23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Orta Çağ’ın en büyük fizyoloğu: İBN NEFİS

Orta Çağ’ın en büyük fizyoloğu: İBN NEFİS
A+ A-
DR. EREN FIRAT

Arap İslam bilgini, bilim adamı olan İbn Nefis Şam'da doğmuştur. Şam'da Nureddin Zengî Hastanesi'nde ve daha sonra Kahire'de Kalavun Hastanesi'nde doktor olarak çalışmıştır. 18 Aralık 1288 tarihinde Kahire'de vefat etmiştir. Orta Çağ’da İslam dünyasında deneysel bilimlerin temsilcisi olan İbn Nefis, özellikle kalp ve göz hastalıkları konusundaki çalışmalarıyla öne çıkar.

İbn Nefis (İbn el-Nefis) tam künyesi ile Ebü'l-Hasan Alâüddîn Ali b. Ebi'l-Hazm İbn Nefîs el-Karaşî ed-Dımeşkî (doğum: H. 607-M.1210 / ölüm: H. 21 Zikade 687-4 Aralık 1288 (d. 1210 - ö. 1288)… Arap İslam bilgini... Birçok farklı dallarda çalışmaları bulunan İbn Nefis, hekim, anatomi uzmanı, fizyolog, cerrah, oftalmolog (göz hekimi), psikolog, astronom, kozmolog, ve jeolog idi. Bunların yanı sıra sosyal ve beşeri bilimlerde de birçok çalışmaları olan İbn Nefis, hafız, muhaddis, Şafii (mezhebi) hukukçusu, teolog, İslam filozofu, sosyolog, romancı, bilimkurgu yazarı, gramerci, dilbilimci ve tarihçidir.

DOLAŞIMSAL FİZYOLOJİNİN BABASI

İbn Nefis pulmoner (akciğer) dolaşım ile birlikte kılcal damar ve koroner dolaşımları da ilk keşfeden kişi olmasıyla tanınır. Zira bunlar dolaşım sisteminin temelini oluşturur; nitekim kendisi bu keşifleri sebebiyle dolaşımsal fizyolojinin babası ve "Orta Çağ’ın en büyük fizyoloğu" olarak görülmüştür.

İbn Nefis ayrıca deneysel tıbbın, postmortem otopsinin ve insan diseksiyonunun erken savunucularındandır. Metabolizma kavramını ilk tanımlayan kişi olan İbn Nefis, ek olarak İbn-i Sina ve Galen'in anatomik ve tıbbî sistemlerinden ayrılan yeni fizyoloji, anatomi, psikoloji ve nabız sistemleri geliştirmiş, bu sistemlerde kendisinden önceki hekimlerin ortaya attığı veya kabul ettiği çeşitli fizyolojik, anatomik vb. hatalara yer vermemiş, yeni fizyoloji sisteminde vücut bölgelerini betimlemek için çeşitli şemalar, şekiller kullanmıştır.

HUKUK EĞİTİMCİSİ

İbn Nefis, tıbbı bir Türk sultanı olan Nureddin Mahmud Zengi’nin kurduğu Nuri Hastanesi’nde öğrenmiştir. Zamanla başhekim olmuş ve politik liderlerin hekimi olarak anılmaya başlamıştır. 1236 yılında Kahire'ye hukuk eğitimi vermek üzere gitmiş ve bu açıdan özellikle dini hukuk alanında da döneminin önemli bir ismi olmuştur. Otuzlu yaşlarında ise bilinen meşhur tıp kitabı olan Kitab al-Shamil fi ‘l-Sina’a al-Tibbiyya adlı eseri (Tıp Sanatının Karşılaştırmalı Kitabı) vermiştir. Bu 300 başlıklı bir notlar sistemi içermekle beraber 80 adeti basılmıştır. Bu yazımlar Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi, Bodleian kütüphanesi ve Stanford Üniversitesi Lane Tıp Kütüphanesi başta olmak üzere pek çok kütüphanede yer almış ve kataloglanmıştır. Kitab al-Shamil adlı yapıtı ise onun bakışından tıp ve insan ilişkilerini yansıtmaktadır ama hiç basılmamıştır.

BİLİNMEYENLERİ AYDINLATTI

Onun cerrahiye bakış açısını anlatan yazılarına göre üç basamakta bu girişimi özetlemektedir; ilk basamak hastaya bilgi vermek ve girişimin nasıl olacağını açıklamak, ikinci basamak cerrahi işlemi gerçekleştirmek, son aşama ise cerrahi sonrası değerlendirme ve izlem. Bunlarla birlikte cerrahın diğer cerrahlarla, hemşire ve hastayla olan ilişkilerinin nasıl olması konusunda da açıklayıcı tarifler yapmıştır.

En kapsamlı kitabı olan Al-Shamil fi al-Tibb’a dönersek bu kitabın maalesef ölümüne dek tam tamamlanmadığını görmek mümkündür. Bu kitabın orijinal el yazması Şam’da bulunur. Oftalmoloji alanında da yoğun çalışmaları bulunan İbn Nefis’in bir diğer çalışma alanı da teoloji olmuştur. İbn Nefis’in akciğer damar hastalıkları alanında çalışan hekimler için belki de en önemli özelliği pulmoner dolaşımı ilk kez tarifleyen kişi olmasıdır. 1924 yılında Mısırlı bir hekim olan Muhyo Al-Deen Altawi’nin Berlin'de bir kütüphanede İslam tıbbına dair üzerinde çalıştığı bazı el yazmalarından olan Sharh tashrih al-qanum li’ Ibn Sina’da (İbn-i Sina’nın Anatomisinin Özeti) ayrıntılı bir şekilde pulmoner dolaşımın anatomi, fizyoloji ve patoloji temelinde incelendiğini gördü. Bundan önceki tarif Galen’e aitti ve o kanın kalpte septumda yer alan porlar aracılığı ile sağ ve sol taraf arasında değişimi yaptığını açıklamaktaydı. Bu el yazması Max Meyerhof tarafından çevrildi ve burada İbn Nefis’in Galen’in teorisini eleştirdiği ve kalbin odacık sistemleri aracılığı ile kanın kalpten pulmoner arterle akciğere gittiği, oradan da pulmoner venle kalbe geri döndüğünün tanımlandığı görüldü. Ayrıca burada dolaşımla ilgili bazı konulara da dikkat çekmiştir:

“Kalp, ancak ve ancak kendi bünyesi içinden geçen damarlar aracılığı ile beslenir.”

“Kan, akciğerleri beslemek için değil, temiz hava götürmek için yayılır.”

“Akciğere giden damarla, akciğerden dönen damar arasında, dolaşımı tamamlayan bağlantılar mevcuttur.”

“Akciğer toplardamarı, önceden zannedildiği gibi, hava veya is ile değil, kan ile doludur.”

“Akciğer atardamarının duvarı, akciğer toplardamarının duvarından daha kalındır.”

“Kalp odacıkları arasındaki bölmede geçit yoktur. Kan, dolaşımını kalpte tamamlar.”

“Kanın sol boşluğa geçmesi akciğerler yolu ile olmakladır. Sağ boşluktan akciğerlere gelen kan, burada ısınmakta ve hava ile karıştıktan sonra, akciğer toplardamarı yolu ile sol boşluğa geçmektedir.”

1553 yılında her ne kadar İspanyol tıp adamı Michael Servetus “akciğer dolaşımı” adıyla bir dolaşım tariflese ve 1616 yılında William Harvey, Galen dolaşımının tüm eksikliklerini açıklayarak kan dolaşımı konusunda yeni açıklamalar getirse de aslında pulmoner dolaşımın onlardan çok daha önce İbn Nefis tarafından tariflendiği bu el yazmasıyla ortaya çıktı.

DİN VE EDEBİYAT

Tıp bilimine yaptığı katkıların yanı sıra İslam dini ilimlerini konu alan eserler de kaleme almıştır; özellikle hadis ilmine dair kaleme aldığı Muhtasar fî İlm-ı Usûl el-Hadîs ("Hadis Usûlünün Kısa Bir Açıklaması") eseri önem arz eder ki bu eserinde hadis ilimi için daha akılcı ve mantıksal bir sınıflandırma ortaya atmıştır. Ayrıca Arapça edebî eserler de vermiş, kurgusal edebiyata katkıda bulunmuştur. Bunlardan en kayda değeri er-Risaletü'l-Kâmiliyye fi's-sîreti'n-nebeviyye (Theologus Autodidactus) isimli eserdir. Hikâyede ıssız bir adada kalan bir çocuğun ergenliğe giriş süreci ele alınır; İbn Nefis bu hikâye temelini kullanarak çeşitli dinî, felsefî ve bilimsel temaları ve görüşlerini ortaya koymuştur.

Son Dakika Haberleri orta çağ İBN NEFİS fizyolog