Özgür Özel: 1,5 sene sonra erken seçim
Siyasette yumuşama görüşmeleri gündemdeyken Özgür Özel’den dikkat çeken bir açıklama geldi. Özel, Cumhur İttifakı kanadının ‘seçimsiz 4 yıl’ vurgusunun aksine 1,5 yıl sonra erken seçim olacağını öne sürdü.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Birgün gazetesi yazarı Doğan Tılıç’a röportaj verdi. Seçim istemediği yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını söyleyen Özel, “ En çok ben istiyorum.” dedi. Özel, 1.5 yıl sonra erken seçim olacağını savundu. Röportajda AB'nin istediği koşulları iki yılda tamamlama sözü veren Özel, Türkiye'nin dış politikasında en acil üç meseleyi sıraladı, ancak emperyalist tehdidi yok saydı!
DİKTATÖR SÖYLEMİ
Önce rejimi nasıl tanımladığı sorulan Özel, Batı basınında yerleşen söylemleri dillendirdi, “Daha önce yaptığımız tanımlamaları geriye alan hiçbir beyanımız olmadı. Otokrasi, tek adam rejimi, totaliter diktatoryal rejime evriliyor tespitlerini hepimiz yaptık ve bunları geri alan bir tavrımız yok.” dedi.
Siyasette yumuşama gündemiyle ilgili “Ben iktidarı normalleştirme peşinde değilim. Ben MHP olmasa da AKP olmasa da normalleşirim. Benim derdim onların seçmenleriyle normalleşmek” ifadelerini kullanan Özel, erken seçim istediğini şöyle anlattı:
“Türkiye ilk seçimde Erdoğan yönetiminden kurtulacak. İlk seçim dediğim 2028 değil. Ben 31 Mart seçim sonuçlarını araçsallaştırarak seçim istemeyeceğimi söyledim. Bu seçim istemiyorum demek değil. En çok ben istiyorum. Vatandaş da, anketler gösteriyor ki, yavaş yavaş seçim istemeye başladı. Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence seçildikten 2.5 yıl sonra, bugünden 1.5 yıl sonra erken seçim olur. Ben erken seçimden kaçmam, bunun için koşarım.”
Röportajda Avrupa Parlamentosu’nda milliyetçi partilerin yükselişi ‘Aşırı sağ tehlikesi’ olarak işlendi. Özel şunları söyledi:
“Güçlenen aşırı sağ aslında gelir adaletsizliğinden, yoksulluktan, işsizlikten, sosyal devletin gerilemesinden besleniyor. Çözümün sosyal demokrasi ve sol politikalarda olduğunu unutmamak lazım. Eğer sol politikalarla toplumun bu kesimlere umut verilebilirse, aşırı sağın istismarından kurtulunabilir. Ancak, ekonomi politikalarında diğer partilerden ayrışmadan, sosyal devleti yeniden güçlendirmeyi savunmadan ve toplumun kırılgan kesimleri için çok iddialı programlar açıklamadan bu silah aşırı sağın elinden zor alınır. Biz biraz biraz onlara benzeyerek daha çok oy kaybederiz.”
SURİYELİ SIĞINMACILAR
Türkiye’deki sığınmacıların ülkelerine dönmesini hedeflediklerini söyleyen Özel şu ifadeleri kullandı: “Biz Türkiye’de sığınmacıların kalmasını, de facto durumun kalıcılaşmasını istiyor değiliz. Bu yüzden de önümüzdeki günlerde, çok aktif hamleler yapmayı, Suriye sorunun çözümü konusunda inisiyatif almayı, gerekirse Esad’la birebir görüşmeyi ve Türkiye ile Suriye arasındaki iletişim kanallarının yeniden tesisini ve Suriyelilerin ülkelerine güvenle dönmelerini sağlamak için çalışacağız. Esad’la görüşmeye gitmek ve Esad’la görüşmek dahil bütün alternatifleri değerlendiriyoruz. Birkaç ay içinde çok aktif bir tutum alacağız. Sığınmacı sorunu çözülmek zorunda ama bunu nefretle ve nefret diliyle yapmak ne Türkiye’ye ne de partimize yakışır.”
AB’YE TAVİZ VERMEYE GÖNÜLLÜ
Birgün yazarı Tığıl, röportajında “Özel, AB’ye tam üyeliğin Türkiye için stratejik hedef olduğunu ama yönünü Doğu’ya dönmüş AKP iktidarlarıyla bu hedefe 200 yılda bile ulaşılamayacağını söylüyor. Kuruluşundan itibaren tam bağımsızlık hedefinden sapmadan, kültür, sanat, bilim, gelişmişlik ve demokrasi için Türkiye’nin yüzünü Batı’ya döndüğünü ve AB’ye tam üyeliğin son derece önemli bir çıpa olduğunu vurguluyor.” ifadelerini kullanıyor. Özel’in de Avrupa Birliği (AB) ile ilgili şu sözlerini aktarıyor: “Bizim iktidarımızda 2 yılda çok mesafe alırız. Biz AB sınırında demokrasi ile istikrarı birleştirmiş bir komşu olacağız. İki yıl içinde biz üzerimize düşen her adımı atarız. Terör tanımının herkesi terörist gören halden çıkıp uluslararası standarda kavuşması, kendi vatandaşlarınız için de önemli kişisel verilerin korunması bize de lazım. Siyasi ahlak yasası herkese lazım.”
DIŞ POLİTİKADA EMPERYALİST TEHDİDİ SAYMADI
Röportajda Özgür Özel, Türkiye’nin dış politikada üç temel acil meselesini sıraladı. Ne Ege’de yığılan cephane ve ülkemize doğrultulan ABD silahları, ne ülkemizin güneyindeki PKK koridori girişimi ne de kuzeyden NATO’nun çerçevelemesi hamlesi vardı. Özel’e göre dış politikada en acil meseleler şunlar:
“1) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına direnmek, 2) Komşularının iç işlerine karşımama, komşunun toprak bütünlüğüne saygılı olma ve komşunun devlet dışı unsurlarını muhatap kabul etmeme geleneğinin terk edilmesi, 3) Uzun yılların yerleşik dış politika deneyim ve hariciye geleneğinin terk edilip Türk dış politikasının şahsi ilişkiler ve kararlarla sürdürülmesi..”
PARTİYE EL SELAMI ARAYIŞI
Birgün yazarı partinin sembolü olup olmadığını konulmuş O bölüm şöyle:
Özel’e yıllar önceki bir sohbetimizi hatırlatıyorum. “AKP rabia işareti yapıyor, MHP bozkurt işareti yapıyor, insanlar coşuyor. Bizim böyle bir selamımız yok” demişti. Semboller siyasal iletişim açısından gerçekten çok önemli. Şimdi Genel Başkan olduğuna göre, bir parti selamı olacak mı?
“Kemal Bey’le bir kalp selamımız oldu. Gençler beğendi. Ben bunu çok önemsiyorum. Tek elle yapılacak bir selama çok ihtiyaç var. Çalışıyoruz. Bakıyoruz. Bu kendiliğinden bir tasarımla olacak bir şey değil, bir duyguyla olacak şey.”