'Pahalılığa karşı kooperatifçilik desteklenmeli'
Ülkemizde ve dünyada yükselen enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış dikkat çekiyor. Türkiye gıda enflasyonundaki yükselişle OECD ülke sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. 2020 ve 2021 yılı ilk üç çeyrekteki artışta, salgının etkisiyle ülkelerin korumacılık politikalarını artırmaları ve stoklama yarışı, gıda fiyatlarında küresel artışa neden oldu ve bu artış ülkemize de yansıdı. Son dönemde enerji maliyetlerindeki yükseliş, emtia fiyatlarındaki rekor düzeyler ve TL'nin değersizleşmesi de ithalat fiyatları üzerinden olumsuz bir etki yapıyor. “Özellikle sebze ve meyvedeki fiyat artışı, üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkının ve bunun yanında da kooperatifçiliğin daha çok konuşulmasına ve tartışılmasına neden olmaktadır” diyen KTO Karatay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Afşar, gıda enflasyonunu kalıcı şekilde düşürmenin yollarından birisinin özellikle tarım kooperatiflerinin yapısal iyileştirilmesi olduğuna dikkat çekti.
KÜÇÜK ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ
“Böylece kooperatiflerin tarımsal payı ve hacmindeki artış, fiyatları aşağı yönlü etkileyecektir. Kooperatifçiliğin bir boyutu da küçük üreticinin korunması ve desteklenmesidir” diyen Afşar, “Kooperatiflerin tarım politikalarında destekleyici yapılarının daha da etkinleştirilmesi gerekmektedir ki böylece üreticinin verimlilik artışı sağlanarak üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkı da asgariye indirilmiş olsun. Söz konusu fiyat farkında aracıların da etkisinin olduğu göz ardı edilmemelidir” ifadelerini kullandı. Üretimdeki atıl kapasitenin de minimuma indirilmesi, verimlilik artışı, üretim maliyetlerini düşürmek, tedarik zincirinde iyileştirme ve geliştirmeyi sağlamak, pazarlama marjını azaltmak gibi unsurların da diğer önemli noktalar olduğuna işaret eden Doç. Dr. Bilge Afşar, “Sonuç olarak tarım kooperatifleri üreticinin elde ettiği katma değeri arttırır, üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkını, piyasadaki dengesizliği azaltır. Hem üreticinin hem de tüketicinin zarar görmediği tarımsal sistem, gıda enflasyonunun istikrarlı bir şekilde ve uzun vadede düşmesini sağlayacaktır” dedi.
YEREL HAMMADDE VURGUSU
Öte yandan İstanbul Sanayi Odası (İSO) ise, “Gıda Ürünleri Sanayi” rehberini açıkladı. Rehberde, Avrupa Birliği’ne yoğun ihracat yapan Türk gıda sanayinin Avrupa Yeşil Mutabakatı'nda belirtilen düzenlemelerin devreye girmesiyle çeşitli riskler ile karşı karşıya kalacağı belirtildi. Rehberde, “Bu kapsamda, paydaşlarla ortak hareket ederek sağlıklı ve besin değeri yüksek ürünler geliştirmek, iklim değişikliğine dayanıklı sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak, sürdürülebilir ve yerel hammadde tedariki ile tarımsal uygulamalara odaklanmak, operasyonel mükemmellik, kalite, gıda güvenliği ve lojistik gibi alanlarda çevresel, sosyal ve etik koşulları takip etmek ve geliştirmek büyük önem taşıyor” ifadeleri yer aldı.