Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ÖDP Olağanüstü Kongre’ye giderken Türkiye gerçeğinin neresinde?

​Kuruluşunda bazı farklı sol grupların parçalarıyla oluşan Özgürlük Ve Dayanışma Partisi (ÖDP), süreç içinde eski Dev-Yol çevresinin bir kısmını eline aldı. 1977 yılında yayınladıkları 58 sayfalık beyaz kapaklı 'BİLDİRGE' ile sahaya çıkan ve 1980 öncesinde sesini en çok duyuran örgüttü.

ÖDP Olağanüstü Kongre’ye giderken Türkiye gerçeğinin neresinde?
A+ A-
MURAT İNCE

ÖDP gelinen aşamada küçülmüş ve marjinal bir örgüte dönüşmüştür. İlk günlerin heyecanı yerini bıkkınlığa, yorgunluğa, tükenmişliğe, umutsuzluğa, çaresizliğe bıraktı. Günlük yayınladıkları BİRGün Gazetesi’ni takip edenler ÖDP’nin bir yere gelip dayandığını görebilirler. Yine, Dev-Yol’un arta kalan önder kadrolarının da epey süredir ÖDP’ye karşı eleştirilerini yoğunlaştırdıkları ve “partinin varlığı ile yokluğu arasında bir fark kalmadığını” dillendirenlerin sayısında artış olduğu söylenmektedir. ÖDP tamda bu ortamda olağanüstü kongre kararı aldı.

SOL’A ZARAR VERENLER

Türkiye solu içinde dünü geleceğe taşıyacak ve tarihine sahip çıkacak örgüt varmıdır sorusuna, istisnalar dışında ne yazıkki olumlu yanıt veremiyoruz! Ne anlama geldikleri ve ne yaptıkları bilinmeyen EHP’den ESP’ye, TKP’den EMEP kadar legal alan listesinde görünen 21 solumsu partilerin aslında küçük tarikatlar olduklarını söylersek yanlış yapmış olmayız.

Legal ya da illegal alanda faaliyet içindeki o tür solun bütününe yakını ABD emperyalizminin kara gücü PKK’nın eteğinde dolaşıyor ve Türkiye’nin “zayıf halka” olması için didiniyorlar. Seçim zamanı PKK’nın diğer ismi olan HDP’yi desteklerler, Suriye’de PYD/YPG şakşakçılığı yaparlar, sığındıkları Avrupa’da Türkiye’ye karşı organize edilen tüm etkinliklerde yer alırlar ve vatan için çalışalım denildiğinde sırra kadem basarlar! Peki, antiemperyalist olmayan vatansızlara solcu denilebilir mi? Denilemeyeciğini biliyoruz ama birileri bilmemekte, görmemekte ısrar ediyor!

Sahte sol, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine, devrimci mücadeleye ve halkımıza çok zarar verdi ve hala zarar vermeye devam etmekte ısrarlılar. Gayeleri, örgütledikleri bir avuç insanı kontra eylemlerde kullanmak ve PKK kuyrukçuluğuna mahkum etmek.

SEÇENİKMİ DEDİNİZ?

ÖDP çevresi her ne kadar kendilerini diğer solumsu yapılardan farklı görsede, sonuç olarak aynı yerde bir biçimde birleşiyorlar. Orta yolcu tavırlarında bir değişiklik olmayan bu çevrenin Türkiye’nin en önemli sorunlarında yanlış siyasetlerinde ısrar etmeleri ‘sorgulanmalarınıda’ beraberinde getiriyor!

ÖDP’nin 8. Olağanüstü Kongre'si 22 Aralık Pazar günü Ankara'da toplanacak. ÖDP parti meclisi sonuç bildirgesi “Umut olacak Bir Seçenek İçin” başlığıyla yayınlandı. 5 ay süren tartışma sonunda yayınlanan bildirinin içeriğinde pek fazla bir değişiklik görmüyoruz, “aynı tas aynı hamam” devam ediliyor!

Bildirinin içinde ne dişe dokunur bir bölge tahlili ve ne de ülkemizin sorunlarına yönelik çözümleri var. Sanki ÖDP Türkiye’de değil başka bir gezegende siyaset yapıyor! “zalim iktidar”, “zorba rejim” “dinci zorbalık” vb dışında herhangi bir çözümleme yok. Satırların arasından tek bir olumlu analiz aradık ama bulamadık!

“Türkiye’yi bu cendereden çıkartabilmek ve emekçi halkın başına bin birli türlü çorap örmüş bu zalim iktidarı yenebilmek için emekçi halka umut verebilecek bir seçeneğin güçlü bir biçimde ortaya konulmasına ihtiyaç var” denilirken ne Amerikancı PKK’nın bölücülüğünden ve ne de ülkemizin ekonomik sorunlarına net bir yanıt vermiyorlar. Antiemperyalizmi çantalarının içindeki kitapların arasında unutan ÖDP, bu haliyle düzenleyeceği olağanüstü kongre ile de bir yere varamayacağı bugünden görülüyor.

ÖDP’nin yayınladığı bildiride umutlarını sistem partilerine bağladıkları ve umut olarak düzen partilerinden CHP’yi işaret ettiklerini görmek şaşırtıcı olmadı: “Bu zorba rejime karşı, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde iktidarı yenilgiye uğratan başta gençler ve kadınlar olmak üzere direnen milyonların kararlılığı var.” Sözleri ÖDP çevresinin nerelere savrulduğunu gösteriyor. ÖDP bu haliyle bırakalım seçenek olmayı, varlığını sürdürmesi bile zor gözüküyor!

BAŞ DÜŞMAN KİM?

Ortayolcu siyasetlerin Türkiye’de ki sürdürücüsü ÖDP, yayınladığı bildiride ABD/İsrail haydut devletlerinden tek bir cümleyle dahi bahsetmiyor. Genel bir emperyalizm sözcüğü dışında hiçbir şeye rastlayamazsınız. Bildiride bölücü örgüt PKK/HDP üzerine söz edilmemesi ve bu önemli sorunu görmezden gelmesi, ÖDP’nin kongre sonrası PKK/HDP kuyrukçuluğuna devam edeceği görülüyor.

Bildiride emperyalizmden utangaçça söz edilen cümle şöyle: “8.Olağanüstü Kongre’miz, emekçi halkı hayat pahalılığı altında ezen, ülkenin tüm birikimini emperyalist tekellere peşkeş çeken, doğasını acımasızca talan eden ve toplumsal yaşamın her alanını dinci bir zorbalıkla kuşatmaya çalışan karanlık düzene karşı bir seçenek yaratmak için bir başlangıç olacaktır.” PKK ve o tür solun emperyalizm sözcüğünü laf olsun diye kullandığını biliyoruz. Aynı tutumun ÖDP çevresi açısındanda geçerli olduğunu görüyoruz. Baş düşman ABD emperyalizminin Türkiye’de ve bölgemizde yarattığı tahribatı, zorbalığı, katliamları, soygunu açıkça dile getirmeden ve kararlılık sergilenmeden devrimcilik yapılabilir mi? Bu nasıl bir devrimcilik, sosyalistlikki ABD/İsrail şer cephesini telaffuz etmekten korkuyor ve ABD’nin kara gücü PKK’yı ağzına dahi almıyor!

Bildiride, “23 yılı bulan mücadele tarihimizde, ülkenin içinden geçtiği her kritik eşikte üstlendiğimiz sorumluluklarla izlediğimiz doğru devrimci siyasetlerin birikimi bugün yeni sorumluluklar için bizi cesaretli kılıyor.” Cümlesi ise tam bir komedi! Hangi “doğru devrimci siyaseti” izlediniz? Hangi “kritik eşikte sorumluluk” üstlendiniz? Hangi “siyasal birikime” sahip çıkıyorsunuz? Bu soruların yanıtını bildirinin içeriğinden çıkarmak mümkün ve ÖDP’de ki kafa karşıklığının kongre ile de çözülemeyeceği belli oluyor.

HİÇ BİR ŞEY YOK

Bildiride ABD yok, İsrail yok, NATO yok, Suriye sorunu yok, üretim ekonomisi yok, PKK/HDP yok ve yok yok yok! Aslında bildiri yoklar listesi gibi! ÖDP çözümsüzlüğün girdabında kongreye gidiyor.

“Çevre” kelimesini bilerek kullandık. ÖDP bir parti olmaktan öte şekilsiz çevreye benzemektedir. Suya sabuna dokunmadan siyaset yapmak ve geçmişin hayalleriyle gün tüketmek ÖDP’yi anlamsız hale getiriyor. Türkiye gerçeğinden kopmuş ÖDP’yi iyi bir gelecek beklemiyor.

Son Dakika Haberleri