"ODTÜ'nün köpekleri serbest, taşları bağlı"
ODTÜ Rektörlüğünün Savunma Sanayi Zirvesi'ne saldıran PKK destekçisi gruba müdahale etmemesine tepkiler sürüyor. Akşam yazarı Tacettin Kutay ve Milat yazarı Ufuk Coşkun bugün köşe yazılarında üniversite yönetiminin takındığı tutumu eleştirdi.
ODTÜ'de düzenlenecek olan 2. Savunma Sanayi Zirvesi'ne PKK yandaşı bir grubun saldırmasına müdahale etmeyen üniversite yönetimine tepkiler sürüyor.
ODTÜ yönetimi, etkinliğin yapılacağı gün içlerinde üniversite öğrencisi olmayanların da olduğu PKK destekçisi bir grubun salonun önünde toplanmasına izin vermiş, Savunma Sanayi şirketlerinin stantlarına zarar verilmesini izlemiş, etkinliğin davetlilerini ve öğrencileri ise okula almamıştı.
Rektörlük yaşananların ardından etkinliği iptal ettiğini duyurmuştu. Üniversiteden yapılan açıklamada PKK destekçilerine "öğrenci grubu" denmesine TGB Genel Başkanı Kayahan Çetin, “Bu açıklamanız PKK'yı koruduğunuzun itirafıdır. Etkinlik salonu önünde toplananlar 'öğrenci grubu' değil PKK unsurlarıdır.” diyerek tepki göstermişti.
Akşam yazarı Tacettin Kutay ve Milat yazarı Ufuk Coşkun da bugünkü köşe yazılarında ODTÜ rektörlüğüne sert tepki gösterdi. Tacettin Kutay köşe yazısında şunları belirtti:
"ÜÇ BEŞ ÇAPULCU MANİ OLABİLİR Mİ?"
"ODTÜ Savunma Sanayii Zirvesi etkinliği, PKK terör örgütü ve benzeri marjinal oluşumlara iltisaklı kimselerce sabote edildi. Zirveyi düzenleyen topluluğun amacı açık: ODTÜ başta olmak üzere Ankara'da eğitim gören mühendis adaylarına, bizim gençlerimize savunma sanayimize, dolayısıyla vatanımıza ve milletimize faydalı olacak çalışmalara yönelik bir ufuk sunmak. Savunma sanayimiz yükselen değerimiz.
(...)Dedik ya vatan millet menfaatine, gençlere ufuk olacak bir etkinlikti. Boş durur mu yezitler? Sabahın erken saatlerinde çoğu üniversite ile öğrencilikle alakası olmayan bir grup terör yandaşı basmış kongre merkezini. ODTÜ bunlara mani olmak yerine uzaktan takip etmiş ve stantlara 40.000 liralık zarar verilmesine göz yummuş.
(...)Okulun vatansever gençleri gelince de kendilerine merkezden uzak durmaları söylenmiş. Hani o meşhur Bektaşi babasının fıkrası var ya; köpekleri salmış, taşları bağlamışlar.
(...)Anlamadıkları şey şu: Mayasında vatanperverlik olan bu milletin evlatları barajın kapağını patlattı. Türkiye savunma sanayii konusunda yürütülen çalışmaların odak noktası durumunda.
Hobart'ın adını unutturacak, milletimizin intibakına hizmet edecek nice Selçuk Bayraktarlar yetişiyor ve yetişecek. Hatta günü gelecek Bayraktar'ı da geçecek vatanperver mucitler dünya savaş doktrinini değiştirecek hizmetlere imza atacaklar. Bayraktar ise bir yol başı, bir pir olarak yad edilecek.
Bu gidişata üç beş çapulcunun serkeşliği mani olabilir mi?
Olamaz!
Bunların yaptığı yalnızca kendi serkeşlik ihtiyaçlarını karşılamak, sapkınlıklarını tatmin etmek.
Üniversite de takındığı tutumla bunlara çanak tutmuş oldu.
Bir fazlası değil.
"EN BÜYÜK DEVLET ÜNİVERSİTELERİNDEN BİRİNDE NASIL OLUP DA BASKIN ÇIKIYOR?"
Ufuk Coşkun köşe yazısında şunları belirtti:
“Bu ülkenin üniversitelerinde okuyan bir genç, Afrin’de PKK saflarında savaşacak ve orada ölecek kadar nasıl zehirlenmiş olabilir?” diye sormuştum bir yazımda. Evet, kim zehirliyor bu gençleri?
Asıl konuşmamız gereken temel sorun budur.
Düşünün, Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında gösterilen ODTÜ maalesef terör örgütlerinin propagandalarıyla gündeme gelen bir üniversite haline geldi.
Daha yakın bir zamanda ODTÜ’de "Kimyasal silah insanlık suçudur. Katil devlet hesap verecek" yazılı bir pankart asılmıştı.
Bu pankartı alıp yerine Türk bayrağı asarak bizleri gururlandıran TGB’li(Türkiye Gençlik Birliği) vatansever gençler olmuştu.
(...)Ne var ki bir grup PKK destekçisi ve aralarında pek çoğu ODTÜ öğrencisi olmayan terör sempatizanları ile birlikte sabahın erken saatlerinde etkinliğin düzenleneceği ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezine geliyor.
ODTÜ öğrencisi TGB’li gençler ise sabah 07.00'den itibaren okula alınmıyor. Bu arada da içeride PKK sempatizanı bir grup zirve öncesi kurulan stantları yıkmaya başlıyor.
(..)Bereket versin üniversitelerimiz de TGB gibi vatanını, milletini seven cesur ve kaliteli gençlerimiz de var.
Ne var ki bir grup PKK destekçisi ve aralarında pek çoğu ODTÜ öğrencisi olmayan terör sempatizanları ile birlikte sabahın erken saatlerinde etkinliğin düzenleneceği ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezine geliyor.
ODTÜ öğrencisi TGB’li gençler ise sabah 07.00'den itibaren okula alınmıyor. Bu arada da içeride PKK sempatizanı bir grup zirve öncesi kurulan stantları yıkmaya başlıyor.
(...) ODTÜ Yönetimi ise bu vandallığı engellemek yerine; “….resmi olmayan bazı grup ve topluluklar, Kültür ve Kongre Merkezi önünde sabahın erken saatlerinden itibaren toplanmaya başlamışlardır. Üniversitemizde istenmeyen olayların çıkmasını önlemek amacıyla zirveyi bir başka tarihe erteledik” şeklinde bir açıklama yapmakla yetiniyor.
Etkinliğin yapılmaması amacıyla toplanan “Resmi olmayan gruplar(!)” nasıl oluyor da içeride olurken zirve için etkinlik yapacak olan TGB’li gençler dışarıda tutuluyor?
Yönetim, terör örgütüne mensup öğrenci ve kişileri korumak gibi bir niyetlerinin olmadığını, öğrenci grupları arasında olası bir kavgayı önlemek maksadıyla böyle bir yola başvurduğunu ifade ediyor.
Oysa asıl sorun şu; 2. Savunma Sanayii Zirvesi’ni bir kavga nedeni haline getiren bir zihniyetin ülkemizin başkentinde yer alan en büyük devlet üniversitelerinden birinde nasıl olup ta baskın çıktığı gerçeğidir.
Bu mesele soruşturma açılarak çözülebilecek bir mesele midir?