Türkiye’nin ilk ağır sınıf paletli insansız zırhlı aracı: Alpar görücüye çıktı
Otokar, silahlı kuvvetlerin robotik ve insansız kara aracı ihtiyacını karşılamak üzere tasarladığı ağır sınıf paletli zırhlı aracı ALPAR’ı tanıttı. Otonomi çalışmaları süren araç, şirkete, geleceğin muharebe ortamında yer almak için önemli tecrübeler kazandıracak.
Tevfik Kadan
Türkiye’nin önde gelen kara sistemleri üreticisi Otokar, Sakarya fabrikasında gazetecileri ağırladı. Aydınlık’ın da bulunduğu basın toplantısında fabrika hakkında bilgiler veren Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, 552 bin metrekarelik sahada 4 bin 400 çalışan ile tasarım, geliştirme, teknoloji ve mühendislik faaliyetleri yürüttüklerini söyledi. Şirketin sivil araçlar ve askeri araçlar olmak üzere iki temel ayak üzerinde durduğunu kaydeden Görgüç, 40’tan fazla ülkeye ihracat yaptıklarını bildirdi. Savunma sanayii alanında geçen yıl 404 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştıklarını ifade eden Otokar Genel Müdürü, şu bilgileri paylaştı:
“Bugün, askeri araçlarımız 5 kıtada 40’tan fazla dost ve müttefik ülkede görev yapıyor. İştirak şirketlerimizle birlikte ciromuzun yüzde 73’ünü ihracat oluşturuyor. 2022 yılında savunma sanayii ciromuz içinde ihracatın payı yüzde 99 olarak gerçekleşti. Otokar, ürünlerinin yanı sıra bugün artık dünyada teknoloji transferi ve yerel üretim kabiliyetiyle de ön plana çıkan bir şirket.”
İnovasyonun kendileri için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Görgüç, şöyle devam etti:
“Kara sistemlerinde yeni teknolojileri hayata geçiriyor ve sektörde öncü bir rol üstleniyoruz. Kullanıcılarımızın sürekli değişen gereksinim ve ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilme yeteneğine sahibiz. Ciromuzun yüzde 7’sini araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırıyoruz. Son 10 yıllık Ar-Ge harcamamız 2,1 milyar TL’ye ulaştı. 600’den fazla Ar-Ge Merkezi çalışanımızla yeni projeler ve çözümler üzerinde çalışarak, modern orduların ihtiyaçlarına cevap verecek araçlar geliştiriyoruz.”
GÜNÜZ SÜRPRİZİ ALPAR
Serdar Görgüç, sunumunun ardından yeni ürünleri tanıttı. En büyük sürpriz ise ALPAR Ağır Sınıf Paletli İnsansız Zırhlı Aracı oldu.
ALPAR, silahlı kuvvetlerin robotik ve insansız kara aracı ihtiyacını karşılamak üzere, muharebe sahasında insanlı ve insansız unsurlarla beraber görev icra edebilecek şekilde insansız bir platform olarak geliştirildi. 15 ton azami yüklü ağırlığa sahip araç, tamamen sessiz şekilde görev icra edebiliyor. Düşük termal izi, uçakta taşınabilme özelliği ve 20 dakikada değiştirilebilen batarya altyapısı ile dikkat çeken ALPAR’ın, önümüzdeki dönemde ileri keşif ve gözetleme aracı, ateş destek aracı, lojistik destek aracı, hava savunma aracı, tanksavar aracı gibi farklı görevlere uygun modellerinin ortaya çıkması bekleniyor.
Ayrıca ALPAR’da kullanılan tüm çevre algılama ve karar verme algoritmaları da yerli imkânlarla geliştirildi.
KULE SİSTEMLERİNDE YENİ KABİLİYET
Otokar’ın tanıttığı sistemler arasında bir ilk daha yer aldı. Türkiye’de ilk kez bir 30 mm kule sistemi üzerine tanksavar füze entegrasyonu yapıldı. Otokar’ın MIZRAK 30 kulesine Roketsan OMTAS lançer entegre edilerek, Türkiye’de üretilen bir kule sistemine ilk kez tanksavar füze kabiliyeti kazandırıldı. Böylece her türlü zırhlı araç üzerine entegre edilen MIZRAK kulesi, artık orta kalibreli top ve tanksavar füze kabiliyeti ile zırhlı piyade muharebe araçları için çok etkin bir çözüm oluşturuyor.
İLK YERLİ MOTORLU 8x8 ZIRHLI ARAÇ: ARMA II
Fabrikada gördüğümüz dikkat çeken araçlardan biri de ARMA II’ydi. 8x8 Zırhlı Araç olarak geliştirilen ARMA II, dünyada kendi sınıfındaki en yüksek balistik, mayın ve el yapımı patlayıcı (EYP) korumasını, yüksek arazi kabiliyeti ile birlikte optimum şekilde sunuyor. 40 ton azami yüklü ağırlığa sahip ARMA II, daha fazla taşıma kapasitesi, daha fazla koruma özelliklerinin yanı sıra 120mm kalibreye kadar ağır silah sistemlerinin entegrasyonuna imkan veriyor.
ARMA II, Türkiye’nin ilk yerli motorlu 8x8 zırhlı aracı olma özelliği taşıyor. ARMA II için 12,7 litre, 6 silindirli, turbo dizel,720 BG gücündeki yerli motor kullanıldı. Otokar, ARMA II’de dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla kendi kaynaklarıyla tasarladığı ve ürettiği transfer kutusunu ve süspansiyon sistemini kullandı. Soğutma paketi de dahil olmak üzere milli tasarım ve yerli üretim alt sistemleri tercih etti.
MUHAREBE SAHASINDA GÜNLERCE GÖREV
Bir de Otokar, düşük silueti, çevikliği ve arazi kabiliyeti ile kullanıcıların dikkatini çeken AKREP II’nin yeni varyantı olarak AKREP II R’yi geliştirdi. İleri keşif ve gözetleme aracı olarak geliştirilen araç, muharebe sahasına yakın bölgede keşif ve gözetleme faaliyetlerini kolaylıkla icra edebilecek, aynı zamanda elde ettiği bilgiyi muharebe sahası yönetim sistemi ile üzerindeki uydu haberleşme sistemi sayesinde bir komuta kontrol merkezine gönderebilecek. Ayrıca uzaktan komutalı silah sistemi sayesinde yakın muharebe sahasında kendini koruma ve/veya tespit edilen hedefleri imha görevlerini yerine getirecek. 3 personel kapasitesine sahip araca eklenebilecek KBRN koruma donanımı, yardımcı güç grubu ve diğer destek ekipmanları sayesinde, araç personeli muharebe sahasında günlerce görev yapma kabiliyetine kavuşacak.
‘UKRAYNA’YA SATARIZ RUSYA’YA SATMAYIZ’
Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, sunumunun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Aydınlık olarak Görgüç’e, son dönemde Ukrayna sahasından gelen “Cobra II” görüntülerini sorduk. Kiev yönetimine satışların doğrudan mı yoksa üçüncü ülkeler aracılığıyla mı yapıldığını sorduğumuz Görgüç, devletler ile yaptıkları anlaşmaların çoğunda gizlilik maddesi olduğunu, bu nedenle alıcı ülkenin onayı olmadan bilgi veremediklerini söyledi. Ukrayna’ya yeni zırhlı araç temin etme konusunda herhangi bir görüşmenin olup olmadığına yönelik sorumuza da Görgüç, “Ukrayna’nın talepleri oluyor. Milli Savunma Bakanlığının uygun gördüğü, ihracat lisansı vereceği her ülkeye biz ürün satmak isteriz.” dedi.
Görgüç, “Peki Türkiye'deki bazı savunma sanayii şirketleri gibi ‘Rusya istese de satmayız.’ noktasında mısınız; yoksa ‘Ülkemizin stratejik ortağıdır. Her türlü işbirliğine hazırız.’ görüşünde mi?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
“Rusya tabi kritik bir konu. Öyle ülkeler var ki… Bizim için uygun olmadığını değerlendirdiğimiz ülkelere satmıyoruz. Mesela Afrika’da komşularıyla husumet içinde olan bazı ülkelere vermiyoruz. Rusya ise farklı. Rusya’ya zaten satış yasak şu anda. NATO ve Avrupa Birliği yaptırımlarından dolayı Rusya ile herhangi bir ticari satış yasal değil. Rusya’ya şu anda hem NATO’nun hem AB’nin kısıtlamaları var. Sadece savunma sanayiinde de değil. Mercedes kamyon fabrikasını kapattı, Wolkswagen’in Passat tesisi vardı, kapatmak zorunda kaldı. Biz kendimizi Avrupa Birliği’nin, NATO’nun bir parçası olarak görüyoruz. Ticari firma olarak kendimizi böyle kısıtlamaların olduğu bir ortamda Rusya’yla herhangi bir ilişkiye sokamayız.”
DÜNYA SİLAHLANIYOR
2022 yılında hem “Çin’in politik durumu” hem de “Rusya-Ukrayna savaşı” nedeniyle dünyadaki savunma sanayi harcamalarının bir önceki yıla göre yüzde 3,7 artış kaydettiğini söyleyen Görgüç, Türkiye’de ise durumun tam tersi olduğunu, savunma sanayi harcamalarının 2021’e oranla yüzde 26 azaldığını bildirdi.
