa’nın da ABD denetiminden kopması ve bağımsızlaşması demektir. Son olarak Fransa seçimlerinde Le Pen’in yaptığı atak bu gelişmenin ne kadar canlı olduğunu kanıtlıyor.

Bütün bu manzarada, Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız da ABD hegemonyasına karşı mücadeleyi hem Türkiye için hem de Avrupa’nın bu konuda aydınlanması için kuvvetli bir şekilde yürüteceklerdir. Türkiye’de başlattığımız NATO kampanyasının Avrupa ayağı da olacak. Buradaki temsilciliklerimiz hem Avrupa’daki öncüleri hem de vatandaşlarımızı aydınlatacak faaliyetler yürütecekler. Konferanslar, etkinlikler, imza kampanyalarımız olacak.

‘TÜRKİYE NATO’DA KALARAK GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMAZ’

NATO’dan çıkmanın Türkiye için hem ekonomik hem de güvenlik açısından risk oluşturacağını söyleyen akademisyenler, siyasetçiler hatta askerler var. NATO’dan çıkmak Türkiye’ye güvenlik ve ekonomik olarak ne getirir?

- Öyle bir güvenlik anlayışı düşünün ki, sizi tehdit eden kuvvetin içinde kalarak, yine o tehdide karşı güvenliğinizi sağlayacaksınız. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir güvenlik stratejisi olamaz. Hayata da uygun değil. Bu açıdan sistemin güvenliği ile yani NATO’da kalmanın Türkiye’nin güvenliğini sağlayacağını düşünenler ile, Türkiye’nin vatan bütünlüğünün ve “Üretim Devrimi”nin güvenliği arasında çok önemli bir fark bulunuyor. NATO’ya bakışımızı da bu anlayış belirliyor. Biz bağımsız ve üreten Türkiye’nin güvenliğini savunuyoruz. Ayrıca bugüne kadar bütün belalar 70 yıldır NATO’nun içindeyken başımıza geldi. Gladyo’nun devlet içine yerleşmesi, darbeler, aydınlarımızın katledilmesi, Ergenekon Balyoz tertipleri, 15 Temmuz darbe girişimi, savunma sanayimizin felç edilmesi. Şimdi televizyon uzmanlarına soruyoruz. Böyle mi güvenliğimizi sağlamış ya da sağlayacak NATO? Bu fikirlerin önümüzdeki süreçte bir karşılığı olmayacak. Türkiye önündeki büyük zorlukları ve çözümleri devrimci programa ve uygulamalara sarılarak aşacak.

NATO’YA ALTERNATİF: BATI ASYA GÜVENLİK ÖRGÜTÜ

Vatan Partisi’nin NATO’ya karşı bir alternatif görüyor mu?

- Vatan Partisi NATO’ya karşı alternatif olarak Batı Asya Güvenlik Örgütü (BAGÖ) kurulmasını öneriyor. Batı Asya’nın ortak tehdidi ABD’den geliyor. Batı Asya’nın büyük bir devlet ve ordu birikimi var. İnsan kaynağı ve kültür birikimini de buna dahil edebiliriz. Bu amaçla, partimiz Rusya, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Kazakistan, Abhazya, KKTC ve diğer ülkeler katındaki girişimlerini sürdürüyor. Ayrıca ekonomik olarak da yeni dünyanın gelişmesi bu ülkelerde. Bu açıdan, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne Türkiye hızla tam üyelik sürecini başlatmalıdır. Bu iklim içinde ülkemiz ABD ve AB ile de ilişkilerini karşılıklı yarar temeline oturtacaktır.

TÜRK HALKI NATO’YA İSYAN EDİYOR

Toplam olarak bu kampanyanın sonunda Vatan Partisi neyi hedefliyor?

- Bu kampanya Türkiye NATO’dan çıkana dek sürecektir. O yüzden zaman sınırı da bulunmuyor. Önümüzdeki süreç NATO’yu sürekli ve çok canlı bir şekilde tartışacağımız gelişmeler bizi bekliyor. Bu kampanya sonuç itibariyle Üreticilerin Milli Hükümetinin kurulması, Üretim Devriminin başarıya ulaşması, Türkiye’nin bağımsız ve çağdaş konumlarda Asya’nın öncüsü olarak yeni dünyada yer almasını amaçlıyor. Mutlaka başaracağız. Türkiye’de buna uygun bir zemin var. Türk halkı ABD ve NATO’ya güvenmiyor ve isyan ediyor. Rusya ve Çin dostluğunu tercih ediyor. Bu durum, Avrasya yönelişinin toplumun tabanında çok kuvvetli bir talep olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin büyük üreticileri ve sanayicileri de gözünü bu gelişmeye dikmiş durumda. Umutlar Avrasya’da.

‘VATANDAŞLARIMIZIN ÖZLEMİNİ İKTİDAR YAPACAĞIZ’

Son olarak Avrupa’da yaşayan Türklere bir mesajınız var mı?

- Avrupa’daki bütün yurttaşlarımıza NATO’dan Çıkalım kampanyasına omuz vermeye ve Vatan Partisi’ne üye olmaya çağırıyoruz. Yedi iklimde Tük vatandaşlarının gönülleri ve Türkiye için özlemleri ortaktır. Bu özlemleri iktidar yapacağız.

Vatan Partisi Özgür Bursalı NATO