06 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Okurlarımızdan mektuplar: Suyu tersine akıtamayız

HALİL ŞUVAK

Okurlarımızdan mektuplar: Suyu tersine akıtamayız
A+ A-

19 Mayıs 1919 sabahı halkın önüne bir sandık koysaydık, sanırım Mustafa Kemal en fazla 19 oy alırdı. (Bandırma vapurundaki arkadaşlarından

 kaldı ki o da kesin değildi.) Çünkü halk Vahdettin’in/Damat Ferit’in İstanbul’daki Meclis’inden çözüm bekliyordu. Ancak İstanbul Meclisi’nin o günkü Osmanlı sorunlarını çözecek bir programı ve iradesi yoktu. Çünkü sistem çürümüş/tıkanmıştı.

Bugün de, 1947’den beri içine girdiğimiz Atlantik sistemi içinde son seçimimizi (ya da bize dayatılan seçeneklerden birini) yapıyoruz ki, sistem tüm güçleriyle abanarak, sistem dışı parti ve çözümlerin önünü tıkıyor. (Vatan Partisi ve programı.) Sistem dışı çözümler devrimci, köklü, statükoya karşı olduğu İçin halk nezdinde aynı zamanda belirsizliği de ifade eder. Belirsizlik ise, sade vatandaş için tedirgin edicidir. Halk mevcut düzeninin değişmesine karşı direnç gösterir. Bu nedenle statükoyu koruma güdüsüyle hareket eder. Ancak ne ilginçtir ki, seçmen seçime girecek tüm parti, program ve başkanlardan memnun değildir. (“Ehven-i şer” diyerek oy kullanır.) CHP’li Kılıçdaroğlu’ndan, AK Partili Erdoğan ve programından, İYİ partili Meral Akşener’den memnun değildir ama gidip yine onlara oy verir.

Sistemin ağa babaları “kararsız” dediğimiz (sistemden umudunu kesmiş) seçmeni sistem içinde tutabilmek için, aynı yüzyıl önce Kuvayı Milliyeye karşı nasıl Kuvayı İnzibatiye’yi kurduysa, bugün de Sinan Oğan’ı, Muharrem İnce’yi sahaya sürüyor.

Her ikisi de sistemin çocuklarıdır. Ancak Atlantik sisteminin ağa babaları ne kadar abanırsa abansın, bu Meclis Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretemediği için Atlantik sistemine bağlandığımız zincirleri kıracak, Avrasya’daki onurlu yerimizi alacağız. (Suyu ters yöne akıtamayız.)

Tüm Türkiye 14 Mayıs’ı düşünürken, asıl düşünülmesi gereken 15 Mayıs sabahı nasıl bir Türkiye’ye uyanacağımızdır. Tüm partilere önerim, sandık başlarına temsilciler koyarak, sandıklara sahip çıkmaları, halkın iradesine saygı duymaları ve her türlü hakkı hukuk/yasal yollardan savunmaları ve kargaşaya izin vermemeleridir.

Saygılarımla.

ASRIN NANKÖRLÜĞÜ

GÜLTEN KOLÇAK ANALİTİK PSİKOLOG VE PSİKOTERAPİST 

CHP ve HDP'li emperyalizm aveneleri, aziz Atamızın eseri Cumhuriyetimizin ekmeğini yiyip haince ve nankörce bölücü düşüncelerini atıp tutuyorlar. "100 Yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz" gibi küstahça sözlerini ve de nefret duygularını kusuyorlar. (Bkz. 26.03.2023 tarihli Aydınlık Gazetesi, s.9).  

Bu kişilerin, şükran duyabilme yetisinin ruhu gerçek özgürlüğe kavuşturduğundan da haberleri olmasa gerek.

Son Dakika Haberleri