Öncü Kadın'dan Bakan Derya Yanık'a tepki: LGBT dayatması ve İstanbul Sözleşmesi anlaşılmamış

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Hürriyet'ten Hande Fırat'a verdiği röportajda şunları söyledi:

"Her grubun protesto hakkı vardır.

Nefret söylemini yanlış buluyorum. Ben bir hukukçuyum ve mesleğimin büyük bölümü insan hakları temelinde geçti. Nefret söylemini kime karşı olursa olsun yanlış buluyoruz.

Yıllar önce ‘E-5 Sendromu’ olarak adlandırılan, karınları deşilerek yol kenarına atılan transları hatırlayın. Bunlar yaşanmamalı. Yanlış, günah görebilirsiniz hatta aykırı bulabilirsiniz. Nefret söylemi, kime karşı olursa olsun kabul edilemez. Çünkü nefret söylemi ile yaşam hakkını engellersiniz."

"NEFRET VE AYRIMCILIK İÇEREN TEK BİR SÖZCÜK KULLANILMADI"

"30 bin kişinin katıldığı mitingde nefret ve ayrımcılık içeren bir sözcük bile kullanılmamasına rağmen Sayın Bakan; çocuklarını, ülkelerini, geleceklerini, insanlığı savunan aileleri yalnız bırakmıştır" diyen Ayvalı, şunları söyledi:

"Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık'ın Hürriyet Gazetesi'nden Hande Fırat'la söyleşisi ve sonrasında kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklama, LGBTİ dayatmasının ve İstanbul Sözleşmesi'nin anlaşılmadığını gösteriyor.

30 bin insanın bulunduğu mitingde nefret ve ayrımcılık içeren bir sözcük bile kullanılmamasına rağmen Sayın Bakan; çocuklarını, ülkelerini, geleceklerini, insanlığı savunan aileleri yalnız bırakmıştır. Üstelik Bakanlığın görevi; çocuklarımızı, kadınları ve aileyi korumaktır.

Büyük Aile Buluşması ile "E-5 Sendromunu" ya da "nefret söylemi" iddiasını yan yana getirmek vahim bir hatadır. Sayın Yanık, bu tutumuyla "nefret söylemi" iddiasını dile getiren merkezlerin yanına düşmüştür.

Kişileri hedef almayan ve LGBTİ ideolojisini eleştiren bir miting hakkında konuşurken "Devlet ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşlarını korur" gibi kimsenin itiraz etmeyeceği genel bir ilkeyi hatırlatmak, konuyu özünden saptırmış ve mitinge katılanları zan altında bırakmıştır.

Olmayan nefret söylemi üzerinden konuşmak, emperyalist Batı merkezli LGBTİ dayatmasına teslim bayrağını çekmektir. Sayın Bakan, bu dayatmayla mücadele edemeyeceğini ilan etmiştir.

Türk milleti tehdidi gördü, öne atıldı ve göğüsledi. Atatürkçü, sağcı, solcu, muhafazakâr, milliyetçi farklı kesimlerden onbinlerce insanımız Türk Bayrağı altında birleşti. Onlar, Sayın Bakanın çok ilerisindeler.

Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu tarafından düzenlenen Büyük Aile Buluşması, son yılların en doğru, en insancıl, en ilerici, en cesur mitinglerinden biridir. Millete umut vermiştir.

Orada bulunmak Vatan Partisi için gururdur. Öncü Kadın olarak, LGBTİ dayatmalarına karşı mücadeleyi, milletimizle birlikte kararlılıkla sürdüreceğiz."

BİR TEPKİDE TGB'DEN

"Bu eylem Türk ailesini ve Türk evladını korumak amacıyla, emperyalistlerin dayatmalarına karşı yapılan en büyük eylemdir. Sayın Bakan siz neredeydiniz?" diyen TGB Genel Başkanı Dilek Çınar şöyle konuştu:

"Büyük Aile Buluşması'nda bir tane nefret söylemi bulamazsınız. Bu eylem Türk ailesini ve Türk evladını korumak amacıyla, emperyalistlerin dayatmalarına karşı yapılan en büyük eylemdir. Sayın Bakan siz neredeydiniz?

Hükümetin aile politikası,aileyi koruyan binlerce yurttaşı kaos yaratmakla suçlamak mıdır? LGBT propagandası ve örgütlenmesini ifade özgürlüğü sayarak ne çocukları ne aileyi ne Türkiye’yi korursunuz! Bu korkak açıklamalarla aileyi ve değerlerimizi savunamayacağınızı gösterdiniz.

Sayın Bakan “temel insan hakları korumak” gerektiğini hatırlatma ihtiyacı duymanızın sebebi nedir? LGBT dayatmasını, temel insan hakkı tartışmasına sokmak LGBT’yi normalleştirmektir.

Sayın Derya Yanık, Büyük Aile Buluşması'nın karşısında durduğunuza, LGBT dayatmasına teslim olduğunuza göre İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına da karşı mısınız?

Emperyalizmin fonladığı, gençliği ve geleceği çürütmeyi amaçlayan LGBT dayatmasına karşı Türk Milleti Saraçhane’de kararını ilan etmiştir.

Eylemlerimiz Türkiye’nin dört bir yanında devam edecek. LGBT dayatmasına karşı hukuki mücadelemizi başlatacağız. Geleceğimizi, ailemizi, değerlerimizi anayasayla koruma altına alacağız! Siz bu mücadelenin neresindesiniz?"