13 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Özveride öncü: Meryem Karşılayan

Meryem Teyze Kemalpaşalı yurtsever bir ailenin çocuğu olarak 1928’de dünyaya geldi. Cumhuriyet devrimlerinin çağdaş yürüyüşünü gördü. Atatürk’ün devrimci girişimlerini yaşadı. Üç devrimci yetiştirdi. Ulusal Kanal’a evini bağışladı...

Özveride öncü: Meryem Karşılayan
A+ A-
DAŞAR KARADAĞ

Altın çağın kurumlarını büyütme zamanının geldiğine inanıyor ve bunun gereğini yapmak için, coşkuyla, azimle ve kararlılıkla çalışıyoruz. Bu azmimizi, 50 yıllık partimizden alıyoruz. Aydınlıkçıların bu karakteri halka bağlılıktan geliyor. Ulusal Kanal yönetimi ve destekçileri bu cesareti Türkiye’nin öncü kuvvetlerinden alıyor. Her projemizi planlarken, kredisini, bursunu, yevmiyesini, maaşını, ürününü veren köylüyü, düğün takılarını veren arkadaşları, kârının bir kısmını veren iş adamlarını, arsasını, dükkânını ve oturduğu evini bağışlayan insanımızın yanımızda olduğu bilincini düşünerek büyük adımlar atıyoruz.

20 YILLIK KALE

Ulusal Kanal’ı 20 yıl önce kurduk. Türkiye’nin siyasi hayatına, kültürel, sanatsal iklimine müdahale etsin; devrimin, bağımsızlığın ve halkın iktidarının kurulmasına katkıda bulunsun, emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltsin diye...

Ulusal Kanal’ın kurulmasına bizzat katılan ve görev alan bir arkadaşınız olarak çok mutluyum. İyi bir iş yapmanın övüncünü daima yaşıyorum. Her türlü zorluğu yenmede Aydınlıkçı azmi ile çalışmanın tadını çıkarıyorum. Son 50 yıl içinde kurucuları ve fedakârları tanımam en büyük güvencem oldu. İşte bu fedakârlardan biri de 2013 yılı Haziran ayı içinde kaybettiğimiz Meryem Teyze’mizdi. Onu 1975 yılı başlarında tanıdım. Onun kişiliğini, hayatının nasıl olduğunu tanıtmayı yararlı gördüğüm için yazmaya karar verdim.

1975 yılında Ege bölgesindeki arkadaşları, dostları, devrimcileri tek tek dolaşma kararı vermiştik. Bu çalışmayı yaparken Ferit İlsever ile beraber İzmir Gürçeşme’de Aydın Şahin ile ev kiraladık. İzmir merkezli çalışmayı yürütürken bir akşamüzeri Tire’ye vardım. Kasabadan, Klavuzlu Köyüne Metin Ayhan’la buluşmak için gittim. Ertesi gün Metin Ayhan’ı arkadaşlarla görüştürmek için İzmir’e getirdim. Metin Ayhan toprak mücadelesine katılmış, liderlik etmiş sonra da köyüne muhtar seçilmiş bir öncü idi.

İzmir’de, Meryem Teyze’nin evine gittik. Bizi güler yüzle karşıladı, hazırladığı kahvaltı sofrasına buyur etti. Bizim, evine gideceğimizi Ali Karşılayan söylemiş, o da hazırlık yapmış. Meryem Teyze’nin o günkü ışıl ışıl bakışları, sofradaki nezaketi, sıcaklığı, güven veren davranışları ona karşı unutamadığım bir saygı oluşturmuştu. Daha sonra hep onu fırsat buldukça gördüm, aradım veya selam gönderdim. Partiye üye olduğunda da çok sevindim ve onunla bunu paylaştım. Üç çocuk anası, hiçbir özentisi olmayan, sade yaşamayı tadarak hayatını sürdüren, okuyan, düşünen bir kişiliği vardı. İzmir-Balçova İşçi Partisi örgütüne üye olmuştu. Aidatlarını aksatmayan, verilen görevleri yapan, bir yandan tek başına çalışıp evini geçindiren bir anaydı.

DEVRİMCİ EVLATLAR YETİŞTİRDİ

1960 yılında eşini kaybetmişti ama, kendisi hayatın zorlukları içinde pişmişti. Değerli, faydalı, örnek devrimci, üç çocuğunu kendi çabalarıyla büyütmüştü. Büyük oğlu Ali Karşılayan, Gev Genç Ege Bölgesi Yürütme Kurulu Başkanı olmuştu. Gençlik hareketlerine önderlik ediyordu. Daha sonraki yıllarda İşçi Partisi MKK’da görev yapmış, Partinin eğitim sorumlularından biri olmuştu.

Diğer oğlu Abdullah Karşılayan ise genç yaşlarında Devrimci Gençlik Birliği’nde yönetici görevler üstlenmişti. Vatan Partisi İzmir İl örgütünde il yöneticisi olarak çalışmaktadır. Kızları Mine Hanım ise yurtsever ve Türkiye sevdalısı olarak yaşamını sürdürmektedir. Meryem Karşılayan “Saçını süpürge yapan” emekçi bir kadın olarak hayatını sürdürürken, çocuklarının okumasına, iyi yurttaşlar olmasında özen göstermiştir.

Ulusal Kanal binlerce insanın ortaklık ve gönüllü katkılarıyla kuruluşunu tamamlamış, yayınını bin bir zorlukla sürdürürken, gerekli reklâmı çeşitli nedenlerle alamamıştır. Fakat yayın hayatında çok etkili olmayı başarmış, önemli bir itibar kazanmıştı. 2004-2005 yıllarında Ulusal Kanal, daha güzel ve etkili yayın yapmak için destekleme kampanyası yürütmek için düğmeye basmış, başta İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek olmak üzere birçok parti yöneticisi, yurtsever yurttaş ve Ulusal Kanal yöneticisi kolları sıvamış; il il, ilçe ilçe, köy köy kampanyayı yürütmüştür. Bu çalışmalar sırasında Doğu Perinçek de bir salon toplantısı düzenleyerek kampanya ateşini körüklemişti. Bundan bir süre önce İzmir’de yaşayan Dr. Ertuğrul Erdem evini Ulusal Kanal için satmış ve gönüllü olmuştu. Salon toplantısında Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’a neden destek verilmesini izah ederken, Dr. Erdem ayağa kalkıp evini bağışladığını söylemişti. Hemen arkından Meryem Karşılayan ayağa kalkarak gür bir sesle evini bağışladığını açıkladı. Bunu söylerken, çocuklarına ve yakınlarına danışmamıştı. Geleceğinin ne olacağını düşünmeden, fedakâr rolünü üstlenmişti.

Özveride öncü: Meryem Karşılayan - Resim: 1

YURTSEVER AİLENİN ÜYESİYDİ

Meryem Teyze Kemalpaşalı yurtsever bir ailenin çocuğu olarak 1928 yılında dünyaya gelmişti. Ailesi Yunan işgalinin zulmünü, yoksulluğu çekmişti. İki dayısı Kurtuluş Savaşı’nda yedek subay olarak görev almıştı. İzmir’in kurtuluş sevincini yaşamış, Cumhuriyet devrimlerinin çağdaş yürüyüşünü tatmış, Atatürk’ün devrimci girişimlerini yaşamışlardı. Aile yerini daima yurtsever tutum alan gelenekten almaktaydı. 12 Mart, 12 Eylül zorbalığını, bizzat yaşayan Meryem Teyze bu kararı alırken işte bu şartlarda mücadele edenlerin safında yer almıştı. Şimdi de “Gülü gülle tartan” vermek mutluluktur, yaşam amacını güden bir sistemin mücadelesini sürdürenlerle aynı safta mücadelesini sürdürenlerle, aynı safta olmanın mutluluğunu yaşamaktaydı. Daha sonraki yaşamında devrimci mücadele saflarında yer almış, sandalyeye oturarak mitinglere katılmış, özverinin sözünü etmemiş, bunun övülmesinin ortamını hiç yaratmamıştı.

Evinden başka bir mülkü yoktu. Ziraat Bankası bünyesinde temizlik işlerinde eleman olarak çalışıyordu. Devrimin sesi, Ulusal Kanal’a evini vermek onun mutluluğunu arkadaşlarıyla, çocukları ve akrabalarıyla paylaşmak fedakârlıkta ileri çıkmak en önemli işti.

Büyük oğlu Ali Karşılayan 2013 yılı Haziran ayında Aydınlık’ta annesi için “O benim annemdi ama sadece benim değil, bütün İşçi Partililerin Aydınlıkçıların ama özellikle de 1970’lerde İzmir’de evinde barındırdığı devrimci gençlerin anasıydı. Hiçbir zorluktan yılmayan, korkmayan, geleceğe güvenle bakan, özverili bir anne idi” demişti.

YİNE İZMİR’DEYİZ

Bugünlerde yine bir kampanya yürütüyoruz. Amaç Ulusal Kanal’ın daha çok vatandaşa ulaşması, daha çağdaş bir yayın hayatı sürdürmesidir. Yine İzmir’de bir çalışma sürdürüyoruz. Salgın şartlarına mağlup olmadan yeni usuller bulmak, kampanyanın neden önemli olduğunu anlatmak için emek veriyoruz. Başarılı olacağımızdan çok eminiz. Çünkü iyi ve hayırlı bir işi başarmak istiyoruz. Gücümüzü fedakârların varlığından alıyoruz. 50 yılın deneyimlerini yaşamış, dersler çıkarmış, hiçbir engel bizim bu çalışmamıza engel olamayacaktır. Bu çalışmanın yöntemlerini konuşuyoruz. Yeni bir çalışma tarzı oluştururken Meryem Karşılayan’ı tekrar hatırlatmayı, bilmeyenlere duymayanlara onun fedakârlığını aktarmayı görev bildik. Bunun heyecanını yaşamak, başarmak istiyoruz. Tekalif-i Milliye kültürünü, Atatürk’ten öğrenmiş bir nesil olarak, hedefimizi belirleyip harekete geçme alışkanlığımızı geliştiriyoruz.

MERYEM TEYZE İLE SON BULUŞMA

2012 yılında İzmir Ürkmez’de Ütopya Tatil Köyü’nde üç günlük bir dinlence yaparken, Meryem Teyzeyi de çağıralım diye Nurcan’la konuştuk. Sağlığı çok iyi olmamasına rağmen, “seve seve gelirim” diye davetimize cevap verdi. Bir akşamüzeri yemek yiyerek, rakı içerek ve sohbet ederek beraber olmayı görev bilmiştik. Meryem Teyze her zamanki ışıltısıyla geldi, hal hatır sorulduktan sonra “Bu buluşma benim için çok iyi oldu. Partinin içinde bulunduğu durum, gelişmeler, bundan sonra ne yapacağımızla ilgili sorularım var” dedi. Biz de elimizden geldiğince anlattık. Çok memnun oldu. Sevindi, çocuklarıyla birlikte olmanın sevincini yaşadı. Fedakârları ağırlamak, onlarla ilgilenmek, hatırlarını sormak, paylaşmak da bizim mutluluğumuz oluyordu. Bir yıl sonra Meryem Teyzeyi kaybettik. Cenazesine yetiştim. Bir özverili insanı daha uğurlamıştık. Ama o ve onun gibi özverili devrimci bir büyüğümüz, bize önemli bir miras bırakmıştı. Vermenin mutluluk olduğunu, yüreğimizde derinleştirmiş, gelecekte dünyanın insanlık birikimine özveri kültürünü armağan edersek Meryem Teyze’yi yaşatmış oluruz. Şimdi önümüzde bir görev daha var. Kanalımızı Digitürk’e sokmak. Kolları sıvadık. Ulusal Kanal’ı daha fazla insana ulaştırmaya var mısınız?

Son Dakika Haberleri