Oruç Reis'e yeni görev

Oruç Reis sismik araştırma gemisi için Anamur ile KKTC arasındaki bir sahada yeni Navtex (denizcilik bildirimi) yayınlandı. Bildirime göre Oruç Reis gemisi 8 Ekim-16 Aralık tarihleri arasında belirlenen sahada sismik faaliyetler yürütecek. Oruç Reis'e Ataman ve Cengizhan isimli gemiler eşlik edecek. Saha koordinatlarının da paylaşıldığı bildirimde, bölgedeki gemilerin Oruç Reis'ten 6 deniz mili açık geçmesi uyarı yapıldı. Oruç Reis için yayınlanan yeni Navtex'e hem Yunanistan'dan hem Türkiye'den tepki geldi.

TÜRKİYE'DEN TEPKİLER

Amiral Cihat Yaycı'nın başkanlığını yaptığı TÜRKDEGS'ten yeni bildirimle ilgili yapılan açıklamada, “Oruç Reis sismik araştırma gemisi için yeni Navtex yayımlandı. KKTC ile Anamur arasında. Maalesef yine Seville Haritası dışına çıkmamışız. Umarız eski dik duruşlu günlerimize kısa zamanda döneriz.” denildi.

Sosyal medyada çok sayıda kullanıcı, yeni Navtex sınırlarını Yunan tezlerine ve Avrupa Birliği tehditlerine uygun olmakla eleştirdi. Oruç Reis'in 28 derece Doğu Meridyeni'nin batısına gönderilmesini isteyen kullanıcılar, Doğu Akdeniz'de geri adım atılmamasını istedi.

YUNANİSTAN'DAN TEPKİLER

Yunan tarafı ise maksimalist iddialarını bir adım daha öteye taşıyarak, Oruç Reis'in sözde GKRY MEB'inde faaliyet yürüteceğini iddia etti. Yunan basınındaki haberlere, “Türkiye Oruç Reis'i sahaya sürdü”, “Kıbrıs MEB'i ihlal ediliyor” ve “Kışkırtmada yeni hamle” gibi başlıklar atıldı. Haberlerde Türk Navtex'inin, Yunan Parlamentosu'nun Fransa ile yapılan savunma anlaşmasını onaylamasından ve GKRY, Yunanistan, Fransa ve İtalya arasındaki “Eunomia-2021 Tatbikatı”nın bitişinden bir gün sonra yayınlanmasına dikkat çekildi.

Türkiye'nin Navtex'inin hemen ardından Güney Kıbrıs'taki Larnaka İstasyonu'ndan yayınlanan bir karşı Navtex'te de, Oruç Reis için yayınlanan dyurunun yetkisiz istasyon tarafından yapıldığı ve çalışma sahasının bir kısmının “Kıbrıs MEB”'i içinde kaldığı ileri sürüldü.

TÜRKİYE-KKTC ANLAŞMASI

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında 21 Eylül 2011 tarihinde Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmanın ardından Türk Dışişleri tarafından yapılan açıklamada, şöyle denilmişti:

“Sözkonusu Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması, Rum tarafının sondaj faaliyetlerine 19 Eylül 2011 tarihinde başlandığının açıklanması üzerine imzalanmıştır.

Anlaşma, Türkiye ile KKTC’nin Akdeniz’deki kıta sahanlıklarının bir bölümünü, uluslararası hukuka uygun olarak ve hakça ilkeler dikkate alınarak belirlenen 27 coğrafi koordinatın birleştirilmesiyle elde edilen bir çizgi ile sınırlandırmaktadır.

Anlaşma Kıbrıs Türklerinin, aynen Kıbrıslı Rumlar gibi Ada’nın kıta sahanlığının tümü üzerindeki meşru, eşit ve ayrılmaz haklarını da dikkate almaktadır.”