Öğretmenler yeni kanun talep ediyor
Grup Sözcüsü Ayla Erdem, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’nin esaslı bir yenilik getirmediğini belirterek öğretmenlerin hayal kırıklığına uğradığını ifade etti. Erdem, kariyer sistemini eleştirdi
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi komisyonda kabul edildi. Teklife göre öğretmenlik mesleği, aday öğretmenlik döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılacak. Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı alanlara unvanları için ayrı ayrı derece verilecek. Uzman öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatı yüzde 20'den yüzde 60'a, başöğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatı yüzde 40'tan yüzde 120'ye yükselecek.
Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Ayla Erdem, kabul edilen teklifi Aydınlık’a değerlendirdi. Teklifin bir yenilik getirmediğini ifade eden Erdem, kanunun 20. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararlardan geride olduğunu belirtti. Erdem, teklifin, eğitim camiası ve sendikalarla görüşülerek ihtiyaçlara cevap verecek şekilde hazırlanmak üzere yenilenmesi gerektiğini söyledi. Erdem, şöyle konuştu:
Ayla Erdem
‘HAYAL KIRIKLIĞINA YOL AÇTI’
“Komisyonda kabul edilen kanun taslağı Cumhurbaşkanı’nın 1 Aralık 2021’de 20. Millî Eğitim Şûrası açılışında yaptığı konuşmanın da 20. Millî Eğitim Şûrası’nda alınan kararların da gerisindedir. Taslak metin öğretmenlik tanımı, meslek ilkeleri, yetiştirilme ve atama süreçleri, görev, yetki ve sorumlulukları, yer değiştirme ve görevde yükselmeye dair hükümler bulunmamaktadır. Dolayısıyla taslak metin mevcut hâliyle meslek kanunu olmaktan çok kariyer basamaklarını belirleyen bir yasa hüviyetindedir. Taslak metin öğretmenliği bir kariyer mesleği hâline getiriyor, fakat bu uygulama da yenilik getirmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2004 yılında Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yaptığı değişiklikle kariyer sistemini getirmiş, 2006 yılında kariyer basamağında yükselme sınavını uygulamış, 2014 yılında yargı kararları gereği iptal edilmişti. Komisyonda kabul edilen taslak metin kariyer sisteminin yargı kararlarına uygun hâle getirilmesinden ibarettir. Kariyer sistemi 2004 yılında olduğu gibi Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yapılacak değişiklikle de getirilebilirdi. Yalnızca kariyer sistemini içeren bir yasa teklifi ile beklenti yaratılmış, fakat öğretmenlerin meslek kanunu beklentisi hayal kırıklığına yol açmıştır.”
'KARİYER SİSTEMİ BAŞARI ÖLÇÜTÜ DEĞİLDİR'
Erdem, getirilen kariyer sisteminin öğretmenlik mesleğinin toplumsal saygınlığına gölge düşüreceğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Öğretmenler meslekleri ile ilgili ihtiyaçlara cevap verecek kapsamlı bir kanun beklerken MEB, kariyer sistemini ikinci kez hem de öğretmenlik mesleğinin özü olarak getiriyor. Yasa teklifi hazırlanırken eğitim sendikaları, eğitimciler dışlanıyor. Katılımcı bir anlayışla hazırlanmayan, öğretmenlerle ilgili bir yasal düzenlemede öğretmenlerin sesine kulak vermeyen bir kanun, öğretmenlerin ihtiyacını karşılamayacaktır. Getirilmek istenen kariyer sistemi neoliberal sistem içinde, rekabetçiliği öngörmekte ve öğretmenin mesleki birikimini ve gelişimini sınava indirgemektedir. Biz, öğrencilerin başarısının ve ortaöğretim ve yükseköğretime yerleştirilmesinin seçici sınavla gerçekleştirilmesine karşı çıkarken üstüne öğretmenler kariyer sınavına tabi tutularak uzman ve başöğretmen unvanı elde edecekler. Böylesi bir uygulama öğretmenlik mesleğinin toplumsal saygınlığına gölge düşürür. MEB, öğretmenlerin mesleki gelişimini kariyer sistemiyle sağlayamaz, hele kariyer basamağında yükselmenin yolu sınav ise hiç olmaz. Kariyer sistemi bir ihtiyaç olarak görülüyorsa lisansüstü eğitimlere kolaylık sağlanmalı, öğretmenlerin eğitim alanında tezli lisansüstü eğitimleri teşvik edilmelidir. Bunun yanında öğretmenlerin ulusal, uluslararası dergilerde bilimsel yazıları, bilimsel kongrelerde sundukları bildirileri, ulusal çapta bilimsel, sportif, sanatsal, eğitici projelere öğrencileriyle katılımlarından oluşan nesnel ölçütlerle değerlendirme yapılabilir. Meslekte 10 yılını tamamlamış olan öğretmenler ölçütlerin maaşları yüzde 15; ek ders ücretleri yüzde 25 artırımlı ödenebilir. Aynı şekilde meslekte 20 yılını tamamlamış öğretmenlerin maaşları yüzde 25, ek dersleri yüzde 40 artırımlı ödenebilir. Doktora eğitimini tamamlamış öğretmenler aynı haklardan doğrudan yararlanabilir.
BİR EKSİK DE YÖNETİCİ ATAMA SİSTEMİ
“Kanun taslağının önemli bir eksiği de yönetici atama sistemini kariyere bağlamamasıdır. Eğer kariyer sistemi geliyorsa zorunlu olarak yöneticiler okul içindeki en yüksek kariyer basamağında bulunanlar arasından seçilir. Üniversitede profesör dururken doçentler, rektör veya dekan olarak atanmıyor. Kanun teklifinin eğitimcilerden görüş alınmadan, alelacele hazırlandığının bir başka göstergesi budur.”
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK KALDIRILMIYOR
Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılmadığını vurgulayan Erdem, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı’nın 20. Millî Eğitim Şûrası açılış konuşmasında 'Sözleşmeli kadrolu öğretmen ayrımını kaldırıyoruz.' açıklaması ve Şûra’da sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılmasına yönelik alınan karar eğitim kamuoyunda heyecan ve beklenti yarattı. Maalesef, kanun teklifinde sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılmasına veya özlük hakları açısından ayrımın kaldırılmasına yönelik bir hüküm de yok.”
ADAY ÖĞRETMENLİKTE BELİRSİZLİKLER VAR
Aday öğretmenlik sınavının kaldırılması sonrası belirsizliklere değinen Erdem, şöyle konuştu:
“Taslak metinde aday öğretmenlik sınavının kaldırılması olumlu olmakla birlikte adaylığın kurulacak komisyon tarafından kaldırılması belirsizliğe yol açmaktadır. Aday öğretmen bir yıl boyunca rehber / danışman öğretmenle birlikte eğitim - öğretim sürecinin içinde yer almalıdır. Aday öğretmenlik, rehber / danışman öğretmenin, okul müdürünün ve teftiş kurulunun raporları doğrultusunda 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde yemin töreniyle kaldırılmalıdır.
“Kanun teklifi 20. Millî Eğitim Şûrası’nın ve Cumhurbaşkanı’nın beyanlarının çok gerisindedir. Eğitim camiasının beklentilerinin uzağındadır ve mevcut hâliyle eğitim sistemine de öğretmenlik mesleğine de öğretmenlerin mesleki gelişimine de çalışma barışına da katkı sunmaz. Bu nedenle Komisyon’dan geçen teklifin geri çekilmesi, eğitim camiasıyla, sendikalarla görüşülerek ihtiyaçlara cevap verecek yeni ve kapsamlı bir kanun taslağının hazırlanması en doğru yoldur.”