Nükleer anlaşma düğümleri çözer
İranlı bölge siyaseti uzmanı ve Faratab Medya Grubu Müdürü Dr. Ardeshir Pashang, ABD’nin İran’la ilişkileri dolayısıyla BAE’ye uyguladığı yaptırımı ve yürüyen nükleer müzakerelerin İran’ın bölgesel ilişkilerine etkilerini değerlendirdi.
İranlı Ortadoğu Uzmanı, Batı Asya Araştırmaları yöneticilerinden biri ve Faratab Medya Grubu'nun Müdürü Dr. Ardeshir Pashang, United World International’e verdiği demeçte, BAE-İran ilişkilerini ve ABD’nin İran'la ilişkilerinden dolayı BAE'ye yaptırım kararını değerlendirdi. Söyleşinin Türkçe çevirisini soru-cevap şeklinde okuyucularımıza sunuyoruz.
ÇOK BOYUTLU VE KARMAŞIK İLİŞKİ
- Son zamanlarda yabancı medya kuruluşları tarafından ABD'nin bazı BAE’li şirketlere İran ile ticari ilişkileri (İran petrolünün satısına yardımcı olmaları) nedeniyle yaptırımlar uygulayacağı hakkında fısıltılar duyulmaktadır. ABD’nin bu tür eylemlerde bulunmaktan amacı, İran'ı dolaylı olarak siyasi baskı altına almak olsa da sizce Washington’un bu kararının başka bir sebebi mi var?
Öncelikle Tahran-Abu Dabi ilişkilerine yönelik gerçekçi bir bakış açısı çizmek istiyorum.
İran İslam Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ilişki karmaşık ve çok boyutlu bir ilişkidir. Bilindiği üzere İran’daki devrimci koşullar ve İmam Humeyni’nin (r.a) yolunu giden öğrencilerin Batı karşıtı ideoloji çerçevesinde ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’ni işgal etmesi İran’ın uluslararası arenada yalnızlaşmasına yol açtı. Irak ile uzun süren savaş da bu ülkenin ekonomik durumunu daha kırılgan hale getirmişti. Bu durum, BAE için Fars Körfezi’nde ana ticaret ve transit merkezi olmaya çalışması ve İranlıların yatırımları için bir giriş yeri olması açısından altın bir fırsattı. İran da bu durumda Dubai’yi, dünya ile dolaylı ticaret yapma ve ilişki kurma noktası haline getirdi. Sonuç olarak, birkaç bin İranlı şirket Dubai'de kayıt yaptırdı ve faaliyete başladı. Dolayısıyla bu durumda taraflar arasında gayri resmi ama somut bir karşılıklı bağ yaratıldı.
ABD, İRAN VE BAE İŞBİRLİĞİNİ İSTEMİYOR
Öte yandan İran ve BAE arasında çeşitli tarihsel ve bölgesel gerilimler olduğunu biliyoruz; bunlardan en önemlisi BAE’nin Büyük Tonb, Küçük Tonb ve Ebu Musa adaları üzerindeki hak iddiasıdır. Ayrıca Mahmud Ahmedinejad'ın (2005) cumhurbaşkanlığından bu yana İran ile Suudi Arabistan arasında ciddi bir bölgesel gerilime tanık olmaktayız. Yemen'deki gelişmeler ve İran'ın bu ülkede Suudi Arabistan'ın karşı cephesinde yer alması da BAE'nin Suudi Arabistan'a her geçen gün daha da yakınlaşmasına neden oldu. Dolayısıyla Husiler (İran'ın müttefiki) tarafından ilk kez BAE toprakları veya gemilerine füzeler atıldığını ve operasyonlar düzenlendiğini gördük.
Bütün bunları, iki taraf arasındaki ilişkilerin karmaşık olduğunu; bir yandan rakip, diğer yandan ciddi işbirlikleri olduğunu vurgulamak için söyledim. Ayrıca iki ülke farklı nedenlerden dolayı gerginlik düzeyini arttırmak istemiyor. Dolayısıyla BAE'nin bazı şirketler şeklinde hem karşılıklı fayda sağlamak hem de Yemen ile ilgili gerilimi azaltmak vb. için İran'a petrol satışında yardımcı olmak istemesi doğaldır. ABD’nin de BAE'ye baskı yapmasının sebebi budur.
SONRAKİ GELİŞMELER NÜKLEER ANLAŞMAYA BAĞLI
- Haziran ayında ABD’nin bazı BAE’li şirketlere, İranlı petrokimya şirketleriyle olan ticari ilişkileri nedeniyle yaptırım uyguladığını gördük. Peki burada şöyle bir soru var; İran ilişkileri normalleştirmek doğrultusunda Suudi Arabistan’la görüşmelerde bulunmaktadır. Sizce eğer bu müzakereler olumlu sonuçlanırsa Suudi Arabistan'a da yaptırım uygulama ihtimali var mı?
İran'ın BAE ve Suudi Arabistan ile bölgesel ilişkilerinden ziyade, İran'ın nükleer anlaşmanın yeniden canlandırma konusunda ABD ile nihayet yeni bir anlaşmaya varıp varmayacağının önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü İran'dan nükleer anlaşma ile ilgili olarak ters yönde olumlu ve olumsuz çeşitli sinyaller verilmiştir. Sonuç olarak Amerika, İran'ı anlaşmanın yeniden canlandırılması konusunda zorlamak için çeşitli araçlarla Tahran üzerindeki baskıyı artırmaya çalışıyor.
Bu durumda iki senaryonun olduğunu düşünebiliriz: 1-Nükleer anlaşma yeniden canlandırılırsa doğal olarak ABD'nin İran'a yönelik bölgesel baskıları azalacaktır. 2-Anlaşmanın başarısız olması halinde ABD doğal olarak çeşitli araçlar kullanarak İran'a karşı baskıyı artırmaya, ekonomik-bölgesel bir abluka oluşturmaya çalışacak ve Abu Dabi, Riyad, hatta Bağdat ve Muskat üzerindeki baskı iki katına çıkacak.
OLUMLU ETKİLEYEBİLİR
- BAE, Suudi Arabistan ve İran arasında ara buluculuk yapabilir mi?
Şu anda, Irak daha az ölçüde Umman ve Kuveyt gibi ara bulucu ülkeler, İran ve Suudi Arabistan arasındaki siyasi atmosferi yumuşatmaya çalışıyor. Bu arada BAE’nin rolü etkili olmayacak. Ama belki İran ile Arabistan arasında gerilim azalırsa, İran ve BAE arasındaki karmaşık ilişkiler deneyimi, Tahran ve Riyad’ın ilerideki ilişkilerini olumlu etkileyebilir.