Nurcularda kavga sürüyor: Ortak istişare heyeti diye bir grup yok!
Aydınlık'ın Nurcular içindeki Gladyo yapılanmasını anlatan haberleri cemaati karıştırdı. Kendilerini 'ortak istişare heyeti' diye tanıtan Nurcu gruba yanıt veren Tahşiyeci Mustafa Kaplan, böyle bir grubun olmadığının altını çizdi. Kaplan, bu grubun illegal olduğunu belirterek devleti göreve çağırdı
Tahşiye Yayınevi kurucusu Mustafa Kaplan, Aydınlık’a “Paralel Nurculuk Yapılanmasını” anlattığı söyleşisine tepki gösteren “Nurcu heyet”e bir yanıt daha verdi.
Sosyal medya üzerinden açıklama yapan Kaplan, Ali Kemal Pekken isimli şahsın “sözcüsü” olduğu “Nur Talebelerinin bir Ortak İstişare Heyeti” imzasıyla yayınlanan bildirinin “korsan” olduğunu belirtti.
Grubun bildirisini yayınlayan Yeni Akit başta olmak üzere bazı yayın organlarının “taklaya getirildiğini” söyleyen Kaplan, Nurcular içinde “Nur Talebelerinin bir Ortak İstişare Heyeti” diye bir grubun olmadığını vurguladı.
‘PARALEL NURCULARA DOKUNULMADI’
Kaplan açıklamasında şunları kaydetti:
“FETÖ ile özdeşleşen Paralel Nurculuk Yapılanmasını deşifre edebilmek için 30 senedir çalışıyorum. 2008 Ocak’ında işime son verilene kadar Vakit gazetesinde görüşlerimi parça parça neşrediyordum. O yapının paralel devlet yapılanması ayağındaki ana unsur FETÖ, diğer paralel Nurculuk yapılanması unsurları ile birlikte bize 2010’da Tahşiye Kumpası kurarak hapse attırmış, basın organlarında yalan ve tezvîrâtlarla bizi itibarsızlaştırmışlardı. Sonunda biz beraat ettik, komplonun FETÖ ayağına ceza verildi. Ama, kumpasta birlikte yer alan Paralel Nurculara ve Tahşiye içinde onlara yardım ve yataklık eden aparatlara dokunulmadı.
“Tahliyeden sonra sosyal medya hesabımda ve bazı Youtube sitelerinde görüşlerimi yazmaya devam ettim. Ulusal medyada bir menfez bulamadım. Aydınlık gazetesinden röportaj teklifi gelince kabul ettim. Topladığım delillerin bütününü mezcederek, Paralel Nurculuk Yapılanmasını delilleriyle teşrih ettim. Mutlak vekil abilerin vefatından sonra kendi iç problemlerine odaklanan Nurculuk camiası her zamanki gibi sessiz kalmayı tercih ederken; paralel Nurculuk yapılanmasının bir kanadına sözcülük eden Risale Haber sitesinde bir korsan bildiri yayınlandı. Ne gariptir, Yeni Akit gazetesi de bu korsan bildiriyi neşretti.
‘KİM BU İLLEGAL TOPLULUK?’
“Yarım asırdan fazladır ben bu camianın içindeyim, Nurcuların içinde böyle bir grup yoktur. ‘Yazıcılar, Okuyucular, Yeni Asya, Yeni Nesil, Meşveret, Tenvîr, Zehrâ, Kurdoğlu, Hizbullah, Said Özdemir, Abdullah Yeğin, Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Rüştü Tafral, Orakçıoğlu, Aczmendî, Molla Muhammed vb.’ isimlerle anılan Nurcular içinde, bu korsan bildiride adı geçen legal bir topluluk yoktur. O zaman, bu korsan bildiride söylenen illegal grup kimdir?
“Nurcu camianın içinden çıkan FETÖ ve onun yedek kanadı olarak faaliyet gösteren KÖZ dışında, böyle bir illegal grup da daha önce duyulmamıştır. Bu yeni illegal grup ise ya bu iki illegal grubun içinden bir parçadır, ya da yeni bir illegal kuruluştur. Sosyal Dernekler Masasına ve Vakıflar Masasına resmen kayıtlı olmayan böyle bir legal örgütün üyeleri kimdir? Bunlar ne dolaplar çevirmektedir? Hangi devletin kirli emellerine hizmet etmektedirler? Milyonlar efradı bulunan Nurculuk camiasını temsil etme yetkisini bunlara kim vermiştir?
DEVLETE ÇAĞRI
“Benim röportajımda, dış güçlerle işbirliği yapan paralel Nurcular deşifre edilmiştir; onların içinde Ali Kemal Pekkendir ismi veya bu illegal ‘Nur Talebelerinin bir Ortak İstişare Heyeti’ grubundan söz edilmemiştir. O zaman bunlar kimdir, ne adına ortaya çıkmışlardır? Devletin ilgili birimlerini göreve çağırıyorum!
“Bu korsan bildiriyi ilk önce neşreden Risale Haber isimli mevkûtenin yöneticileri de bu illegal grubun mensubu mudur? Nurcular içinde böyle bir oluşumun bulunmadığını bunlar bilmiyorlar mı? Eğer benim röportajımdan rahatsız oldularsa, muhatap karşılarındadır; niçin direkt bana yönelmediler de korsan bildiri neşreden bir kripto FETÖ aparatının kuyruğunun altına saklandılar?
“En çok şaşırdığım nokta ise, bir hukukçunun idare ettiği Yeni Akit’in bu korsan bildiriye yer vermesi oldu. Nurculuk içinde böyle bir legal grubun olmadığını bunlar bilmiyorlar mı? Bilmiyorlarsa, çevrelerindeki Nurcu grup liderlerine veya 15 sene birlikte çalıştıkları yazarları Mustafa Kaplan’a sormaları gerekmez miydi? Bu yapılan yayın, gazetecilik ilkelerine uyuyor mu? Siz bu yayını yapmakla, illegal örgütün yanında olduğunuzu mu gösteriyorsunuz; Mustafa Kaplan’a karşı olduğunuzu mu anlatmak istiyorsunuz; hemşehriniz Doğu Perinçek’e mi tavır koyuyorsunuz?
“Ey FETÖ aparatı ve KÖZ elemanı İngiliz Kemal, bu illegal örgütün üyeleri kimse, kimlerle oturup bu ortak bildiriyi hazırlamışsan, hangi anası bayraklı o metni kaleme almışsa; hepsini bülbül gibi açıklayacaksın! Kıyâmete kadar hem hukukun elinden hem benim dilimden kurtulamayacaksın!”
YENİ AKİT’E TEPKİ
“FETÖ’ye yardım ve yataklık yapan Paralel Nurculuk Yapılanmasının deşifre edilmesi üzerine koca camia sessizliğini korurken, FETÖ ile iltisaklı birkaç sivri ismin dışında bir yorum çıkmadı. Ali Kemal Pekkendir isimli bir proje çocuk, bugüne kadar duyulmamış bir illegal grup adına korsan bir bildiri yayınladı ve bunu bazı basın organlarında da neşrettirdi.
“Bu oyuna gelen Yeni Akit, bu korsan bildiriyi şöyle takdîm etti: ‘Üstad Bediüzzaman’ın talebeleri kendilerine yöneltilen ‘hain’ şeklindeki ağır ithamlara cevap niteliğinde bir basın bildirisi yayınladı.’
“Şimdi bu cümleyi tercüme edelim: Birileri çıkmış, Üstad Bediüzzaman’ın talebelerine ‘hain’ demiş; o talebeler de bu ağır ithamlara bir basın bildirisi ile cevap vermişler! Doğru anlamış mıyım?
“Hukuktan anlamayanları es geçelim, Yeni Akit’in hukukçusu sayın Ali İhsan Karahasanoğlu’na soralım: Haberde geçen ‘Bediüzzaman’ın talebeleri’ kimdir? Onlara ‘hain’ diyen kimdir? O ithama cevap veren kimdir? Siz, bu unsurları taşımayan metinlerin haber değeri taşımadığını bilmek durumunda değil misiniz? Haber niteliği taşımadığı gibi, muhatabına en ağır hakaretleri içeren bir korsan bildiri metnini nasıl neşredersiniz?
‘ALİ KEMAL PEKKENDİR NE ZAMAN TALEBE OLMUŞ’
“Efendiler! Bediüzzaman hazretleri 1960 yılında vefat etmiştir. Ondan ders alan talebeleri ise 2000 yılından önce dâr-ı bekaya irtihal eylediler. Onun hizmetinde bulunan son mutlak vekil ise kaç sene önce öldü. Bugün, “Bediüzzaman’ın talebesi” vasfını taşıyan hiçbir talebe hayatta değildir. O zaman, bu korsan bildiri ile cevap vermeye kalkan ‘talebeler’, -Bediüzzaman’ın talebesi olamayacaklarına göre- kimin talebeleridir? Bunlar, ‘Kâinât İmâmı’ Fetullah Gülen'in talebeleri midir? FETÖ ile iltisakı tescilli bir aparat olan Ali Kemal Pekkendir ne zaman Bediüzzaman’ı görmüş de talebe olmuş? Dünyada bundan daha büyük yalancılık ve sahtekârlık olabilir mi?
“Bediüzzaman’ın talebeleri paravanı arkasına saklanan ve korsan bildiride ‘Nur Talebelerinin bir Ortak İstişare Heyeti’ diye haber verilen illegal örgüt nedir, üyeleri kimdir, böyle bir örgütten devletin haberi var mıdır? 5. Kol faaliyeti yapan bir provokasyon örgütü ile mi karşı karşıyayız?
“Bu korsan bildirinin yazılmasına sebep olan hareket, gazeteci Mustafa Kaplan’ın Aydınlık, Milat ve Oda TV’de emrolan görüşleridir. Risale-i Nur hareketinin Özel Harp Dairesi tarafından yatağından saptırıldığını, mason elemanlar kullanılarak Paralel Nurculuk kurulduğunu, bu örgüt yapısında görev alanların sözde sahip çıktıkları Risâle-i Nur eserlerini bozarak ihanet ettiklerini, bu ihanet şebekesinin Üstada de zehir verdiklerini söyleyen Mustafa Kaplan’dır. Kendi kimlikleriyle bu delilli konuşmaya cevap veremeyen illegal örgüt mensupları, sahte unvanlarla korsan bildiri yazmışlar ve bazı basın organlarını da kirli emellerine âlet etmişlerdir.
‘DEVLETİN GÜVENLİĞİNİ İLGİLENDİRİYOR’
“Benim ismim, cismim, adresim belli. Yazdıklarım da ortada. Kimden bahsetmişsem, delilli olmak üzere eleştiri yapma hakkına herkes sahipdir. Hukuk devletinde kimsenin korsan bildiri neşretme hakkı yoktur; hele illegal yapıların hiç yoktur! Bu konu direkt devlet güvenliğini ilgilendirir!
“Elhâsıl: 2025 itibâriyle ‘Bediüzzaman’ın talebeleri’ unvanlı kimse yoktur. O zatın yazdığı Kur’ân tefsirinden istifade eden elbette milyonlar vardır; onlara da “Risâle-i Nur okuyucuları” denir; Mustafa Kaplan da o kitleden bir ferttir. Kimse işkembe-i kübrâsından unvan ihdâs edemez! Bu güzide eserlere sahip çıkmak ise, illegal örgüt mensubu kripto aparatlara hiç düşmez!
“Dolayısıyla, bu korsan bildiride şahsıma ve röportajı neşreden gazetelere ağır hakaretler eden korsan bildirinin imzacısı ve arkasındaki illegal örgüt üyeleri bu illegal hareketin hesabını vermekle yükümlüdürler! Bu ülke Dingo’nun ahırı değildir! Basın organları da neşredecekleri metnin evvelâ haber değeri taşıyıp taşımadığını kontrol etmekle mükelleftirler. Kamuoyunu yanlış yönlendirmek kimsenin hakkı ve haddi değildir! Bu ajan provokatörün peşini bırakmaya niyetim yok!”
NE OLMUŞTU?
Tahşiyeci Mustafa Kaplan, 26-27-28 Aralık 2024’te Aydınlık’ta yayınlanan söyleşisinde, Said Nursi’nin bazı talebelerinin Gladyo ve CIA ile irtibatta olduğunu, Risale-i Nurları değiştirerek Nurculuğu bozduğunu ileri sürmüştü.
Kaplan, bu talebelerin cemaat içinde “Paralel Nurculuk Yapılanması” kurduğunu, bu yapının da FETÖ’ye hizmet ettiğini belirtmişti. Kaplan, paralel Nurculuk yapılanması içindeki tüm Nurcuların Fetullah Gülen’le birlikte hareket ettiğini söylemişti.
Kendilerini “Nur Talebelerinin bir Ortak İstişare Heyeti” diye tanımlayan Nurcu bir grup Aydınlık’ın haberlerine tepki göstererek açıklama yayınlamıştı. 30 Aralık 2024’te Risale Haber isimli internet sitesinde yayınlanan açıklamada Tahşiye Yayınevi Kurucusu Mustafa Kaplan’a hakaretler savrulurken Aydınlık gazetesi de hedef gösterilmişti.