24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Padişahlığı bırakmak istedi! "Devleti gel sen yönet!"

Debdebeli ve şaşalı dönemlerinden borç batağına saplanan Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahlığı kim bırakmak istemişti? Osmanlı tarihinde devlet eliyle ilk tasarruf hamlesi neydi?

Padişahlığı bırakmak istedi! "Devleti gel sen yönet!"
A+ A-

Tarih, Abdülmecid'i "Osmanlı'yı Kırım batağına saplayıp borçlanmaya sürükleyen" padişah olarak kaydeder. Tanzimat'ın ilânıyla 1839'da tahta gelen Abdülmecid, yabancılara toprak satışından batılı emperyalist devletler adına Kırım'da savaşa girişmeye kadar birçok stratejik hataya imza atmıştır.
16 Haziran 1869'da 'Ecanibe Toprak Satışı' isimli kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanuna göre ecnebiler Hicaz vilayeti dışında kalan Osmanlı topraklarında mülk edinebileceklerdi. İddia odur ki, bu kanun Rothschild ailesinin Filistin'den satın aldığı topraklar için eşi bulunmaz bir kolaylık olmuştur. [1]
Öyle ki İngiliz ve Fransızlara haddinden fazla borçlanarak ekonomik iflasını ilan eden Osmanlı, Kırım'da âdeta Batı adına savaşmıştı.

Padişahlığı bırakmak istedi! "Devleti gel sen yönet!" - Resim : 1

"SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA"

Batılı emperyalist devletler, hem Rusya'yı Akdeniz'in dışında tutarak ticaret yollarının hakimiyetini garanti altına almışlar hem de hâli hazırda 'hasta adam' olan Osmanlı'yı iyice borç batağının içine çekerek yarı-sömürge bir devlet haline getirmeyi amaçlamışlardı.
1853'teAbdülmecid, Rusların Sinop baskınında şehit olan askerlerimiz anısına "SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA" yazılı madalyalar bastırarak Avrupa Devletler Konseyi üyesi ülkelere dağıttı.
Bunun sonucunda Avrupa, Osmanlı'yı borçlandırdı, sömürge haline getirdi ve parçaladı. [2]

26 Eylül günü hayatını kaybeden Türkiye'nin aydınlanma savaşçılarından duayen gazeteci Hıfzı Topuz'un "Abdülmecid- İmparatorluk Çökerken Sarayda 22 Yıl" adlı kitabında dönemin sosyo-politik duruma dair önemli analizler yer alıyor.
Buna göre padişah Abdülmecid, kardeşi Abdülaziz'e padişahlığı bırakacağını ve kendi yerine kardeşinin geçmesini istediğini söylüyor. Kitapta yer alan bir başka kayda değer ayrıntı ise, Abdülmecid'in borçlanmaya karşı olduğudur. Topuz, kitabında "Hünkâr borçlanmaya karşıydı ama daha fazla dayanamayarak devleti iflas batağına sürükleyen bu yola başvurulmasını onaylamak zorunda kaldı." diyor.
Gazeteci Hıfzı Topuz, adım adım borç batağına saplanan bir imparatorluğun yöneticilerinin trajik durumunu şu şekilde aktarıyor:
İlk olarak 24 Ağustos 1854'te Londra'da imzalanan bir anlaşmayla İngiltere ve Fransa'dan beş milyon altın borç alındı. Bu borca Mısır'dan gelecek yıllık vergi ile İzmir ve Suriye gümrüklerinin geliri karşılık gösterildi.
Bunu daha sonra 28 Haziran 1855'te Kırım Savaşı'ndan doğan masrafları karşılamak üzere İngiltere ve Fransa'dan alınan beş milyon İngiliz lirası borç izledi. Borçlarla bütçe açığı kapatılıyor ve faizler ödeniyordu. Bunlar da yetmedi, devlet Beyoğlu sarraflanndan yüzde 45 faizle borç aldı.

Padişahlığı bırakmak istedi! "Devleti gel sen yönet!" - Resim : 2

Tarihçi Cevdet Paşa o günlerde şöyle diyordu:

"Keşke Fuat Paşa borç işinde başarılı olmasaydı da, biz biraz kendi kendimizi toparlayabilseydik. Borç para bulup da hazine biraz rahatlayınca sefahata dalacağımız belliydi ve öyle de oldu."
Vekiller komisyonunun kararı üzerine yaymlanan bir fermanla, sadrazam ve vekillerin beş çifte arabaları terk ederek üç çifteye binecekleri ilan edildi. Kazaskerlerin ve yüksek rütbeli kipilerin üç çifteye, alt kademedeki görevlilerinde iki çifteye binmelerine ve daha alttakilerin hiç arabaya binmemelerine, elçilerin ise tek beygirli olanlara binmelerine karar verildi.
Padişah ertesi gün sadrazann TopkapI Sarayı'ndakabul ederek şöyle dedi:
"Beş çifteler bir müddetten beri yasak edihniş, siz de bu yüzden zahmet çekiyorsunuz. Beş çifteleri terk etmeyin. Hem bizi bu hale getiren beş çifteler değil başka şeylerdir."
Hünkârın bu sözleri üzerine devletin ileri gelenleri yine beş çiftelere bindiler.

"GEL DEVLETİ SEN İDARE ET"

Abdülmecit bu olaylardan çok sıkılıyor ve bunalımlara düşüyordu. İşte böyle günlerin birinde biraderi Abdülaziz Efendi'yi huzura çağırarak şöyle dedi:
"Bak birader,ben bu işlerden çok yoruldum, saltanatı sana devredeyim, devleti gelsen idare et."
Abdülaziz böyle bir öneri beklemiyordu.
"Aman efendim," dedi,
"Senin ne çektigini görüyorum.Lütfen merhamet buyur, bana bunu teklif etme."
Bu iş de tutmadı. Abdülmecit devleti yönetmekten kurtulamıyordu.


1- Talay, F., 2017 Yeni Mesaj, Osmanlı Devleti'nin yabancılara sattığı topraklar
2- Özakıncı, C., 2005, Türkiye'nin Siyasi İntiharı - Yeni-Osmanlı Tuzağı, Otopsi Yayınları, İstanbul
3- Topuz, H., 2009, Abdülmecid- İmparatorluk Çökerken Sarayda 22 Yıl, Remzi Kitabevi, İstanbul

Son Dakika Haberleri