08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Orta Asya ABD’ye kapatılmalı

Tehditler Türkiye ve Rusya'yı diğer alanlarda olduğu gibi Orta Asya'da da beraber hareket etmeye zorlamaktadır. İki ülke de ABD tehdidine karşı Orta Asya'da dayanaklar oluşturabilir. Diğer taraftan Orta Asya'da Türkiye güçlendikçe Ruslar da rahat edecek, ABD tehdidi bertaraf edilecektir

Orta Asya ABD’ye kapatılmalı
A+ A-
BORA ÖZİZMİRLİ

Türk Devletleri Teşkilatı'nın Özbekistan'da yapılan zirvesi sonrası 12 Kasım 2022'de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Başta Amerika olmak üzere Batı'nın Rusya'ya sınırsız saldırdığını" vurgulayarak şu açıklamada bulunmuştu:

“Tabii başta Amerika olmak üzere Batı, Rusya'ya adeta sınırsız saldırıyor. Bütün bunların karşısında da tabii şu anda Rusya bir direnç ortaya koyuyor. Biz de acaba nasıl olur da -işte bir tahıl koridoru olayı gerçekleşti- buradan bir barış koridorunu açabiliriz, bunun gayreti içerisindeyiz. Bunun için de en güzel yol, diyalogdan barışa giden bir yol olabilir diye düşünüyoruz.” dedi.

Aslında Sayın Erdoğan’ın bu açıklaması sadece Rusya'yı savunma amaçlı sıradan bir açıklama değildir. Çünkü Ukrayna üzerinden Rusya'yı çevreleme stratejisi uygulayan ABD'nin başını çektiği Atlantik kampının gözünde yakın gelecekte Türkiye ve Türk coğrafyası vardır.

Bu noktada Sayın Erdoğan'ın bu açıklaması bir nevi "Türk devletleri ABD ile birlikte olmayacak, orayı Amerika'ya bırakmayacağız" anlamına da gelir. Çünkü Orta Asya coğrafyası Rusya ve Ukrayna savaşı sonrası ABD emperyalizminin ve küreselcilerin en önemli hedefleri arasına girmiştir. Bu nedenle Sayın Erdoğan'ın 12 Kasım'daki demeci daha büyük anlam kazanmaktadır.

ST. PETERSBURG'DA GERÇEKLEŞEN ZİRVE ÖNEMLİDİR

Öte yandan Batının, Orta Asya'yı hedefine koyduğu bir zamanda Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)'nun zirvesi Rusya’nın St. Petersburg şehrinde yapıldı.

Aralarında Rusya Devlet Başkanı ve Türk devletlerinin liderlerinin de bulunduğu zirveye, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Japarov, Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov ve Özbekistan Devlet Başkanı Şavkat Mirziyoyev katıldı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zirvede yaptığı açıklamada işbirliğini vurgulayarak, "BDT ülkeleri arasında da ihtilaflar çıktığını maalesef kabul etmemiz gerekiyor. Ancak önemli olan, işbirliğine hazır olmamız ve devam edecek olmamız, sorunlar çıktığında bile onları birbirimize dostane yardım ve arabuluculuk desteği sunarak çözme arzusunda olmamızdır" ifadelerine yer verdi.

ABD'NİN RUSYA'DAN SONRAKİ HEDEFİ TÜRK DEVLETLERİDİR

Aslında 11 Ekim 2022 tarihindeki Ulusal.com.tr'deki "AK Parti, TÜRK AVRASYACILIĞI'nı devlet politikası haline getirmelidir" başlıklı yazımızda belirttiğimiz gibi, Ukrayna üzerinde Rusya'yı yoran Atlantik bloku, aynısını Yunanistan üzerinden Türkiye'ye yapmaktadır.

Aslında, Rusya'dan sonraki bir numaralı hedef Türkiye, Azerbaycan ve Orta Asya Türk devletleridir. Bu durum, Türk devletleri ile birlikte Rusya'nın önemini arttırmaktadır. ABD’nin saldırganlığı Rusya gibi hedefteki tüm ülkelerle dostluğu ve işbirliğini geliştirmeyi zorunluluk olarak dayatmaktadır.

Zaten Orta Asya'daki Türk Devletleri ile kardeşliğimiz, Rusya ile ise kader birliğimiz vardır. ABD’nin saldırganlığı Türkleri ve Rusları doğal müttefik yapmıştır.

Kanaatimce tüm bu tehditler ve gelişmeler Türkiye ve Rusya'yı diğer alanlarda olduğu gibi Orta Asya'da da beraber ortak hareket etmeye zorlamaktadır. İki ülke ABD tehdidine karşı Orta Asya'da ortak hareket etmek zorundadır. Diğer taraftan Orta Asya'da Türkiye güçlendikçe Ruslar da rahat edecek, ABD tehdidi bertaraf edilecektir. Ruslar Orta Asya'da bizimle ittifak olmanın güvenini yaşayacaktır.

RUSYA'YI KIŞKIRTAN FAALİYETLERDEN KAÇINMAK GEREKİR

Dikkat edilmesi gereken temel nokta, bu süreçte Rusya'yı kışkırtan açıklamalardan ve faaliyetlerden kaçınmak gerekmektedir. Böyle bir anlayış Rusya ve Türkiye ilişkilerine zarar verebileceği gibi aynı zamanda en çok Batı emperyalizminin işine yarayacaktır.

Rusya açısından olaya bakarsak, Ruslar da Orta Asya'daki Türk devletlerinin bağımsızlığına saygı duymak zorundadır. Eski Sovyetler Birliği'ne atıfta bulunarak Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığına karşı atılacak bir adım Türk devletleri ile Rusya’nın arasını açacağı gibi Batı emperyalizminin de işine gelir. Bu sebeple Ruslarla Türklerin kader birliği anlayışı ve dostluk temelli işbirliğine yönelmeleri en sağlıklısıdır ve zorunluluktur.

Özellikle Batılı ülkelerin Türkiye'de darbe yapmaya çalıştığını, Mehmetçiğin katili PKK'yı silahlandırdığı, değişik alanlarda ambargo uygulamalarına giriştiği özellikle Türk devletlerinde daha çok anlatılmalıdır.

TÜRK AVRASYACILIĞI DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRİLMELİDİR

Önümüzdeki yüzyıl Türk Yüzyılı olacaktır. Türkiye’nin son 10 yılda atmış olduğu dış politika hamleleri Türkiye'yi merkez ülke haline getirmiştir. Ancak, Türkiye'nin doğru dış politika hamleleri yanında en önemli hamlesi TÜRK AVRASYACILIĞI’nı devlet politikası haline getirmesi ile mümkündür.

TÜRK AVRASYACILIĞI; siyasi, askeri, ekonomik, kültürel olmak üzere her alandadır. İlk olarak Türk devletleri, ikinci olarak Osmanlı sınırları içinde kurulan devletler ve üçüncü olarak da Müslüman dünya, TÜRK AVRASYACILIĞI'nın doğal etki alanıdır.

Önemle belirtmem gerekir ki; TÜRK AVRASYACILIĞI sadece büyük Türk Milleti'nin değil, bütün ezilen milletlerin kaderidir ve yararınadır.

Atalarımızdan bizlere miras kalan cesaret, bilgelik, yardımlaşma, fedakârlık gibi kavramlar, bugün tüm insanlığın en önemli ihtiyacı haline gelmiştir.

Tüm dünyanın Türklerin adaletine, yardımlaşma ve paylaşma geleneğine, fedakarlığına tekrar ihtiyacı vardır.

Son Dakika Haberleri