'Normalleşmenin halka faydası yok'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e iade-i ziyaretinin yankıları sürüyor. AK Parti ve CHP arasında uzun bir aradan sonra kurulan bu ilişki kamuoyu ve taraflarca “normalleşme”, “yumuşama” gibi kavramlarla ifade edilmişti
Erdoğan-Özel görüşmelerini ve normalleşme sürecinin seyrini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İpek Özkal Sayan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaya’ya sorduk. Sayan, ekonomik zorluklar artarken CHP’nin muhalefette vites düşürmesinin aleyhine olacağını söyledi. Kaya, “Halka faydalı olacağına dair emareler görmüyorum” dedi.
‘SIKIŞMIŞLIK VE ARAYIŞ’
Prof. Dr. İbrahim Kaya, iki tarafın da kendi hesabının olduğunu belirtti. İktidarın sıkıştığını ve yeni bir çıkış aradığını vurguladı. Sorunlara ortak çözüm bulma noktasında samimi olup olunmadığını zamanın göstereceğini aktaran Kaya şöyle konuştu:
“İktidar bir sıkışmışlık yaşıyor ve arayış içinde. Bunun arkasında da ekonomik gidişat ve yerel seçim yenilgisi var. Geniş halk kitleleri açısından kabul edilebilir olmayan bir ekonomi yönetimi söz konusu. Bu arayışı kolektif sürdürmek konusunda samimi mi değil mi zaman gösterecek. Ama şunu net olarak söyleyebiliriz: İktidar bugüne kadar kutuplaşma siyasetini benimsemişti. Ekonomik gidişat ve yerel seçim yenilgisi iktidara artık daha fazla kutuplaşma tarzıyla yürüyemeyeceğini öğretti.”
‘KOALİSYON ÇIKMAZ’
Sürecin geniş kitlelere fayda sağlayacağını şimdilik düşünmediğini bildiren Kaya şöyle devam etti:
"Yeni anayasa tartışması da bu sürecin parçası. İktidar, muhalefetle anlaşarak yeni bir anayasa yapabilirse, tekrar ülkede yeni bir sürecin mimarı olduğunu kabul ettirebileceği algısında. Düştüğü yerden kalkma hedefini bu defa CHP aracılığıyla sağlamak istiyor olabilir. CHP’nin ise yerel seçimden birinci çıkmanın özgüveni ile desteğini kazandığı yeni kitleleri konsolide etme arayışında olduğu görünüyor.
Cumhurbaşkanının meşruiyetini tanıyan yaklaşımı bunun ifadesi. Bu süreçten bir koalisyon çıkacağını zannetmiyorum. Ama iktidarın, ana muhalefetin kendisiyle birlikte hareket ettiği kanısını toplumda oluşturarak, kötü günlerin sorumluluğunu paylaştırma taktiği güttüğü yorumu ihtimaller arasında. Sürecin halkın geniş kitlelerine faydalı olacağına dair emareler şimdilik görmüyorum.”
‘FARKLI AMAÇLAR VAR’
Prof. Dr. İpek Özkal Sayan “İki partinin konuya yaklaşımında farklılık olduğunu görüyoruz. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ön alırcasına yaptığı açıklamalar ” cümlelerini kurdu. Sürecin ekonomik kriz nedeniyle Türk siyasetini yumuşatamayacağını dile getiren Sayan şöyle anlattı:
“AK Parti daha çok dış politika meselelerini öne çıkarıyor. 19 kez değiştirilen ve aslında halkın çok da gündeminde olmayan anayasa yapımı üzerinde duruyor. CHP tarafı ise atanamayan öğretmenler, emekli maaşları, asgari ücret, vergi sistemi gibi ekonomik konular ile kayyım atamaları, yargı kararları ve Kavala, Atalay, Sinan Ateş davaları gibi demokratik konuların üzerinde duruyor. Gerçek sorunlar olarak görülebilecek konuları taşıyor. Bir süredir bakanlıklar-gölge bakanlıklar arasında da görüşülüyor.”
‘MUHALEFET ISKALADI’
“Bu etkileşim tabiki de olumlu. Özellikle dış politika, sınır ötesi terörle mücadele konularında ulusal birlik resmine ihtiyaç vardı. CHP buraları biraz ıskalamıştı. Örneğin Suriye’nin kuzeyindeki seçim girişimine dair görüş bildirmedi.
“Ama bu Türkiye’de siyasetin yumuşayacağı anlamına gelmez. Ekonomik zorluklar zirve yapmışken, faili meçhul cinayetler sürerken, yargı kararları uygulanmazken, devlet organlarına güvensizlik belirmişken yumuşama olmaz. Bu konularda yumuşama olursa, CHP’nin aleyhine olur.
“Bu süreçte MHP faktörünü de değerlendirmek lazım. Sayın Bahçeli’nin fotoğraflı, videolu mesajlarının bir anlamı var mı yok mu? Süreci aydınlatabilecek bir nokta da burası. Ben bunların anlamlı olduğunu ve siyaset kartlarının yeniden dağıtılacağını düşünüyorum.”