NINTO, yeni dünyanın sesi oldu: Yüzde 13, yüzde 87’ye hükmedemez!
NINTO’nun düzenlediği çalıştay 6 kıtadan 21 katılımcının sunumlarıyla tamamlandı. Batı Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Doğu Asya’ya katılımcılar Rusya’nın harekatının Batı hegemonyasının çöküşünü ve yeni dünyanın inşasını hızlandırdığı konusunda ortaklaştı
Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu’nun girişimiyle kurulan Yeni Uluslararası Düzen (NINTO) İnisiyatifi, 7 Mayıs 2022’de 6 kıta, 19 ülkeden 21 seçkin konuşmacıyla Rusya’nın Ukrayna harekâtı bağlamında yeni dünyanın inşasını ele alan bir çevrimiçi çalıştay düzenledi. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in birinci konuşmacı olduğu çalıştayda “ABD hegemonyasının çöküşünün hızlandığı ve yeni dünyanın inşası için koşulların olgunlaştığı” ortak fikri öne çıktı. Dört bölümden oluşan etkinliğin son iki oturumunda konuşan Güney Amerikalı ve Afrikalı katılımcıların sunumlarını özetliyoruz.
RAND RAPORU DEVREYE SOKULDU
Venezuela’nın Eski Çevre Bakanı ve Simon Bolivar Halklar Arasında Barış ve Dayanışma Enstitüsü Direktörü Guillermo R. Barreto, Ukrayna çatışmasıyla birlikte ABD’nin Avrupa’yı “arka bahçesi” haline getirdiğini söyledi. Barreto, 2019’da Rand Corporation’ın Rusya hakkında bir rapor hazırlayarak ABD hükümetine Rusya'yı zayıflatmak, Avrupa ile bağlarını koparmak ve savaş kışkırtma tavsiyesinde bulunduğuna dikkat çekti. Aynı raporda Rusya’ya karşı yaptırımların arttırılması ve Kuzey Akım-2 projesinin iptalinin zorlanmasının da yer aldığını belirten Barreto, Ukrayna çatışmasıyla birlikte tüm bunların hayata geçirildiğini söyledi. “ABD açıkça savaştan kazançlı çıktı.” diyen Barreto, AB’nin petrol ve doğalgaz alternatifini, Rusya’dan 3 kat fazla maliyetli ABD’den aradığını dile getirdi. Barreto, NATO’nun da bu kriz sayesinde ölümden döndüğünü savundu.
DOLAR SONRASI EKONOMİ
Dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan ülkelerin Batı yaptırımlarına katılmadığını vurgulayan Barreto, uygulanan yaptırımların hedeflendiği gibi Rusya’da iç istikrarsızlık çıkarmayı da başaramadığını söyledi. Çatışmanın “dolar sonrası yeni ekonomiye geçişi hızlandırdığını” belirten Venezuelalı eski bakan, Suudi Arabistan ve Çin’in yuan bazlı takasa yöneldiğine ve yakın zamanda Brezilya’nın eski başkanı Lula’nın Chavez’in önerdiği Güney Amerika parası SUR’u gündeme getirdiğine işaret etti.
İSLAMOFOBİ VE RUSOFOBİ
Avrupa’da faşizmin yükselişi gibi konuşulmayan fakat çok ciddi bir eğilim olduğunu söyleyen Barreto, ABD ve AB’nin devlet düzeyinde Rus karşıtlığını körüklediğini ifade etti. Barreto, yaşanan histeriyi şu sözlerle ifade etti: “Rus edebiyatı kurslarının kapatılması, Rus sporcuların uluslararası spor yarışmalarına katılımının engellenmesi ve Rus tarihi, kültürü, dili ve kökeni ile ilgili her şeye karşı genel bir iptal etme furyası gibi saçma durumlara yol açan açık ve dizginsiz bir Rusfobi.” Irkçılığın, yabancı düşmanlığının ve İslamafobinin Avrupa’da yüzyıllardır var olan ayrımcılığın ifadeleri olduğunu söyleyen Barreto, son olarak Rusofobiyle normalleştiren nefret söylemi ve neonazi grupların açıktan desteklenmesiyle faşist yapıların güçlenmesi için verimli bir siyasi ortam oluşturulduğuna dikkat çekti.
‘KIRMIZI ÇİZGİLER ORTAK’
Aynı oturumda konuşan Pia Global internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Arjantinli Profesör Fernando Esteche, sözlerine savaşın “finansal küreselleşmenin askeri kolu olan NATO tarafından kışkırtıldığını” söyleyerek başladı. Esteche kuşatılmak istenenin yalnızca Rusya olmadığını, ABD’nin kendisine bağımlı kılmak istediği Avrupa’nın da hedefte olduğunu vurguladı. “Rusya’nın savunduğu kırmızı çizgiler, Çin, İran ve Hindistan’ın da kırmızı çizgileridir.” diyen Esteche, bu savaşın Rusya tarafından yeni başlatılmadığını, NATO’nun 2014’te Yanukoviç’i devirerek başlattığı savaşın bir devamı olduğunu belirtti.
Esteche, NATO’nun bu savaşı kışkırtmasının ardındaki hedefleri şöyle açıkladı: Rusya’nın Ukrayna ile bütünleşmesinin önlemek ve çok kutuplu Avrasya eksenini bozmak için Avrupa köprübaşının kontörlünü ele geçirmek. ABD’nin böylece kendisine bağlı Atlantikçi çekirdeğe dayalı bir Avrupa güvenliği kurmak istediğini öne çıkaran Esteche, Avrupa’nın bağımsız bir üretken ekonomiyi yükseltmesini de baltaladığını belirtti.
‘AVRUPA HALKI BU REZALETE KATLANMAZ’
ABD’nin gerileyen hegemonyası için boşa çırpındığını belirten Esteche, Fransa ve Almanya’da anlık olarak ABD politikalarına yanaşma olsa bile içeriden bir direncin zamanla daha çok ortaya çıkacağını ileri sürdü. Avrupa’nın Asya’dan ayrılmak istemesinin ülke içinde ciddi bir yıkıma dönüşeceğini söyleyen Esteche, “Hükümetler emperyalist baskıların haince cazibesine kapılmış olabilir, ancak halklar bu rezalet ve sefaletin sonuçlarına katlanmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Ukrayna’nın Atlantikçiliğin çok kutupluluk karşısındaki ilk büyük yenilgisi olabilir.” diyen Esteche, bunun yeni dünyanın kuruluşunun ilk büyük eylemi olduğunu belirtti ve askeri sonuçların mümkün olan en kötü durumlarında bile, dünyanın çoktan değiştiğini, Atlantikçi tek kutuplu küreselciliğin destek kulelerinde yapısal hasarların çoktan yaşandığını vurguladı.
‘YAPTIRIMLAR KÜRESELLEŞMEYİ DELDİ’
Ekonomik savaşın, Rusya ve Çin'in sistemik önemi ve Küba ve İran İslam Cumhuriyeti'ne ek olarak Venezüella'ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle 2014'ten daha şiddetli olduğunu söyleyen Esteche, bu hibrit savaş taktiğinin “küreselleşmeyi deldiğini” söyledi. Esteche, ABD’nin Venezuela, Rusya ve İran’ın rezervlerini yağmalamasından sonra finansal güvenilirliğini kaybettiğini ve doların küresel rezerv statüsünün sarsıldığını belirtti.
Putin ve Xi Jinping’in Rusya’nın özel harekâtından önce bir ortak belge imzaladıklarını hatırlatan Esteche, burada yeni bir dünya önerisinin ortaya koyulduğunu söyledi. Belgenin ABD’nin küresel jandarma olduğu iddiasını reddederek her ülkenin kendi demokrasisini ve bağımsız kalkınma rotasını belirleme hakkına sahip çıktığını söyleyen Esteche, metnin “Atlantikçi emperyalizmin kendi güvenliklerine ve dünya barışına yönelik saldırıları olarak anladıklarına ilişkin ortak kararlılığı ifade ediyor.” dedi.
‘YÜZDE 13, YÜZDE 87’YE HÜKMEDEMEZ’
Avrupa’nın ya özerkliğinin yeniden kazanarak yeni bir düzende bağımsız bir kutup olacağını ya da çöküşe boyun eğmek zorunda kalacağını söyleyen Esteche, Latin Amerika ülkeleri için de benzer bir tarihsel kararın verilmesi gerektiğini söyledi. “Bölgesel birliğin yeniden kurulması Brezilya'nın iradesine bağlıdır.” diyen Esteche, Brezilya’nın müstakbel başkanı Lula’nın yeni bir Güney Bankası ve bir Latin Amerika para sepeti inşası planını duyurduğuna dikkat çekti. Esteche konuşmasını şu cümleyle bitirdi: “Gezegenin yani Anglo-Sakson yüzde 13'ü, artık dünyanın yüzde 87'sine hükmedemez. Tek kutuplu dünya ölümcül bir şekilde çözülüyor.”
MALİ’DEN VATAN PARTİSİNE TEŞEKKÜR
Mali adına çalıştaya katılan Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi Doktora Öğrencisi Oumar Sidibe, toplantının son konuşmasını gerçekleştirdi. Sözlerine ECOWAS'ın yasa dışı ve onur kırıcı yaptırımlar uyguladığı Mali'yi destekleyen Vatan Partisi’ne şükranlarını sunarak başlayan Sidibe, Mali’nin son 10 yıl içinde Fransa’dan kopuş sürecini anlattı. Fransa’nın 2013 yılında Barkhane Operasyonu ile bölgeye gelerek terörizmi bitirmek yerine daha da arttırdığını belirten Sidibe, Fransa’nın gizli yardımların ötesinde resmi ağızlardan da Mali’deki Tuareg ayrılıkçılığını desteklediğini belirtti. Fransız Cumhurbaşkanı ve bakanların Mali’den bir sömürge gibi bahsettiğini vurgulayan Sidibe, Mali’nin bunu kabul etmeyip yeni bir bağımsızlaşma sürecine girdiğini ve müttefiklerini yeniden seçtiğini anlattı.
RUSYA, ÇİN, HİNDİSTAN, TÜRKİYE
Bu süreçte Fransa'nın Mali'deki projesinin Mali'nin egemenliğiyle bağdaşmadığının kesin bir şekilde ortaya çıktığını söyleyen Sidibe, ikinci olarak Mali’nin topraklarını ve egemenliğini savunmak için eski dostlarıyla, ona bir halk ve bir devlet olarak saygı duyanlarla, Mali'nin bağımsızlığının ve Mali sosyalizminin babası Modibo Keita'nın "unutulmaması gereken arkadaşlar" diyerek bahsettiği ülkelerle dostluk kurması gerektiğini söyledi ve “Bu ülkeler Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye’dir.” ifadelerini kullandı.
Sidibe, 60 yıllık bağımsızlık tarihinde Mali’nin Batı'nın sunduğu her şeyi gördüğünü ve yaşadığını şu sözlerle özetledi: “60 yıldır Mali'nin Batı'ya daha fazla bağımlılıktan başka bir şey getirmeyen kalkınma yardımı, Uluslararası Para Fonu'nun yapısal düzenlemeleri, sömürge borcu, CFA frangı, ırkçılık...” Mali'nin bugün yaptığı seçimin de anlık bir duyguyla değil bir siyasi yörünge ile açıklanabileceğini ve gayet rasyonel olduğunu söyledi.
‘REZERVLERİ DOSTLARIMIZLA DEĞERLENDİRECEĞİZ’
“Doğu'ya yönelen Mali, gelecekteki zorlukları da tahmin ediyor.” diyen Sidibe, Batı'nın Afrika üzerindeki güçlü ekonomik baskısını artıracağını, özellikle gaz, petrol veya altın gibi stratejik hammaddelere sahip ülkelerde baskılar yoğunlaşacağını söyledi. Mali’nin kuzeyinde kanıtlanmış petrol ve doğalgaz rezervleri olduğunu belirten Sidibe, Mali’nin bu potansiyeli ayrılıkçı Tuareg güçlerinin dostu olan Fransa ile değil, Mali’nin terörle mücadelesine destek veren gerçek dostlarıyla birlikte değerlendireceğini vurguladı.
İKİNCİ SEMPOZYUM EKİM’DE
Vatan Partisi’nin öncülüğünde kurulan Yeni Uluslararası Düzen (NINTO) İnisiyatifi’nin ikinci etkinliği olan çalıştayın bitiminde, ilerleyen dönemde yeni çalıştayların düzenleneceği ve ekim ayında yapılması planlanan 2. NINTO Sempozyumu’nun da bilgisi verildi. Ayrıca NINTO’nun dünyanın dört bir yanındaki seçkin şahsiyetlerin katılımıyla yeni dünyanın inşa sürecine öncülük edecek bir platform olarak geliştirileceği vurgulandı.
Çalıştayda yapılan konuşmaların kaydı Vatan Partisi ve NINTO’nun (ninto.org) sosyal medya hesaplarında, Türkçe çevirileri Teori dergisinin bir sonraki sayısında ve internet sitesinde, İngilizce dökümleri ise United World International (UWI) sitesinde (uwidata.com) bulunabilir.
