Orta Çağdan Günümüze Fransız Şiiri Antolojisi
Rutebeuf’ten Ronsard’a, Lamartine’den Baudelaire’e, Apollinaire’den Aragon’a 90 şairden çevrilen ve 400 şiirden oluşan Fransız Şiiri Antolojisi, orta çağdan günümüze ölümsüz şiirler ışığında çizdiği yol ile bir ülkenin en büyük zenginliğinin dil olduğunu ortaya koyuyor ve bu dili oluşturan şairlerin önemini anlamamızı sağlıyor. Türk şiirinde Tanzimat Dönemi’yle başlayan modernleşme sürecinde Tevfik Fikret, Ahmet Hâşim, Yahya Kemal, Cahit Sıtkı Tarancı, Orhan Veli, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, İlhan Berk gibi şairler Fransız şiiriyle bağlantı içindeydi. Bu bağlantı varken, şiirimizin etkilenmemesi düşünülemezdi. Divan Edebiyatı’ndan şiirlerini net çizgilerle ayırma çabası içindeki Tanzimat şairlerinin yanı sıra günümüz şairlerinin de kültürel ve sosyal olarak Fransız şiirinden etkilenmemesi mümkün değil.
FRANSIZ ŞİİRİNİN
ŞİİRİMİZE ETKİSİ
Orta Çağ’dan Günümüze Fransız Şiiri Antolojisi, klasik ve modern şiirin vazgeçilmezlerine, 10 asırlık büyük zaman içinden bakıyor. Bu çalışma; kapsadığı şiirleri ve değerlendirmeleriyle sosyolojik ve kültürel değişimleri, akımları, anlayışları farklı bir yaklaşımla ele alıyor. Kitap dilin, dolayısıyla şiirin zaman içinde nasıl geliştiğini, değiştiğini ve zenginleştiğini göz önüne seriyor.
Daha önce dilimize çevrilen Fransız şiirleri daha çok modern dönemlerden seçilirdi. Yakup Yaşa, Orta Çağ’dan Günümüze Resimli- Açıklamalı Fransız Şiiri Antolojisi (İkaros Yayınları) kitabı, Fransız şiirinin şiirimize etkisini kapsayan önemli bir kaynak niteliğinde. Aynı zamanda alanında hazırlanmış en kapsamlı antoloji. Garip Akımı’nın doğuşunda da rol oynayan birincil kaynak Fransız şiiri olarak nitelendirilir. Türkçe’ye çevrilen Fransız şiirleri daha çok modern dönemlerden seçilirken, edebiyatımızı derinden etkilemiş Fransız şiiri bugüne kadar bu denli derli toplu olarak bir araya getirilmemişti.
90 ŞAİR VE 400 ŞİİR
Yaşa’nın antolojisinin en önemli özelliği, 90 şair ve 400 şiiri kapsamasıdır. Orta Çağ’dan günümüze Fransız şiirinin gelişimini anlatırken, aynı zamanda şairlerin hayatı ve edebi kişilikleri hakkında da önemli bilgiler vermektedir.
Dipnotlarda şiirlerle ilgili önemli ayrıntılara da yer veren çevirmen Yakup Yaşa, Orta Çağ’dan günümüze Fransız şiirindeki değişimi okurun toplu olarak görmesini sağlıyor. Bu değişimin Türk şiirindeki izlerini araştıracak araştırmacılara da kolaylık sağlıyor.
Yaşa, çalışmada Orta Çağ, Rönesans Çağı, XVII. ve XVIII. yüzyılların klasik Fransız şiirinin önemli şair ve metinlerine geniş biçimde yer vermesine rağmen ağırlıklı olarak XIX. ve XX. yüzyıl modern Fransız şiiri üzerinde duruyor.
Yakup Yaşa, hazırladığı antolojide birçok şairin sanat anlayışını yansıtacak yeterli sayıda örneklere yer de veriyor. Jacques Prévert’den 21, Baudelaire’den 20, Apollinaire’dan 18, Verlaine’dan 14, Rimbaud’dan 12 şiir çevirmiş.
DİSİPLİNLERARASI
BİR YOLCULUK
Edebiyat ve müzik arasındaki ilişki söz ve sesin kardeşliğinden doğar. Eski çağlardan beri bu iki sanat birbirini beslemiş, zenginleştirmiş, aralarında uzak ya da yakın sürekli bir etkileşim olmuştur. Şiiri müziğe yaklaştıran ve özerk yapılar kuran bir metnin derin yapısına anlam üzerinden varılamaz. İşin teknik boyutu göz ardı edilemez. İyi bir şiir çevirisi her iki dilin imkânlarına, inceliklerine vâkıf olmayı gerektirir. İşte bu antoloji, şiiri bu yönüyle de görme olanağı sunmuş okura.
Yakup Yaşa, çevirinin disiplinler arası bir mesele olduğu fikrine birçok yönden yaklaşır. Wagner müziğinden etkilenen Valéry’nin değişen ruh hâllerini dizelere dökerken, duygusal olarak derinleşmeye müzik üzerinden varması, şiirin bu baskın sesinin etkisini gösterir.
Valéry’nin sanat anlayışından kaynaklı bu durumu Türkçe’ye taşıyan Yaşa, çevirdiği “Peri”, “Dost Orman”, “Deniz Mezarlığı” gibi şiirlerde duygusal atmosferi sesler ile belirginleştirir:
“Ey sevinçten kudurmuş koca deniz, / Panter derisi, ey güneşin merhametsiz/ Oklarıyla kalbura dönen Grek paltosu, / Ey meydan okuyan yedi başlı Ejderha, / Alev alev kuyruğunu ısırıp şu sahrada/Kükreyen canavar, ey ruhların kâbusu.”