ODATV’nin mottosu: Bırakınız bölsünler bırakınız yıksınlar
Odatv, saplantılı muhalif tutumunu ve ‘bırakınız yazsınlar’ çizgisini öne aldığı için emperyalizmin Türkiye’deki bozguncu propagandasına alet oldu. Aydınlıkçılar ise baş düşman olarak emperyalizmi belirledi, çözüm üretti ve haklı çıktı.
Odatv yöneticileri Libya’da şehit olan MİT mensuplarının cenaze töreni fotoğraflarını haberleştirdiği için, ‘Devletin güvenliğini ve siyasal yararına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama’ iddiasıyla tutuklandılar. Sitenin kurucusu Soner Yalçın bu tutuklamalar üzerinden gazetecilik serüvenini ve Odatv’nin kuruluşunu yazdı.
Soner Yalçın “Odatv, hep haber yaptı… Odatv, her fikre kapısını açtı… Bırakın, ülke hürriyet nefesi alsın. Bırakın insanlar yazsın, konuşsun… Bırakın insanlar istediği gibi yaşasın… Tek sesin kimseye yararı olmaz.” diyor.
Odatv’nin ilk kurulduğu gün mottosunun -yani kurumun kuruluş amacını özlü bir biçimde tanımlayan sözü- “bırakınız yazsınlar, bırakınız konuşsunlar” olarak belirlediklerinin altını çiziyor.
Liberalizmin meşhur “bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” sloganını, liberalizmin çöküşe geçip dünyanın kamuculuğun başarıları ile tanışmaya başladığı yıllarda belirlemiş olmaları işin nereye varacağını baştan gösteriyormuş. Daha vahimi bu yanlış hala sürüyor. Bugün liberalizmin çöküşünün ayan beyan görülmeye başlandığı, en özel çıkarcı olanın bile koşa koşa kamucu politikalara sarıldığı, her soruna devlet ve toplum disiplini ile çözümler önerildiği günlerden geçiyoruz. Artık herkes yeni bir dünyanın kurulduğundan bahsediyor. Fakat Soner Yalçın ‘sloganı-mottoyu’ çökmekte olan sistemin argümanlarında arıyor. Herkes Mersin’e giderken Soner Yalçın tersine gidiyor. Bu haliyle ilericiliği değil tutuculuğu temsil ettiğini söylemeliyiz.
YANLIŞ İLİKLENEN DÜĞME
Gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklediğinizi farketmezseniz, bir süre sonra birbirine denk gelen boşluk ve düğme sizi yanıltır. Doğru gidiyorum sanırsınız. Denk geliyor işte, önünüz kapanıyor. Ama sona gelince anlarsınız ki bir boşluk var. Bu gömlek olmamış. İşte bu sloganla işe başlamak gömleği baştan yanlış iliklemektir. Size doğru işler yaptığınızı düşündüren şey, bir dönem için yanlış programın içerisinde yaptığınız kısmen doğru işlerdir. Ancak program, yani ilk iliklenen düğme yanlış olunca o doğru işlerin de sürecin sonunda bir anlamı kalmıyor.
Odatv de bir takım muhalif çevrelerin yaptığı gibi her yapılan yanlışa, geçmişte yapılan doğru işleri göstererek cevap veriyor. Örneğin; “Sizin bu yaptığınız suç, siz devlete katil diyemezsiniz, PKK propagandası yapamazsınız” diyoruz. Geçmişte FETÖ’den bir mağduriyet yaşamışsa koro başlıyor, “O suçsuz çünkü geçmişte FETÖ ona şunu şunu yaptı.” Geçmişte FETÖ ile karşı karşıya gelmiş ve bedel ödemiş olmanız anlamlıdır. Ancak bugün FETÖ ve PKK’ya karşı verilen mücadelede bozguncu faaliyetler yürütüyorsanız geçmiş sizi kurtarmaz. Tarih bir dönem doğru işler yapan kişilerin zamanla nasıl yanlışa sürüklendikleri ile doludur..
MORAL BOZMA ELEŞTİRİSİ
Soner Yalçın, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in kendilerine 15 Temmuz öncesinde, Odatv’nin “FETÖ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde darbe organize ediyor” haberlerine karşı “Ordunun moralini bozuyorsunuz” tepkisini gösterdiğini söylüyor. Odatv’nin ise sözüm ona Aydınlıkçıları dinlemeyip haberleri yapmaya devam ettiklerini ve haklı çıktıklarını ileri sürüyor. Öncelikle şunu hatırlatalım, Türkiye hükümeti, ordusu ve polisi ile çözüm sürecinden vazgeçip PKK ile silahlı mücadeleye 2015 yılında başladı. FETÖ ile mücadele ise Doğu Perinçek’in önderliğinde Silivri duvarlarının yıkılmasıyla rayına oturdu!
Halep oradaysa arşiv burada! Odatv bu süreçte TSK’nın komuta kademesinin hem PKK ile mücadelesi hem de FETÖ ile mücadelesine çelme takan hangi haberleri yaptı? Odatv 15 Temmuz’dan önce dağ taş bombalanıyor, Hulusi Akar güvenilmez, ordu içinde FETÖ şöyle güçlü böyle güçlü diyerek yayınlar yaptı. Hulusi Akar’ın yıllar öncesinde çekilen fotoğrafı üzerinden algı yaratmaya çalıştı. Genelkurmay Başkanı olunca “kulağının yanından mermi geçmeyen komutan” dediler. 15 Temmuz gecesi o bilerek ya da bilmeyerek yapılan yıpratma çabalarının ne anlama geldiğini hepimiz çok iyi anladık. Odatv yanılmış, Hulusi Akar kahramanca direnmişti. Ancak bu hakikati görmemekte ısrar ettiler. O günden beri istisnasız vatan savaşı karşıtı yayınlar yapmaya devam ediyorlar.
Vatan Partisi Genel Başkanı, PKK ve FETÖ ile mücadele edilirken Türk Ordusunu yıpratan, Mehmetçiği silah arkadaşı ve komutanı hakkında kuşkulara sürükleyen yayınlarından dolayı bu tepkileri gösterdi. Zira Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Fetullahçı Terör Örgütü’nün varlığını dergilerinde veya gazetelerinde, Doğu Perinçek’ten önce açıklayan, uyaran bir isim veya kuruluş şu ana kadar tespit edilemedi!
Aydınlıkçılar, örgüte FETÖ diyerek ismini koymuş, “Hani bu terör örgütünün silahları nerede” dediklerinde “TSK’nın ve Emniyet Teşkilatının depolarında” yanıtı vermiştir. Yine 15 Temmuz darbe girişimini tam altı ay önceden “Saraya Darbe Hazırlığı” manşeti ile ilk kez Aydınlık gazetesi duyurmuştur.
MÜSADE EDİLİRSE NE OLUR?
Odatv’nin de içinde olduğu gazetecilere özgürlük kampanyasına gelirsek… Arkadaşa özgürlük istemek anlaşılır da, FETÖ’cülerin de gazeteci sayıldığı söz konusu kampanyanın yürütücüsü olmanızı vicdan sahibi hiçbir vatansevere kabul ettiremezsiniz! Örneğin, Taraf ve Zaman gazeteleri yeniden açılsa, Baransu, Altan, Ilıcak kalemleri ile ateş etmeye devam etse iyi mi olur? Peki bu kurumlarda çalışmış ve FETÖ’nün müridi olmuş isimlerin hapisten çıkması hangi gerekçe ile talep ediliyor?
Veya PKK’nın yayın faaliyeti ve propagandası… Selahattin Demirtaş’ı, PKK’ya bomba taşıyan belediye başkanlarını, milletvekillerini mecliste ve meydanlarda konuşturmaya devam ettirsek hayırlı mı olurdu?
Hangi savaşta buna müsaade edilebilir? Düşünsenize Hakimiyet-i Milliye kuruluyor. Parolası ise bırakınız yazsınlar bırakınız konuşsunlar olmuş. Gelen yazıyor giden yazıyor. Öyle ya Soner Yalçın’a göre herkes aynı düşünmek zorunda değil! Kendimiz de bu sorumlukla hareket ediyoruz. Aydınlık gazetesinde vatan savaşının komutanlarını hedef alan bir yazıya müsade edilmez. Öyle bir özgürlük yok. 15 Temmuz’da Ulusal Kanal ekranlarında “bırakınız konuşsunlar” demedik. O zamanın Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkkan programı kesip müdahele etti. Eğer deseydik, zor zamanlarda Ulusal Kanal’a bakarak hakikati arayan insanlar yanlış bilgilenebilir ve bunu eyleme dökebilirdi.
Burada hata programdadır. Konumlanmayı emperyalizme karşı değil de ikincil, üçüncül kuvvetlere karşı alırsanız yanlışa sürüklenirsiniz. Diğer kuvvetlerin emperyalizmle aralarında yaşanan olası çatışmalar sizi ister istemez emperyalizmin yanında konumlandırır. Odatv, Ak Parti saplantılı muhalifliğini ve bırakınız yazsınlar çizgisini en başa yazdığı için emperyalizmin Türkiye’deki bozguncu propagandasına alet oldu. Vatan Partisi baş düşman olarak emperyalizmi hedef aldı ve günün sonunda hep haklı çıktı. Yani o ilk düğmeyi hep doğru ilikledi.