Ne bedel ödeniyor ne şerh kalkıyor
Diyarbakır Baykara’ya yarım asır önce baraj yapıldı. Tarlalar sular altında kalmış, nedendir bilinmez kalmayan alanlara da kamulaştırma şerhi konuldu. Ne kamulaştırma bedeli ödeniyor ne de şerh kaldırılıyor. Köylü, atıl toprakları değerlendirmek istiyor
Devegeçidi Barajı 55 yıl önce kurulmuş. Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Baykara köyünün tarlalarının bir bölümü de kamulaştırılmış. Olay on yıl önce davalık olmuş, köylü davayı kazanmış, dosyanın istinaf mahkemesinde olduğunu söylüyor. Şehir merkezine 35 kilometre mesafedeki köyün halkı kamulaştırma bedellerinin ödenmesini bekliyor. Baraj alanının dışında kalan bölgelerde de tapulara kamulaştırma şerhi konulduğu için köyde ikinci bir mağduriyet yaratılmış. Hayvancılık yapmak üzere çiftlik kuran köylü resmi işlemler için tapu üzerindeki şerhin kaldırılmasını istiyor. Her yere başvuran köylü çaresiz kaldıklarını anlatıyor. Baykara köylülerini dinledik.
ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI
Yılmaz Uçar’ın kamulaştırılan tarlası baraj sularının yatağı olmuş. Su azalınca tarla açığa çıkıyor, nisan ayında yağmur bol yağarsa tarla sular altında kalıyor. Bu riski göze alan Yılmaz Uçar tarlasını yine de ekmiş.
Yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “10 yıl önce DSİ’yi mahkemeye verdik, mahkeme lehimize karar vermesine rağmen halen kamulaştırma bedelini ödemedi. 4 senedir bu böyle… Köy halkı mağdur durumda… Baraj altında kalan tarlamızı ekiyoruz ama Nisan yağmurları çok yağarsa ekili tarla su altında kalıyor. DSİ tapuya şerh koymuş tarlamızı ne satabiliyoruz, ne tapuyu alabiliyoruz, elimiz kolumuz bağlı, mağduruz.”
HİBE DESTEĞİ BIÇAK SIRTINDA
Murat Uçar temyize giden davanın on senedir gelmediğini, tarlasını satamadığını, kredi çekemediğini, hiçbir işlem yapamadığını ve kamulaştırma bedelinin ödenmediğini anlatıyor.
Hindi yetiştiriciliği üzerine çiftlik projesi yaptığını anlatan Hakan Çalım mağduriyetini şöyle açıkladı: “Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan hibe desteği almak için tapunun temiz kâğıdını vermek gerekiyor. DSİ söz konusu arazide çiftlik yapabileceğime dair izin belgesi verdi. Kamulaştırılan arazilerin isim listesini içeren yazıyla mahkemeye gittim, beni DSİ’ye yönlendirdi, orası Tapu Kadostraya gönderdi. Listede adım olmamasına rağmen 140 dönümlük bütün arazime kamulaştırma koymuş, tapu temiz belgesi alamıyorum. Herhangi bir destekten faydalanamıyorum, kredi çekemiyorum. Dosyanın istinat mahkemesinde olduğunu söylüyorlar. Elimizi kolumuzu bağladılar, hiçbir iş yapamıyoruz. Köyün tamamına kamulaştırma koymuş. Barajın çevresine koysun da 10 km uzaklıktaki yere niye kamulaştırma koyuyorsun. Hakim, ‘Sizin arazi krokinin dışındaysa DSİ’nin sizi çıkarması lazım’ diyor. DSİ Bölge Müdürüne gittim, beni odasından kovuyor. Projem için 16 Mart son başvuru tarihi, bu belgeyi almazsam hibe desteğinden faydalanamıyorum.”
KÖYÜNE DÖNMEK İSTİYOR
Köye dönüp hayvancılık yapmak için uğraş veren Mehmet Süzer sorununu şöyle anlattı:
“Daha önce Diyarbakır’da yaşıyordum. İnşaat işiyle uğraşıyordum, Ekonomik kriz nedeniyle köyde yatırım yapmaya karar verdim. Burada 2-3 parsel aldım. 49 büyük baş hayvan çiftliği kurmak için proje yaptım. Tarlanın bir bölümünü satmak istedim, tapu dairesinden bana engel çıkarttılar. DSİ kamulaştırması nedeniyle mahkeme kararı var, satamazsın dediler. Mahkeme hâkimine gittim, tarlamın en az 10 metre baraj setinin üstünde olduğunu ve kamulaştıracaksanız hakkımı verin dedim. Hâkim mahkeme kararının barajın krokisini kapsıyor, dışını kapsamıyor diyerek DSİ ile görüşmemiz gerektiğini söyledi. Çözemiyoruz. Bu şerh nedeniyle hibeden yararlanamıyoruz, kredi çekemiyoruz. Karar veren hâkimden ek bir karar çıkarıp kroki dışında kalan tarlaların üzerinden bu şerhin kaldırılmasını istiyoruz.”
Barajın yapım sürecini de yaşamış olan 85 yaşındaki Bedri Uçar durumlarını şöyle anlattı: “Tarlalar hep tapulu alandır. Dava açtık, kazandık, buna rağmen kamulaştırma parasını ödemiyor. Biz fakiriz, kredi çekip motor almışız. Krediyi ödeyemediğimiz için sattık. Hala da kamulaştırma bedeli ödenmiyor.”
Cevdet Atlı da kamulaştırma bedelinin ekonomik sıkıntı içindeki köylünün umudu olduğunu anlatıyor: “Burada herkes mağdur durumda. Herkes işsiz zor şartlarda yaşamaya çalışıyor. Gençler 20-25 yaşında, hepsi işsiz, evlendiremiyoruz, kamulaştırma parasını bekliyorlar, biz köylüyüz, çiftçiyiz, fakiriz…”
VATAN PARTİSİ KÖYLÜNÜN YANINDA
Ünal Erdoğan başkanlığındaki Vatan Partisi heyeti köyde sorunları dinledi. Erdoğan köylünün sıkıntılarıyla ilgili şöyle konuştu: “Burada yaklaşık 55 yıllık bir mağduriyet söz konusu. Üretici baş tacı diyoruz. Yeniden köylümüzün milletin efendisi olmasını istiyoruz. Araziler atıl vaziyette, faydalanamıyorlar, satamıyorlar, kullanamıyorlar, paralarını da alamamışlar. Bu konuyla ilgili kamu kurumlarımızın işlemleri hızlandırıp mağduriyeti gidermesi gerekiyor. Biz Vatan Partisi olarak köylerimizin yanındayız. Bu işin takipçisi olacağız, onlarla birlikte bu işi olumlu sonuçlandıracağız.”