Öfke denetiminde birey ve toplum (2)
Öfke nedir? Neden öfkeleniriz? Öfkenin ortaya çıkış sebepleri arasında neler vardır? Bu duygunun sağlığımız için etkisi nedir? Peki öfkenin türleri nelerdir?
Öfke, aklı başındalığı dağıtır, yıkıcı benliği denetler. Öfke halindeki insan saldırganlığın denetiminde bir insandır. Böyle birinin duracağı yer ise kişinin kendi elinde değil karşısına ne çıkacağına bağlıdır. Birçok insan yaşamdaki deneyimlerine dönüp baktığında pişmanlık hissettiği eylemlerinin çoğunda öfkenin imzasını bulur. İnsan öfkelenen varlıktır, ama öfke kontrol denetlenmediği zaman da insanlıktan çıkmaktadır. Öfke, temel duygulardan biri olarak kabul edilir, yani insan öfkelenme yeteneğini doğumla beraberinde getirmektedir. O, sadece insana da özgü değil, canlılarla ortak duygularımızdandır. Kendini solunumun hızlanması, kalp atışlarının artması, yüzün kızarması gibi belirtilerle gösterir.
AKLI BAŞTAN ALAN ÖFKE
Bir duyguyu bastırmanın tek yolu daha güçlü bir duygu durumuna geçmektir. İnsan ruhunda harekete geçmiş bir öfkeden daha güçlü bir duygu yoktur. Denetimsiz öfke harekete geçtiğinde ne sevgi dinler ne şefkat. Duyguları “pathos” yani istenç ve us dışı görerek felsefi düşünmenin düşmanı ilan eden Stoacılar öfke gibi duygularla başa çıkabilmek için birçok yöntem denemişler. Normalde bir Staocı elinde olmayan durumlara kayıtsızdır; ne sevinir, ne üzülür. O mantığı kutsallaştırmıştır, ancak öfke gibi bir duygu Stoacıları bile uğraştırmıştır. Stoacı duygu yoğun durumları kafasında önceden tasarlayarak kurtulmaya çalışır bundan. Bu güçlü bir düş gücü ve kurgu gücü gerektirdiğinden pratik değildir.
KISKANÇLIK İLE FARKI
Öfke, tüm bunların yanında tinde beslenen bir duygudur. Kıskanma ise sahibine saldırır en çok ve tüm bu hallere nefret eşlik eder. Nefret benlikte büyüdüğünde sevgi kaybolur, iyi niyet süpürülür, şefkat unutulur. Öfke denetimi sorun çözmek için gerekli bir davranış şeklidir.
Kıskançlık, kaynağına ulaşmadan kıskananı yıkar, kötülüğü neredeyse bir yeteneğe dönüştürür. Bu yüzden insan derin bir hastalık kertesinde kıskanç olmadan başkalarına karşı kötülük yapamaz. İnsanda temel ahlaki duygu olan adaleti yok eder ve insanı ahlaken yerle bir eder. Bu yüzden bizler gelip geçici öfkesi olanlara çok kızmaz hatta çoğu zaman onları hoş karşılarız ancak beslenmiş kine ve öfkeye dönüşmüş haset insanı kimse sevmez. Kıskanç olan insan öfkesini sinsice gizler i oysa bir yüzeyel öfkede gizli saklı bir şey bulunmaz. İnsan öfkeden kayıtsızlık hali ile kurtulamaz, daha doğrusu böyle bir insana “insan” demek zordur. Buna karşılık öfkelenerek de iyi bir yaşamın yanına yaklaşılamaz. Haksızlığa karşı çıkmak, denetimli öfkeyi toplumsal barış için zulme karşı çözüm haline dönüştürmek doğru isyanken tersi yakıcı yok edici ateştir.
İnsan yaşamında karşılaşılacak engellenmelerin ürettiği kızgınlık ve öfkelere karşı, insanların nasıl bir tepki vereceği büyük ölçüde onların yetenek ve kültür düzeyleriyle aynı zamanda örgütlenme ile doğrudan ilgilidir. Örgütlülük bireysel kazanımları yerine toplumsal kazanımlar sağlar. Yurtsever siyasetçilerin olduğu ülkelerde, zorluklarla karşılaşıldığında, sahip oldukları yüksek kültür ve nitelikli bilgiler, sorunun temel nedenleri ve nasıl çözüleceği araştırılır. Böylece, uygun çözümler bulunarak, çoğunlukla ölçülü ve tutarlı bir uyum davranışı sergilenir. Buna karşılık, zihinsel ve duygusal zekâları ile nitelikli bilgi düzeyleri nispeten düşük olan yöneticiler, baş edilemeyen sorunlar karşısında, tutarlı umarlar üretemediklerinden büyük bir ürküntü yaşarlar sürekli sorumlu ya da günah keçisi ararlar. Bu durumda, kızgınlık ve öfkelerini kısmen kendilerinden zayıf kişi ve varlıklara aktarırlar ya da bu olumsuz duygularını bilinçaltlarına bastırmak suretiyle toplumu bir süre bir arada tutmaya çalışırlar.
YANLIŞ KARARLARIN HESABI
Sorun çözme yetenekleri düşük olan siyaset kültüründe, sorunlarla baş edemeyen siyasetçilerin, bilinçaltlarına itmiş oldukları suçluluk, günahkârlık, başarısızlık gibi duygularını, suçlarını bastırmak nedeni ile başkalarının üzerine atmak suretiyle rahatlamaya çalıştıkları çok bilindik bir savunma davranışıdır. Özetle öfke hem bireysel hem de toplumsal dinamiklerin çözümsüz olduğu durumlarda birey ve toplumsal ruhsallığın uyumsuz davranışıdır. Öfke; deneyim sevgi kültür ve toplumsal sorumlulukla denetlenmelidir.