Okurlarımızdan mektuplar: 'İnce sözle yarenlik'
Vatan Partilileri, diğer partilerin mensuplarından ayıran temel özelliklerden biride, çok okuyor olmaları. İnsan çok okuyunca yazmaya da yöneliyor. Bunlardan biride Ecdet Güvel arkadaşımız.
Ecdet Güvel öğretmenlik yaptı. Emekli oldu. Hayattan emekli olmadı. Örgütlü ve örgütçü olmanın değerini bilen, çalışırken öğretmen sendikalarında, emeklilik sonrasında Vatan Partisi’nde örgütlü mücadelenin hep içinde oldu. Temel örgüt başkanlığından, ilçe, il başkanlığına kadar partinin her kademesinde görevler aldı.
Bu kısa yazıda beni çok duygulandıran bir hediyeden bahsetmek istedim. Güzelliklerimizin daha çok farkına varalım diye. Geçen hafta kapıma bir zarf geldi. İçinden bir kitap çıktı: “İnce Sözle Yarenlik.” Yarenlikcilerden bir demet gül (ümseme) notunu da düşerek, imzalı göndermiş öğretmenimiz. İnceliğe bakar mısınız!
Bizim Anadolu insanı, kadını, erkeği biraz Nasrettin Hoca, biraz Yunus, biraz Köroğlu, biraz Karacaoğlan’dan nasiplenmiş olarak gülmeyi, dervişliği, mertliği, aşkı sevdayı günlük yaşamında var eder, yaşatır. Yazmadan çok, konuşarak bir kültür aktarımı kulaktan kulağa sürer gider…
İnce Sözle Yarenlik kitabında, çiftçi, esnaf, ormancı, bekçi, muhtar, öğretmen köyde yaşayan kadın erkek her kim varsa dile gelmiş, yerini bulmuş. Sözlü anlatıların konuşulduğu gibi yazılarak, kalıcı olması sağlanmış. Anlatıcılar kısa notlarla okuyucuya tanıtılıyor. Bu durum kitabı daha da çekici kılıyor.
İnce Sözle Yarenlik’ten tadımlık bir anlatı.
HARAM OLURDA
Anlatan: Sadi GÜLAL, 1951, Gafarlı, Baba: Nail, Anne:Sultan
Çiftçilik, esnaflık yaptı. Ticari taksi çalıştırdı. Son olarak da tankerle yakıt taşımacılığı yaptı. Şimdi emekli. Bağdaş’a çıktığı yıllarda, yaylada neşe saçardı. Son yıllarda yaylaya çıkmaz oldu. Yaylamızdaki herkes Sadi’li yıllara özlem duyuyor. Sadi, ince söz ustalığının zirvesidir. (Sayfa:85)
Tufan amcamla babam bir bizim tavuklardan çalar yerlermiş, başka bir gün Tufan amcamlarınkinden. Böylece sıraya koymuşlar. Bir gün yine pişirmişler, yerken dedem Hasan Hoca üstlerine gelmiş.
- Buyur sende ye, demişler.
Boğazına çok düşkün olduğu için dayanamamış:
- Ulan çocuklar, sizin işiniz belli olmaz, haram maram olur da ben suyuna ekmek bandırayım, demiş.
Gençlerde; haram filan değil, malın gibi yiyebilirsin diyorlarmış. (sayfa:82)
Bu ve benzeri anlatıların onlarcası okunmak için sizleri bekliyor.
İnce Sözle Yarenlik, Ecdet GÜVEL, Temmuz 2020
İletişim: ecdetguvel68@gmail.com