Otomotiv sektörü HAMLE bekliyor

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yöneticileri 2020 yılında sektörün ciro kaybının 22 milyar TL'ye ulaştığını açıkladı. Otomotiv editörleri ile sanal ortamda bir sohbet toplantısı düzenleyen TAYSAD Başkanı Alper Kanca ve TAYSAD Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı'nın verdiği bilgilere göre, otomotiv tedarik sanayi iç pazardaki yüksek talebin etkisiyle yılı 2019 yılına göre yüzde 10 üretim kaybı ile tamamladı. İhracat pazarlarındaki yavaşlamanın etkisiyle 2020 yılında otomotiv tedarik sanayinin ihracatı yüzde 11.4 daralarak 9.4 milyar dolar oldu. Otomotiv tedarik sanayicilerinin kasasından geçen sene yaklaşık 3 milyar TL eksildi. Tedarikçilerin yeni teknolojilere yatırım yapması gereken bir dönemde 3 milyar TL civarında kayıp yaşaması sektör için olumsuz bir durum oldu.

ARAÇ ÜRETİMİ YÜZDE 13 ARTACAK

Toplantıda 2021 beklentilerini açıklayan Kemal Yazıcı, “2021 yılının dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toparlanma yılı olmasını bekliyoruz. Bu sene ülkemizde araç üretiminin yüzde 13 artışla 1.5 milyon adet olacağını öngörürken, toplam otomotiv ihracatının 30 milyar dolar, tedarik sanayi ihracatının ise 10.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” dedi.

TEDARİK OLMAZSA YENİ ARAÇ GELMEZ

22 Ocak'ta TAYSAD üyeleri ile sanal bir toplantı yaptıklarını ve toplantıda yeni teknolojiler alanında önümüzdeki beş yıllık dönemde ne düşündüklerini ve 2021 içerisinde neler yapacaklarını detaylı bir şekilde paylaştıklarını anlatan Kemal Yazıcı, şu bilgileri verdi: “Şu anda ilgili Bakanlık temsilcileri ile görüşme aşamasındayız, burada OEM’leri (orijinal ekipman üreticisi) de işin içerisine katmak istiyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının HAMLE teşvik programını (yerli üretimde yüksek teknolojinin payını artırmayı hedefleyen teşvik programı) otomotiv için de başlatmasını bekliyoruz. OEM’lerin elektrikli araçlara özgü parçaların Türkiye’de geliştirilmesi için Tedarikçiler ile ortak Ar-Ge projeleri başlatması ve sürecin içerisine aktif girmelerini istiyoruz. Ürün geliştirme konusunu tedarikçiler müşteri yani OEM’ler olmadan yapamazlar, bu alanda OEM’lerin daha aktif olmasını bekliyoruz. Tedarik sanayii olmazsa yeni teknoloji araçların Türkiye’ye gelmesi çok kolay olmaz ve bundan tüm sektör zarar görür. Türkiye’de üretim için her alanda avantaj yaratmalıyız, onu yaratabilmenin yolu da tedarik sanayini geleceğe hazırlamak.”

İşin bir para tarafına ve devlet ile teşvik tarafına dikkat çeken Alper Kanca da, “Bir de tabi zihinsel olarak buna hazır olmak gerekiyor. Türk otomotiv sektörü ve tedarikçiler yani bizim arkadaşlarımız bazıları ikinci bazıları üçüncü kuşakta 50-60 senelik şirketler var. 50 senelik yavaş yavaş dişten tırnaktan toplanan bir sermaye ile oluşmuş şirketler var. Bunların şimdi bir anda dönüşmesi kolay değil” diye konuştu.

KARAKAŞ İLE BİR ARAYA GELDİLER

TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ile tedarikçilerin çevrimiçi konferans aracılığıyla bir araya geldiğini kaydeden Kemal Yazıcı, “2020 yılı başında içten yanmalı motorlu araçların oranını yüzde 85 olarak öngörmüştük yani elektrikli ve hibrid araç oranı en fazla yüzde 15 olur diyorduk. Avrupa’da 2020 yılının ilk dokuz ayında elektrikli ve hibrit araçların payı yüzde 20’ye kadar çıktı. Yani öngörümüzden daha hızlı bir değişim var. Elektrikli araçların artışına paralel, tedarik sanayi olarak yeni parçaları üretebilir hale hızla gelmeliyiz. 2030 yılına gelindiğinde konvansiyonel araçların parçaları yüzde 50 oranında düşecek. Yani, bundan 10 yıl sonra eğer elektrikli araçlara özgü yeni parçaların üretimine geçemezsek, tedarik sanayinin cirosu yarı yarıya düşecek ve belki firmaların yarısı olmayacak” ifadelerini kullandı.

TOGG BÜYÜK BİR ŞANS

TOGG’un Türkiye’nin yerli, milli aracı olarak ortaya çıkması, aracın fikri ve sınai mülkiyet haklarına sahip olması, tasarım ve kullanılacak teknolojiye karar verebilme yetkisinin olmasının tedarik sanayisi açısından büyük bir şans olduğunu belirten Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bu işin zaman alacağını da biliyoruz. Yeni teknolojiler üzerinde çalışan firmalarımız var, sayı olarak yeterli mi? Yeterli değil, sayıyı artırmamız gerekiyor, bu alandaki Ar-Ge çalışmalarını nakit teşviklerle desteklememiz gerekiyor. Nakit teşvik derken; karşılıksız para transferi anlamında konuşmuyoruz, bunu bakanlıklarla olan toplantıda da söyledik, risk sermayesi gibi bir yapı gerekiyor. Çin, Japonya, Amerika veya Almanya gibi değiliz, onların kaynakları bizde yok, onların şu anda geldiği noktaya gelmemiz için beş – on yıllık bir süre gerekir.”

TÜRK-ALMAN İŞBİRLİĞİ İÇİN ÇALIŞACAKLAR

TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, otomotiv sanayinin yurt dışındaki algısını yükseltmek ve yeni işbirlikleri geliştirmek amacıyla Türkiye Tanıtım Grubu (TTG) desteği ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği (OİB) işbirliği ile çalışmalar yapıldığını anlattı. duyurdu. Alper Kanca, “Almanya, Fransa ve İngiltere’ye odaklandık. Şu anda Almanya’ya yönelik çalışmalarımız var. Burada doğrudan kurumsal ve bireysel müşterilere, tedarik sanayicilere, OEM’lere, aftermarket pazarının üst düzey yöneticilerine yani otomotiv sektöründeki karar vericilere ulaşmak istiyoruz. En önemlisi de Almanya’daki yönetici ve mühendislerle ortak çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Türk ve Alman otomotiv endüstrisinin ortak menfaatleri için çalışmak istiyoruz. Yani sadece Türkiye’ye değil Almanya’nın da faydasına olacak işler geliştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

ÇALIŞANLARIN YÜZDE 25'İ HASTALANDI

TAYSAD Başkanı Kanca, Kovid-19'un etkileri konusunda ayrıca şu bilgileri paylaştı: “Şirketlerimizde ortalama olarak yaptığımız istatistiklere göre yüzde 20-25 civarında çalışanımız bugüne kadar hasta oldu zaten. Bir miktar aşılıyız. Fakat bir üçüncü dalga ihtimali düşünüldüğünde ekonomiyi ayakta tutan özellikle ihracatı ayakta tutan sektörlere yönelik, ikinci üçüncü değil dördüncü beşinci sırada aşı yapma imkanı olur mu, yeter ki o geri kalan, henüz daha hastalık geçirmemiş olan, yüzde 75 hiç olmazsa önümüzdeki 6 ayı sorunsuz çalışabilirler mi? Kamuoyunda belki tartışmak lazım acaba böyle bir imkan olabilir mi diye.”