05 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Özel okullarda zam yüzde 200'ü geçti

Bazı özel okulların yıllık ücretleri 250 bin lirayı bulurken, yabancı okullarda rakamın 450 bin liraya kadar yükseldiği görüldü. Milli Eğitim Bakanlığının zam oranlarına getirdiği yüzde 65 sınırının yemek, servis, kıyafet, kitap gibi ek hizmetlerle yüzde 200’ü geçtiği iddialarına yanıt geldi: Normal

Özel okullarda zam yüzde 200'ü geçti

Özel okulların tartışılan yeni yıl ücretlerini Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası’na (Eğitim-İş) ve Türkiye Özel Okullar Derneği’ne (TÖZOK) sorduk. Eğitim-İş Ankara 1 Numaralı Şube Başkanı Turgay Kaçan durumun eğitimde piyasalaşmanın doğal sonucu olduğunu söyledi. TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk ekonomideki maliyet artışlarına bağlı olarak yapılanın normal olduğunu ve ücretlerin MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin hükümlerine uygun şekilde belirlendiğini savundu.

DEVLETİN SIRTINDAYDI
ŞİRKETLERE YÜK OLDU

Aynı zamanda veli olan Eğitim-İş Ankara 1 Numaralı Şube Başkanı Turgay Kaçan, devlete yük olarak görülüp özelleştirilen eğitimin şimdi şirketlere yük haline geldiğini vurguladı. “Esas neden eğitimin piyasalaştırılmasıdır. Eğitim, devlete yük olarak görülerek özelleştirildi. Maliyet hesabına endekslendi.” dedi. Eğitimin cep telefonu, kot pantolon gibi görülmesini eleştiren Kaçan şöyle yorumladı:
“Eğitimin maliyet endeksli devam etmeyeceği öngörülemez bir şey değildi. Devlete yük olarak görülen eğitim şimdi şirketlere yük haline geldi… Özel okulların sayısını artırmak için öğrenci başına teşvik adı altında paralar verildi. Merdiven altı da denebilecek, kurumsallaşmamış birçok organizasyon ‘okul’ adı ve sıfatını aldı. Ancak bu da sürdürülemedi. Her organizasyon okul niteliğine bürünemedi. Dolayısıyla çok sayıda özel okul batan çıkan, sürekli el değiştiren ve bu iniş çıkışta öğrencilerin arada kaldığı süreçler yaşadı. Burada bazıları öne çıktılar, marka değerine eriştiler ve özel okullar arasında da ayrımlar derinleşti. Sonuç olarak eğitim, bir cep telefonu, kot pantolonu gibi serbest piyasa içindeki etkenlere göre muamele görür oldu. İşte talep edilen uçuk ücretlerin hikayesi budur.”

‘MÜŞTERİ-SATICI İLİŞKİSİ’

Kaçan, eğitimin tamamen kamu eliyle ve ücretsiz şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Ancak bunun yakın zamanda gerçekçi olmadığını vurguladı. Özel okullardaki rahatsızlık yaratan ücret artışlarına yönelik çözümün devlet okullarının niteliğini yükseltmekten geçtiğini aktardı:
“Eğitimin temel bir insan hakkı olarak tamamen kamu eliyle ve ücretsiz şekilde yürütülmesi gerekir. Ancak içinde bulunduğumuz durumda oturmuş bir karma sistem var. Bu karma sistemi birden bire ve eğitimin sorunlarını çözmeden tasfiye etmek maalesef yakın zamanda gerçekçi değil. Burada dengesizlikleri gidermek bir acil adım olabilir. O da devlet okullarının niteliğini yükseltmekten geçiyor. Kamu eliyle verilen eğitimin alt yapı ve teknik şartlar dahil her bakımdan kalitesi arttıkça eğitim piyasalaşmasının önüne geçilecektir. Özel okullara duyulan ihtiyaç azalacaktır. Nihayetinde özel okul işin içine girdiğinde maliyetler ve finansal sürdürülebilirlik belirleyicidir ve müşteri-satıcı ilişkisi devrededir… Bir nokta da özel okullardaki öğretmenlerin düşük ücretleri. Bu ücretleri talep eden okulların öğretmenlerine niçin gereken değeri vermediğini de her veli sorgulamalıdır. Hakkını alamadığı için psikolojik ve sosyal zorluklarla boğuşan öğretmenin ne kadar verimli olabileceği üzerine de düşünülmelidir.”

‘YÖNETMELİK
HÜKÜMLERİNE UYGUN’

TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk de “Ekonomideki hareketliliğin okullardaki giderlere, maaş ödemelerine, işletmeye getirdiği artı harcamalara temas etmeden, ücret artışlarının Bakanlıkça belirtilen kurallara göre gerçekleştiğini dikkate almadan okul ücretlerinde çok yüksek artış yapıldığını söylemek gerçekçi olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Artışların MEB’in bilgisi dahilinde ve yönetmeliklerine uygun şekilde yapıldığı hatırlattı. “Özel okul ücretlerinin tespit, ilan ve tahsili MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği hükümlerine göre yapılmaktadır. Özel okullardaki ücretler ve ücret artışları yine aynı yönetmelik hükümleri uyarınca Bakanlığın MEBBİS programlarına işlenmektedir.” diye konuştu. Öztürk şunların altını çizdi:
“Ekonomideki gelişmeler doğal olarak velilerimizin mali durumlarına ve öğrenci ücretlerine etki yapmaktadır… Eğitim, maliyeti yüksek ve yararlı sonuçları için uzun süre beklemeyi gerektiren bir hizmet alanıdır. Özel okulların sunduğu kaliteli eğitimin bedelinin tek taraftan karşılanmasının mümkün olamayacağı bu hususta daha sağduyulu ve gerçekçi bir anlayışın geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğunu belirtmek isterim.”

MALİ DESTEK TALEBİ

Öztürk, özel okulların eğitim sistemine büyük katkılar sağladığını dile getirerek MEB’den yeni teşvikler talep etti. Ücretlerin dengelenmesi ve daha çok öğrencinin özel okullarda öğrenim görmesi için düzenlemeler önerdi. Öztürk, yüzde 65’lik artış sınırının ek hizmetler aracılığıyla delindiği iddialarını ise “Özel okullardaki eğitim hizmeti ücreti zorunludur. Okul ücreti dışındaki yemek, servis, kırtasiye, kitap, etüt… vb. hizmetleri almak zorunluluğu bulunmamaktadır. Veliler kendileri isterlerse bu hizmetlerden faydalanabilirler. Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulmuş olan kayıt sözleşmesi uyarınca veli ile okul yönetimleri arasında imzalanan sözleşmede bu husus açıkça belirtilmiştir.” diye yanıtladı. Öztürk, sözlerini şöyle bitirdi:

Ekonomideki olumlu veya olumsuz gelişmelerin, eğitim hizmetlerine ve tabii ki özel okul ücretlerine yönelik derin veya yüzeysel etkileri olması kaçınılmazdır. Bu bağlamda Bakanlığımızın velilere mali destek sağlamasının veya özel okulların başta vergi dilimleri olmak üzere giderlerinde iyileştirici düzenlemeler yapılmasının dengelemeyi sağlayacağı inancındayız… Özel okulların vermiş oldukları kaliteli eğitimleriyle eğitim sistemimize önemli katkılar sağladığı yadsınamaz. Nitekim bunun farkında olan ve ekonomik imkânı bulunan velilerimiz çocuklarını özel okullara kaydetmektedirler. Arzumuz özel okul velilerinin Bakanlığımızca mali yönden desteklenerek daha çok öğrencimizin özel okullarda öğrenim görebilmesidir.

BAZI ÖZEL OKUL ÜCRETLERİ

Çeşitli eğitim haber sitelerinin aktarımına göre değişik kademelerde özel okulların ek hizmetler dışındaki ücretlerinin şu seviyelerden başladığı öne sürüldü: Irmak Okulları 330 bin, Işık Koleji 225 bin, TED Koleji 230 bin, İELEV Okulları 235 bin, MEF Okulları 158 bin, BİLFEN Okulları 177 bin, Koç Lisesi 448 bin, Bahçeşehir Koleji Ataşehir 242 bin.
Yurt genelinde yerel özel okullarda ise ücretler ortalamasının 100-150 bin arasında değiştiği belirtiliyor.
İstanbul’daki bazı yabancı liselerde ise fiyatlar şöyle: Robert Koleji 446 bin 40, Alman Lisesi 208 bin, İstanbul Saint Joseph Fransız Lisesi 380 bin, İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi 320 bin, Üsküdar Amerikan Lisesi 422 bin, Tarsus Amerikan Koleji 301 bin, Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi 375 bin, Saint Benoit Fransız Lisesi 370 bin, Galileo Galilei İtalyan Lisesi 195 bin.

Son Dakika Haberleri