Önüm arkam sağım solum konteyner
Depremin ilk yıldönümünde Hatay’ın yıkılan ve yıkılmaka olan evlerin yerine konteyner kentler kuruldu. En başta Antakya’da yolun her iki yanı yerden 2,5 metre yükseklikteki evciklerle sarılı. Dükkanlar, işyerleri de konteynerlere dönüşmüş halde. Kuaförler, çiçekçiler, kebapçılar, elektronikçi
Konteyner hayatlar, şikayetleri de beraberinde getiriyor. Örneğin, madem bu merkezler kuruldu, neden hala yarı yıkık binalar enkaz halinde duruyor? Bakan Koca, “Hatay’dan ayrılan 564 binin 461 bini geri döndü” dedi. Geriye dönenler nerede yaşıyor? Konteyner kentler daha ne kadar devam edecek? AFAD yetkililerine bir yılın bilançosunu ve şikayetleri sorduk.
KALAN ENKAZLARIN RAPORU
Antakya’da kalan enkazlar sadece yüzde 2’siymiş. AFAD yetkili ağızlarından ve 1923 raporundan alınan açıklama ve rakamlar şöyle:
“Enkazı kaldırılan bina sayısı 80 bin 323, ki bu rakam Kilis’teki yapılardan daha fazla. Bir yıl geçmeden enkazın yüzde 98’ini kaldırdık. Sadece 2 bin cıvarında mahkeme kararı bekleyen yapılar ile Kurtuluş ve Saray’daki geleneksel yapılar kaldı. Hatay kadim bir medeniyet... 23 medeniyetten 15’i Hatay bölgesine uğramış. Kurtuluş ve Saray, tarihi ve geleneksel yapılardan oluşmuş bir alan. Kültür ve Turizm bakanlığı hassas bir çalışma yürütüyor. Kıymetli yapılar bunlar, iş makinesinin tekeri altında ezilemez. Titiz bir çalışma gerekiyor. Aslına uygun bir şekilde restore edilmesi için çalışma yapılıyor.
“Şu anda Kurtuluş ve Saray’da röleveleriyle birlikte yapılan 252 alan var. Toplamda tescilli bina sayısı da bin 200 üzerinde. Bunlar aslına uygun olarak restore edilecek.” Bir de güvenlik sorununu hatırlatıyoruz, hırsızlık ve gasp şikayetlerini… Onun da “algı” meselesi olduğu ve rakamların tersini gösterdiği ifade ediliyor. Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre, Hatay’da geçen yıl aynı döneme göre hırsızlık ve gasp olayları yüzde 65 azalmış! Peki, evindeki su saati çalınan depremzede bunu 112’ye bildirir mi? Onun yanıtı da “algı” meselesi.
BARINMA SORUNU KALMADI
Hatay’da 205 konteyner kent kurulmuş, yenisi yapılmayacakmış. Devam eden 3 şantiye de bu rakamın içinde ve haftaya teslim edilecekmiş. Sadece Antakya’daki konteyner kent sayısı 80! AFAD yetkilisi, “Barınma talebi olan tüm vatandaşlarımızın talebi gerçekleştirildi. Vatandaşa e-devlet üzerinden iki seçenek sunduk: Konteyner verebiliriz veya kira desteği yapabiliriz, dedik. 212 bin hane kira desteği istemiş, halen devam ediyor, devam edecek. Nisan ayına kadardı, uzatıldı. Konteyner isteyenlere ise 205 konteyner kentteki 64 bin 317 konteynerde yaşıyor.”
Peki kaç kişi? Tam 169. 848 vatandaşımız varmış konteynerlerde. Buna ek olarak kendi arazisinde isteyenler de varmış. Kırsalda ya da kendi bağında bahçesinde 45 bin 459 kişi konteyner istemiş, 14.664 verilmiş. Böylece toplamda 215 bin vatandaş konteynerde yaşıyor. Elektrik, su, ısınma vb. de vatandaştan alınmıyor. Ya konutsuz kalan? Konteyner çıkmadı diye şikayet edenler? Gösterilen yeri beğenmiyorlar ya da kira yardımıyla birlikte almak istiyorlarmış. Konutu az hasarlı olan yaklaşık 400 bin aileye de konut desteği veriliyormuş. AFAD yetkilisi çok net konuşuyor: “Yerimiz var, sorun yok. Konteyner çıkmadıysa bir sorun vardır. Konut az hasarlıdır veya kira desteği alıyordur. Bunlar dışında talep geldiği anda yerleştiririz. İhtiyaç barınma ise bugün şu dakika içinde yerleştiririz!”
YENİ HAYAT KONTEYNERLERDE
AFAD yetkilisinin işaret ettiği kalıcı konutlar sınırlı. İlk parti Kırıkhan’da teslim edildi, birkaç gün önce de 7 bine yakın daire için kura çekildi. Peki, anahtarı alanlar, eşyasını koyup yaşam başlayabilir mi? Başlayabilirmiş. Alt yapısı hazırmış, ama toplam evsizlerin ancak yüzde 5-10’unu karşılıyormuş. Öte yandan, AFAD olarak ihalesi yapılan 34 bin, kentsel dönüşüm çerçevesinde ise 55 bin konut var. Rezerv alanlarında Emlak Konut’un yaptığı proje ise biraz tartışmalı. AFAD yetkilisi itiraz ediyor, “Tartışma konusu oalcak bir konu değil! Biz bir konut veriyoruz, acil barınma ihtiyacını karşılıyoruz. Oysa rezerv alanda yapılacak proje, kaybettiklerini yerine koyuyor. Anahtara anahtar! Bir binada 5 daireniz varsa 5 daire verilecek. Konteynerlerin daha ne kadar Hatay’ın hayatında olacağı belli değil. Süre yok! İş hayatı da konteynerlere taşınıyor. Örneğin dün Antakya’da Atatürk çarşısı açılışı yapıldı, içinde 200 üzerinde dükkan yeri var. Bugüne kadar yapılanların sayısı ise 6 bin 180!
İLK 3 GÜN NEREDEYDİNİZ
Hatay’ın en çok sitem ettiği bir diğer konu da geçen yıl yaşadıkları ilk 3 gün! Hiç kimse gelmedi, bizi ayırdılar, deniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki günkü açılış konuşmasındaki ifadeleri de tuzu biberi oldu. ‘Bizi tehdit ediyor’dan tutun da, ‘cezalandırıyor’ diyenlere kadar hükümet muhalifleri, bu ilk 3 günü hatırlatıyorlar. AFAD yetkilisine sorduk, sayılarla yanıt verdi: “
Arama kurtarma faaliyeti icra edilen bina sayısı 26.032. Yani 39 bin binada arama faaliyeti, 26 bin 32 binada arama kurtarma yapıldı. Biz bu faaliyeti BM standartlarına göre yapıyoruz. Buna göre normal şartlarda, enkazda 25 kişilik gruplar 3 vardiya halinde çalışır. Toplam 75 kişiye ihtiyaç olur. Topladığınız zaman 26 bin binaya 75 kişi demek, bin 950 gibi devasa bir rakam ediyor. Dünya ölçeğinde arama kurtarma ekibinde görev alan kişi sayısı 850 bin. Bütün arama kurtarma imkanlarını seferber edin, yetişemiyorsunuz… Bu depremde 40 bin kişi çalıştı, ekiplerin her yere yetişebilmesi imkansız bir afet…”
AFETİN BOYUTU
“Bizde 4 seviye var: Birinci seviye yerel imkanlarla, ikinci seviye bölgesel, yakın illerden destek alırsınız, üçüncü seviye ulusal, bütün arama kurtarma ekipleri sevk edilir, dördüncü seviye uluslararası! Çağrıya çıkılması gerekir. Zaten 4:17’de afet yaşandı, saat 5’te Türkiye 4. Seviye açıkladı, uluslararası destek ilan edildi. Yetiştirilebilecek afet değil. Şu an 120 bin kilometrekarelik bir alandan bahsediyoruz, Türkiye coğrafyasının 7’de 1’inden fazla. En büyük yıkım da burada, yüzde 45 seviyesinde. AFAD’ın öz gücü 7 bin kişi. Arama kurtarma yanısıra iaşeler, nakiller de AFAD tarafından karşılandı. Bu faaliyetlerde 140 helikopter, 200’e yakın uçak kullanıldı. Yollarda 3 bin madencinin Adana’dan nakli sağlandı. Afet o kadar büyük kapsamlı ki yetişmek olanaklı değil.”