24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Öğretmensiz lisede meslek eğitimi

İstanbul Teknik Üniversitesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Toros, bir Erasmus projesi için gittiği Hollanda’da gördüğü öğretmensiz liseyi anlattı. Öğrenciler proje grupları halinde çalışıyor. Danışmanları var, öğretmenleri yok.

Öğretmensiz lisede meslek eğitimi.. Öğretmensiz lise olur mu? Hollanda'da öğretmensiz lise var mı? Avrupa'da meslek liseleri nasıl eğitim veriyor?

Hollanda’da bir vakfın 10 yıl önce denemek amacıyla 40 öğrenciyle açtığı Agora Meslek Lisesi’ne ilgi ve memnuniyet hızla artmış, bugünkü mevcudu 400. 12-16 yaşlarındaki çocukların devam ettiği okulda öğretmen yok. Ortaokul bilgileriyle eğitime başlayan öğrenciler, danışman öğretmenlerin yönlendirmesiyle, ilgi duydukları bir ‘proje grubu’na dahil oluyor. ‘Birbirinden öğrenme’ yaklaşımına dayalı sistemde, eğer öğrenciler herhangi bir konuda ‘temel bilgiye’ gereksinim duyarsa, bir öğretmen ders verebiliyor. Ders verenler bazen de veliler oluyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (İTÜ MTAL) Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Toros, anlattı. Toros, bir Erasmus projesi için gittiği Hollanda’da, altı ülkeden eğitimcilerle birlikte okulu gezdi, yöneticilerinden bilgi aldı.

Okulun bağlı olduğu SOML Eğitim Vakfı, 7 bin öğrencisi olan büyük bir vakıf. AGORA dışında farklı farklı yapılarda okullar açıyor. Deneme okulu olarak kurulmuş ama talep arttığı için şubeler açmaya hazırlanıyorlar.

Öğretmensiz lisede meslek eğitimi - Resim : 1
Hüseyin Toros

TEMEL BİLGİ ÖĞRENCİDEN TALEP OLURSA VERİLİYOR

  • Hiç ders yok dediniz, kaç sınıf var ve ne yapıyorlar?

Rehber öğretmenler var. Öğretmenler bu çocuklara yeteneklerine uygun olarak görevler veriyorlar. Diyelim ki nesnelerin interneti ile ilgili bir çalışma yapılacak. İlgisi olan çocuklar bir araya geliyorlar. Öğretmen bir görev veriyor. Öğrenciler çalışma yapıyorlar, öğretmen de zaman zaman denetliyor.

  • 12 yaşındaki çocuğun temel bilgileri yeterli oluyor mu?

Ben de sordum. Öğrenciler matematik, fizik, kimya gibi dersler talep ederlerse bir araya getiriyoruz, destek veriyoruz dediler. Bize bilgi veren rehber öğretmen, örneğin bilgisayarla ilgili sorularını bana önceden bildiriyorlar. Ben belirli gün ve saatte gelip anlatıyorum, dedi. Talep edilen konuda okulun kadrosu yoksa dışarıdan eleman getiriyorlarmış. Diyelim ki kodlama eğitimi için öğretmen yok, ne yapıyorsunuz, diye de sordum. Kayıt esnasında velilerin bilgilerini topluyoruz, ne tür konularda katkı sağlayabilirsiniz, diye soruyoruz, dediler. Veliler, belli bir süre, günün belli saatine gelip çocuklara rehberlik hizmet veriyorlarmış. İkincisi, sektörden bu konuyla ilgili hangi firma var? A firması. O firmalardan destek alıyorlar.

  • Amaç ne?

-Yetenekler bir araya getiriliyor, ihtiyaç duyduğu konular aktarılıyor, beraber çalışmaları sağlanıyor. Oysa sınıf ortamında öğretmen herkese aynı konuyu anlatıyor. Bu okulda ise belli bir alana ilgi duyan çocuklar bir araya gelip bir takım kuruyorlar. Takım olarak bir şey yapıyorlar.

TAKIM SEÇEBİLİYOR DEĞİŞTİREBİLİYOR

  • Takımı çocuklar mı belirliyor?

Tam olarak çocuklar değil, rehberlik hocaları, bu işi yönetenler de çocuklarla konuşuyor, hangi takımlar var, nerede ne faaliyet yapıldığını çocuklar biliyor. Birçok faaliyet yapılıyor. Hangi alanda çalışmak istiyorsa ve tabii takımda yer varsa o takıma geçiyor. Çocukların kendi aralarında bir kaynaşma da var. Serbest format.

  • Takım üyeleri aynı yaştan olmayabiliyor o zaman?

Yaş grubu 12 ile 16 arası. Takıma bu yaş aralığında her çocuk girebiliyor. Biri 12 biri 16 olabilir, ikisinin de o konuya ilgisinin olması yetiyor. Ayrım yok. Sınıf geçme yok.

TAM İNSAN TABİATINA UYGUN BİR YAPI

Başarı ölçme var mı?

Çocuğun takımına rehberlik veren öğretmen belli bir çalışma sonucunda ‘bu çocuk yetkinlik kazanmıştır, kazanmamıştır’ diye onay veriyor. Mezun ettikleri çocuklar sektörün aradığı insan kaynağı oluyor. Çünkü tamamen sanayi sektörünün güncel konularında çalışıyorlar. Okul yöneticileri ilginin artmasının nedeninin de bu olduğunu söylediler. Dört yıllık. Çocuk kendini farklı alanlarda da geliştirebiliyor veya sevmediği grubu değiştirebiliyor. Dört yılın sonunda çocuğa verilen belgede ‘şu şu çalışmaları yapmıştır’ deniyor. Veli tecrübesinden faydalanıyorlar, sektörü tecrübesinden faydalanıyorlar, çocukların ilgileri, yetenekleri çerçevesinde takımlar oluşturup o takımda ilerlemesine katkı sağlıyorlar. Tam insan tabiatına uygun bir yapı. Sonuçta da sektörün aradığı bir insan kaynağını yetiştiriyor.

  • Sistemin handikapları da var mı?

Çocukların buna hazır olması gerekiyor. Sordum, devamsızlık yapan oluyor mu, yok, dediler. Günde altı saatlik çalışmaları oluyor.

  • Vakıf deyince bizde özel okul anlaşılıyor. Ücret ödeniyor mu?

Sordum. Özel ama para almıyormuş, zengin bir vakıftır veya devlet destek veriyordur.

  • Hollanda çapında meslek liselerine yönelim güçlü mü?

Okul seçimi, tamamen öğretmenlerin önerisi çerçevesinde ilerliyor, veliler de o yönlendirmeye göre hareket ediyor. Anaokulundan itibaren her çocuğun dosyası tutuluyor. Rehberlik sistemi rahat işliyor orada. Liseye kadar standart eğitim, lisede mesleki eğitimler başlıyor. Çok farklı meslek liseleri var.

BİZDEKİ GİBİ ÇOCUĞU ÇALIŞTIRMAK YOK!

Prof. Dr. Hüseyin Toros, Hollanda’daki Agora Lisesi’ndeki eğitimi “Bizdeki çıraklığın gelişmiş hali” diye niteledi. Toros, şunları söyledi:

“Türkiye'de organize sanayi bölgelerinde özel meslek liseleri var. Sanayi bölgelerinin kurumsal yapısı var, bu yapıya bağlı olarak meslek liseleri var. Genelde bunlar ücretsiz. Öğrenci başında devletten belli bir destek alıyorlar. Sektörün istediği insan kaynağını yetiştiriyorlar ama bizde ders bazlı gidiyoruz: matematik, fizik falan. Belki oralarda deneme niteliğinde bu tür takımlaştırma yapılabilir. “Agora’da ancak 10 yılda belirli bir noktaya gelebilmişler. Çocuk istediği takımda istediği kişiyle konu bazı çalıştığı için çalışmaya istekle katılıyor. Bizdeki çıraklığın gelişmiş hali diyelim. Bizde çıraklık okullar var: MESEM’ler. Burada çocuk dört gün iş yerine gidiyor, bir gün okulda çalışıyor. Hollanda’da iş yerine gitme, çalıştırma yok. Okul bu fırsatı veriyor onlara. Öğretmenler, veliler veya sanayi sektörü bu okullara destek veriyor. Veli desteği benim çok ilgimi çekti.

‘SANAYİNİN DEVAMI İÇİN MESLEKİ EĞİTİME İHTİYAÇ VAR’

Öğretmensiz lisede meslek eğitimi - Resim : 2
Altı ülkeden eğitimciler, Erasmus projesi için bir araya geldiler.

İTÜ MTAL Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Toros, Hollanda’ya bir Erasmus projesi için gitti. Hollanda, Fransa, Almanya, Slovenya, İspanya ve Türkiye’deki altı meslek lisesinden 24 öğrenciyle yapılacak. Öğrenciler iki yıl boyunca zaman zaman bir araya gelecekler. İlk çalışma, bu ay Slovenya’da yapılacak. Konu nesnelerin interneti, endüstri 40. Toros, bu projenin bir başlangıç olduğunu söyledi. Projenin neden meslek liseleri zemininde yapıldığına ilişkin olarak da Torors, “Avrupa'da mesleki eğitime son derece önem veriliyor çünkü sanayileşmenin devam ettirebilmesi, gelişebilmesi için mesleki eğitime ihtiyaç var” dedi. Toros şöyle konuştu:

“Bu proje Hareketlilik Projesi. Yani farklı ülkelerden çocukların beraber, küresel bir soruna çözüm üretmeleri. Bunu yaparken de hem birbirlerini tanımış oluyorlar, işbirliği ortamı oluşuyor, karşılıklı kültür aktarımı oluyor. Türkiye'den bizim lisemiz katılıyor. “Avrupa yeşil mutabakat imzaladı. Küresel iklim değişikliği var, kaynakların verimli kullanılması için teknolojik gelişime ihtiyaç var. Endüstri 40, yani cisimlerin birbiriyle haberleşmesi, nesnelerin interneti dediğimiz uygulamaların hızla yaygınlaşması gerekiyor. Bunun da eğitime yansıması gerekiyor. Projenin özü bu.

“Projeye göre katılımcı ülkeler sırayla ziyaret edilecek. Bir haftalık bir program uygulanacak. Onlara her gidilen ülkede farklı bir görev verilecek. Bu görev çerçevesinde çocuklar her gün öğlene kadar çalışma yapacaklar. Öğleden sonra şehir turları, kültür turları olacak. Son gün, sunum yapıp yaptıklarını anlatacaklar. “Dört farklı grup, dört farklı konu, her takımda altı ülkeden üye olacak. Örneğin ‘akıllı ulaşım’ gibi küçük küçük konular verilecek çocuklara. Ellerine temel malzeme verilecek ve beş gün boyunca bu konuda çalışma yapacaklar. Ön hazırlık yapacağız tabii ama orada olgunlaştıracaklar, beş gün boyunca adım adım ilerletecekler.”

MEB MÜFREDATINDA VAR MI?

Nesnelerin interneti MEB müfredatında var mı? Hüseyin Toros, “Müfredat her gün güncelleniyor. Son bir güncelleme de geçtiğimiz günlerde yapıldı, tam içeriğini bilmiyorum. Ama ilgili bölümlerde zaten müfredat bunu geliştirmenize açık” dedi ve şöyle sürdürdü:

“Bu son beş, 10 yıldır konuştuğumuz bir konu: internet, yapay zeka, nesnelerin interneti. Çocukların hevesli olması ve başında o eğitimi verecek öğretmenin olması gerekiyor. Küçük çapta bunlar var. Nasıl yaygınlaştırabiliriz çalışmaları bu. Avrupa'da da her okulda çalışan konular değil bunlar. Toros, Türkiye’de hangi ders buna müsait, sorumuzu ise şöyle yanıtladı:

“Bilişim, elektrik elektronik. TEKNOFEST'lerde biz çocukların yaptığı çalışmaları görüyoruz. Çok ilginç alanlardan çocukların farklı projeler yaptığını görüyoruz, birçoğunun temelinde endüstri 4.0 yatıyor. Çocuklarımız ödev olarak, proje olarak zaten yapmaya başladılar. Çalışmalar ne kadar çok alkış alırsa, çocuklar bu alana daha fazla sarılıyorlar ve daha çok ürün geliştirmeye başlıyorlar. Bu projenin amacı da çocukları teşvik etmek.

“Sanayinin de buna hazır olması lazım. Bunlar birbirini tetikleyen yapılar. Karşıtlık paslaşılan alanlar. Sanayi sana ihtiyaç duyacak.”

AGORA’DAKİ SİSTEMİ HAFTADA BİR YAPIYORUZ

Dünyada hızlı bir değişim var. Yapay zekanın devreye girmesiyle birlikte çocuklar artık her an her istediği bilgiye ulaşabiliyor. Not odaklı yapının yıkılması, yetenek odaklı hale gelmemiz gerekiyor. Biz hep şunu bekliyoruz: çocuğumuzun bütün dersleri 100 olsun. Bu, insan tabiatına aykırı. Çocuk her alanda tam mükemmel olamaz. Çocuğumun hangi alanlarda yeteneği var? Velinin öğretmene bunu sormaları lazım. Veli çocuğuna günde iki saat ayırıyor, öğretmen 8 saat. Öğretmen ayrıca çocuğu grup içinde gözlemliyor.

Öğretmensiz lisede meslek eğitimi - Resim : 3

YA TAKIM KUR YA BİRİNE DAHİL OL

Meslekler tamamen değişiyor, altüst oluyor. Otonom teknolojiler hızla yayılıyor. Yakın bir gelecekte birçok işin robotlar tarafından yapılacağını düşünelim. Buna hazır olmak için çocukların yoğun bir şekilde takım çalışmaları yapmaları lazım. Biz salı günleri okul bittikten sonra sosyal faaliyetler yapıyoruz, perşembe günleri proje takım çalışması. Ya kendi takımını kuruyor veya yeni bir projeye dahil oluyor. Cuma günü dokuzlara ve hazırlıklara, usta çırak ilişkisi çerçevesinde ‘ahilik takım çalışmaları’ var. Bizim bu yaptığımız kısmen Agora’daki sisteme benziyor. Biz konu verip bu konuyu çalışacaksınız diyoruz. Aynı mantık ama bizde zaman kısıtlı. Agora ziyaretimiz de onların davetiyle oldu, bizim uygulamamızı aktarmış bir arkadaşımız onlara. Üniversitelerde takımlar, kulüpler kamuya açık, herkes açık etkinlik yapıyor. Yapay zeka, veri nesnelerin interneti vb. konularda. Buralara yeterince katılım yok. Ders yoksa gitmiyoruz. Veliler çocuklarını oralara götürebilir.

‘YETENEK ODAKLILIĞI HEPİMİZ DÜŞÜNMELİYİZ’

Öğretmensiz lisede meslek eğitimi - Resim : 4

Prof. Dr. Hüseyin Toros “Yetenek odaklılık nasıl olabilir? Bunu hepimiz düşünmeliyiz” dedi. Kuşkusuz, ilkokuldan başlayarak değerlendirilmesi, çocukların yeteneğine göre sosyal lanlara, sanata yönlendirilmesi lazım. Toros, mevcut sistemde okullardaki kulüpleri iyi değerlendirmek gerektiğini, ailelere iş düştüğünü ifade etti. Toros, “Hızlı bir şekilde değişim yaparız ama sanayinin de okullara destek vermesi gerekiyor. Staj bizim için son derece değerli. Bir tane çocuğu şirketimde barındırabilir miyim? Burada yıllar boyunca elde ettiğim kazanımı çocuğa aktarabilir miyim düşüncesi olacak. Veli de benim çocuğa naylon staj yaptırabilir misin, demeyecek” dedi ve ekledi:

“Mesleki eğitim anlamında Avrupa'yla şu an aramızda belirgin bir fark yok. Avrupa’da öğrenci sayısına oranla sanayi kuruluşları çok, bide az. Bizde öğrenciler staj imkânı bulamıyorlar.” Hüseyin Toros “MESEM’lerde çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Bizdeki staj konusu bazı işletmelerin çocuk işçi çalıştırma aracına dönüşmüş durumda değil mi?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı:

‘TEHLİKELİ İŞLERİN HEPSİNİ ROBOTLARA YAPTIRACAĞIZ’

“Çok fazla kitle olduğu için suistimal eden her zaman olacaktır. Bu bir kültür, zaman içinde olgunlaşacak. Daha iyi nasıl olabiliriz derdindeyiz. Hep diyorum ki ey işverenler çocuğa sahip çıkmaya çalışın. Çocuklar hepimizin çocuğu. O çocuk nitelikli olduğu zaman benim işim de nitelikli olacaktır, mantığını kazanmamız gerekiyor.

“Endüstri 4.0’a doğru gittiğimiz zaman bütün kaba işleri, tehlikeli işlerin hepsini makine ve robotlara yaptıracağız. O zaman sorun çözülecektir.”

Eğitim MEB Hollanda Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğretmen